Eskilerde ki Misafirlikler 091021:
Misafir berekettir, kendi rızkıyla gelir, senin rızkını da arttırır derlerdi eskiler.
Eski misafirlikler bana hoş ve güzel sohbetleri hatırlatır.
Misafir geleceği zaman ikramda aşırıya kaçılmaz, misafire en büyük ikramın güler yüz, tebessüm ve tatlı söz olduğu hususu hayat bulurdu.
...
Taa eskilerde, Togaje'de, eve bir misafir geldiği bir "hey" veya bir "hoy" sesiyle öğrenilirdi.
Kapıdan duyulan bu ses üzerine genellikle misafir içeri buyur edilirdi, çok nadir de olsa kapıya iki sandalye çıkarılır ev müsait olunca misafirler içeriye alınırdı.
Gece vakti misafirlerin gelmesi halinde müsait olmama gibi bir durum söz konusu olmazdı. Herkes müsait olurdu.
Amca, hala, dayı gibi yakın akrabalar, bısım veya yakın komşular, gece oturması için sık sık birbirini ziyaret ederlerdi. Misafirler gelir gelmez hemen çay demlenir, bardakların sesinden hazırlık yapıldığı anlaşılırdı.
Misafirliğe gidilen ev sahibi şehirden gelmiş ise ilave ikramlar olurdu. Bu ikramlar mevsimine göre değişir; portakal, elma, üzüm gibi meyveler ya da bisküvi, leblebi, lokum gibi kuru gıdalar olurdu
Tabii asıl ikram ev sahibesinin, çörek, bal peynir gibi yiyecekler olurdu.
Sohbetler gece boyu sohbetler sürer, bazılarının uyuklama belirtisi (şhaugo) göstermesi dağılma vaktinin geldiğini gösterirdi.
Misafirler, güzel dualar ve tekrar gelinmesi temennileri ile uğurlanırdı.
...