Bu yazımızda toplumda çalışan kadınların erkeklere nazaran ilaveten üstlendikleri yükler ve bu yüklerin yıpratıcı etkisine dikkat çekilmek istenilmiş ve yazının çerçevesi bu konu ile sınırlı tutulmuştur.
Çalışan kadınla ilgili bazı sorular soralım:
Bir eş veya anne olarak kadının kendisinden, eşinden ve çocuklarından beklentisi nedir?
Erkeğin eşinden beklentisi nedir?
Çocukların annelerinden beklentisi nedir?
Toplumun eş veya anne olarak kadından beklediği nedir?
Evli bir kadın çalışmak zorunda mıdır? Çalışmak isterse nasıl bir işte çalışmalıdır?
Kadının ve erkeğin fıtratlarına uygun olan nedir?
Bu konuda dinimiz, örfümüz ne söylüyor? Bunları biliyor muyuz, dikkate alıyor muyuz?
Bu soruların cevaplarını düşünürken çalışan evli bir kadının ev işleri olarak evde yapması gereken veya yapması beklenen iş görev ve sorumluluklara göz atalım:
Öncelikle sadece kendisinin değil ailenin tüm bireylerinin ortak yükü olan; ev işleri, evin temizliği, yemek yapmak, sofra kurmak, sofrayı toplamak, bulaşık, çamaşır, ütü, evi süpürme, silme, bebeği emzirmek, onunla ilgilenmek, onu beslemek, onu uyutmak, ağlamasını teskin etmek gibi işler, vazifeler, görevler kadından beklenir. Evin diğer üyeleri kocası, erkek çocukları ve hatta kızları bu işlere pek el atmazlar! Sadece annenin vazifesiymiş gibi görülür. Çalışan kadının kocasına nazaran bu kadar daha ilave iş yükü vardır.
Bu ev işlerini yapan çalışan kadın, çalıştığı iş yerine duruma göre servis, toplu taşıma veya aracıyla işe gidecek ve dönecek; yolda, trafikte veya iş yerinde iş arkadaşları veya amiri yada çalışanı yada müşterisi vb ile yaşayabileceği muhtemel olumsuzlukları, görünmeyen psikolojik bir yük olarak sırtlanacaktır.
Bu psikoloji ile akşam eve dönen kadın yukarıda belirttiğimiz ev işlerinden bir kısmını yapmak durumunda kalacak, aile üyelerinin anne veya eş olarak beklentileri olacaktır.
Bu döngüde ev halkı ve işyerindekiler veya muhatap olduğu kişiler çalışan kadından, diğer yükleri göz ardı edilerek, belki de hiç düşünülmeyerek verimlilik ve performans beklenecektir.
Böyle bir ortamda çalışan kadının kendi görev ve sorumlulukları yanında eşinin evi geçindirme görev ve sorumluluklarını da üstlendiği en azından paylaştığı açıkça görülmektedir.
Evli olmayan çalışan kadın ise gerek kendi gerekse de erkeğin yapması gereken tüm işleri üstlenmektedir.
Emeklilik sonrası ise kadının ev ile ilgili yaptığı işler devam ederken erkek için bu söz konusu olmamaktadır.
Şimdi denilebilir ki; çalışan kadınlar, ekonomik özgürlüğünü kazanıyor, kendi ayakları üzerinde duruyor, kadın eve hapsolmuyor, ayrıca ev işlerini yapmıyorlar bu işleri yapacak birilerine ücretle yaptırıyorlar! Olabilir ancak bunun maddi ve manevi bir karşılığı da var. Tercih meselesi! Bilinçli bir fayda maliyet analizi yapılarak tercihte bulunulabilir.
Şimdi başta sorduğumuz sorulara dönelim:
Bir eş veya anne olarak kadın, güvenli ve huzurlu bir ortam ister. Bu ortamı aile ortamının sağlaması beklenir.
Erkek eşinden tatbikî güzel huyluluk yumuşaklık güzel geçim ister. Eşine sevgi ve muhabbet beslemek ister. Bunları yok edecek davranışlarla karşılaşmak istemez. Bunların karşılıklı olması gerekir.
Çocuklar da annelerinden sevgi, ilgi, muhabbet yanında, yanlarında bulunmasını ve kendisini hayata hazırlamasını ister. Hatta denir ki "anneyi eğitirsen toplumu eğitmiş olursun". Bu anlamda çocuğuna donanım kazandıracak ilk öğretmendir. Güzel bir aile ortamı, çocuğa ilk cevherleri kazandıracak ilk eğitim merkezidir.
Toplum ise kadından eş veya anne olarak güzel bir aile oluşturmasını bekler. Sağlam aile sağlam toplum demektir. Denir ki "yuvayı dişi kuş yapar", ailenin en önemli çimentosu bir anlamda eştir, annedir. Toplum; toplum içinde kadınlar eliyle yapılması gereken işleri onların eliyle yapılmasını da bekler.
Evli bir kadın dinimize göre çalışmak zorunda değildir. Hatta bırak çalışmayı ev işlerini, çocuğun emzirmesi dahi yapmak zorunda değildir. Ancak örfümüze göre ev işlerini kadınlar yapa geldiği için böyle devam etmektedir. Gönüllülük ilkesi ile yapılması mümkündür.
Evli kadın kendi isteğiyle veya zorunluluk vb hangi gerekçe ile olursa olsun çalışmak isterse ki nitekim toplumda kadınların yapması gereken işler de vardır, fıtratına uygun işleri tercih etmesi beklenir, kendi lehine olan, daha az yıpratıcı olan da bu yöndeki tercihler olacaktır. Bak bu işleri de kadınlar da yapabiliyor dedirtmek için veya istihdam edenlerin erkeğe göre daha az ücret ödedikleri kadınlara erkeklerin yaptıkları işlere yönlendirilmesi gibi sebeplerle çok ağır işlerde çalışmaması gerekir.
Bu konudaki aldatıcı söylem, reklam ve algılara kanmamak gerekir. Merhum Sezai Karakoç'un bir dizesi bunu özetler: "Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı, Günlere geldim, bunu bana öğretmediniz".
Kadının fıtratında sahiplenilmek, erkeğin fıtratında ise sahiplenmek vardır. Erkekler fiziken daha güçlüdür. Kadınlar iş ve davranışları ile erkek gibi, erkekler de kadın gibi olmamalıdır. Her iki cins fıtratlarına uygun yaşamalıdır. Bu şekilde yaşamak onları daha huzurlu kılar.
Dinimiz de örfümüz de kadının fıtratına uygun olmayan işlerde çalışmasına hoş bakmaz. Her ikisinin görev ve sorumlulukları farklıdır. Bunlar ilmihal kitaplarında detaylı olarak yer almaktadır. Erkek ailesini geçindirmekle mükelleftir. Bunları okuyup öğrenip ailedeki görev ve sorumlulukları aksatmayacak işleri tercih etmeleri beklenir. Aile ekonomik otaklık haline gelmemelidir. Kaldı ki tüm fertleri maaşlı olan ailelerin yakalayamadığı ekonomik özgürlük, bereket, huzur ve rahatı, sadece kocanın maaşıyla yakalayan aileler olduğunu unutmamak gerekir. Hayatı zorlaştırmadan, gereksiz yüklerin altına girmeden yaşamak insanı ferahlatır, kendisine alan açar ve hayatının kalitesini arttırır.
Netice itibariyle evli kadınlar yukarıdaki hususları dikkate alarak, çalışma veya çalışmamanın maddi manevi faydası ile yine maddi ve manevi maliyetinin analizini yaparak tercihte bulunmaları, fıtratlarına uygun helalinden bir hayat tarzı seçmeleri kendilerini madden ve manen daha huzurlu kılacaktır. Tercih muhatabına kalmıştır!
Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedir, ne değildir? 080314
2.Ailede yaşam alanını genişletmek 060816
3.Sağlıklı Evlilik, Sağlıklı Aile 250517
4.Bekar Kalmak veya Evlenmek 290717
5.Sağlıklı Aile Kampanyamız (Bir Sosyal Deney) 270520
6.Hayatın Hâl ilmi Nedir? Niçin Bilmemiz Gerekiyor? 081220
7.Evliliğin Hal-İlmi 130121
8.Evlilikte Tavır! 240521
9.Muhabbet 111121
10.İnsana yatırım 030122
11.Kadınlar 080322
12.Huzur 190622
13.Ev hanımları, sigorta, emeklilik 290722
14.Sevgi ve saygı 170922
15.Ailede huzur 240922
16.Aile üzerine 161022
17.Adalet 041122
18.Evlilikte de her şey mükemmel değildir, sıkıntılar olacaktır 231122
19.Mutluluk 091222
20.İŞ HAYATI, 200823
21.SADELİK 031223
22.ÇOCUKLAR ve EĞİTİM 280325
23.Evlilik ve Aile 240425