verimlilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
verimlilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Temmuz 2025 Pazartesi

TARIM VE GIDA! 070725

Tarım "bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması; ziraat, kültür" olarak gıda ise "yenilebilir beslenmeye elverişli besin" olarak tanımlanıyor.

Ülkemiz tarımda kendi kendine yeten ülke olarak biliriz. Zaman zaman spekülasyonlar yapılır, Hollanda örneği verilir, öldük bittik, şu bu ithal ediliyor denir ama bunlar kendi kendine yetme gerçeğini değiştirmez. Aksayan yönler mutlaka vardır, veremliliğin artırılması gereken pek çok alan vardır ama bu kötümser olmayı gerektirmez. Kaldı ki tarım ve hayvancılıkta ciddi bir destek var! Bunların üretime yansıması beklenir. İyileştirmeler yapılabilir. Bakanlık ziraat fakülteleri ve üreticiler el birliği ile güzel çıktılar ortaya koyabilirler.

Üreticiler aşırı ve kısa sürede kâr elde etme hırsı ile hareket ederek kalite ve sağlıklı üretimden ödün vermemelidir. Zira bazen çok kalitesiz ürünler, bazen aşırı tarım ilacı kullanılmış ürünler, bazen ihraç edilip bu sebeple iade edilen ürünler haber konusu olmaktadır. 

Ürünlerin üretici ile tüketici fiyatları arasında bir problem ve büyük bir fiyat farkı gerçeği var. Zaman zaman basına da yansıyor. Bu alana yoğunlaşıp adil fiyatlama, adil paylaşım konusunda bir çözüm üretilmesi gereği açık! Kimi aracıları suçluyor, kimi tekelleşmeyi kıramadığını söylüyor. Para etmediği gerekçesiyle ürününü döken üretici de haber konusu oluyor, tüketici fiyatlarının düşmesini engellemek için toplanan meyve sebzeyi çöpe döken toptancılar da! Bu konuda bir çözüm üretilmesi gerekiyor.

Bütün yükü çeken üreticiler daha fazla kazanmalı, daha adil bir pay almalı. Tarlada 2 lira olan bir ürün tüketiciye on katı fiyata 20 liraya satılıyorsa aradaki 18 lira çok da hak etmeyenlerin veya hak ettiklerinin çok fazlası birilerinin cebine giriyor demektir. Onun için adil fiyatlama ve adil paylaşım gerekiyor.

Kimi çözümü yeni bir hal yasasında görüyor ama ben asıl çözümü yasal düzenleme yanında insanda ve ticari ahlakta görüyorum! İkisi de denenmeli ve sağlıklı bir çözüm üretilmeli.

Meyve sebze de bir problem de israf! Üretilen meyve ve sebzenin en az %25 i tüketiciye ulaşmadan çöpe atılıyorsa, bu sürecin de ıslah edilmesi gerektiği acıktır. Çöpe atılan ürünlerin üretimi için harcanan emek, su, elektrik gibi kaynaklar heba oluyor demektir. Yazıktır üretimden tüketim sürecine kadar sağlıklı bir arz köprüsü kurularak bu zayiat asgariye düşürülmelidir.

Tarım ve gıda alanında daha fazla ve daha akıllı yatırımların olması gerekir. Çünkü hiçbir zaman önemini yitirmeyecek üç alandan biri tarımdır. Diğer ikisi insan ve hayvancılıktır. Bu alanlarda yapılacak akıllı yatırımların mutlaka pozitif getirileri olacaktır.

Her işte olduğu gibi, tarım ve gıda ürünlerinin üretiminde, pazarlanmasında ve fiyatlandırılmasında ahlaki değerlerin devrede olması gerekir. Verimlilik ve rekabetin mutlaka bu alanda ve her alanda, tüm Ülkenin gündemine sokulması gerekir. Şayet değilse, denetim ve kontrollerin etkin olarak yapılması mecburiyettir. Risk analizi temelli denetimler ve ulaşılan tespitlere göre tavizsiz yaptırımlar yozlaşmayı önleyecek, bu sektörde yatırım yapanların işletmeleri de da sürdürülebilir uzun soluklu olabilecektir. 

Bu konuda Tarım, Ticaret, Maliye bakanlıkları başta olmak üzere ilgili tüm bakanlık ve kurumların sorumluluklarını tam olarak yerine getirmeleri beklenir.

Tarım ve gıdaya ilişkin tespit, gözlem, analiz ve öneriler içeren, muhtelif tarihlerde alınmış, bazı notlarımız şu şekildedir:

2025:
1.Piyasada keyfi ve haksız fiyat artışlarını önlemek için sektörel makro denetimlerin yapılması şarttır! Haksız Fiat Artışı (HFA) bildirimi uygulaması gibi uygulamalar keyfi fiyat artışı için caydırıcı olmayacaktır.

Örneğin gıda sektörü, üretimden nihai tüketiciye kadar olan aşama, ilgili bakanlık müfettişleri aracılığıyla kolaylıkla incelenerek keyfi zam yapanlar kolaylıkla tespit edilir ve gerekli tedbirler alınabilir

2."Kuru soğan tarlada 1 lira markette 20 lira!"  Bu sakat sistem üretici ve tüketici dostu haline getirilmelidir!

3.Cami mesafesinde site ve apartman bahçe çitlerine asılmış onyedi ekmek poşeti saydım! Anlaşılan küflenmiş veya bayatlamış ekmekler! Ekmeğin israf edilmeden nasıl tüketileceğini lütfen öğrenelim. Dondurucuda saklamak bir yöntemdir. Çok büyük bir israf var!

4.Bayat ekmekler çöpe atılmadan da değerlendirilebilir.  "Çankırılı kadınlar bayat ekmekleri değerlendirerek yeni lezzetler ortaya çıkarıyor." (basından).

5.Evet 10 şubat 2025 ABB Halk Ekmek Fabrikası üretimi tam buğday ekmeğin fiyatının 12 liradan 15 TL'ye çıkarıldığını öğrendik!

6. Bir tır patates yol kenarına niçin dökülür? Tüketilebilir sebze ve meyvelerin çöpe, yol kenarlarına dökülmesini engelleyecek yasal boşluk varsa telafi edilmelidir, yasada düzenleme varsa gereği yapılmalıdır. İSRAFTIR, GÜNAHTIR!

"Yıldızeli Yiğitler köyünden whatsapp ihbar hattımıza gelen görüntülerde 1 tır patatesin yol kenarına döküldüğü görülüyor. İşte görüntüler." (basından-Büyük Sivas haber).

7."Hükümetten, hayvancılık alanında, genç girişimciler için destek geldi." (basın)

2024:
8.Evet, enflasyon aylık %6,7 yıllık %64,86 olarak çok yüksek olarak gerçekleşti! Bir problem var! Tedbir ve çözüm gerek! Misal, sebze fiyatları dünyada düşerken bizde niye arttı!

9.Günlük ekmek üretimi 130 milyon adet, %10'u çöpe atılırsa 13 milyon ve 10 TL den günde 130 milyon TL ve yılda 47,5 milyar TL çöpe gider! Öneri ya ekmeğinizi derin dondurucuda saklayın ihtiyaç kadar çıkarıp tüketin ya da ihtiyacınız kadar ekmek alın!

10.Site, bina kapılarına çitlerine asılan (atılan) bu kadar ekmek israfı üzücü! Eğitici reklamlar yapılabilir!

11.ABB Halk Ekmek zammı! "ABB Halk Ekmeğin ürettiği köy ekmeği/tam buğday ekmeğin fiyatı 9,5 den 12 TL ye arttırıldı" (Basın).

12.Ahlaki yozlaşmanın göstergelerinden biri: HİLE
"Aydında paketlenmiş bir ton kaçak domuz eti ele geçirildi!" (basından)

"2000'de Türkiye'ye sokulmak istenirken yakalanan ve "insan ve hayvan gıdası olarak tüketilemez" raporu verilen kaçak etlerden, önceki partilerinin satıldığı tespit edilmişti" (AN)!

Çare AHLAK ve DENETİM'dir. Enflasyonist ortamlarda para kazanma HIRSI taşıyanlar ve bu ortamdan yararlanmak isteyenler her türlü hilekarlığı yapabilmektedir. Bunlara fırsat verilmemesi için her kademedeki görevli işini DİKKATLİCE yapmalıdır!

13.Hile, sahtekarlık ve aldatma işlerine tevessül ederek helali harama çevirmemek gerekir!
"Süte su karıştırırken görüntülendi" (basından)

14.Tane hesabı balık aldık ama biri daha küçük! "BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE FARKLI FİYATLANDIRMA" yapılabilirdi!

Peygamber efendimiz (sas): “…Bizi aldatan, bizden değildir.” buyurmuştur. (M283 Müslim, Îmân, 164)

Ticari ahlak lütfen! Değmez!

15.Ankara'da simit fiyatı 15 TL olmuş! Simitçiler odası başkanı doğalgaz, elektrik, döviz vb maliyet artışını gerekçe gösteriyor ama bunların hepsinde artış yok, dolayısıyla simit zammını ve gerekçesini doğru bulmuyorum!

16."Türkiye buğday unu ihracatında açık ara lider!" (basından). 2000 li yıllardan sonra artış fevkalade. 

17.Tavuk üreticilerinin tekel ve fahiş fiyat uygulaması; fırsatçılık, keyfilik, spekülatif amaçlı ve rekabete aykırı, piyasa istikrarını bozmak değil midir? Rekabet kurumu inceliyormuş! Caydırıcı tedbirler gerek!

18.Rekabet Kurumu'nun beyaz et piyasasında faaliyet gösteren 10 firmaya yönelik yürüttüğü soruşturmada, LEZİTA, BEYPİLİÇ, KESKİNOĞLU ve ŞENPİLİÇ ünvanlı firmalar uzlaşma başvurusunda bulundu. Dört üreticiye yaklaşık 1,2 milyar TL idari para cezası uygulandı (Basından)

19.Bu kadar çok kâr ve fiyat değişimi mi var? İlgililerin dikkatine sunulur!

Semt pazarında sebze ve meyve fiyatları hayli yüksek! Bir pazarcının ifadesi şöyle; "abi Ankara'ya 2 kamyon ise sebze indir bir daire satın alırsın."

20."Osmaniye'de 70 dönüm soğan Eken üretici soğanları satamadığı için hayrına bedava dağıtıyor." (Basından) 

Markette ise soğanın kilosu 30 lira. Süreçte bir şeyler ters gidiyor! Çözüm üretmek gerek!

21.Taşrada kullanılmayan yapı kompleksleri ve binalar (misal eski öğretmen okulları, köy okulları, köy sağlık ocakları, koop binaları, yarım kalmış yatırım binaları vb.) tarım, meslek edinme, girişimcilik vb eğitim merkezleri olarak kullanılabilir.

22.Tarım Bakanlığının taklit ve tağşiş yapılan ürün listesine bakınca, bir süre özellikle; zeytinyağı, tereyağı, sucuk, köfte, süzme bal, kaşar peynirine ihtiyatla yaklaşmak gerekiyor gibi!

Kekik te de tağşiş? Dağ taş kekik dolu iken!

23.Tarım ürünlerinin dolayısıyla limonların stoklanması, dökülmesi, çürümeye terk edilmesi konusu araştırılarak tedbir alınmalı! 

"Markette kilosu 100 TL, üretici ise "Satamadım" diyerek çürümeye bıraktı" (basından)

24.Tarım kredi marketlerinin işletilmesinde bir problem var!

Mahalledeki TKK Marketinde in cin top oynuyor ve yanındaki BİM de en az yirmi kişi alışveriş yapıyorsa; bu rekabet edemiyor, müşteri çekemiyor, fiyatları ucuz değil demektir!

Gereği lütfen.

25.Tuzun, pirincin vb içine plastik karıştıranlara, hileli ürünleri piyasaya sürenlere, o ürünleri kendilerine (huni vb ile) yedirmek lazım! Ne dersiniz?

26."Üreticilerin fiyat kırdığı yumurtada bazı aracıların ve marketlerin daha fazla kâr amacıyla indirim bir yana zam da yaptığı ortaya çıktı." (basından). 

Gereği lütfen!

27. Denetim şart!: A101 de 5 TL ye satılan 1,5 lt su, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi kafelerinde 20 TL ye satılıyor! Fırsatçılık! Keyfi fiyat! Tamahkarlık!

2023:
28.İnsanın, sofrasına gelen bir ürünün, üretim-sofra sürecinde harcanan, tüm emek, gayret, zahmeti tefekkür edip, o ürünleri israf edememesi ve israfını önleyecek tedbirleri alması beklenir!

29.20 Mayıs Dünya Arılar Günü! Meyve, sebze ve kahvenin yanı sıra dünyadaki besinlerin dörtte üçü, arı, kelebek, böcek gibi polen taşıyan canlılar sayesinde elde ediliyor.

30.Ticaret, Maliye, Tarım Bakanlıkları, kabzımallar, fahiş kârlara çözüm gerek! İvedi HAL YASASI ve TİCARİ AHLÂK.

ATV nın haberine göre meyve ve sebze fiyatları tarladan hale gelene kadar normal, asıl fiyat katlanması zincir markette oluşuyor! 

Ekonomi ile ilgili bakan ve bürokratlar, gereğini yapın lütfen, daha fazla gayret, çözüm ve tedbir lütfen.

31.Evinizde tükettiğiniz meyve çekirdeklerini bir kutuda biriktirin, ilk/son baharda kır, bayır ve ormanlık alanlara serpin, ekin!

2022:
32.Ailelere duyurular yapılmalı ve evlilik öncesi adaylara ekmeklerin dondurucuda muhafaza edilip, ihtiyaç kadar çıkarılarak tüketilmesi öğretilmelidir. Bu uygulama ekmek israfını önler! Zira sokaklar oraya buraya asılmış bayat ekmek poşetiyle dolu.

33.Gıda Komitesi'nden etkili adımlar bekliyoruz, sebze fiyatları halâ çok yüksek..!

"Gıda Komitesi'nde gıda fiyatlarının seyri üzerine değerlendirmeler yapıldı. Toplantıda kış aylarında sebze fiyatlarında yaşanabilecek olumsuzluklar ele alındı." (basından).

34."Kameri aylar ve tarım; tohumlar ve fideler tarlaya kameri ayın 15'inden sonra ekilirse bereketli olur. Mahsül sağlıklı ve hastalıklı hastalığa dayanıklı olur. Keza bu dönemde kesilen ağaç da suyunu çekmiş olacağından daha sağlam olur." (alıntı)

35.Tarım desteklerinin yerine ve amacına ulaşması için! Ürün alımına iyi bir destek verilmesi çalışılsa!

36.Geliniz başta gıda olmak üzere karşılaştığımız bütün hileler ile mücadele edelim! Hile yapanlara itibar etmeyelim, deşifre edelim!

2021:
37."Üreticilerden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür. Depolarda kalan ürünlerini için kara kara düşünen üreticiler soğan ve patateslerin satın alınarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak olmasını sevinçle karşıladı." Üreticilerden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür - Ekonomi Haberleri EKONOMİ

38.Marketçilikte pek bir başarı sağlayamadılar! Bankacılıkta mı sağlayacaklar?

"Yeni bir katılım bankası kuruluyor. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri (Tarım Kredi), faizsiz sisteme dönüşüm için çalışmalarını sürdürüyor."(basından) 

39.Tarım! 
"2020 yılında yüzde 4,8 büyüyen tarım, son 3 yıldaki en yüksek büyüme rakamına ulaştı. Tarımsal hasılamız ise bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 333,3 Milyar liraya yükseldi ve Cumhuriyet Tarihinin rekorunu kırdı." (tarimorman.gov.tr)

40.Siyasi dehaymış Abdülhamid HanRabbim rahmetiyle muamele eylesin. İmar, eğitim, sağlık, tarım, ulaşım vb pek çok alanda yatırımlar yapmış. Lakin muhakeme yapamayanlar ittihatçıların algılarına kanmış ve onlar da liyakatsizlikleri ile koca imparatorluğu darmadağın etmişler. Aynı hatalar tekrarlamasın!

41.Gıda israfına son verelim! İsraftan sakınmak pek çok olumsuzluğu önler!

42.Cam kavanozda saklanan kuru fasulye de böceklenme; Niçin olur? Nasıl önlenir?

43.Gittikçe şişmanlıyoruz. Avrupa'da 1 inci, Dünyada 4 üncüymüşüz. TBMM Obezite ile Mücadele Yöntemleri ve Önlemleri Komisyonu raporuna göre her 3 kişiden 1'i obez. Kadınlarda: %40, Erkeklerde: %20. Az ye, infak et!

2020:
44.Haber de "Ayrıca salgın nedeniyle, etkinlik sahalarına gidemeyenlere, evlerinin etrafına veya site bahçelerine fidan dikmelerini teşvik etmek için talep edilmesi halinde bedelsiz fidan verilecek" dense de uğradığımız ilçe tarım müdürlüklerinin bundan haberi yok! @TCTarim trthaber.com/haber/yasam/ge…

45.Karpuz ve kavun aldım, 2 si de lastik gibi, köy kirazı dediler, hiç tadı yok, hiçbirinin meyve dokusu ve tadı yok, oysa görüntüleri çok güzel. Ticaretini yapanlar kazanıyor olabilir, ama müşteri memnuniyeti SIFIR!

Beklentimiz, isteğimiz, talebimiz; ağız tadıyla tüketilebilecek, sağlıklı ve güvenilir meyve, sebze ve sair ürünlerin üretilmesi ve satışa sunulmasıdır!

2019:
46.Başlıca israf kalemleri; ekmek, su, elektrik/enerji, araç, zaman, kıyafet, vb aslında her alanda israf var. İsrafa son!

Türkiye'de milli gelirin %15 kadar bir değeri israf ediliyor. İsraf bir davranış bozukluğudur. (İsrafı Önleme Vakfı)

47.Yerli Elektrikli Traktör hayırlı olsun. Tebrikler. "45 dakika şarj süresi,v1 şarj ile 7 saat aralıksız çalışma, 7 saatlik çalışma maliyeti: 20 TL, 105 beygir gücü,v% 95 yakıt tasarrufu." Tarım vazgeçilmez yatırım alanlarından biridir. Karar isabetlidir.

(Sahi elektrikli traktör projesi ne oldu? @TCTarim)

48.Onbir milyon fidan kampanyasını destekliyorum. Bireysel anlamda yapmaya çalıştığımız tohum/fidan/ağaç dikme kampanyasının ülke seferberliği haline dönüşmesi sevindirici bir durum.

49."Dut yaprağı, Allah'ın (cc) varlığının delilidir, zira aynı yaprağı; böcek yer ipek; koyun yer et, süt, yün; geyik yer misk; arı yer bal yapar" (İmam Şafii).

2018:
50.Yazıktır günahtır... İsrafın böylesi! "Günde tam 12 milyon ekmek çöpe gidiyor" (basından)

51.Stokçuluk yapanlar hakkında gereği yapılmalı. Üreticiden tüketiciye aracısız bir hat kurulmalı.

"Elimizde çok fazla patates soğan 0,50 kuruşa satıyoruz alan yok Nevşehir'deyim...elimizde mal var Patates 0.50 ! soğan 0.40 ! Pazarda 5-6 TL !" (Bir üretici-basından).

52.Ne oldu bize, niçin yozlaşma had safhada? Soğan ticaretini yapan stokçuluk yapıyor, taksici kısa mesafe yolcu almıyor, turistleri çarpıyor, ticaret erbabı türlü bahane ile zam yapıyor, sahi nerede ahilik, nerede ticaret ahlakı?

53.Ülkede bir kaç yıl içinde inşaat sektöründen, tarım, gıda ve hayvancılık sektörüne doğru bir sermaye akışı, dolayısıyla bu alanlarda yeni yatırımlar bekliyorum.

54.Hiç bir zaman önemini yitirmeyecek yatırım alanları; insan, tarım, hayvancılık!

55.Üniversitelerde; tarım ve hayvancılıkta ne yapacağını, nasıl üreteceğini bilen girişimciler yetiştirmeliyiz.

56.Ekmek israfı dahil, her türlü israfı sonlandıralım. Akşam üzeri üstelik iftar vaktinde çöpe atılan ekmek! İhtiyacın kadar al, yada, bozulmadan muhafaza etmesini öğren! İsraf etmeden tüketmeyi de öğrenmeliyiz!

2017:
57.Gıda da görüntü değil, lezzeti ve doğallığı, insanda da yine görüntüsü değil güzel ahlakı tat verir.

2016:
58.Arz güvenliği... "Sebze ve meyvelerde 'künye' bilgileri yer alacak"! (AA).

2015:
59.Mutluluk bazen içilen bir tas suda, bir ağaç gölgesinde, bölüşülen bir ekmek dilimindedir.

2014:
60."Tarım arazilerinin parçalanmasına son veriliyor" (basın)

61.Gıda ihracatında Rusya fırsatı akılcı ve iyi değerlendirilmelidir!

62.İstanbul'un su kemerleri, özellikle Vefa semtinde, şehzade camii altı, içler acısı, etrafı temizlenmeli gün yüzüne çıkarılmalıdır.

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.Ahilik, Odalar ve Ahilik Haftası (I-200917, II-220914)
2.Ağzımızın tadını bozmayın 050720
3.Değerler ekonomisi modeli! (öneridir) 071221
4.Verimlilik 231221
5.Üretim 251221
6.İnsana yatırım 030122
7.Ticari ve ahlaki yozlaşma ve piyasa istikrarının sağlanması 270322
8.Ekonomide zam terörü 020422
9.Ticaret 221022
10.Ahlâk 120723












25 Nisan 2025 Cuma

ÜLKE'DEKİ BAZI TEMEL PROBLEMLER 250425:

Türkiye kalkınmanın kulvarına girmiş ve epeyce yol almış iken, kalkınmanın tamamlanmaması için, geçmişte olduğu gibi yine birileri ve/veya bir takım görünmeyen eller devreye girmektedir. 

Geçmişteki kalkınma hamleleri; kimi zaman kalkınma yolunda ilerleme sağlanan sektörler/alanlar sekteye uğratılarak, kimi zaman girişimciler engellenerek, kimi zaman itibarsızlaştırılarak, kimiz zaman ticaret yasağı getirilerek, kimi zaman kaos ve anarşi ortamları oluşturularak, kimi zaman darbe yapılarak engellenmiştir. 

Bu engellemelere zemin oluşturmak için önce YALAN ve ALGILARA başvurulmakta akabinde ise fırsat bulunan her uygun ortam kaosa çevrilmek istenilmektedir. 

Şimdilerde de aynı yöntemler denenmektedir.

Peki ne yapmak gerekir

Devlet, kurumlar, halk ve vatandaşların bu durumların da farkında olmalıdır. 

Dünya siyaseti iyi izlenmeli, istihbarat, bilgi sahibi olma, ona göre tedbirler alma, yozlaşma hastalığına kapılmadan ilk günkü gibi işini şevkle yapma önceliklenmelidir. 

Kurum ve sistemde aksayan veya hastalıklı alanlar tedavi edilmelidir. 

Birlik şuuru ile hareket edilmeli, algı ve yalanlara, fısıltı haberlerine itibar edilmemelidir. 

İstihbarat yoluyla etki ajanlığı alanlarının oluşması engellenmelidir. 

Doğru haber kanalları rehavete kapılmadan, sürekli yenilenerek üstlerine düşeni yapmalıdırlar. 

Bazıları kamuoyunda da gündem olan ve dikkatimizi çeken, tekrar eden ve önemli gördüğümüz konulardan bazılarına dikkat çekmek isteriz:

1.Yalan! Algı! Dezenformasyon! Tarihte okuduk! Yalan haberler fısıltı gazetesi denen söylenti yoluyla çok çabuk yayılmakta algılar gerçeğin önüne geçebilmekte, pek çok hizmet ve başarıyı gölgeleyebilmektedir. 

Bu gölgeleme olduğu sürece, ne yapılırsa yapılsın bırak takdir etmeyi ağzıyla kuş tutanlar dahi eleştirilmektedir. 

Yalan ve algının gerçeğin önüne geçmesi üzüntü vericidir ve zarar vericidir. 

Özellikle yalan ve algı siyaseti boşa düşürülmelidir. 

Aksi takdirde ülke hatta İmparatorlukların felaketiyle sonuçlanabilmektedir. 

Yalan, algı ve dezenformasyonla etkili olarak mücadele edilmelidir. 

Bu mücadele yöntemlerinden bazıları; sağlıklı haber kanallarının oluşturulması, üretmektir, başarıya başarı katmaktır, özellikle belli merkezlerden yayılan yalan haberleri önleyecek istihbarat ve buna göre tedbirler almaktır!

2.Cezasızlık algısı! Yapanın yanına kalıyor algısı! Bu algılar, yasaların mutlak suretle uygulanması, cezalara indirim veya af getirileceği beklentisinin yıkılması, yani infaz ve uygulamanın tam yapılması ile  yok edilebilir.

3.Tedbirsizlik! Gelişmiş ülkelerde olmayan kazaların çokça olması! Tabii ki bunun sebebi yasal bir düzenleme varsa bunlara uyulmaması ve/veya tedbirsizliktir! 

Tedbir almayıp "nasılsa bir şey olmaz, bize bir şey olmaz" söylem ve düşünceleriyle hareket edip, bir kaza olduğunda da "ya böyle olacağını düşünmemiştik", "daha önce hiç olmamıştı" gibi tamamen boş bahane ve söylemler çare değildir

Çare olan; yasalara uyulması, yasaların uygulanması ve tedbirsiz iş yapmayacak bir zihniyetin oluşturulmasıdır.

4.Uzun Dava Süreçleri! Mahkemelerde dava süreçlerinin çok uzun sürmesi! Süre uzadıkça dosyalar kabarmakta, savcı ve/veya hakim değişmekte, süreçler tekrar yaşanmaktadır. 

Adaletin gecikmeden tesis edilmesi için tedbirler alınmalıdır. 

Davaları azaltacak ve davaların kısa sürede adil bir şekilde karara bağlanması için tedbirler alınmalıdır. 

Belki de bu tedbirlerden biri de "adalet şurası" yapıp esaslı bir "yargı reformu" yapılmasıdır.

5.Vergi Adaletsizliği! Tüketim ile gelir beyanı arasındaki muazzam orantısızlık çok açık olduğu halde, vergi denetimleri ve uygulamaları ile bu konular yeterince ortaya çıkmamakta vergi olarak kamuya dönmemektedir. 

Bu orantısızlık mali denetim tarafından dikkate alınmalıdır. Ticari işletmelerde "biri gerçek biri resmi iki adet muhasebe sistemi işliyor" konusu olgu ise gereği yapılmalı, algı ise bu algı kırılmalıdır. 

Vergi reformu bir ihtiyaçtır. 

Bu reform yaygın ve gönüllü ödemeyi teşvik edecek düşük vergi oranları, vergi mükellefi ile birlikte muhasebecisinin müteselsilen sorumlu tutulması, risk analizi bazlı denetim gibi konuları da içermelidir. 

6.Liyakatsizlik! Liyakati olmayan kişilerin belli görevlilere seçilmesi veya atanması! Bunda seçenin ve atayanlar kadar, seçilenin ve atananın da vebali vardır! O halde çeşitli görev ve vazifelere talip olanlar ehliyetlerine göre talepte bulunmalı, bu talepleri değerlendirenler de bu hususu gözetmelidirler. 

Liyakat denince genelde bürokrasi akla gelse de siyaset ve her alanda söz konusudur. Sicillerinde hiç bir başarı olmayan kişilere bürokrasi, siyaset vb hiç bir alanda prim verilmemelidir. 

Bu kişiler de kendilerine beş on beden büyük elbise giymeye kalkmamalıdırlar. Yapamayacakları makamlara talip olmamalıdırlar. Önce olumlu yaptıkları işlerle kendilerini ispatlamalıdırlar.

Liyakatsizliklerini lobi faaliyetleri, sloganlarla vb bir şekilde kapatma, çeşitli kavram veya sloganları kendine kalkan yapma çabası güdenlere itibar edilmemelidir.

7.Gizli işsizlik! Maalesef çalışıyorum veya işe gidiyorum deyip çalıştığı kurum veya şirkete hiçbir katkısı olmayan sadece maliyet yükleyen kişiler az değildir. 

Bunlar mutlaka üretken hale getirilmelidir. 

Bunun için kişilerin vicdani muhasebe ve denetim yapmalarını sağlayacak farkındalık eğitimleri yapılabileceği gibi performans esaslı ücret verme gibi konular da düşünülmelidir.

8.Verimsizlik! Verimlilik konusu imalat, sanayi, tarım, bürokrasi (askeri, yargı, sivil), siyaset, gibi hayatın her alanında hayatımıza girmelidir. 

Şayet bir fabrika ise üretmek yetmez, sürdürülebilir olması için; üretim verimli mi, verimsiz mi ona bakmak gerekir. Siyaset te öyledir. 

Bürokrasi ise yapılan işler, vizyona ve çıktısına, tarım ise harcanan ile elde edilen ürüne, keza hayvancılık, keza sulama yatırımları her alanda maliyet fayda analizi mutlaka yapılmalıdır. 

Bunun için ölçülemeyenleri de ölçülebilir hale getirerek maliyet çıktı hesabı mutlaka yapılmalı ve verimliliği arttıracak adımlar atılmalıdır.

9.Ahlaki Yozlaşma! Maalesef eğitimsizlikten veya sorumsuzluktan veya yozlaşmadan veya şımarıklıktan veya şükürsüzlükten veya hasetten veya kıskançlıktan veya hırstan veya kibirden veya tamahtan veya bilmediğimiz bir şeyden kaynaklanan bir ahlak zafiyeti var! 

Bu zafiyet bireysel, aile, toplumsal, ticari, eğitim, siyasal vb hemen hemen her alanda bir şekilde tezahür ediyor. Ahlaki yozlaşma israfı, sorumsuzluğu, farkındasızlığı kısaca her alanda yozlaşmayı getirmektedir! 

Misal enflasyonist ortamı körükleyerek bundan rant elde etme çabasında olmak, keyfi zam yapmak, stokçuluk, fırsatçılık ticari ahlak zafiyetidir.

Keza Batının aparatı olan veya batının aparatlarının hamiliğini yapan siyasi partilerin veya siyasetçilerin ortaya çıkması yozlaşmanın işaretidir.

Her şeyden şikayetlenme ve şikayet döngüsü ahlaki yozlaşma belirtisidir.

Tekeri çevirmediği halde çeviriyormuş gibi yapmak üretmediği halde üretiyormuş gibi yapmak ahlaki yozlaşmanın tezahürüdür.

Ahlaki değerlerin tesisi aile, okul, çevre alanlarında ve bireysel anlamda ihmal edilmemelidir.

10.Öz güvensizlik! Yıllarca toplumun özgüveni; "biz yapamayız", "biz üretemeyiz", "biz başaramayız", "bizden bir şey olmaz" gibi algılar ile törpülenmiştir.
 
Oysa bir şey icat etmek, yapmak, üretmek, başarmak ve bir şey olmak kimsenin, hiçbir ülkenin, hiçbir devletin tekelinde değildir. 

Bir şey icat edenler, yapanlar, başaranlar, bir şey olanlar; çalışanlardır, çabalayanlardır, gayret gösterenlerdir. 

O halde ihtiyacımız olan her türlü akıl ve beden tembelliğini terk edip çalışmak, gayret etmek, çabalamaktır. Elde edilecek başarılar öz güveni yeniden getirecektir. Tarihi misyonu tekrar kazandıracaktır. 

Bütün bu olumsuzluklar maddi ve manevi kalkınma ile aşılacaktır. Kalkınma bu tür olumsuzlukları tümden yok etmese dahi minimuma indirecektir.

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.Terk edilmeli! 120225
2.Zamlara "Standart Oran" Önerisi! 170125
3.Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri 140824
4.Tasarruf tedbirleri 180524
5.SADELİK 031223
6.Fitnecilik, Fesatçılık, Psikolojik Harp! 090923
7.Çünkü KALKINMA gibi bir beklentimiz var 240723
8.Ahlâk 120723
9.Avrupa Birliği (AB)! 210423
10.Sanayide üretimleri engellenenler! 170323
11.Çözüm, çözüm odaklı olmak 131122
12.Adalet 041122
13.Kalkınma-II 271022
14.Liyakat (yine, yeniden, her zaman) 181022
15.Üretim! Üretim! Üretim! 061022
16.İstihbarat! 090822
17.Ekonomide zam terörü 020422
18.Değerlere yabancılaşma, yabancılaştırma! 110322
19.“Efendim Yukarısı İstemiyor! (mu?)” 250222
20.Zihinsel Dönüşüm 280122
21.Vergi reformu 271221
22.Verimlilik 231221
23.Kurum ve Liyakat (Yükselme, Duraklama, Gerileme) 121021
24.Yönlendirme ve Algılara Dikkat! 051021






10 Kasım 2024 Pazar

KATKI 101124:

Hayata olumlu bir katkımız olsun diye, "katkı" ile ilgi bazı notlarımız, gözlem, tespit ve önerilerimizi bu yazımıza konu ettik. Yazıda "katkı"  kelimesini "bir işin yapılmasına, gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile katılma; yardım, pay" anlamında kullandık. Olumlu yöndeki tüm çabalar ile olumsuz olan hal tavır ve davranışları önleyecek çabaları da kastettik. Toplum olarak genelde şikayet eden ama, çözüme katkı sunmaktan imtina eden bir toplumuz! Bunu tersine çevirmek herkesin yararınadır. Bunun için de "katkı" sunmak istedik.

2024:
1.İnsanlık ve savaş suçu işleyen İsrail'e karşı Güney Afrika Cumhuriyetinin cesur ve onurlu çıkışını takdir ediyorum. Desteklenmelidir, katkı verilmelidir, insanlık ve savaş suçu işleyenler mutlaka cezalarını çekmelidirler.

2.Olaylara; makro açıdan analitik yaklaşarak, araçtan çöp atmayarak, piknik yerlerini çöpe boğmayarak, çöpleri çöp kutusuna atarak, kalkınma yönünde; çalışarak, maddi, manevi, fikri vb her alanda üreterek, hoşgörü yanında nezaketi koruyarak, Ülkeye Bir Katkım Olsun.

3.Olumlu olmak, olumlu düşünmek ve olumlu bakış açısının, insana katkı sağladığını, kendisini ve çevresini pozitif kıldığını, insanın kalkınmasını, gelişmesini ve ilerlemesini sağladığını unutmayalım.

4.Çalışan, üreten, çabalayan, eser ortaya koyanlara bir kulp bulanlar; lütfen siz de bir şeyler üretin, bir çabanız, bir faydanız, kalkınmaya olumlu bir katkınız olsun.

5.Çevrenizdeki olaylara; yapıcı ve çözüme katkı sunan tepkiler verin. Çevrenizdeki olumlu olaylara destek tepkileri verin. Böylece olumlu davranışlar ve olumsuz davranışlardan fazla olsun.

6.Belediyeler; güvenli, kaliteli ve konforlu toplu taşımacılığa öncelik vermelidirler. Bu tercih trafik ve park problemine de katkı sağlar. Ancak maalesef normal zamanda arıza veren, kaza yapan, yanan; yağmurda ilk aksayan toplu taşıma araçları olmaktadır.

2023:
7.İnsan muhasebesini yapmalıdır; işgal ettiği her koltuk ve her makama veya taşıdığı her unvan ya da etikete KATKI mı sunuyor, yoksa MALİYET mi yüklüyor? Katkı sunmalıdır.

8.Mazlumun yanında, zalimin karşısındayız! Orantısız savaşa hayır! Savaşa değil çözüme katkı sunmak gerekir!

9.Hal, tavır, söylem, eylem ve davranışlarımız; Ülkeye, topluma, dünyaya, insanlığa "bir KATKI sunsun".

10.Rabbim, çalışan, üreten ve kalkınmaya katkı sunanların yâr ve yardımcısı olsun, yalan, algı ve mandacı zihniyete fırsat vermesin!

11.Ülke akademisyenlerden; keşif, icat, katkı bekler! "2022'de akademisyen sayısı:184.702. Bunların 32.185'i profesör, 20.144'ü doçent, 41.484'ü doktor öğretim üyesi, 38.392'si öğretim görevlisi, 52.497'si araştırma görevlisi olarak çalışıyor." (Kynk:YÖK).

12.Ülkeye, Ülkenin sağladığı imkanlar ile edindiği zihni ve maddi sermayeyi alarak Ülkeyi terk edenler değil, çalışarak üreterek Ülkeyi güzelleştirme çabasında olan beyinler lazım. Zira onların gayreti kalkınmaya gelişmeye refaha katkı sağlar, terk edenlerin değil!

13.Suriye iç savaşında çokça eleştirdiğim Türkiye'nin TV'lerini Gazze konusunda tebrik etmem gerekir, gerçeklerin ortaya çıkasında katkıları vardır.

14.İş hayatında; çalışmak, üretmek, katkı sunmak, ortaya ürün çıkarmak amaç olmalı, istihdam olmak, bir iş, şirket sahibi olmak, bir etiket almak vb... ise araç olmalıdır!

15.İş sahibi olan herkes, "ben, bu gün ne ürettim, ne katkı sundum, ne fayda sağladım, kazancımı hakkettim mi?" gibi soruları kendisine sormalı ve cevaplar olumsuz ise olumluya çevirmeye bakmalıdır!

Misal; üretmeyen iş sahipleri, gizli işsizler, çalıştıkları (!), yönettikleri (!), kuruma katkı değil sadece maliyet yüklerler,

İşe gidip, bir işin ucundan tutar gibi yapıp hiç iş üretmeyenlerin katkıları sıfırdır, aslında gerçek manada hak edişleri de sıfırdır!

16.Maalesef deprem felaketinde de; katkı sunmayanlar, yalan söyleyenler, algı oluşturanlar, ihmali olanlar, suçlular da aynı şeyi yapıyorlar, yani sadece suçluyorlar!

17.Özlemimdir; "kalkınmış insan", "kalkınmış toplum", "kalkınmış devlet" ve buna herkes katkı sunabilir, sunmalıdır da!

18.İnsan öncelikle kendisini, kendi varlığına katkıda bulunan şeyleri sever.

19.Din sadece akıl ve zihin ile anlaşılmaz. Onun anlaşılmasında kalbin de büyük katkısı ve payı vardır (İhya).

20.Sivas'ta iki üniversite bulunmaktadır; Cumhuriyet Üniversitesi ile Bilim ve Teknoloji Üniversitesi. Özellikle saha çalışmaları ile ülkeye ve Sivas'a katkı sunmaları beklenir.

21.Maddi ve manevi kalkınmayı tamamladığımızda, emperyalistlerin, ABD'nin, Batı'nın bu tür oyunları artık işlemeyecek, terör örgütleri de kalmayacak herkes aklıselim dairesinde işiyle uğraşacak kalkınma ve refaha katkı sağlayacaktır.

22.AB’nin oyalayıcı tutumunun ülkenin kalkınmasına olumlu ve tetikleyici katkısı olmasını dilerim.

23."Mülteci istemiyoruz!" diye bağıran bu konuda Akdeniz'i mezarlık haline sokan AB ülkelerinin de katkı sunmaları beklenir!

24.Ülkeye hiç bir katkısı olmayacağı çok açık olan insanları, sürekli gündemde tutan ve alternatif gibi sunan güçlere, "her halde dalga geçiyorlar" diyerek kızıyorum! Ama bu dayatmaya inanan kitleyi görünce de üzülüyorum!

25.40 yıldır devam eden terörün bitirilmesinde önemli katkısı olan İHA SİHA"lar ile JÖH ve PÖH'ün bağlı olduğu kurumların hedef seçilmesi manidardır!

26.Altılı muhalefetin yapmak istediği, 2018 de yaptığının aynısı! Yani plan ve proje vb ile yarışarak değil de, rakibine kaybettirerek kazanmak derdinde! Bu tavır doğru değil! Ülkeye ve topluma bir katkısı olmaz! Doğrusu aday, proje, programla, yapacaklarınla yarışmaktır!

27.Hazırlık (proje) olmayınca kimin aday olduğu da çok önemli değil, çünkü önce sağlam temel lazım. Kaldı ki, kazansalar dahi, korkarım sadece sermayeden yiyecekler, ülkeyi kalkındıracak refaha götürecek katkı sunacak çabaları görülmeyecek! Aynı bazı belediyeleri gibi!

28.Muhalefet proje üretemiyor, çoğu zaman toplumun değerleriyle çatışıyor, kalkınmaya katkı sağlayacak ciddi bir çıkışları olmuyor, vizyon yok. Böyle giderse belki iflas! hatta konkordato! Olabilir!

29.Kendi çabası, gayreti, vizyonu, liyakati ile değil de, rakibinin bir şekilde devreden çıkması ile ipi göğüsleyen, yarışı başarılı bir şekilde kazanmış sayılmaz, kazansa dahi kalkınmaya bir katkısı olmaz. İnanarak, proje üretmek, çalışmak, yorulmak gerek.

30.Sürekli algı oluşturmak ve bunun gerçek olmadığı ilgililerce ispatlanınca, yeni algılarla bunu sürekli tekrarlamak, siyaset yapmak değildir, doğru da değildir! Bezdiricidir! Algıların kimsenin refah artışına da bir katkısı yoktur!

31.Dün aynı kapı aparatı için üç ayrı satıcının verdiği fiyatlar; 75 tl, 30 tl ve 150 tl. Bu kadar fark olmaz, fiyatlarda keyfilik devam ediyor! Piyasa istikrarı için satıcılar da katkı sunmalı! Kimse kendi ayağına sıkmamalı!

32.Piyasanın istikrara kavuşmasına katkısı olan ticaret erbabına ödül, plaket ve yatırım, vergi ve işlemlerinde kolaylıklar getirilerek vb şekillerde teşvik edilmesi piyasayı düzeltici ve istikrarı sağlayıcı etkiler sağlayacaktır.

33.Ülkeye pek çok eser kazandıran ilmi siyaset dehası Sultan Abdülhamid'i kim sevmez? Biz üretenleri, ülkeye katkı sunanları severiz.

2022:
34.İlk milli firkateyn suya indi. Katkısı olan herkesten Allah razı olsun. Bu güne kadar niçin üretilmedi? Oysa ürettikçe kalkınırız.

35.Ülke kalkınırsa, bu gün gündem olan ve topluma katkı sağlamayan pek çok konu (slogan, dizi, film, parti, STK, vb) kendiliğinden ortadan kalkacaktır. O halde geliniz gayretimiz, maddi ve manevi alanda kalkınmayı tamamlamak yönünde olsun.

36.İyi bir eğitim alan çocuk hayatı boyunca topluma faydalı, katkı sağlayan, yük bindirmeyen ve kalkınmayı sağlayan bir fert olurken, eğitilmeyen veya iyi eğitilmeden yetiştirilen çocuğun ise hayat boyunca topluma yük bindiren, zarar veren bir fert olma ihtimali yüksektir.

37.Kafkas cumhuriyetleri kendi aralarındaki sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkileri en ileri düzeye taşımalıdırlar. Tüm Kafkas kökenliler de bu ilişkilerin kurulmasını engelleyecek, kurulmuş ilişkileri zedeleyecek söylemlerden kaçınmalıdırlar. Tam aksine bu ilişkileri arttırmaya katkı sunmalıdırlar.

38.Ev hanımları, ekonomiye, işe gidip iş üretmeyen veya gizli işsizlerden çok daha fazla katkı sağlıyorlar.

39.Ailede huzursuzluk söz konusu olduğunda eşler veya aile üyeleri tepki veya yaptırım yada ilgiyi başka şeylere yöneltme cinsinden bazı davranışlar sergilerler. Bu davranışlar huzura katkı sağlamadığı gibi huzursuzluğun artmasına da sebebiyet verir.

40.İnsanlar yapabileceklerini değil, yetki ve erki başkasında olan konuları, yani kendilerinin yapamayacakları konuları konuşuyorlar! Kalk bir ağaç dik! İki bitki yetiştir! İş üret! Bir katkı sun!

41.Her üretim, yatırım ve kalkınma hamlesine, muhalefet veya muhaliflik yapanların şunu anlaması lazım; Ülkenin birinci önceliği (maddi ve manevi olarak) kalkınmadır. Ona katkı verelim, herkesin yararınadır!

42.Sadece Cumhurbaşkanı ve bir kaç bakan değil, tüm bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar ve muhalefet ülkenin kalkınması için çalışmalı, üretmeli, katkı sunmalı! İktidar ve muhalefette de; eyyamcı, çalışmayan, ehil olmayan ve üretmeyenler ise liyakat ehli ile değiştirilmeli!

Topluma sadece maliyet yükleyen ve herhangi bir katkı sunmayan, hayatın her alanındaki (sanat, siyaset, bilim, akademi, spor, bürokrasi vb)   eyyamcı (günü gün eden, üretmeyen) insanlara prim verilmemesi, dolaylı da olsa kalkınmaya bir katkıdır.

43.Kurumlarda (kamu, özel, banka, KİT, İDT vb), "fonksiyonel olmayan", "yönetim kurulu üyelikleri" ve "üyeleri" gözden geçirilmelidir. Fonksiyonel olmayan, üyelikler lağvedilmelidir. Kuruma hiç bir katkısı olmayan, konu ile ilgili liyakati olmayan üyeler de üyeliklerden alınmalıdır.

44.Tüm ekonomi aktörleri (tacir, tüccar, üretici, tüketici vb), ekonomi ile ilgili tüm çevreler (bakan, bürokrat, akademisyen vb), enflasyonun düşürülmesi için çaba göstermeli ve çözüme katkı sunmalıdırlar!

45.İyi insan, suya sabuna dokunan ve adaleti tesis edenlerdir, hakkı gözetenlerdir, işini iyi yapanlardır, işleri iyi yaptıranlardır, ülkenin ve toplumun kalkınmasına katkı sağlayanlardır, işin bir ucundan tutanlardır.

46.Pek çok akademisyenin, ekonomistin paylaşımına bakıyorum, çözüm ve ülkenin önünü açacak bir öneri içermediği gibi, olumlu da değil! Klasik ezber tekrarı; faizi yükselt gibi! Oysa hepimizin derdi kalkınmayı tamamlamak için bir katkı sunmak olmalıdır!

47.Isparta Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, milli mücadelede önemli katkıları olmuş bir cemiyettir. Karar Defteri 1919 da tutulmaya başlanmıştır. İşgal aleyhinde mitingler düzenlemiş protestolar çekmişlerdir.

48.Gerçek tarihi bırakıp algı üzerinden, "dar anlamda paslaşma ve sataşmalar" topluma katkısı olmayan kısır bir döngüdür, mutlu körlüktür, “kendi çalar kendi oynar” cinsinden.

49.Kendisine, ailesine ve topluma katkısı sınırlı ve hatta sıfıra yakın olan insanların; ülkeyi, İslam'ı, insanlığı, dünyayı vb kurtarmaya dair fikir ve paylaşımları hayret verici! 

Oysa iktisat bilimi “Kişi Kalkınırsa Ülke Kalkınır” diyerek bu konuda uyarı yapmış!

50."Adıye Kültürü" isimli kitabımızın tanıtımını yapan KAFFED'e, çalışmayı yapan Yemuz Nevzat Tarakçı'ya, imza günü düzenleyen "Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı"na, "Şimali Kafkas Derneği"ne, okuyuculara, katkı sunan herkese çok teşekkür ediyorum. Kitabın faydalı olması ve yazacaklara vesile olması dileğiyle.

51.Biri bir şey yapsın da eleştireyim anlayışını terk et! Sen de bir şey üret, bir katkı sun.

52.Macron sen kendi ülkenle ilgilen, mesela; Fransızların refahını arttıracak projeler geliştir. Avrupa Birliğinin gelişmesine katkı sun. Savaş ekonomisine değil, barışa ve dünya ticaretini arttırmaya kafa yor.

53.Üniversitelerimizi iyileştirmeyi öneririm, böylece, biz talebe göndereceğimize dışarıdan binlerce talebe gelir. Zira Tanzimat'tan beri dışarıya talebe gönderiliyor ve kalkınmaya katkısı konusunda fayda/maliyet analizi yapılmalı!

54.Her bir şeyi bahane ederek, İslam'a ve Müslümanlara saldıran Ülkenin diğer insanları, siz neye inanıyorsunuz? Yanlış hedef seçiyor ve konuları saptırıyorsunuz! Şikayetiniz hangi işle ilgili ise ona yönelin, çözümüne bir katkı sunun!

55.Maalesef, bürokraside ve siyasetteki bazı insanlar, gündüz yanan lambalar gibidir. Topluma hiç bir katkı sağlamazlar sadece enerji(nizi) tüketirler. Şayet arıza var mı, işe yarar mı diye deneniyorsa süreyi kısa tutmak gerekir!

56.Türkiye, Pakistan ve Afganistan üçlü toplantısı, başta Afganistan olmak üzere bölgedeki barışı temin etmeye katkı sağlayacaktır. Çünkü BM etkisiz kalıyor.

57.Barış, kardeşlik ve dostlukların geliştirilmesi, insanlığın huzuruna katkı sağlar. Dürüst ve samimi yönetimlerle dünya barışının temini zor değildir. "Dünya Barış Günü."

58.Sosyal medyada bazı kıt akıllıların yapacağı en doğru şey "ya olumlu bir katkı sunmaları, ya da susmalarıdır." Aksi halde zarar veriyorlar.

2021:
59.İşimizi en iyi şekilde yaparsak kalkınmaya katkı sağlamış oluruz.

60.Coğrafi keşiflerde bulunan ülkeler keşfettikleri yerlere insanlık adına bir katkıları olmamıştır. Tam aksine keşfettikleri topraklar üzerinde yaşayan insanlara huzursuzluk ve zulüm götürmüşler, yağmalamışlar, altınlarını almışlar, insanları katletmişler ve köleleştirmişlerdir.

61.Muhalefet proje üretmiyor! Toplumun değerleriyle çatışıyor, kalkınmaya katkı sağlayacak ciddi bir çıkışları yok, vizyon geniş değil!

62.Hayatımızdaki boş işleri, boş konuşmaları terk edelim! Zira bize, hiç kimseye ve hiç bir şeye bir katkısı yoktur!

63.Sadece şikayet etme, katkı sun! Hayatını ona, buna, devlete, yöneticilere, kurumlara, amire, memura, eşe, dosta, komşuya, çocuğa, ebeveyne vb kızmakla geçirenler; bırakın bunları, şikayetlerinizi bitirmek istiyorsanız bir işin ucundan tutun, mesela iyi bir çocuk yetiştirmeye bakın, iyi bir insan olmaya bakın!

64.İşe giden herkes; mesainin kaç saatini işle uğraşarak geçirdim? Bunun çıktısı ne oldu? Ne ürettim? Benim işe gelmemin üretme bir katkısı var mı? Yoksa sadece maliyet mi yüklüyorum? Gibi soruları kendisine sormalıdır.

65.Piyasadaki olumlu gelişmelere rağmen, haberlerde veya tartışma programlarında (çoğu ekonomist) negatif yorum yapanların, bu tavırlarını ahlâki, etik bulmuyorum! Söylediklerinin vebali var! Piyasa bozucu etkisi var! Susmak veya katkı sunmak varken!

66.Merhum Necmettin Erbakan, dönemdaşlarına göre çok daha fazla bilgi, proje yüklüydü. Maalesef onun üretim faaliyetleri de, ülkede yerli üretimi her zaman engelleyen ama görünmeyen lobilerce, laiklik bahane edilerek engellendi. Yine de yerli üretime çok katkısı oldu, Rabbim rahmet eylesin.

67.Bazı paylaşımlar sürekli başkalarına endeksli, kendisinden bir katkı yok. Tıpkı, hiç vergi ödemeden tümünü yansıtan tüccar gibi.

68.İş hayatında; ne kadar rahat olduğu, ne kadar az iş yaptığı vs gibi üretimsizliklerle değil, ne kadar iş, katkı, fayda sağladığıyla övünmeli insan.

Aldığını hak etmeli, hak etmediğini almamalı. Esasında alınan ve alınmaması gerekip alınan her bir ücretin, keza yapılan ve yapılması gerekip yapılmayan her bir işin sorumluluğu var! Sorumluluk ateşten gömlektir! Hesabı var! Vebali var!

2020:
69.Ben yine bir hatırlatma yapayım, siz, siz olun bir iş yapacağınız zaman önce Allah (cc)’a sonra kendinize güvenin, katkı sağlayan olursa ne ala!

70.Bir insana iyi diyebilmek için onun insanlara, insanlığa ve topluma olumlu katkısına ... bakmak gerekir.

71.Senelerce ülke kalkınmasına hiç bir katkısı olmayacak şekilcilikle uğraşıldı, ürünler hatta davranışlar sadece ya batıdan ithal edildi veya batı taklit edildi.

72.İlgili tüm taraflara tasarrufun, kaynağın üretime gitmesini sağlayacak bir model, yapı oluşturmaları içim çağrı yapıyorum: “Bu konuda ÜNİVERSİTELERİMİZ'İN (iktisat, ekonomi, yatırım, işletme vb fakülte ve bölümleri), İKTİSADİ STK'larının (TOBB ve üyeleri, KESK ve üyeleri gibi), DÜŞÜNCE KURULUŞLARI'nın da katkı sağlaması beklenir.”

73.Kalkınmaya katkı sunan, hizmetleri ile ön plana çıkan belediye başkanları tercihimdir.

74.Otuz yıldır çözülemeyen Karabağ sorunu çözülünce, Macron niye ortaya çıkmaya çalışıyor? Ayrıca Minsk grubu Karabağ konusunda şimdiye kadar ne yaptı, çözüme ne katkı sundu?

75.Üniversiteler daha fazla sahaya inmeli ve toplumun hayatına, gelişmesine, kalkınmasına daha fazla katkı sunmalıdırlar. Çok şey tekrar ve güncel olmayan teorik bilgiler veriliyor gibi. Durağan değil, araştırmacı ve dinamik üniversiteler kalkınmaya katkı sağlar.

2019:
76.Yapımcılar, senaristler, oyuncular vb yanı sıra, seyirciler ve izleyiciler de tv yapımları konusunda sorumlu davranmalı, maddi ve manevi kalkınmaya katkı sağlamalıdırlar.

2017:
77.Çevre ve ailelerin yapıcı katkı sunmaları evlilikleri kolaylaştıracaktır.

78.Fazladan alınan her evin, her dairenin betonlaşmaya katkı sağladığını unutmayın!

2016:
79.
Hızlı kalkınma ve gelişme için bırakabilme kültürünü yerleştirmeliyiz! STK başkanları, siyasiler vb. işgal ettikleri koltuklara artık bir katkı sunmuyorlar ise bırakabilmeli, usandırmamalı. Bıraka(bile)nlar ise bilgileriyle ağabeylik yapmalı, tecrübeleriyle katkı sunmalıdırlar.

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ 
blog adresindedir:

1.İŞ HAYATI, 200823
2.Analizler-III (kalkınma) 111221
3.Sağlıklı Aile Kampanyamız (Bir Sosyal Deney) 270520






14 Ağustos 2024 Çarşamba

Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri 140824:


Bu yazımızda Ülkede son yirmi yıldır gerçekleştirilen sessiz reformlardan bazılarından bahsedip, bunlar için yapılan haksız söylemleri örneklendirip son başlıkta da yapılması gerekli bazı reformlara değineceğiz.

Son yirmi yıldır yapılanları kimileri takdir etti, kimileri itibarsızlaştırma gayretinde oldu, kimileri görmezden gelmeyi seçti.

Üreten, ürün ortaya koyan herkes (insan, kurum, hükümet, devlet vb) eleştirilir. Ürünleri ve yaptıkları eleştirilmeyenler hirç bir şey üretmeyenler, hiçbir şey yapmayanlardır. Bunların sadece tembellikleri, üretimsizlikleri, vizyonsuzlukları eleştirilebilir.

Haklı eleştirilere kimsenin bir diyeceği olmaz. Ancak her şeyi olumlu ve çok iyi olan uygulamaları, ürünleri eleştirmek vicdana sığmaz, haksızlık olur, zulüm olur. Ki bu durum insan oğluna “Ağzınla kuş tutsan yine eleştirirler” sözünü dahi söyletmiştir. 
...

1.Sessiz reform ve üretimlerin bazıları:

-Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Geçmişte birbirleriyle didişen kurumlar artık daha fazla eşgüdüm içinde çalışır oldu. İstikrar geldi. Ülke insanına özgüven geldi.

-Darbe girişimleri önlendi. Vesayetçi sisteme, darbe yaptıranlara ve yapanlara artık yeter, dur denildi. Ordu asli işlerine döndü.

-Ülke içinde terör bitirildi. Hatırlayın her gün onlarca şehit haberini duyardık, çok şükür artık bu haberleri duymadığımız gibi, kaynağında kurutulmaya çalışılıyor. Terör olaylarının yaşandığı bölgeler artık güvenli üretim alanları oldu, petrol dahi çıkarılıyor, turizm faaliyetleri arttı, artık güvenlik problemi kalmadı.

-Başörtüsü, anadil serbestliği geldi, değerler ve inançlarımızla tekrar buluşma çabaları arttı, Ayasofya camisi tekrar açıldı, Taksim camisi yapıldı.

-Otomobil (togg), tank (altay), iha, siha (bayraktar vb), uçak (hürkuş, kızılelma), helikopter (atak), çeşitli silahlar, gemiler, denizaltılar, lokomotif gibi yerli ve milli ürünler üretildi.

Kim ne derse desin İha ve Siha'lar savaşların kaderini değiştirmiştir. Terörün bitirilmesinde katkıları, Karabağ'ın işgalden kurtarılması, Ukraynalıların SİHA şarkısı yapması, Ülkelerin envanterine almak için sıraya girmeleri gibi hususlar görmezden gelinmesine imkan vermemektedir. Bu üretimler havacılık ve uzay alanında geçmişte yapılmayanların veya üretimleri engellenenlerin rövanşıdır. 

Havacılık alanında üretilenlerin bazıları: Atak, Gökbey, Hürkuş, Kaan, Hürjet, Kızılelma, Türksat (3A-4A-4B-5A) Göktürk (1-2), İmece, Gözcü, Akıllı bomba, Bayraktar, Anka, Füzeler (som, umtas, kasırga, trg-300, hisar, cenk),

Kara kuvvetleri için üretilen bazı ürünler: Altay tankı, Arma, Kirpi, Kobra, Pars, Toplar (fırtına obüsü, MPT (milli piyade tüfeği), Bora (keskin nişancı tüfeği), Karaok.

Denizcilik alanında bazı üretimler: Milgem, TCG Anadolu, Atmaca (gemisavar), İDA, Meltem, Akya (torpido).

-Sosyal devlet alanında önemli adımlar atıldı. Hatırlayın geçmişte yaşlı ve özürlü vatandaşlar sokaklarda dilendirilir, aileleri ilgilenmez, sokaklara atılırdı. Evde bakım parası, dul, yaşlılık, yetim aylıkları bu problemi temelden çözdü. Sadece bu uygulama bile tek başına uygulamaya sokanlara sevap olarak yeter!

-Sosyal güvenlik alanında emekli sandığı, ssk ve bağ-kur SGK adı altında tek çatı altında toplandı. Bu birleşme ile özellikle sağlık alanına; özellikle randevu, muayene ve hastane hizmetleri alanına olumlu yansıdı ve çok büyük iyileşmeler yaşandı.

-Çeşitli unvanlardaki denetim birimleri birleştirildi. Bu alandaki yetki ve görev sürtüşmeleri bitirildi.

-Ulaşım alanında büyük adımlar atıldı. Bölünmüş yollar, otoyollar, köprüler, Marmaray gibi geçitler yapıldı, havalimanı sayıları arttırıldı, YHT seferleri başlatıldı.

-Baraj ve sulama alnında önemli ilerlemeler sağlandı. Gidin Anadolu'yu gezin neredeyse ekilmeyen tarla yok gibi. Tarım ve hayvancılık alanında teşvik ve destekler arttırıldı. Üretim arttı.

-Petrol ve doğalgaz keşifleri arttı. Karadeniz'den doğalgaz çıkarıldı ve kullanıma sunuldu. Akdeniz'de mavi vatanda doğalgaz arama çalışmaları devam ediyor.

-Eğitimde ücretsiz kitap dağıtımı başlı başına bir reformdur. Yine her ile açılan üniversiteler yüksek eğitimde daha fazla fırsat eşitliği sağlayacak olan uygulamalardır.

-Konut alanında TOKİ’nin uygulamaları konut ihtiyacının özellikle sosyal konut ihtiyacının karşılanmasında önemli katkı sağlamıştır. Son depremlerde TOKİ nin yaptığı konutların yıkılmaması da kaliteyi göstermektedir.

-Dış politikada bağımsız ve önemli başarılara imza atılmıştır. Karabağ meselesi çözülmüş, Magosa konusunda adım atılmış, Filistin ve Gazze konusu başta olmak üzere dış politika da dik duruş sergilenmiştir.

-Batıya tabi, batı endeksli dış politika terk edilmiştir. Rusya-Ukrayna savaşında barış diyen nadir ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Hatta barışı tesis etmiş ama yine batı İngilizler tarafından bu barış bozulmuştur. Dikkat edilirse İngiltere ve ABD bu savaşın devam etmesi konusunda ellerinden geleni yapmaktadır.

-Türkiye, Gazze konusunda dik ve kararlı bir tutum sergilemektedir. Diplomatik çabaları üst seviyededir. BM den ateşkes kararı çıkmasına rağmen ABD ve batı ülkeleri bu konuya sessiz kalmaktadır. Türkiye İslam ülkelerine daha aktif olmaları konusunda çağrılarını sürekli tekrarlamasına rağmen yeterli karşılık bulmuş değildir. Oysa ABD ve Batıya rağmen kararlı bir İslam birliği, Gazze’deki soykırımı bitirebilir.
...

2.Sessiz reformlara getirilen haksız eleştirilerin bazıları:

Bu haksız eleştirilerde, yurt içinde hatta birbirine zıt kişi, grup, siyasi oluşum vb.nin adeta tek kaynaktan sufle alıyormuş gibi aynı sözcük ve cümleleri kullanmaları dikkat çekicidir. Hatta zaman zaman yurtdışından bazı ülke sözcü ve yetkililerinin de aynı söylemleri kullanması işi daha da ilginçleştirmektedir.

Bu eleştirilerin bazıları:

- “Parlamenter sistem daha iyiydi”. Oysa bu sistemde siyasi istikrar yoktu, olan zamanlarda da darbe ile sonlandırıldı. Ülkede siyasi istikrar isteniyorsa Cumhurbaşkanlığı sistemi bunu sağlamıştır.

- “Askerler bu işten rahatsız” söylemleri. Vesayetçi bir söylemdir. Demokrasi hazımsızlığıdır. Oysa asker asli işiyle uğraşmalıdır.

- “Terörle böyle mücadele olmaz”. Oysa ABD ve Batı desteğine rağmen profesyonel asker, JÖH ve PÖH, İha ve Siha ile Obüslerle terör bitirilmiştir.

- “Başörtüsü siyasi bir simgedir, bir metrelik bezdir, kamusal alanda olmamalıdır, laikliğe aykırıdır” söylem ve uygulamaları ise din, inanç ve vicdan hürriyetine aykırıdır. Kaldı ki geçmişteki baş örtüsü yasağı gereksiz acılara sebebiyet vermiş, baş örtüsü serbestisi inanç hürriyeti gereği yapılmış ve bu alanda barış oluşmuştur.

- “Anadile serbestlik verilirse Ülke bölünür”. Böyle bir durum yaşanmamış aksine ülke kültürüne zenginlik katmıştır.

- “Ayasofya müze kalmalı, Taksime cami yapılamaz”. Ayasofya tekrar cami hüviyetine kavuşturulmuş, Taksime cami yapılarak bu bölgedeki önemli bir eksiklik giderilmiştir.

- “TOGG Türkiye’de üretilmiyor, fabrikası yok” söylemlerinin tamamen yalan olduğu, TOGG otomobillerinin trafiğe çıkmasıyla ortaya çıkmıştır.

- “İha kalorifer peteği gibi, oyuncak” gibi itibarsızlaştırma söylemlerini, savaşların kaderini değiştirmesi, terörün bitirilmesindeki rolü, yabancı ülkelerin ithal talepleri çürütmüştür. İha’da israil ve abd bağımlılığını bitirmiş tamamen bağımsız üretimler yapılmıştır.

- “Silahlar yerli değil” gibi söylemler ise yukarıda isimlerini verdiğimiz üretimler ile çürütülmüş, Türkiye’ye uygulanan ambargolar yerli ve milli üretimleri arttırmıştır.

- “Paradan altı sıfır atılısın Taksimde ...”, “SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur tek çatı altında toplanırsa ...” şeklinde, adeta bu işlerin yapılamayacağı imasında bulunanlar, bunların gerçekleştirilmesine rağmen iddialarının gereğini yapmamışlardır.

- “Türkiye-Çin Demir İpek yolu treni yalan” söylemi, her istasyondan canlı yayın yapılarak çürütülmüştür.

- “Yolmu yieceğiz?” itibarsızlaştırma söylemi, lojistik, taşıma ve ulaşımda sağlanan konfor ile hava da kalmıştır.

- “Türkiye Karadenizde doğalgaz bulmadı, konutlara verilen gaz Rus doğalgazı” söylemleri, batı esiri zihniyetin kötü niyetli söylemi değilse, özgüvensizliğin zirve halidir, kendi güç, kaynak ve imkanlarının farkında olmama halidir.

- “Türkiye, Ukrayna-Rusya savaşında batının yanında yer almalıdır” söylemi ise kendine güvenmemenin, Ülkesine güvenmemenin tezahürü olabilir. Çünkü Türkiye dengeli bir dış siyaset uygulayarak ülke çıkarlarını maksimize etmiş ve bu konuda Dünya barışına Birleşmiş Milletlerden çok daha fazla katkı sağlamıştır.

- “Filistinliler toprak sattı, Hamas terör örgütüdür” söylemleri ise, siyonist israil kaynaklı söylemlerdir. Asıl terörist; 40.000 sivili öldüren, katleden, şehit edenlerdir, okul, cami ve evleri bombalayanlardır, Gazzelilere düzenli soykırım uygulayanlardır, BM’in ateşkes dahil hiçbir kararına uymayanlardır.
...

3.Acil atılması gereken bazı adımlar ve yine acil yapılması gereken bazı reformlar:

Öncelikle rölantide çalışan tüm bakan, bakan yardımcıları ve atamayla gelen bürokratlar ile siyasi parti teşkilatları gözden geçirilmelidir. Liyakat, adalet ve performans önceliklendirilmelidir. Lobi ile bir yerlere gelen varsa gereği yapılmalı ve bu tür girişimlere prim verilmemelidir. 

Kalkınma süreci; belki ekonomik saldırılarla, belki ilgililerce zamanında gerekli adımların atılmaması, gerekli tedbirlerin alınmaması sebebiyle yine baltalanmak isteniyor! Oysa Ülke kalkınma sürecini tamamlamak zorundadır. Ülkenin son şansı olabilir. 

Bunun için Vergi ve Yargı reformları mutlaka yapılmalı, insana yatırım ve üretimle büyüme ayakları da ihmal edilmemelidir. Yapısal reformlar ihmal edilmemelidir. Bu konuda muhtelif zamanlarda yazdık, tekrar etmeyeceğiz. Aşağıda başlıklarını vermekle iktifa edeceğiz.
...

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.TERÖR!!! 271123
2.Ön Yargılı ve Müzmin Muhaliflik Tavırları 301023
3.Çünkü KALKINMA gibi bir beklentimiz var 240723
4.Kalkınma-II 271022
5.Liyakat (yine, yeniden, her zaman) 181022
6.Üretim! Üretim! Üretim! 061022
7.Kalkınmak bağımsızlıktır? 190422
8.İnsana yatırım 030122
9.Yargı reformu 010122
10.Vergi reformu 271221
11.Üretim 251221
12.Verimlilik 231221
13.Muhalefet ve muhaliflik 151121
14.Enflasyon, Vergi, Reform, 010421
15.Üretim düşmanları 010121
16.Ön Yargılar (Ezber, kalıplaşmış, kopya yaklaşımlar) 201020
17.Yapısal değişimler gerçekleşti mi? 091020
18.Acil Yatırım ve Reform Önerileri 091115




TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...