Liyakat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Liyakat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Eylül 2025 Pazartesi

BIKTIK(LARIMIZ)! 220925

Daha önce "gına geldi artık" (2017) başlıklı bir yazı yazmıştık. Maalesef daha önce bıkkınlık veren bazı şeyler aynen devam ettiği gibi, yenileri eklenmiştir.

Ülkedeki ana muhalefet açığından, kendi gündeminden ülke gündemine gelememesinden, daha seçim biter bitmez adayın kim olacağı tartışmalarından, algılardan, patinajlardan, çatışmalardan, belediyelerindeki yolsuzluk ve usulsüzlüklerden, liyakatin gözetilmemesinden bıktık!

Cumhurbaşkanının gayret ve çalışkanlığını görüp, yeterince gayret göstermeyen siyasi ve atanmışların gayretsizlik, üretimsizlik ve koltuk işgallerinden bıktık!

Magandalıklar ve şımarıklıklardan, daire, site, sokak, mahallelerdeki, trafikteki, düğün vb eğlencelerdeki ses kirliliğinden ve sair şekildeki taşkınlıklardan, drift yapan şımarık magandalardan bıktık.

Filistin ve Gazze konusunda duyarsızlıklardan, bu konuda boykotlu ürün ve markaları reklam eden, alan satan tüketen başta muhafazakar kişi ve kanallar olmak üzere sergilenen gafletten bıktık!

Besmelesiz, abdestsiz, namazsız Tv programları, yapım, dizi ve filmlerden, her hal ve şartta İslam'ı çağrıştıran İslami olan her şeye düşmanlık yapılmasından bıktık.

Tv ekranlarda yeteneği sınırlı veya liyakatsiz topçular ve popçuları görmekten bıktık.

Aynı hareket kendisine yapılsa idi küplere binecek iken, onu başkasına yapan empatisiz ve düşüncesiz insanlardan bıktık.

Çapsızlardan, görgüsüzlerden, nezaketsizlerden, magandalardan, zorbalardan, yalancılardan, iftiracılardan, aklını kullanmayanlardan, ilmini kullanmayanlardan, ilmini ahlakla süslemeyenlerden, korkaklardan, yüzsüzlerden, arsızlardan, hırsızlardan, katillerden, hak, hukuk, adalet tanımazlardan bıktık.

Padişahlık kötü diye Osmanlı İmparatorluğu hakkında demediğini bırakmayanların İngiliz kral veya kraliçelerini överek yere göğe sığdıramamalarından ve sürekli haberlere konu yapılmasından, İngiliz kraliyetinin gereksiz magazin haberlerinden, dün İngiliz elçisinin arabasına koşulanların fikir torunlarının bu gün medya ile gönüllü köleliklerini sürdürmelerinden bıktık!

Algı, yalan, pişkinlikten, bir suç işleyenin Atatürk, Cumhuriyet, laiklik, çağdaşlık gibi kavramların arkasına sığınmasından bıktık.

Telefon üzerinden yerli yersiz, zamanlı zamansız otomatik aramalardan, internet paketiniz bitti, internet aboneliğiniz bitti gibi yalanlardan, telefon dolandırıcılarından bıktık!

Soykırımcı İsrail ve destekçisi ABD, İngiltere ve bazı AB ülkelerinin ülkelerin yalanlarından, çifte standartlarından, bunlara gönüllü kölelik yapanlardan, bunlardan fonlananlardan bıktık!

X, meta ürünü Instagram ve Facebook'un soykırımcı İsrail'in bu yalanlara alet olmasından, soykırımcının yaptıklarını değil de soykırımcının yaptığı vahşetin paylaşılmasına kısıtlama getirmelerinden, Gazze'deki katliamları görmezden gelmelerinden bıktık!

Her alanda, siyasette, bürokraside herhangi bir başarısı olmayan seçilmiş ve atanmış liyakatsizlerin tekrar tekrar pazarlanmasından bıktık.

Ekranlardaki sabun köpüğü programlardan, kötülüğü yayan gündüz kuşağı programlarından, kalitesiz ve erdemsiz tüm programlardan bıktık.

Liyakatsizliklerden, yalanlardan, algılardan, teşhircilikten, hırsızlıklardan, pişkinliklerden, kurnazlıklardan, şımarıklıklardan, kibirlenenlerden,  ve her türlü erdemsizlik, ahlaksızlık ve yozlaşmışlıklardan bıktık!

Geliniz toplum olarak bunların hiç birine prim vermeyelim! 

Geliniz bunlardan ve benzer rahatsız eden durumlardan tamamen kurtulmak için anne, baba, aile ve toplum olarak en büyük çabayı ve gayreti; ahlaklı, merhametli, empati yapan, çalışkan, gayretli, imanlı çocuklar ve insanlar yetiştirmek için gösterelim! En büyük yatırımımızı bu yönde yapalım!

Konuya ilişkin aşağıdaki yazılarımız ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Gına Gelen Şeyler 240517
2.Muhalefet ve muhaliflik 151121
3.Değerler ekonomisi modeli! (öneridir) 071221
4.Ekonomide zam terörü 020422
5.Çözüm, çözüm odaklı olmak 131122
6.Gayret... Haydi!!! 071222
7.BOŞ! DOLU! 060623
8.Fitnecilik, Fesatçılık, Psikolojik Harp! 090923
9.Büyük Filistin Mitingi 281023
10.Artık 130424
11.TV Yayınları-II: 180425



18 Eylül 2025 Perşembe

GÖZLERİMİ KAPARIM, VAZİFEMİ (YAPAR GİBİ) YAPARIM.180925

"Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım" kavramı Ziya Gökalp ile yazı dünyamıza girmiş, ayrıca bir tiyatro oyunu ismi olarak da kullanılmış. 

Bu yazımızda bu kavramı, vazifesini yapıyor gibi yapıp yapmayanlar için "gözlerimi kaparım vazifemi yapar gibi yaparım" anlamında kullanılmıştır.

Maalesef pek çok insan tavrı böyledir. İşini, görevini, sorumluluğunu, vazifesini yapıyor gibi yapar, öyle gözükür ve gösterir veya öyle bir imaj oluşturur ama gerçekte fonksiyonel, işe yarayan, işi kotaran, faydalı, varsa problemi çözen, hiç bir icraat ortaya koymaz, ortaya konulan icraatlar da göstermeliktir.

Kendimizden başlayalım. Kendimize karşı, inanç ve dinimize karşı, ailemize karşı, akrabalarımıza, komşularımıza, çevremize, topluma millete karşı vazifelerimizi yerine getiriyor muyuz? Bize sağlanan imkanları doğru yerde, zamanda ve fonksiyonel olarak kullanıyor muyuz? Üzerinde tefekkür edelim. Ve gereğini yapalım.

Hatırlarsanız veya izlerseniz dikkat edin, Yeşilçam filmlerinde kavga hesaplaşma vs ne olacaksa olur, ölen ölür yaralanan yaralanır her şey biter sonra siren sesi duyulur polis aracı gelirdi, öyle bir yaklaşım olmaması gerekir. 

Anne ve babalar güzel ahlaklı iyi çocuklar  yetiştirmek, çocuklar hayata hazırlık eğitimini almak, eş dost, komşu ve toplum "neme lazım" demeden yapabildiği ölçüde iyiliği teşvik ve kötülüğü men etmek, kamu ve özel sektörde, askeri ve sivil bürokraside, yargı ve yasama da görevli her bir bireyin işini layıkıyla yapmak yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğü yerine getirmek kötü değil güzel örnekleri yarıştırır. 

Annede, babada, çocukda; okul, cami, belediye, devlet kurumları ve şirket çalışanlarında; esnaf, tacir gibi toplumun tüm fertlerinde; vazife, sorumluluk bilinci ile işini/yaptığını layıkıyla yapma kültürü geliştirilmelidir.

Bu çerçevede, "aman bana ne", "aman başıma bir şey gelmesin", "aman başım ağrımasın", "aman ağrımayan başıma iş almayayım", "yeni adet getirmeyelim", "böyle gelmiş böyle gider", "başkası yapsın" gibi vazife ve sorumlulukları layıkıyla yapmayı engelleyen düşünce ve tavırları terk edilmelidir.

İşini iyi bilen insan ne yapacağını ve nasıl yapacağını bilen ve yaptığı işten manevi haz alan insandır. Bu şekilde donanımlı ve liyakatli olanlar kendi görev ve sorumluluklarını yerine getirirken, bir zorluk veya bir problem ile karşılaştığı zaman onun etrafında dolaşıp durmadan, doğrudan problemin kaynağına yönelerek onu çözen bir görev anlayışını sahip olurlar. Kalkınmış insan, kalkınmış toplum olmak zaten işi savsaklamayı değil, hakikaten yapmayı gerektirir.

Aşağıda günlük hayatta karşılaştığımız "gözlerimi kaparım vazifemi yapar gibi yaparım, veya yapar gibi yaparım" bir kaç örnek verdik.

1.Çocuk, anne baba, cami, hoca, kurs hocası, cemaat: Çocuk yetiştirmede herkes herkese vazifesini hatırlatır da, bir türlü istenilen çocuk tipi yetiştirilemez! Çünkü hiç kimse "kendi vazifesini" yapmaz, yapmaya yanaşmaz. Eğitilmeyen ve bilmeyen bir çocuğun her yerde, ailede, okulda, camide, sokakta, iş yerinde yani bulunduğu her yerde problem olma veya problem çıkarma ihtimali yüksektir. 

Misal, cumanın farzı hutbeyi dinlemek ve cuma namazı kılmaktır. Grup halinde gelen çocukların camiye girişiyle uğultu başlar. Konusu çocuk yetiştirme olan ve bu konuda anne baba, öğretmen ve topluma hatırlatmalar içeren hutbe okunurken, uğultu artar. Uğultu arttıkça hoca sesini yükseltir ve adeta bir an önce bitirmek için okumasını hızlandırır. Bu durum yaşanırken ne çocukların hutbeyi dinlemeleri için bir uyarı yapılır ne de hutbeyi dinlemeyen çocuklar cumanın farzına uymuş olur. Hutbe bitirilip farz namaza geçinceye bu uğultu devam eder. Namaza başlanacağı zaman yapılan "çocuklar sessiz olun" uyarısı ise zaten farz namazla birlikte uğultu kesileceğinden, "yapılmış olmak için yapılmış bir uyarıdan başka bir şey değildir. Sonuçta ne çocuklar hutbenin farz olduğunu ve hutbe sırasında konuşulmayacağını öğrenmiştir, ne farz olan hutbeyi dinlemişlerdir, ne de cemaate huzur vermişlerdir. Ama bakarsan güya camiye gelen herkes; hoca da, çocuklar da, çocukları camiye gönderen anne babalar da, kuran kursu veren öğreticiler de, cemaat de cuma vazifelerini yapmışlardır! Şeklen evet, ama içerik olarak, manen veya hedeflenen olarak bakarsak pek de öyle gözükmemektedir. Tipik "gözlerimi kaparım vazifemi yaparım veya yapar gibi yaparım" hadisesi!

Bu gibi durumlarda namaz kılarken Peygamber efendimizin torunlarının sergilediği davranışları hemen dile getirenler olacaktır, bu durum çok farklıdır ve bu konuda İmam Gazalinin İhyasından "mescitlerin münkirleri" başlıklı bölümü veya bloğumuzdaki aynı başlıklı yazımızı okumaları önerilir. 

Bu ve bunun gibi durumları özetleyen bir kıssa vardır, herkesin etrafında dolaşıp konuştuğu ama fiilen adım atmadığı dolayısıyla ilerleme kaydedilmeyen durumları özetler. Birilerinin yapması gerektiğini konuşup durduğumuz ama yapmadığımız veya yapılmayan ve sonuçta ortada kalan pek çok iş, vazife, görevi ifade eden o kıssa şöyle; "Herkes, birisinin yapacağını umar, aslında herhangi biri yapabilir, ama hiç kimse yapmaz, birisi bu duruma çok kızar, çünkü herkes sorumludur, ama hiç kimse, herkesin yapmayacağını düşünmez!" 

Lütfen yaptığımız her bir işi yapmış olmak için değil, fonksiyonel bir şekilde, amaç gerçekleşecek bir şekilde, bir problem varsa onu görmezden gelerek değil, probleme müdahale ederek ve onu çözerek ve görevimizin vazifemizin gereğini tam olarak yapalım. 

2.Asayiş! Başka bir husus mahalle bekçileri, sadece asayişin berkemal olduğu mekanlarda değil, mahallenin özellikle gürültü, ses, tartışma yaşanan yani huzuru daha az sokaklarında da gezmeleri, oralarda gözükmeleri beklenir. Aslında tam da problem yaşanan sokaklara daha çok yol düşürmeliler ki oralarda da asayiş berkemal olsun, vazifelerinin hakkını vermiş ve aldıkları maaşı hakketmiş olsunlar! 

Yıllar önce Ankara/Ulus meydanında bir kavga yaşanırken, bulvar üzerinden gelen kolluk görevlileri köşeye gelip kavgayı görünce döndüklerini hayretle müşahede etmiş, şaşırmış ve kabul edememiştim.

Keza tüm mahalleyi inim inim inleten "DRİFT" "egzoz patlatma" seslerini duyan ilgililer, şikayete gerek kalmadan, gereğini yapıp bu problemlerden kurtaramazlar mı?

Bunlar "görmedim, duymadım, bilmiyorum"un özeti olan tipik "gözlerimi kaparım vazifemi yaparım veya yapar gibi yaparım" hadiseleridir! Oysa tam aksine görmek, ilgilenmek ve çözmek gerekir.

3.Belediyeler veya bunlar özelinde resmi veya özel kurumlar! Maalesef buralarla ilgili aslında işin normalinde yaşanmaması gereken ancak bir şekilde karşılaşılan problemlerle ilgili pek çok müracaatla ilgili olarak da; yine oyalama, fonksiyonel olmayan, yapmış olmak için yapılan  ve işe yaramayan eylemlerle karşılaşılabilmektedir. Misal sokakların temizliği iletiliyor ama burasının genişliği 15 mt yi aşıyor sokak değil cadde dolayısıyla büyükşehir belediyesi ilgileniyor deniyor ve büyükşehir belediyesine iletiyorsun cevap yok. 

Çevreyi çöpe boğan bir tadilatı iletiyorsun, tadilat bittikten bir ay sonra el cevap geldik baktık olumsuz bir durum görmedik!

Eğlence mekanını tüm mahalleyi gürültüye boğan ses kirliğini iletiyorsun, geldiklerinde nasıl oluyorsa mekan sesi kısıyor, ses ölçümü yapılıyor ve ses düzeyi normal sınırlarında cevabı veriliyor. Tipik "gözlerimi kaparım vazifemi yaparım veya yapar gibi yaparım" hadiseleri!

4.Devlet okullarındaki ses düzeyi! Okul yönetimine sabah törenlerindeki veya resmi bayram provalarındaki ses düzeyini tüm mahalleye değil sadece okuldakilerin duyacağı düzeye getirmesini rica etmek için yönetimi arıyorsun nedense telefonlara çıkan yok! Ve yine her nedense okul yöneticileri mutlaka toplantıda oluyor, telefona bakan kişi bana söyleyin ben iletirim diyor, ulaşmak güç, bin bir güçlükle bulduğunuz iletişim kanallarından e-posta veya cimer kanalıyla yazılı hale getirince, zabıtaya bildir diyor, zabıta ben onları uyardım ama o vazife ilçe milli eğitim müdürlüğünün diyor, kaç kurumla kaç yazışma zaman israfı! Oysa okul müdürünün bu sesi biraz kısın demesi veya sesi açan empati yapıp sesi biraz kıssa iş çözülmüş olacak! Liyakat, sorumluluk, görev bilinci, devletin sağladığı imkan ve kaynakları israf etmemek doğru yönde kullanmak gerekir. Tipik "gözlerimi kaparım vazifemi yaparım veya yapar gibi yaparım" hadiseleri!

Örnekleri çoğaltmak mümkündür. 

Adalet sistemin hızlı çalışması, sağlıkta fonksiyonel tedavi, bürokraside bu gün git yarın gel veya bu gün de yarın da gel yerine işin çözülmesi, sistem bozuk yarın gel, ilgililerin ulaşılabilir olması, muhatap bulunması, bulunan muhatabın işi problemi çözmesi, vatandaşın dürüstlüğü şiar edinen bir davranış içinde olması konularının aksini gösterir pek çok örnek verilebilir, herkesin yaşadığı tecrübeler de vardır. Ancak maksat hasıl olacağı için bir kaç örnek vermekle yetiniyoruz.  

Temennimiz ve dileğimiz; annelerin, babaların, çocukların, kamu özel tüm kurum çalışanlarının, toplumun tüm sivil yapı çalışanlarının, tüm fertlerin yapması gereken iş, görev, sorumluluk ve vazifelerini yapmış olmak için yapmak değil de, işi, görevi, vazifesi neyi gerektiriyorsa o şekilde ve gerçekten yapmak kültürünün en kısa sürede gerçekleşmesidir. 

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Kadının aile ve iş hayatı 070825
2.ÜLKE'DEKİ BAZI TEMEL PROBLEMLER 250425
3.ÇOCUKLAR ve EĞİTİM 280325
4.Delaletten Çıkış Yolu 191024
5.Temizlik ve çöp 030624
6.Fonksiyonellik 2023
7.İŞ HAYATI, 200823
8.Ahlâk 120723
9.Liyakat (yine, yeniden, her zaman) 181022



18 Mayıs 2025 Pazar

Terörsüz Türkiye 180525

"Terörsüz Türkiye" çağrısı toplumda çok geniş bir kesimde kabul görmüştür. Bu sürecin herhangi bir yol kazasına uğramadan sonuca götürülmesi gerekmektedir. Süreci sekteye uğratacak her şeyden kaçınılmalıdır, yapmak isteyenlere de pirim verilmemelidir. 

Zira terör bu ülkenin her zaman prangası olmuştur. 1980 öncesi sağ sol olayları, sünni-alevi, Türk-Kürt, Müslüman-laik veya mezhep çatışmaları oluşturmak için yapılan provokasyonlarla yaşanan olaylar Ülkeye sadece acı getirmiştir. Toplumun maddi ve manevi kaynakları, kalkınma, refah, huzur yerine bu olayların önlenmesine harcanmıştır. 

Terör olayları dış desteklidir, ya kendileri kurar veya kurdurur yada kurulmuş olanları kullanır. Onun için istihbarat ve önleyici tedbirler son derece önemlidir! Ülke kalkındıkça, refah ve paylaşım arttıkça terör kendine alan bulamayacaktır. Terör ve kaos denemeleri kalkınmanın en büyük düşmanıdır

Terör konusunu 2015 yılında sosyal medya ve bloğumuzda yazmaya başladık. 2015 yılındaki ilk paylaşımlarımızda terörün bitirilmesine yönelik inancımızı "Terör bi-ti-ri-le-cek! (Birlikte terörü yeneriz)." ve "Ey terör, destekçilerinle birlikte yok ol. (Teröre Karşı birlikteyiz)." şeklindeki net ifadelerle ortaya koyduk. 

Terör konusundaki yazılarımızın listesine yazısının sonunda yer verdik. Bu yazılarımızda terör faaliyetlerinin ABD ve batı destekli olduğuna, terörün kalkınmayı engellediğine, kalkınırsak emperyalistlerin bu oyunlarının bozulacağını, terörsüz Ülkenin herkesin faydasına olduğuna, muhaliflik saikleri ile terör örgütleri veya faaliyetlerini desteklemekten kaçınılması gerektiği gibi pek çok konuya değindik, dikkat çektik. 

Aşağıda bu konulara ilişkin yazılarımızdan alıntıladığımız çok kısa pasajlara yer verdik. Devamında ise yazılarımızda yer almayan muhtelif yıllarda aldığımız notlara yer verdik. Yıllar itibariyle dillendirdiğimiz notlar ve yazılar, bu süreç hakkında yaşananları tekrar hatırlatacak, düşündürecek ve terörsüz Türkiye'nin herkesin yararına olduğunu bir kez daha ayan olacaktır. 

Bazı yazılarımızdan kısa pasajlar;

1.Terörü bitirelim çağrısı yaptık ve nasıl bitirileceğine ilişkin öneriler sunduk;

 "Terörün; Irak ve Suriye deki savaş durumundan yararlandığının, bu ülkelerdeki savaşın sona erdirilmesi gerektiğinin, terörün kazanma şansı olmamasına rağmen, bu coğrafyada yaşayan insanlara maddi manevi büyük zararlar verdiğinin farkında olarak,
-Kaynağı ne olursa olsun, terörü besleyen ve destekleyen tüm stratejilerini bertaraf edecek stratejiler devreye sokarak,
-Terörün zararlarını ve geleceğimizi nasıl olumsuz etkilediğini net olarak ortaya koyarak,
-Terörün bölge Halkı üzerindeki baskı oluşturmasını engelleyerek,
-Terör konusunda kimden gelirse gelsin samimiyetsiz açıklamaları anında deşifre ederek,
- Terör ile ilgili (askeri, siyasi vb) çok yönlü istihbarat sağlayarak,
- Mensuplarına, yandaşlarına, sempatizanlarına örgütün gerçek yüzünü göstererek,
-İstihbarat ve güvenlik zafiyeti oluşturmadan, silah bırakmamakta direnenleri bertaraf ederek,
-Batılı ajanslardan önce (masa başında değil) yerinde sağlıklı ve güvenilir haberleri üreterek,
-Terör örgütünün sebep olduğu tüm ekonomik zararların, (doğrudan veya ilgili olduğu tüm kişi, kurum, devletler hakkında) tazmin ettirilmesi için dava açılması yoluna gidilerek,
-Kardeşliği bozan tüm söylem, davranış ve eylemleri deşifre ederek,
-Kısaca kardeşliği tesis ederek, büyük dayanışma sergileyerek,
Terörü bitirelim." (Terörü Bitirelim, 2015).

2.Türkiye'nin başına örülen terör faaliyetlerini örnek gösterip, kenetlenip kalkınmak gerektiğini vurguladık;

"Türkiye'de 1970 lerden itibaren terör olayları eksik olmamaktadır. 80 öncesi sağ-sol olayları, 80 sonrası PKK, son yıllarda DEAŞ ve PKK nın türevi olan örgütler, DHKP-C gibi sol örgütler. Terör olaylarını bitirmek için, kenetlenip, hızlıca kalkınmamız için, herkesin işini çok daha iyi yapması gerekmez mi?" (Sorular, 2016).

3.Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki projelerini bozmak için kalkınmak ve güçlü olmak zorunda olduğumuza dikkat çektik;

"Güçlü olmak zorundayız: Ülke olarak; çalışmak, üretmek, kalkınmak ve güçlü olmak zorundayız. Aksi takdirde, emperyal devletler her zaman gezi, döviz kuru, futbol, darbe, terör veya başka bir ad veya yolla projelerini üzerimizde dener durur." (Kalkınma (Gelin Kalkınalım, Zira Kalkınırsak Çok Şey Değişir)-2017).
.
"İnşallah "Taa uzaktaki ülkeler"in (ABD) ve "bölge işbirlikçileri"nin (İsrail) "fitne ve fesat politikaları" son bulacak, terör bitecek, huzur gelecektir! (Huzur-2018).
.
"Biz gerçekten terörden bıktık. Artık kalkınmak istiyoruz. Kalkınmanın önündeki engeller kaldırılmalı. Terörün kısa sürede bitirilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır." (Kalkınma-I, 2018).
.
"Taa uzaktaki ülkeler yanı başımızda terör örgütleri kuruyor veya kurdurabiliyor, milyonlarca insanın acı çekmesine sebep olabiliyorlar. bu nasıl olabiliyor? Bölgedeki hiç bir grup "Taa Uzaktaki Ülkeler"in maşası olmamalıdır. Zira bu ülkelerin abad ettiği hiçbir toplum yoktur. Terör biterse savaş da biter." (Taa Uzaktaki Ülkeler, 2018).
.
"Terörü yapan ve/veya yaptıranlar bu işe son versinler;

a) Coğrafyamızdaki terör olaylarının “taa uzaktaki ülkelerin” bir oyunu ve terör örgütlerinin de piyon vaziyetinde olduğunun farkında olunsun, kimse “taa uzaktaki ülkelerin” maşası olmasın, bu ülkelerin abad ettiği hiçbir toplumun olmadığı bilinsin.

b) terörü yapan veya yaptıranlar bu işe son vermezler ise terörün bitirilmesi zorunluluğu doğar." (Ey Dünya, Biz, Gerçekten Terörden Bıktık!-2018).
.
4.Terör örgütlerini ABD ve Batının desteklediğinin farkında olunarak, onların amaçlarına hizmet edilmemesi gerektiği konusunda uyarılar yaptık;

"ABD ve Batı; terör örgütlerini (PKK vb) fonluyor, silah yardımı yapıyor, darbe girişimcilerini koruyor, teröristleri iade etmiyor, ana muhalefet ABD (Biden) den medet umuyor ve teröre dolaylı destek oluyor!

Lütfen bu tabloyu tefekkür edelim, yerli ve kendi aklımızı kullanalım!

Muhalefet söylemi olan; farklı partililer, terör örgütü sempatizanları, Türkçe yayın yapan yabancı basın ve yerli uzantıları, vb neredeyse aynı kelimelerle, aynı dili kullanıyor.
Bu söylemler tek merkezden sufle olabilir mi?" (Muhalefet ve Muhaliflik, 2021).
.
5.Yeni sistemde terörle mücadelede elde edilen başarıya ön yargılı olmadan destek olunması gerektiğini vurguladık;

"Mutlaka bir sistemde aksayan ve eleştirilecek yönler vardır. Ama bunu insanları hakir görüp hakaretler yerine akıl ile, adilane yapmak gerekir. Bakınız, bu tür insanların görmediği veya görmek istemediği yada farkında olmadığı olumlu durumların bir kaçını zikredelim.
Hızlı karar alabilen ve uygulayan bir sisteme Başkanlık sistemine geçilmiştir.
Kırk yılı aşkın süredir savunmada kalınan terör örgütünün yerine kadar gidilmiş, terör faaliyetleri bitirilme aşamasına gelinmiştir, ..." (Ön Yargılar, 2020).
.
6.Terörle kalkınma ilişkisine "tekrar" "tekrar" değindik; 

"Türkiye terör belasından kurtulursa kalkınma hızını arttıracaktır. O halde terörü bitirelim, teröre doğrudan ve dolaylı olarak destek olanları engelleyelim. Bakınız Türkiye'nin terörle mücadele için harcadığı para miktarı yıllık 10 ila 12 milyar dolar...(2019)! Kalkınmak ve terörü bitirmek için iki seçenek; ya ekonomik büyüme ve kalkınma düzeyi yükseltilerek terör bitirilecek, ya da terörü bitirip kalkınma tamamlanacak." (Kalkınma-II, 2022).

Yıllar itibariyle terör konusundaki tespit, gözlem ve öneriler içeren bazı notlarımız:

2015:
1.Terör bi-ti-ri-le-cek! (Birlikte terörü yeneriz).

2.Ey terör, destekçilerinle birlikte yok ol. (Teröre Karşı birlikteyiz).

3.Sadece Batı'daki değil, tüm Dünya'daki terörü engellemek için birlikte hareket edilmelidir.

4.İslam adına terör Haçlı işidir! (Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Fatih Orhan'dan çarpıcı IŞİD analizi.)

5.Batı terör konusunda ne kadar samimi? "Batı terörü mü istemiyor, yoksa terörü Batı'da mı istemiyor?" 

6.Feraset bu günlerde en gerekli şey! Özellikle terör konusunda! Feraset; görünüşten, içyüzünü fark edebilmektir.

7.Terör konusunda, akıllı stratejilerle sağlıklı çözüme ulaşılabilir.

8.Fasit-maşist derler ama asıl faşistliği solcular yapar, üniversitelerde terör estirirler. Herkes ortak yaşama kültürü geliştirmeli.

9.DBP'li belediyeler terör üssü gibi - Yerel Yönetimler Haberleri haber7.com/yerel-yonetiml

2016:
10.Ülkenin terörü bitirme fırsatını yakaladığı bu günlerde hiç kimse bilerek veya bilmeyerek teröre ve teröre destek olanlara destek vermemelidir ki, Ülke terör belasından kurtulsun.

11.Okul kantinleri de terör örgütüne destek veren çalışanlar ve yazılardan temizlenmelidir.

12.AB ve Brüksel terör örgütlerine desteklerini çekene kadar, bazı alanlarda ilişkiler dondurulabilir.

13.Yine şehitler var! Terör ve destekçilerini telin ediyorum. 

14.Ankara'daki terör saldırısında ölenlere rahmet diliyorum.  Yapanı, yaptıranı, açık ve gizli destekçilerini kınıyorum.

15.Terörün yurtiçi ve yurtdışında destek unsurları kesilmeli ki, terör sona ersin!

16.Teröre destek verenleri destekleyen Batı, terör faaliyetlerinden sorumlu olmaz mı? Batı Türkiye' den özür dilemelidir.

17.Güneydoğu'da şehir ve ilçelerde sebep oldukları zararlar, terör örgütü ve destekçilerinden tahsil edilebilir. Gerekiyorsa bu yönde yasal çalışma da yapılabilir.

2017:
18.ABD bu günlerde Türkiye ile ilgili tabi olduğu terör, samimiyet vb her testten sınıfta kaldı. Obama iyi yönetemedi.

19.Bakan yolunu kesen Hollanda dost olabilir mi? Hatta terör örgütlerine her türlü desteği veren AB Ülkeleri!

20.Terör terördür... Kilise katliamcısının kimliği şoke etti! http://haber7.com/amerika/haber/

2018:
21.ABD, Rusya, Fransa, İran ve İsrail başta pek çok batı ülkesinin beslediği terör örgütünü maşa olarak orada bulunmaları çay içme ziyareti mi? DW  Tarafsız yazmıyorsunuz!

2019:
22.Türkiye Barış Pınarı Harekatı ile Batı ve İsrail'in kurduğu terör örgütlerini etkisiz hale  getiriyor yani gerekeni yapıyor.

23.HDP terör örgütü PKK'dan kurtulsun, siyasetini sürdürsün, terör örgütüne destek olmasın. Kim ki terör örgütüne destek oluyorsa sorumludur. Teröre destek bitmeden terör bitmez!

24.Teröre kim destek oluyorsa tepesine binilmelidir, o parti bu parti, o ülke bu ülke, o kişi bu  kişi fark etmez. Çünkü destek/lojistik oldukça terör devam eder. Bitirmek için destek/lojistik kesilmelidir.

25.Terör, terör örgütlerine doğrudan veya dolaylı destek verenler oldukça devam eder. Kimse terör örgütlerine destek olmasın ve terörü bitirelim Terör olaylarından, teröre destek olanlar da sorumlu değilmidir? 

26.Terör Örgütü PKK'ya Karşı "ANNELER DİRENİYOR". Kampanyaya imza ver! (http://chng.it/JfvCqLzh @ChangeTR)

2022:
26.ABD, Suriye'de ve Irak'ta terör örgütlerini desteklemeyi bırakmalı! Yunanistan'da ise gereksiz pek çok askeri üs açmayı durdurmalı! Bu coğrafyayı rahat bırakmalıdır! 

27.Gabar'da petrol bulunmuş, peki şimdiye kadar niçin bulunmadı? Terör bitti, petrol bulundu! Sağlayacağı zenginlik ve kalkınmadan herkes nasiplenecek inşallah! 

2023:
28.Terörist kimmiş? Terör devletleri kimmiş? 
"Amerikalı siyasi yorumcu Jimmy Dore: ABD dünyanın teröristidirSon 20 yıldır Ortadoğu'yu ateşe verdik. ABD Suriye'nin üçte birini işgal ediyor ve bu üçte birinin petrolü var." (Clash Report).

29.Mehmet Çek son 20 yılda Kürtlerle ilgili yaşanan olumlu gelişmeleri bir bir sıralamış. Ahmet Türk'e de cevap vermiş!

Muhafazakâr Kürtler ve Diyarbakır anneleri; Kürt kavmiyetçiliği yapan HDP'nin ve sırtını dayadığı terör örgütlerinin sonunu getirecektir.

30.İki günde 12 şehit, Rabbim rahmet eylesin! PKK terör örgütü ve ABD başta olmak üzere tüm destekçilerine bedel ödetilmelidir! ABD bölgeden tamamen def edilmelidir! (Pençe Kilit Harekatı).

31.Komisyondan geçmemesini beklerdim! Üstelik son saldırıda terör örgütünün kullandığı silahların İsveç yapımı olduğu iddiası ortadayken!

(ABD, İsveç'in NATO'ya katılımına dair teklifin TBMM'de komisyondan geçmesini memnuniyetle karşıladı ve Türkiye'ye F-16 satışına olan açık desteğinin sürdüğünü açıkladı.-Basın).

32.ABD ve Batının kovulduğu ülkelerde, terör faaliyetleri hemen niçin başlıyor? (Mali'de Terör Saldırısı: 70'ten Fazla Kişi Öldü, 200'den Fazla Kişi Yaralandı-Basın).

33.Terörü bitirmek için samimi olanlar; terör örgütlerine, onların uzantılarına ve destekçilerine kol kanat germeyi bırakmalıdırlar

2024:
34.Terör sempatizanlarının Van ve diğer şehirlerde kamu mallarına verdikleri zararları kendilerine tazmin ettirilmelidir! Bu konuda gerekiyorsa yasal düzenleme yapılmalıdır! Kamu bütçesinden tek kuruş harcanmamalıdır!

35.Kimse siyaseti, belediyeyi kullanarak terörü finanse etmeye kalkışmamalıdır! Devlet bunu önleyecek adımlar atılmalıdır!

36.Terörün bitirilmesine yönelik adımlar atılmasından, teröristlerin silah bırakmasından niçin rahatsızlık duyuluyor! Terör örgütünün en büyük destekçisi ABD ve İsrail! Onların rahatsızlık duyması beklenir!

37.23 ekim 24 günü TUSAŞ'a terör saldırısı yapıldı! Ne zaman terör bitirmesine yönelik bir adım atılıyor, birileri bir yerden pimi çekiyor! Dışarıdan bu pimi çekenler belli (ABD, Batı, İsrail), ama buna alet olanlara (PKK, YPG, İşid vb) yazıklar olsun!

38.Sn Bahçeli'nin çağrısı muhatapları ve çok geniş bir çevre tarafından olumlu karşılandı! Sanki terör örgütü silah bırakmaya çok daha yakın gibi! Dünyada örnekleri de yaşandı. Niçin olmasın?

39.İsrail-ABD ortak yapımı bir terör saldırısı mı izliyoruz?(Crocus City Hall).
    a.Zira yakın geçmişte; İsrail Rusya'yı terör saldırısı ile tehdit etmiş, ABD elçiliği de uyarı yapmıştı! 
    b.Nasıl bir İŞİD ise, binlerce Müslüman öldüren İsrail'e tek bir taş bile atmıyor da, gidiyor Moskova'da konser salonunu basıyor! Buna kim inanır! ABD, İsrail ve BATI insanların aklıyla dalga geçiyor!
   c.ABD ve Batı nerede bir operasyon yapmak istiyorsa bir terör örgütü kurup, devreye sokuyor! Adı El KAİDE, İŞİD, PKK başka bir ad olabiliyor! Bu terör örgütlerinin kurucuları ve finansörleri ABD, Batı, israil başta olmak üzere emperyalistlerdir!
  d.ABD-İsrail ortak yapımı terör örgütleri; DEAŞ ve PKK, Avrupa'da ve Rusya'da hortlatıldı! Kamuoyu bilgilendirilmelidir! İlgili birimlerde istihbari bilgilerin var olacağını umuyorum!

40."Deaş, ABD ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda eylem yapan bir terör örgütüdür!" (DEAŞ'ın kilise saldırılarının şifreleri-N.Şener).

41.İnsanı düşündürmüyor değil? Yıllardır, terör niye bitmedi, bitirilmediEmekli Amiral Türker Ertürk: “Sınırımızda İslami yapılar olacağına laik PYD/PKK olsun.” (Basın).

42.Türkiye de terör örgütlerinin verdiği zararlar dolayısıyla onları destekleyenlere dava açabilir.

43.Siyasi partiler; Batı aparatı terör örgütleri ile aralarına mesafe koymalıdırlar ki, terörü bitirelim ve Batılıların heveslerini kursaklarında bırakalım! 

44.Biden yönetiminin savaş, terör örgütü destekleri, soykırımcı İsrail'i destekleri kötüydü! Trump yönetiminin aynı hataları tekrarlamaması; savaşları, siyonist İsrail ve terör örgütlerini desteklememesi, Suriye ve Irak'tan çekilmesi beklenir!

2025:
45.Muhalefetteyken dahi terör estirenler (AMB), iktidar olunca, eline erk geçince ne yapmaz!

46.Yolsuzluk, rüşvet, irtikap, terör, diplomadan bahsetmeyen bazı muhalifler ayrı bir dünyada yaşıyor! Küreselcilerin kaos planlarına aparat oluyorlar.

47.Suriyeliler (SMO), Fırat'ın doğusunu da terör örgütü PKK ve PYD den ve onun destekçisi ABD den temizlemelidirler! Bu arada siyonist İsrail'in hava saldırıları engellenmelidir!

48.Hükümet aslında terör örgütüne sonuncu "teslim ol" çağrısını yaptı! Zannederim ki, ne anlama geldiği anlaşılmıştır. (18 oca 25).

49.İmralı'daki terörist başı PKK'nın silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısı yaptı! Terörün bitirilmesi anlamında olumlu bir gelişme. Kısa sürede fiiliyata geçmesi beklenir. Yaklaşık 10 yıldır yazıyorduk! Artık sırada, daha hızlı kalkınma var. (28 şub 25).

50.Terörün bitirilmesi herkesin yararınadır! Bundan rahatsızlık duyulması; ya gaflettir ya öngörüsüzlüktür! Terör 350 milyar dolar bir maliyete sebep oldu! Artık birlik ve kalkınma zamanıdır! (2 mart 25).

51.PKK terör örgütünden sonra, diğer terör örgütlerinin de kendilerini feshetmeleri beklentimizdir.

52.Evet PKK kongresini toplayıp silah bırakma kararını açıkladı. (12 mayıs 25).

53.Türkiye'nin hiç bir başarısına sevinemeyen güruh, terörün bitirilmesi için atılan adımlara içerliyor ve sürece fitne paylaşımları yapıyor! Üzüntü verici ama daha önce de olduğu gibi yine kervan yürüyecektir! 


Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.ABD ve Batı’nın Emelleri! 250521
2.Fonlayan ve Fonlananlar 141021
3.Muhalefet ve muhaliflik 151121
4.İnsana yatırım! 030122
5.İstihbarat! 090822
6.Kuran-ı Kerim’in Yakıldığı Ülke; İsveç Krallığı 220123
7.ABD ve Batı 111023 
8.TERÖR!!! 271123
9.Artık 130424
10.Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri 140824

Aşağıdaki yazılarımız ise "Hayatın İçinden Analizler" kitabımızdadır:
11.Terör zararlarının tazmin önerisi 050815
12.Huzur Sadece Batı'ya Değil Tüm Dünya'ya Gerekli 190815
13.Terörü bitirelim 150915
14.Batı Bu! 171115
15.Terör ve Vebal 180216
16.Ankara'da terör 130316
17.Kalkınma (Gelin Kalkınalım, Zira Kalkınırsak Çok Şey Değişir) (100317)
18.Taa Uzaktaki Ülkeler! (131217)
19.Ey Dünya, Biz, Gerçekten Terörden Bıktık 170218
20.Kalkınmak (Güçlü Olmak) Zorundayız (170518)



25 Nisan 2025 Cuma

ÜLKE'DEKİ BAZI TEMEL PROBLEMLER 250425:

Türkiye kalkınmanın kulvarına girmiş ve epeyce yol almış iken, kalkınmanın tamamlanmaması için, geçmişte olduğu gibi yine birileri ve/veya bir takım görünmeyen eller devreye girmektedir. 

Geçmişteki kalkınma hamleleri; kimi zaman kalkınma yolunda ilerleme sağlanan sektörler/alanlar sekteye uğratılarak, kimi zaman girişimciler engellenerek, kimi zaman itibarsızlaştırılarak, kimiz zaman ticaret yasağı getirilerek, kimi zaman kaos ve anarşi ortamları oluşturularak, kimi zaman darbe yapılarak engellenmiştir. 

Bu engellemelere zemin oluşturmak için önce YALAN ve ALGILARA başvurulmakta akabinde ise fırsat bulunan her uygun ortam kaosa çevrilmek istenilmektedir. 

Şimdilerde de aynı yöntemler denenmektedir.

Peki ne yapmak gerekir

Devlet, kurumlar, halk ve vatandaşların bu durumların da farkında olmalıdır. 

Dünya siyaseti iyi izlenmeli, istihbarat, bilgi sahibi olma, ona göre tedbirler alma, yozlaşma hastalığına kapılmadan ilk günkü gibi işini şevkle yapma önceliklenmelidir. 

Kurum ve sistemde aksayan veya hastalıklı alanlar tedavi edilmelidir. 

Birlik şuuru ile hareket edilmeli, algı ve yalanlara, fısıltı haberlerine itibar edilmemelidir. 

İstihbarat yoluyla etki ajanlığı alanlarının oluşması engellenmelidir. 

Doğru haber kanalları rehavete kapılmadan, sürekli yenilenerek üstlerine düşeni yapmalıdırlar. 

Bazıları kamuoyunda da gündem olan ve dikkatimizi çeken, tekrar eden ve önemli gördüğümüz konulardan bazılarına dikkat çekmek isteriz:

1.Yalan! Algı! Dezenformasyon! Tarihte okuduk! Yalan haberler fısıltı gazetesi denen söylenti yoluyla çok çabuk yayılmakta algılar gerçeğin önüne geçebilmekte, pek çok hizmet ve başarıyı gölgeleyebilmektedir. 

Bu gölgeleme olduğu sürece, ne yapılırsa yapılsın bırak takdir etmeyi ağzıyla kuş tutanlar dahi eleştirilmektedir. 

Yalan ve algının gerçeğin önüne geçmesi üzüntü vericidir ve zarar vericidir. 

Özellikle yalan ve algı siyaseti boşa düşürülmelidir. 

Aksi takdirde ülke hatta İmparatorlukların felaketiyle sonuçlanabilmektedir. 

Yalan, algı ve dezenformasyonla etkili olarak mücadele edilmelidir. 

Bu mücadele yöntemlerinden bazıları; sağlıklı haber kanallarının oluşturulması, üretmektir, başarıya başarı katmaktır, özellikle belli merkezlerden yayılan yalan haberleri önleyecek istihbarat ve buna göre tedbirler almaktır!

2.Cezasızlık algısı! Yapanın yanına kalıyor algısı! Bu algılar, yasaların mutlak suretle uygulanması, cezalara indirim veya af getirileceği beklentisinin yıkılması, yani infaz ve uygulamanın tam yapılması ile  yok edilebilir.

3.Tedbirsizlik! Gelişmiş ülkelerde olmayan kazaların çokça olması! Tabii ki bunun sebebi yasal bir düzenleme varsa bunlara uyulmaması ve/veya tedbirsizliktir! 

Tedbir almayıp "nasılsa bir şey olmaz, bize bir şey olmaz" söylem ve düşünceleriyle hareket edip, bir kaza olduğunda da "ya böyle olacağını düşünmemiştik", "daha önce hiç olmamıştı" gibi tamamen boş bahane ve söylemler çare değildir

Çare olan; yasalara uyulması, yasaların uygulanması ve tedbirsiz iş yapmayacak bir zihniyetin oluşturulmasıdır.

4.Uzun Dava Süreçleri! Mahkemelerde dava süreçlerinin çok uzun sürmesi! Süre uzadıkça dosyalar kabarmakta, savcı ve/veya hakim değişmekte, süreçler tekrar yaşanmaktadır. 

Adaletin gecikmeden tesis edilmesi için tedbirler alınmalıdır. 

Davaları azaltacak ve davaların kısa sürede adil bir şekilde karara bağlanması için tedbirler alınmalıdır. 

Belki de bu tedbirlerden biri de "adalet şurası" yapıp esaslı bir "yargı reformu" yapılmasıdır.

5.Vergi Adaletsizliği! Tüketim ile gelir beyanı arasındaki muazzam orantısızlık çok açık olduğu halde, vergi denetimleri ve uygulamaları ile bu konular yeterince ortaya çıkmamakta vergi olarak kamuya dönmemektedir. 

Bu orantısızlık mali denetim tarafından dikkate alınmalıdır. Ticari işletmelerde "biri gerçek biri resmi iki adet muhasebe sistemi işliyor" konusu olgu ise gereği yapılmalı, algı ise bu algı kırılmalıdır. 

Vergi reformu bir ihtiyaçtır. 

Bu reform yaygın ve gönüllü ödemeyi teşvik edecek düşük vergi oranları, vergi mükellefi ile birlikte muhasebecisinin müteselsilen sorumlu tutulması, risk analizi bazlı denetim gibi konuları da içermelidir. 

6.Liyakatsizlik! Liyakati olmayan kişilerin belli görevlilere seçilmesi veya atanması! Bunda seçenin ve atayanlar kadar, seçilenin ve atananın da vebali vardır! O halde çeşitli görev ve vazifelere talip olanlar ehliyetlerine göre talepte bulunmalı, bu talepleri değerlendirenler de bu hususu gözetmelidirler. 

Liyakat denince genelde bürokrasi akla gelse de siyaset ve her alanda söz konusudur. Sicillerinde hiç bir başarı olmayan kişilere bürokrasi, siyaset vb hiç bir alanda prim verilmemelidir. 

Bu kişiler de kendilerine beş on beden büyük elbise giymeye kalkmamalıdırlar. Yapamayacakları makamlara talip olmamalıdırlar. Önce olumlu yaptıkları işlerle kendilerini ispatlamalıdırlar.

Liyakatsizliklerini lobi faaliyetleri, sloganlarla vb bir şekilde kapatma, çeşitli kavram veya sloganları kendine kalkan yapma çabası güdenlere itibar edilmemelidir.

7.Gizli işsizlik! Maalesef çalışıyorum veya işe gidiyorum deyip çalıştığı kurum veya şirkete hiçbir katkısı olmayan sadece maliyet yükleyen kişiler az değildir. 

Bunlar mutlaka üretken hale getirilmelidir. 

Bunun için kişilerin vicdani muhasebe ve denetim yapmalarını sağlayacak farkındalık eğitimleri yapılabileceği gibi performans esaslı ücret verme gibi konular da düşünülmelidir.

8.Verimsizlik! Verimlilik konusu imalat, sanayi, tarım, bürokrasi (askeri, yargı, sivil), siyaset, gibi hayatın her alanında hayatımıza girmelidir. 

Şayet bir fabrika ise üretmek yetmez, sürdürülebilir olması için; üretim verimli mi, verimsiz mi ona bakmak gerekir. Siyaset te öyledir. 

Bürokrasi ise yapılan işler, vizyona ve çıktısına, tarım ise harcanan ile elde edilen ürüne, keza hayvancılık, keza sulama yatırımları her alanda maliyet fayda analizi mutlaka yapılmalıdır. 

Bunun için ölçülemeyenleri de ölçülebilir hale getirerek maliyet çıktı hesabı mutlaka yapılmalı ve verimliliği arttıracak adımlar atılmalıdır.

9.Ahlaki Yozlaşma! Maalesef eğitimsizlikten veya sorumsuzluktan veya yozlaşmadan veya şımarıklıktan veya şükürsüzlükten veya hasetten veya kıskançlıktan veya hırstan veya kibirden veya tamahtan veya bilmediğimiz bir şeyden kaynaklanan bir ahlak zafiyeti var! 

Bu zafiyet bireysel, aile, toplumsal, ticari, eğitim, siyasal vb hemen hemen her alanda bir şekilde tezahür ediyor. Ahlaki yozlaşma israfı, sorumsuzluğu, farkındasızlığı kısaca her alanda yozlaşmayı getirmektedir! 

Misal enflasyonist ortamı körükleyerek bundan rant elde etme çabasında olmak, keyfi zam yapmak, stokçuluk, fırsatçılık ticari ahlak zafiyetidir.

Keza Batının aparatı olan veya batının aparatlarının hamiliğini yapan siyasi partilerin veya siyasetçilerin ortaya çıkması yozlaşmanın işaretidir.

Her şeyden şikayetlenme ve şikayet döngüsü ahlaki yozlaşma belirtisidir.

Tekeri çevirmediği halde çeviriyormuş gibi yapmak üretmediği halde üretiyormuş gibi yapmak ahlaki yozlaşmanın tezahürüdür.

Ahlaki değerlerin tesisi aile, okul, çevre alanlarında ve bireysel anlamda ihmal edilmemelidir.

10.Öz güvensizlik! Yıllarca toplumun özgüveni; "biz yapamayız", "biz üretemeyiz", "biz başaramayız", "bizden bir şey olmaz" gibi algılar ile törpülenmiştir.
 
Oysa bir şey icat etmek, yapmak, üretmek, başarmak ve bir şey olmak kimsenin, hiçbir ülkenin, hiçbir devletin tekelinde değildir. 

Bir şey icat edenler, yapanlar, başaranlar, bir şey olanlar; çalışanlardır, çabalayanlardır, gayret gösterenlerdir. 

O halde ihtiyacımız olan her türlü akıl ve beden tembelliğini terk edip çalışmak, gayret etmek, çabalamaktır. Elde edilecek başarılar öz güveni yeniden getirecektir. Tarihi misyonu tekrar kazandıracaktır. 

Bütün bu olumsuzluklar maddi ve manevi kalkınma ile aşılacaktır. Kalkınma bu tür olumsuzlukları tümden yok etmese dahi minimuma indirecektir.

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.Terk edilmeli! 120225
2.Zamlara "Standart Oran" Önerisi! 170125
3.Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri 140824
4.Tasarruf tedbirleri 180524
5.SADELİK 031223
6.Fitnecilik, Fesatçılık, Psikolojik Harp! 090923
7.Çünkü KALKINMA gibi bir beklentimiz var 240723
8.Ahlâk 120723
9.Avrupa Birliği (AB)! 210423
10.Sanayide üretimleri engellenenler! 170323
11.Çözüm, çözüm odaklı olmak 131122
12.Adalet 041122
13.Kalkınma-II 271022
14.Liyakat (yine, yeniden, her zaman) 181022
15.Üretim! Üretim! Üretim! 061022
16.İstihbarat! 090822
17.Ekonomide zam terörü 020422
18.Değerlere yabancılaşma, yabancılaştırma! 110322
19.“Efendim Yukarısı İstemiyor! (mu?)” 250222
20.Zihinsel Dönüşüm 280122
21.Vergi reformu 271221
22.Verimlilik 231221
23.Kurum ve Liyakat (Yükselme, Duraklama, Gerileme) 121021
24.Yönlendirme ve Algılara Dikkat! 051021






TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...