Kalkınma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kalkınma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mayıs 2025 Pazar

Terörsüz Türkiye 180525

"Terörsüz Türkiye" çağrısı toplumda çok geniş bir kesimde kabul görmüştür. Bu sürecin herhangi bir yol kazasına uğramadan sonuca götürülmesi gerekmektedir. Süreci sekteye uğratacak her şeyden kaçınılmalıdır, yapmak isteyenlere de pirim verilmemelidir. 

Zira terör bu ülkenin her zaman prangası olmuştur. 1980 öncesi sağ sol olayları, sünni-alevi, Türk-Kürt, Müslüman-laik veya mezhep çatışmaları oluşturmak için yapılan provokasyonlarla yaşanan olaylar Ülkeye sadece acı getirmiştir. Toplumun maddi ve manevi kaynakları, kalkınma, refah, huzur yerine bu olayların önlenmesine harcanmıştır. 

Terör olayları dış desteklidir, ya kendileri kurar veya kurdurur yada kurulmuş olanları kullanır. Onun için istihbarat ve önleyici tedbirler son derece önemlidir! Ülke kalkındıkça, refah ve paylaşım arttıkça terör kendine alan bulamayacaktır. Terör ve kaos denemeleri kalkınmanın en büyük düşmanıdır

Terör konusunu 2015 yılında sosyal medya ve bloğumuzda yazmaya başladık. 2015 yılındaki ilk paylaşımlarımızda terörün bitirilmesine yönelik inancımızı "Terör bi-ti-ri-le-cek! (Birlikte terörü yeneriz)." ve "Ey terör, destekçilerinle birlikte yok ol. (Teröre Karşı birlikteyiz)." şeklindeki net ifadelerle ortaya koyduk. 

Terör konusundaki yazılarımızın listesine yazısının sonunda yer verdik. Bu yazılarımızda terör faaliyetlerinin ABD ve batı destekli olduğuna, terörün kalkınmayı engellediğine, kalkınırsak emperyalistlerin bu oyunlarının bozulacağını, terörsüz Ülkenin herkesin faydasına olduğuna, muhaliflik saikleri ile terör örgütleri veya faaliyetlerini desteklemekten kaçınılması gerektiği gibi pek çok konuya değindik, dikkat çektik. 

Aşağıda bu konulara ilişkin yazılarımızdan alıntıladığımız çok kısa pasajlara yer verdik. Devamında ise yazılarımızda yer almayan muhtelif yıllarda aldığımız notlara yer verdik. Yıllar itibariyle dillendirdiğimiz notlar ve yazılar, bu süreç hakkında yaşananları tekrar hatırlatacak, düşündürecek ve terörsüz Türkiye'nin herkesin yararına olduğunu bir kez daha ayan olacaktır. 

Bazı yazılarımızdan kısa pasajlar;

1.Terörü bitirelim çağrısı yaptık ve nasıl bitirileceğine ilişkin öneriler sunduk;

 "Terörün; Irak ve Suriye deki savaş durumundan yararlandığının, bu ülkelerdeki savaşın sona erdirilmesi gerektiğinin, terörün kazanma şansı olmamasına rağmen, bu coğrafyada yaşayan insanlara maddi manevi büyük zararlar verdiğinin farkında olarak,
-Kaynağı ne olursa olsun, terörü besleyen ve destekleyen tüm stratejilerini bertaraf edecek stratejiler devreye sokarak,
-Terörün zararlarını ve geleceğimizi nasıl olumsuz etkilediğini net olarak ortaya koyarak,
-Terörün bölge Halkı üzerindeki baskı oluşturmasını engelleyerek,
-Terör konusunda kimden gelirse gelsin samimiyetsiz açıklamaları anında deşifre ederek,
- Terör ile ilgili (askeri, siyasi vb) çok yönlü istihbarat sağlayarak,
- Mensuplarına, yandaşlarına, sempatizanlarına örgütün gerçek yüzünü göstererek,
-İstihbarat ve güvenlik zafiyeti oluşturmadan, silah bırakmamakta direnenleri bertaraf ederek,
-Batılı ajanslardan önce (masa başında değil) yerinde sağlıklı ve güvenilir haberleri üreterek,
-Terör örgütünün sebep olduğu tüm ekonomik zararların, (doğrudan veya ilgili olduğu tüm kişi, kurum, devletler hakkında) tazmin ettirilmesi için dava açılması yoluna gidilerek,
-Kardeşliği bozan tüm söylem, davranış ve eylemleri deşifre ederek,
-Kısaca kardeşliği tesis ederek, büyük dayanışma sergileyerek,
Terörü bitirelim." (Terörü Bitirelim, 2015).

2.Türkiye'nin başına örülen terör faaliyetlerini örnek gösterip, kenetlenip kalkınmak gerektiğini vurguladık;

"Türkiye'de 1970 lerden itibaren terör olayları eksik olmamaktadır. 80 öncesi sağ-sol olayları, 80 sonrası PKK, son yıllarda DEAŞ ve PKK nın türevi olan örgütler, DHKP-C gibi sol örgütler. Terör olaylarını bitirmek için, kenetlenip, hızlıca kalkınmamız için, herkesin işini çok daha iyi yapması gerekmez mi?" (Sorular, 2016).

3.Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki projelerini bozmak için kalkınmak ve güçlü olmak zorunda olduğumuza dikkat çektik;

"Güçlü olmak zorundayız: Ülke olarak; çalışmak, üretmek, kalkınmak ve güçlü olmak zorundayız. Aksi takdirde, emperyal devletler her zaman gezi, döviz kuru, futbol, darbe, terör veya başka bir ad veya yolla projelerini üzerimizde dener durur." (Kalkınma (Gelin Kalkınalım, Zira Kalkınırsak Çok Şey Değişir)-2017).
.
"İnşallah "Taa uzaktaki ülkeler"in (ABD) ve "bölge işbirlikçileri"nin (İsrail) "fitne ve fesat politikaları" son bulacak, terör bitecek, huzur gelecektir! (Huzur-2018).
.
"Biz gerçekten terörden bıktık. Artık kalkınmak istiyoruz. Kalkınmanın önündeki engeller kaldırılmalı. Terörün kısa sürede bitirilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır." (Kalkınma-I, 2018).
.
"Taa uzaktaki ülkeler yanı başımızda terör örgütleri kuruyor veya kurdurabiliyor, milyonlarca insanın acı çekmesine sebep olabiliyorlar. bu nasıl olabiliyor? Bölgedeki hiç bir grup "Taa Uzaktaki Ülkeler"in maşası olmamalıdır. Zira bu ülkelerin abad ettiği hiçbir toplum yoktur. Terör biterse savaş da biter." (Taa Uzaktaki Ülkeler, 2018).
.
"Terörü yapan ve/veya yaptıranlar bu işe son versinler;

a) Coğrafyamızdaki terör olaylarının “taa uzaktaki ülkelerin” bir oyunu ve terör örgütlerinin de piyon vaziyetinde olduğunun farkında olunsun, kimse “taa uzaktaki ülkelerin” maşası olmasın, bu ülkelerin abad ettiği hiçbir toplumun olmadığı bilinsin.

b) terörü yapan veya yaptıranlar bu işe son vermezler ise terörün bitirilmesi zorunluluğu doğar." (Ey Dünya, Biz, Gerçekten Terörden Bıktık!-2018).
.
4.Terör örgütlerini ABD ve Batının desteklediğinin farkında olunarak, onların amaçlarına hizmet edilmemesi gerektiği konusunda uyarılar yaptık;

"ABD ve Batı; terör örgütlerini (PKK vb) fonluyor, silah yardımı yapıyor, darbe girişimcilerini koruyor, teröristleri iade etmiyor, ana muhalefet ABD (Biden) den medet umuyor ve teröre dolaylı destek oluyor!

Lütfen bu tabloyu tefekkür edelim, yerli ve kendi aklımızı kullanalım!

Muhalefet söylemi olan; farklı partililer, terör örgütü sempatizanları, Türkçe yayın yapan yabancı basın ve yerli uzantıları, vb neredeyse aynı kelimelerle, aynı dili kullanıyor.
Bu söylemler tek merkezden sufle olabilir mi?" (Muhalefet ve Muhaliflik, 2021).
.
5.Yeni sistemde terörle mücadelede elde edilen başarıya ön yargılı olmadan destek olunması gerektiğini vurguladık;

"Mutlaka bir sistemde aksayan ve eleştirilecek yönler vardır. Ama bunu insanları hakir görüp hakaretler yerine akıl ile, adilane yapmak gerekir. Bakınız, bu tür insanların görmediği veya görmek istemediği yada farkında olmadığı olumlu durumların bir kaçını zikredelim.
Hızlı karar alabilen ve uygulayan bir sisteme Başkanlık sistemine geçilmiştir.
Kırk yılı aşkın süredir savunmada kalınan terör örgütünün yerine kadar gidilmiş, terör faaliyetleri bitirilme aşamasına gelinmiştir, ..." (Ön Yargılar, 2020).
.
6.Terörle kalkınma ilişkisine "tekrar" "tekrar" değindik; 

"Türkiye terör belasından kurtulursa kalkınma hızını arttıracaktır. O halde terörü bitirelim, teröre doğrudan ve dolaylı olarak destek olanları engelleyelim. Bakınız Türkiye'nin terörle mücadele için harcadığı para miktarı yıllık 10 ila 12 milyar dolar...(2019)! Kalkınmak ve terörü bitirmek için iki seçenek; ya ekonomik büyüme ve kalkınma düzeyi yükseltilerek terör bitirilecek, ya da terörü bitirip kalkınma tamamlanacak." (Kalkınma-II, 2022).

Yıllar itibariyle terör konusundaki tespit, gözlem ve öneriler içeren bazı notlarımız:

2015:
1.Terör bi-ti-ri-le-cek! (Birlikte terörü yeneriz).

2.Ey terör, destekçilerinle birlikte yok ol. (Teröre Karşı birlikteyiz).

3.Sadece Batı'daki değil, tüm Dünya'daki terörü engellemek için birlikte hareket edilmelidir.

4.İslam adına terör Haçlı işidir! (Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Fatih Orhan'dan çarpıcı IŞİD analizi.)

5.Batı terör konusunda ne kadar samimi? "Batı terörü mü istemiyor, yoksa terörü Batı'da mı istemiyor?" 

6.Feraset bu günlerde en gerekli şey! Özellikle terör konusunda! Feraset; görünüşten, içyüzünü fark edebilmektir.

7.Terör konusunda, akıllı stratejilerle sağlıklı çözüme ulaşılabilir.

8.Fasit-maşist derler ama asıl faşistliği solcular yapar, üniversitelerde terör estirirler. Herkes ortak yaşama kültürü geliştirmeli.

9.DBP'li belediyeler terör üssü gibi - Yerel Yönetimler Haberleri haber7.com/yerel-yonetiml

2016:
10.Ülkenin terörü bitirme fırsatını yakaladığı bu günlerde hiç kimse bilerek veya bilmeyerek teröre ve teröre destek olanlara destek vermemelidir ki, Ülke terör belasından kurtulsun.

11.Okul kantinleri de terör örgütüne destek veren çalışanlar ve yazılardan temizlenmelidir.

12.AB ve Brüksel terör örgütlerine desteklerini çekene kadar, bazı alanlarda ilişkiler dondurulabilir.

13.Yine şehitler var! Terör ve destekçilerini telin ediyorum. 

14.Ankara'daki terör saldırısında ölenlere rahmet diliyorum.  Yapanı, yaptıranı, açık ve gizli destekçilerini kınıyorum.

15.Terörün yurtiçi ve yurtdışında destek unsurları kesilmeli ki, terör sona ersin!

16.Teröre destek verenleri destekleyen Batı, terör faaliyetlerinden sorumlu olmaz mı? Batı Türkiye' den özür dilemelidir.

17.Güneydoğu'da şehir ve ilçelerde sebep oldukları zararlar, terör örgütü ve destekçilerinden tahsil edilebilir. Gerekiyorsa bu yönde yasal çalışma da yapılabilir.

2017:
18.ABD bu günlerde Türkiye ile ilgili tabi olduğu terör, samimiyet vb her testten sınıfta kaldı. Obama iyi yönetemedi.

19.Bakan yolunu kesen Hollanda dost olabilir mi? Hatta terör örgütlerine her türlü desteği veren AB Ülkeleri!

20.Terör terördür... Kilise katliamcısının kimliği şoke etti! http://haber7.com/amerika/haber/

2018:
21.ABD, Rusya, Fransa, İran ve İsrail başta pek çok batı ülkesinin beslediği terör örgütünü maşa olarak orada bulunmaları çay içme ziyareti mi? DW  Tarafsız yazmıyorsunuz!

2019:
22.Türkiye Barış Pınarı Harekatı ile Batı ve İsrail'in kurduğu terör örgütlerini etkisiz hale  getiriyor yani gerekeni yapıyor.

23.HDP terör örgütü PKK'dan kurtulsun, siyasetini sürdürsün, terör örgütüne destek olmasın. Kim ki terör örgütüne destek oluyorsa sorumludur. Teröre destek bitmeden terör bitmez!

24.Teröre kim destek oluyorsa tepesine binilmelidir, o parti bu parti, o ülke bu ülke, o kişi bu  kişi fark etmez. Çünkü destek/lojistik oldukça terör devam eder. Bitirmek için destek/lojistik kesilmelidir.

25.Terör, terör örgütlerine doğrudan veya dolaylı destek verenler oldukça devam eder. Kimse terör örgütlerine destek olmasın ve terörü bitirelim Terör olaylarından, teröre destek olanlar da sorumlu değilmidir? 

26.Terör Örgütü PKK'ya Karşı "ANNELER DİRENİYOR". Kampanyaya imza ver! (http://chng.it/JfvCqLzh @ChangeTR)

2022:
26.ABD, Suriye'de ve Irak'ta terör örgütlerini desteklemeyi bırakmalı! Yunanistan'da ise gereksiz pek çok askeri üs açmayı durdurmalı! Bu coğrafyayı rahat bırakmalıdır! 

27.Gabar'da petrol bulunmuş, peki şimdiye kadar niçin bulunmadı? Terör bitti, petrol bulundu! Sağlayacağı zenginlik ve kalkınmadan herkes nasiplenecek inşallah! 

2023:
28.Terörist kimmiş? Terör devletleri kimmiş? 
"Amerikalı siyasi yorumcu Jimmy Dore: ABD dünyanın teröristidirSon 20 yıldır Ortadoğu'yu ateşe verdik. ABD Suriye'nin üçte birini işgal ediyor ve bu üçte birinin petrolü var." (Clash Report).

29.Mehmet Çek son 20 yılda Kürtlerle ilgili yaşanan olumlu gelişmeleri bir bir sıralamış. Ahmet Türk'e de cevap vermiş!

Muhafazakâr Kürtler ve Diyarbakır anneleri; Kürt kavmiyetçiliği yapan HDP'nin ve sırtını dayadığı terör örgütlerinin sonunu getirecektir.

30.İki günde 12 şehit, Rabbim rahmet eylesin! PKK terör örgütü ve ABD başta olmak üzere tüm destekçilerine bedel ödetilmelidir! ABD bölgeden tamamen def edilmelidir! (Pençe Kilit Harekatı).

31.Komisyondan geçmemesini beklerdim! Üstelik son saldırıda terör örgütünün kullandığı silahların İsveç yapımı olduğu iddiası ortadayken!

(ABD, İsveç'in NATO'ya katılımına dair teklifin TBMM'de komisyondan geçmesini memnuniyetle karşıladı ve Türkiye'ye F-16 satışına olan açık desteğinin sürdüğünü açıkladı.-Basın).

32.ABD ve Batının kovulduğu ülkelerde, terör faaliyetleri hemen niçin başlıyor? (Mali'de Terör Saldırısı: 70'ten Fazla Kişi Öldü, 200'den Fazla Kişi Yaralandı-Basın).

33.Terörü bitirmek için samimi olanlar; terör örgütlerine, onların uzantılarına ve destekçilerine kol kanat germeyi bırakmalıdırlar

2024:
34.Terör sempatizanlarının Van ve diğer şehirlerde kamu mallarına verdikleri zararları kendilerine tazmin ettirilmelidir! Bu konuda gerekiyorsa yasal düzenleme yapılmalıdır! Kamu bütçesinden tek kuruş harcanmamalıdır!

35.Kimse siyaseti, belediyeyi kullanarak terörü finanse etmeye kalkışmamalıdır! Devlet bunu önleyecek adımlar atılmalıdır!

36.Terörün bitirilmesine yönelik adımlar atılmasından, teröristlerin silah bırakmasından niçin rahatsızlık duyuluyor! Terör örgütünün en büyük destekçisi ABD ve İsrail! Onların rahatsızlık duyması beklenir!

37.23 ekim 24 günü TUSAŞ'a terör saldırısı yapıldı! Ne zaman terör bitirmesine yönelik bir adım atılıyor, birileri bir yerden pimi çekiyor! Dışarıdan bu pimi çekenler belli (ABD, Batı, İsrail), ama buna alet olanlara (PKK, YPG, İşid vb) yazıklar olsun!

38.Sn Bahçeli'nin çağrısı muhatapları ve çok geniş bir çevre tarafından olumlu karşılandı! Sanki terör örgütü silah bırakmaya çok daha yakın gibi! Dünyada örnekleri de yaşandı. Niçin olmasın?

39.İsrail-ABD ortak yapımı bir terör saldırısı mı izliyoruz?(Crocus City Hall).
    a.Zira yakın geçmişte; İsrail Rusya'yı terör saldırısı ile tehdit etmiş, ABD elçiliği de uyarı yapmıştı! 
    b.Nasıl bir İŞİD ise, binlerce Müslüman öldüren İsrail'e tek bir taş bile atmıyor da, gidiyor Moskova'da konser salonunu basıyor! Buna kim inanır! ABD, İsrail ve BATI insanların aklıyla dalga geçiyor!
   c.ABD ve Batı nerede bir operasyon yapmak istiyorsa bir terör örgütü kurup, devreye sokuyor! Adı El KAİDE, İŞİD, PKK başka bir ad olabiliyor! Bu terör örgütlerinin kurucuları ve finansörleri ABD, Batı, israil başta olmak üzere emperyalistlerdir!
  d.ABD-İsrail ortak yapımı terör örgütleri; DEAŞ ve PKK, Avrupa'da ve Rusya'da hortlatıldı! Kamuoyu bilgilendirilmelidir! İlgili birimlerde istihbari bilgilerin var olacağını umuyorum!

40."Deaş, ABD ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda eylem yapan bir terör örgütüdür!" (DEAŞ'ın kilise saldırılarının şifreleri-N.Şener).

41.İnsanı düşündürmüyor değil? Yıllardır, terör niye bitmedi, bitirilmediEmekli Amiral Türker Ertürk: “Sınırımızda İslami yapılar olacağına laik PYD/PKK olsun.” (Basın).

42.Türkiye de terör örgütlerinin verdiği zararlar dolayısıyla onları destekleyenlere dava açabilir.

43.Siyasi partiler; Batı aparatı terör örgütleri ile aralarına mesafe koymalıdırlar ki, terörü bitirelim ve Batılıların heveslerini kursaklarında bırakalım! 

44.Biden yönetiminin savaş, terör örgütü destekleri, soykırımcı İsrail'i destekleri kötüydü! Trump yönetiminin aynı hataları tekrarlamaması; savaşları, siyonist İsrail ve terör örgütlerini desteklememesi, Suriye ve Irak'tan çekilmesi beklenir!

2025:
45.Muhalefetteyken dahi terör estirenler (AMB), iktidar olunca, eline erk geçince ne yapmaz!

46.Yolsuzluk, rüşvet, irtikap, terör, diplomadan bahsetmeyen bazı muhalifler ayrı bir dünyada yaşıyor! Küreselcilerin kaos planlarına aparat oluyorlar.

47.Suriyeliler (SMO), Fırat'ın doğusunu da terör örgütü PKK ve PYD den ve onun destekçisi ABD den temizlemelidirler! Bu arada siyonist İsrail'in hava saldırıları engellenmelidir!

48.Hükümet aslında terör örgütüne sonuncu "teslim ol" çağrısını yaptı! Zannederim ki, ne anlama geldiği anlaşılmıştır. (18 oca 25).

49.İmralı'daki terörist başı PKK'nın silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısı yaptı! Terörün bitirilmesi anlamında olumlu bir gelişme. Kısa sürede fiiliyata geçmesi beklenir. Yaklaşık 10 yıldır yazıyorduk! Artık sırada, daha hızlı kalkınma var. (28 şub 25).

50.Terörün bitirilmesi herkesin yararınadır! Bundan rahatsızlık duyulması; ya gaflettir ya öngörüsüzlüktür! Terör 350 milyar dolar bir maliyete sebep oldu! Artık birlik ve kalkınma zamanıdır! (2 mart 25).

51.PKK terör örgütünden sonra, diğer terör örgütlerinin de kendilerini feshetmeleri beklentimizdir.

52.Evet PKK kongresini toplayıp silah bırakma kararını açıkladı. (12 mayıs 25).

53.Türkiye'nin hiç bir başarısına sevinemeyen güruh, terörün bitirilmesi için atılan adımlara içerliyor ve sürece fitne paylaşımları yapıyor! Üzüntü verici ama daha önce de olduğu gibi yine kervan yürüyecektir! 


Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.ABD ve Batı’nın Emelleri! 250521
2.Fonlayan ve Fonlananlar 141021
3.Muhalefet ve muhaliflik 151121
4.İnsana yatırım! 030122
5.İstihbarat! 090822
6.Kuran-ı Kerim’in Yakıldığı Ülke; İsveç Krallığı 220123
7.ABD ve Batı 111023 
8.TERÖR!!! 271123
9.Artık 130424
10.Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri 140824

Aşağıdaki yazılarımız ise "Hayatın İçinden Analizler" kitabımızdadır:
11.Terör zararlarının tazmin önerisi 050815
12.Huzur Sadece Batı'ya Değil Tüm Dünya'ya Gerekli 190815
13.Terörü bitirelim 150915
14.Batı Bu! 171115
15.Terör ve Vebal 180216
16.Ankara'da terör 130316
17.Kalkınma (Gelin Kalkınalım, Zira Kalkınırsak Çok Şey Değişir) (100317)
18.Taa Uzaktaki Ülkeler! (131217)
19.Ey Dünya, Biz, Gerçekten Terörden Bıktık 170218
20.Kalkınmak (Güçlü Olmak) Zorundayız (170518)



25 Nisan 2025 Cuma

ÜLKE'DEKİ BAZI TEMEL PROBLEMLER 250425:

Türkiye kalkınmanın kulvarına girmiş ve epeyce yol almış iken, kalkınmanın tamamlanmaması için, geçmişte olduğu gibi yine birileri ve/veya bir takım görünmeyen eller devreye girmektedir. 

Geçmişteki kalkınma hamleleri; kimi zaman kalkınma yolunda ilerleme sağlanan sektörler/alanlar sekteye uğratılarak, kimi zaman girişimciler engellenerek, kimi zaman itibarsızlaştırılarak, kimiz zaman ticaret yasağı getirilerek, kimi zaman kaos ve anarşi ortamları oluşturularak, kimi zaman darbe yapılarak engellenmiştir. 

Bu engellemelere zemin oluşturmak için önce YALAN ve ALGILARA başvurulmakta akabinde ise fırsat bulunan her uygun ortam kaosa çevrilmek istenilmektedir. 

Şimdilerde de aynı yöntemler denenmektedir.

Peki ne yapmak gerekir

Devlet, kurumlar, halk ve vatandaşların bu durumların da farkında olmalıdır. 

Dünya siyaseti iyi izlenmeli, istihbarat, bilgi sahibi olma, ona göre tedbirler alma, yozlaşma hastalığına kapılmadan ilk günkü gibi işini şevkle yapma önceliklenmelidir. 

Kurum ve sistemde aksayan veya hastalıklı alanlar tedavi edilmelidir. 

Birlik şuuru ile hareket edilmeli, algı ve yalanlara, fısıltı haberlerine itibar edilmemelidir. 

İstihbarat yoluyla etki ajanlığı alanlarının oluşması engellenmelidir. 

Doğru haber kanalları rehavete kapılmadan, sürekli yenilenerek üstlerine düşeni yapmalıdırlar. 

Bazıları kamuoyunda da gündem olan ve dikkatimizi çeken, tekrar eden ve önemli gördüğümüz konulardan bazılarına dikkat çekmek isteriz:

1.Yalan! Algı! Dezenformasyon! Tarihte okuduk! Yalan haberler fısıltı gazetesi denen söylenti yoluyla çok çabuk yayılmakta algılar gerçeğin önüne geçebilmekte, pek çok hizmet ve başarıyı gölgeleyebilmektedir. 

Bu gölgeleme olduğu sürece, ne yapılırsa yapılsın bırak takdir etmeyi ağzıyla kuş tutanlar dahi eleştirilmektedir. 

Yalan ve algının gerçeğin önüne geçmesi üzüntü vericidir ve zarar vericidir. 

Özellikle yalan ve algı siyaseti boşa düşürülmelidir. 

Aksi takdirde ülke hatta İmparatorlukların felaketiyle sonuçlanabilmektedir. 

Yalan, algı ve dezenformasyonla etkili olarak mücadele edilmelidir. 

Bu mücadele yöntemlerinden bazıları; sağlıklı haber kanallarının oluşturulması, üretmektir, başarıya başarı katmaktır, özellikle belli merkezlerden yayılan yalan haberleri önleyecek istihbarat ve buna göre tedbirler almaktır!

2.Cezasızlık algısı! Yapanın yanına kalıyor algısı! Bu algılar, yasaların mutlak suretle uygulanması, cezalara indirim veya af getirileceği beklentisinin yıkılması, yani infaz ve uygulamanın tam yapılması ile  yok edilebilir.

3.Tedbirsizlik! Gelişmiş ülkelerde olmayan kazaların çokça olması! Tabii ki bunun sebebi yasal bir düzenleme varsa bunlara uyulmaması ve/veya tedbirsizliktir! 

Tedbir almayıp "nasılsa bir şey olmaz, bize bir şey olmaz" söylem ve düşünceleriyle hareket edip, bir kaza olduğunda da "ya böyle olacağını düşünmemiştik", "daha önce hiç olmamıştı" gibi tamamen boş bahane ve söylemler çare değildir

Çare olan; yasalara uyulması, yasaların uygulanması ve tedbirsiz iş yapmayacak bir zihniyetin oluşturulmasıdır.

4.Uzun Dava Süreçleri! Mahkemelerde dava süreçlerinin çok uzun sürmesi! Süre uzadıkça dosyalar kabarmakta, savcı ve/veya hakim değişmekte, süreçler tekrar yaşanmaktadır. 

Adaletin gecikmeden tesis edilmesi için tedbirler alınmalıdır. 

Davaları azaltacak ve davaların kısa sürede adil bir şekilde karara bağlanması için tedbirler alınmalıdır. 

Belki de bu tedbirlerden biri de "adalet şurası" yapıp esaslı bir "yargı reformu" yapılmasıdır.

5.Vergi Adaletsizliği! Tüketim ile gelir beyanı arasındaki muazzam orantısızlık çok açık olduğu halde, vergi denetimleri ve uygulamaları ile bu konular yeterince ortaya çıkmamakta vergi olarak kamuya dönmemektedir. 

Bu orantısızlık mali denetim tarafından dikkate alınmalıdır. Ticari işletmelerde "biri gerçek biri resmi iki adet muhasebe sistemi işliyor" konusu olgu ise gereği yapılmalı, algı ise bu algı kırılmalıdır. 

Vergi reformu bir ihtiyaçtır. 

Bu reform yaygın ve gönüllü ödemeyi teşvik edecek düşük vergi oranları, vergi mükellefi ile birlikte muhasebecisinin müteselsilen sorumlu tutulması, risk analizi bazlı denetim gibi konuları da içermelidir. 

6.Liyakatsizlik! Liyakati olmayan kişilerin belli görevlilere seçilmesi veya atanması! Bunda seçenin ve atayanlar kadar, seçilenin ve atananın da vebali vardır! O halde çeşitli görev ve vazifelere talip olanlar ehliyetlerine göre talepte bulunmalı, bu talepleri değerlendirenler de bu hususu gözetmelidirler. 

Liyakat denince genelde bürokrasi akla gelse de siyaset ve her alanda söz konusudur. Sicillerinde hiç bir başarı olmayan kişilere bürokrasi, siyaset vb hiç bir alanda prim verilmemelidir. 

Bu kişiler de kendilerine beş on beden büyük elbise giymeye kalkmamalıdırlar. Yapamayacakları makamlara talip olmamalıdırlar. Önce olumlu yaptıkları işlerle kendilerini ispatlamalıdırlar.

Liyakatsizliklerini lobi faaliyetleri, sloganlarla vb bir şekilde kapatma, çeşitli kavram veya sloganları kendine kalkan yapma çabası güdenlere itibar edilmemelidir.

7.Gizli işsizlik! Maalesef çalışıyorum veya işe gidiyorum deyip çalıştığı kurum veya şirkete hiçbir katkısı olmayan sadece maliyet yükleyen kişiler az değildir. 

Bunlar mutlaka üretken hale getirilmelidir. 

Bunun için kişilerin vicdani muhasebe ve denetim yapmalarını sağlayacak farkındalık eğitimleri yapılabileceği gibi performans esaslı ücret verme gibi konular da düşünülmelidir.

8.Verimsizlik! Verimlilik konusu imalat, sanayi, tarım, bürokrasi (askeri, yargı, sivil), siyaset, gibi hayatın her alanında hayatımıza girmelidir. 

Şayet bir fabrika ise üretmek yetmez, sürdürülebilir olması için; üretim verimli mi, verimsiz mi ona bakmak gerekir. Siyaset te öyledir. 

Bürokrasi ise yapılan işler, vizyona ve çıktısına, tarım ise harcanan ile elde edilen ürüne, keza hayvancılık, keza sulama yatırımları her alanda maliyet fayda analizi mutlaka yapılmalıdır. 

Bunun için ölçülemeyenleri de ölçülebilir hale getirerek maliyet çıktı hesabı mutlaka yapılmalı ve verimliliği arttıracak adımlar atılmalıdır.

9.Ahlaki Yozlaşma! Maalesef eğitimsizlikten veya sorumsuzluktan veya yozlaşmadan veya şımarıklıktan veya şükürsüzlükten veya hasetten veya kıskançlıktan veya hırstan veya kibirden veya tamahtan veya bilmediğimiz bir şeyden kaynaklanan bir ahlak zafiyeti var! 

Bu zafiyet bireysel, aile, toplumsal, ticari, eğitim, siyasal vb hemen hemen her alanda bir şekilde tezahür ediyor. Ahlaki yozlaşma israfı, sorumsuzluğu, farkındasızlığı kısaca her alanda yozlaşmayı getirmektedir! 

Misal enflasyonist ortamı körükleyerek bundan rant elde etme çabasında olmak, keyfi zam yapmak, stokçuluk, fırsatçılık ticari ahlak zafiyetidir.

Keza Batının aparatı olan veya batının aparatlarının hamiliğini yapan siyasi partilerin veya siyasetçilerin ortaya çıkması yozlaşmanın işaretidir.

Her şeyden şikayetlenme ve şikayet döngüsü ahlaki yozlaşma belirtisidir.

Tekeri çevirmediği halde çeviriyormuş gibi yapmak üretmediği halde üretiyormuş gibi yapmak ahlaki yozlaşmanın tezahürüdür.

Ahlaki değerlerin tesisi aile, okul, çevre alanlarında ve bireysel anlamda ihmal edilmemelidir.

10.Öz güvensizlik! Yıllarca toplumun özgüveni; "biz yapamayız", "biz üretemeyiz", "biz başaramayız", "bizden bir şey olmaz" gibi algılar ile törpülenmiştir.
 
Oysa bir şey icat etmek, yapmak, üretmek, başarmak ve bir şey olmak kimsenin, hiçbir ülkenin, hiçbir devletin tekelinde değildir. 

Bir şey icat edenler, yapanlar, başaranlar, bir şey olanlar; çalışanlardır, çabalayanlardır, gayret gösterenlerdir. 

O halde ihtiyacımız olan her türlü akıl ve beden tembelliğini terk edip çalışmak, gayret etmek, çabalamaktır. Elde edilecek başarılar öz güveni yeniden getirecektir. Tarihi misyonu tekrar kazandıracaktır. 

Bütün bu olumsuzluklar maddi ve manevi kalkınma ile aşılacaktır. Kalkınma bu tür olumsuzlukları tümden yok etmese dahi minimuma indirecektir.

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.Terk edilmeli! 120225
2.Zamlara "Standart Oran" Önerisi! 170125
3.Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri 140824
4.Tasarruf tedbirleri 180524
5.SADELİK 031223
6.Fitnecilik, Fesatçılık, Psikolojik Harp! 090923
7.Çünkü KALKINMA gibi bir beklentimiz var 240723
8.Ahlâk 120723
9.Avrupa Birliği (AB)! 210423
10.Sanayide üretimleri engellenenler! 170323
11.Çözüm, çözüm odaklı olmak 131122
12.Adalet 041122
13.Kalkınma-II 271022
14.Liyakat (yine, yeniden, her zaman) 181022
15.Üretim! Üretim! Üretim! 061022
16.İstihbarat! 090822
17.Ekonomide zam terörü 020422
18.Değerlere yabancılaşma, yabancılaştırma! 110322
19.“Efendim Yukarısı İstemiyor! (mu?)” 250222
20.Zihinsel Dönüşüm 280122
21.Vergi reformu 271221
22.Verimlilik 231221
23.Kurum ve Liyakat (Yükselme, Duraklama, Gerileme) 121021
24.Yönlendirme ve Algılara Dikkat! 051021






10 Kasım 2024 Pazar

KATKI 101124:

Hayata olumlu bir katkımız olsun diye, "katkı" ile ilgi bazı notlarımız, gözlem, tespit ve önerilerimizi bu yazımıza konu ettik. Yazıda "katkı"  kelimesini "bir işin yapılmasına, gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile katılma; yardım, pay" anlamında kullandık. Olumlu yöndeki tüm çabalar ile olumsuz olan hal tavır ve davranışları önleyecek çabaları da kastettik. Toplum olarak genelde şikayet eden ama, çözüme katkı sunmaktan imtina eden bir toplumuz! Bunu tersine çevirmek herkesin yararınadır. Bunun için de "katkı" sunmak istedik.

2024:
1.İnsanlık ve savaş suçu işleyen İsrail'e karşı Güney Afrika Cumhuriyetinin cesur ve onurlu çıkışını takdir ediyorum. Desteklenmelidir, katkı verilmelidir, insanlık ve savaş suçu işleyenler mutlaka cezalarını çekmelidirler.

2.Olaylara; makro açıdan analitik yaklaşarak, araçtan çöp atmayarak, piknik yerlerini çöpe boğmayarak, çöpleri çöp kutusuna atarak, kalkınma yönünde; çalışarak, maddi, manevi, fikri vb her alanda üreterek, hoşgörü yanında nezaketi koruyarak, Ülkeye Bir Katkım Olsun.

3.Olumlu olmak, olumlu düşünmek ve olumlu bakış açısının, insana katkı sağladığını, kendisini ve çevresini pozitif kıldığını, insanın kalkınmasını, gelişmesini ve ilerlemesini sağladığını unutmayalım.

4.Çalışan, üreten, çabalayan, eser ortaya koyanlara bir kulp bulanlar; lütfen siz de bir şeyler üretin, bir çabanız, bir faydanız, kalkınmaya olumlu bir katkınız olsun.

5.Çevrenizdeki olaylara; yapıcı ve çözüme katkı sunan tepkiler verin. Çevrenizdeki olumlu olaylara destek tepkileri verin. Böylece olumlu davranışlar ve olumsuz davranışlardan fazla olsun.

6.Belediyeler; güvenli, kaliteli ve konforlu toplu taşımacılığa öncelik vermelidirler. Bu tercih trafik ve park problemine de katkı sağlar. Ancak maalesef normal zamanda arıza veren, kaza yapan, yanan; yağmurda ilk aksayan toplu taşıma araçları olmaktadır.

2023:
7.İnsan muhasebesini yapmalıdır; işgal ettiği her koltuk ve her makama veya taşıdığı her unvan ya da etikete KATKI mı sunuyor, yoksa MALİYET mi yüklüyor? Katkı sunmalıdır.

8.Mazlumun yanında, zalimin karşısındayız! Orantısız savaşa hayır! Savaşa değil çözüme katkı sunmak gerekir!

9.Hal, tavır, söylem, eylem ve davranışlarımız; Ülkeye, topluma, dünyaya, insanlığa "bir KATKI sunsun".

10.Rabbim, çalışan, üreten ve kalkınmaya katkı sunanların yâr ve yardımcısı olsun, yalan, algı ve mandacı zihniyete fırsat vermesin!

11.Ülke akademisyenlerden; keşif, icat, katkı bekler! "2022'de akademisyen sayısı:184.702. Bunların 32.185'i profesör, 20.144'ü doçent, 41.484'ü doktor öğretim üyesi, 38.392'si öğretim görevlisi, 52.497'si araştırma görevlisi olarak çalışıyor." (Kynk:YÖK).

12.Ülkeye, Ülkenin sağladığı imkanlar ile edindiği zihni ve maddi sermayeyi alarak Ülkeyi terk edenler değil, çalışarak üreterek Ülkeyi güzelleştirme çabasında olan beyinler lazım. Zira onların gayreti kalkınmaya gelişmeye refaha katkı sağlar, terk edenlerin değil!

13.Suriye iç savaşında çokça eleştirdiğim Türkiye'nin TV'lerini Gazze konusunda tebrik etmem gerekir, gerçeklerin ortaya çıkasında katkıları vardır.

14.İş hayatında; çalışmak, üretmek, katkı sunmak, ortaya ürün çıkarmak amaç olmalı, istihdam olmak, bir iş, şirket sahibi olmak, bir etiket almak vb... ise araç olmalıdır!

15.İş sahibi olan herkes, "ben, bu gün ne ürettim, ne katkı sundum, ne fayda sağladım, kazancımı hakkettim mi?" gibi soruları kendisine sormalı ve cevaplar olumsuz ise olumluya çevirmeye bakmalıdır!

Misal; üretmeyen iş sahipleri, gizli işsizler, çalıştıkları (!), yönettikleri (!), kuruma katkı değil sadece maliyet yüklerler,

İşe gidip, bir işin ucundan tutar gibi yapıp hiç iş üretmeyenlerin katkıları sıfırdır, aslında gerçek manada hak edişleri de sıfırdır!

16.Maalesef deprem felaketinde de; katkı sunmayanlar, yalan söyleyenler, algı oluşturanlar, ihmali olanlar, suçlular da aynı şeyi yapıyorlar, yani sadece suçluyorlar!

17.Özlemimdir; "kalkınmış insan", "kalkınmış toplum", "kalkınmış devlet" ve buna herkes katkı sunabilir, sunmalıdır da!

18.İnsan öncelikle kendisini, kendi varlığına katkıda bulunan şeyleri sever.

19.Din sadece akıl ve zihin ile anlaşılmaz. Onun anlaşılmasında kalbin de büyük katkısı ve payı vardır (İhya).

20.Sivas'ta iki üniversite bulunmaktadır; Cumhuriyet Üniversitesi ile Bilim ve Teknoloji Üniversitesi. Özellikle saha çalışmaları ile ülkeye ve Sivas'a katkı sunmaları beklenir.

21.Maddi ve manevi kalkınmayı tamamladığımızda, emperyalistlerin, ABD'nin, Batı'nın bu tür oyunları artık işlemeyecek, terör örgütleri de kalmayacak herkes aklıselim dairesinde işiyle uğraşacak kalkınma ve refaha katkı sağlayacaktır.

22.AB’nin oyalayıcı tutumunun ülkenin kalkınmasına olumlu ve tetikleyici katkısı olmasını dilerim.

23."Mülteci istemiyoruz!" diye bağıran bu konuda Akdeniz'i mezarlık haline sokan AB ülkelerinin de katkı sunmaları beklenir!

24.Ülkeye hiç bir katkısı olmayacağı çok açık olan insanları, sürekli gündemde tutan ve alternatif gibi sunan güçlere, "her halde dalga geçiyorlar" diyerek kızıyorum! Ama bu dayatmaya inanan kitleyi görünce de üzülüyorum!

25.40 yıldır devam eden terörün bitirilmesinde önemli katkısı olan İHA SİHA"lar ile JÖH ve PÖH'ün bağlı olduğu kurumların hedef seçilmesi manidardır!

26.Altılı muhalefetin yapmak istediği, 2018 de yaptığının aynısı! Yani plan ve proje vb ile yarışarak değil de, rakibine kaybettirerek kazanmak derdinde! Bu tavır doğru değil! Ülkeye ve topluma bir katkısı olmaz! Doğrusu aday, proje, programla, yapacaklarınla yarışmaktır!

27.Hazırlık (proje) olmayınca kimin aday olduğu da çok önemli değil, çünkü önce sağlam temel lazım. Kaldı ki, kazansalar dahi, korkarım sadece sermayeden yiyecekler, ülkeyi kalkındıracak refaha götürecek katkı sunacak çabaları görülmeyecek! Aynı bazı belediyeleri gibi!

28.Muhalefet proje üretemiyor, çoğu zaman toplumun değerleriyle çatışıyor, kalkınmaya katkı sağlayacak ciddi bir çıkışları olmuyor, vizyon yok. Böyle giderse belki iflas! hatta konkordato! Olabilir!

29.Kendi çabası, gayreti, vizyonu, liyakati ile değil de, rakibinin bir şekilde devreden çıkması ile ipi göğüsleyen, yarışı başarılı bir şekilde kazanmış sayılmaz, kazansa dahi kalkınmaya bir katkısı olmaz. İnanarak, proje üretmek, çalışmak, yorulmak gerek.

30.Sürekli algı oluşturmak ve bunun gerçek olmadığı ilgililerce ispatlanınca, yeni algılarla bunu sürekli tekrarlamak, siyaset yapmak değildir, doğru da değildir! Bezdiricidir! Algıların kimsenin refah artışına da bir katkısı yoktur!

31.Dün aynı kapı aparatı için üç ayrı satıcının verdiği fiyatlar; 75 tl, 30 tl ve 150 tl. Bu kadar fark olmaz, fiyatlarda keyfilik devam ediyor! Piyasa istikrarı için satıcılar da katkı sunmalı! Kimse kendi ayağına sıkmamalı!

32.Piyasanın istikrara kavuşmasına katkısı olan ticaret erbabına ödül, plaket ve yatırım, vergi ve işlemlerinde kolaylıklar getirilerek vb şekillerde teşvik edilmesi piyasayı düzeltici ve istikrarı sağlayıcı etkiler sağlayacaktır.

33.Ülkeye pek çok eser kazandıran ilmi siyaset dehası Sultan Abdülhamid'i kim sevmez? Biz üretenleri, ülkeye katkı sunanları severiz.

2022:
34.İlk milli firkateyn suya indi. Katkısı olan herkesten Allah razı olsun. Bu güne kadar niçin üretilmedi? Oysa ürettikçe kalkınırız.

35.Ülke kalkınırsa, bu gün gündem olan ve topluma katkı sağlamayan pek çok konu (slogan, dizi, film, parti, STK, vb) kendiliğinden ortadan kalkacaktır. O halde geliniz gayretimiz, maddi ve manevi alanda kalkınmayı tamamlamak yönünde olsun.

36.İyi bir eğitim alan çocuk hayatı boyunca topluma faydalı, katkı sağlayan, yük bindirmeyen ve kalkınmayı sağlayan bir fert olurken, eğitilmeyen veya iyi eğitilmeden yetiştirilen çocuğun ise hayat boyunca topluma yük bindiren, zarar veren bir fert olma ihtimali yüksektir.

37.Kafkas cumhuriyetleri kendi aralarındaki sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkileri en ileri düzeye taşımalıdırlar. Tüm Kafkas kökenliler de bu ilişkilerin kurulmasını engelleyecek, kurulmuş ilişkileri zedeleyecek söylemlerden kaçınmalıdırlar. Tam aksine bu ilişkileri arttırmaya katkı sunmalıdırlar.

38.Ev hanımları, ekonomiye, işe gidip iş üretmeyen veya gizli işsizlerden çok daha fazla katkı sağlıyorlar.

39.Ailede huzursuzluk söz konusu olduğunda eşler veya aile üyeleri tepki veya yaptırım yada ilgiyi başka şeylere yöneltme cinsinden bazı davranışlar sergilerler. Bu davranışlar huzura katkı sağlamadığı gibi huzursuzluğun artmasına da sebebiyet verir.

40.İnsanlar yapabileceklerini değil, yetki ve erki başkasında olan konuları, yani kendilerinin yapamayacakları konuları konuşuyorlar! Kalk bir ağaç dik! İki bitki yetiştir! İş üret! Bir katkı sun!

41.Her üretim, yatırım ve kalkınma hamlesine, muhalefet veya muhaliflik yapanların şunu anlaması lazım; Ülkenin birinci önceliği (maddi ve manevi olarak) kalkınmadır. Ona katkı verelim, herkesin yararınadır!

42.Sadece Cumhurbaşkanı ve bir kaç bakan değil, tüm bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar ve muhalefet ülkenin kalkınması için çalışmalı, üretmeli, katkı sunmalı! İktidar ve muhalefette de; eyyamcı, çalışmayan, ehil olmayan ve üretmeyenler ise liyakat ehli ile değiştirilmeli!

Topluma sadece maliyet yükleyen ve herhangi bir katkı sunmayan, hayatın her alanındaki (sanat, siyaset, bilim, akademi, spor, bürokrasi vb)   eyyamcı (günü gün eden, üretmeyen) insanlara prim verilmemesi, dolaylı da olsa kalkınmaya bir katkıdır.

43.Kurumlarda (kamu, özel, banka, KİT, İDT vb), "fonksiyonel olmayan", "yönetim kurulu üyelikleri" ve "üyeleri" gözden geçirilmelidir. Fonksiyonel olmayan, üyelikler lağvedilmelidir. Kuruma hiç bir katkısı olmayan, konu ile ilgili liyakati olmayan üyeler de üyeliklerden alınmalıdır.

44.Tüm ekonomi aktörleri (tacir, tüccar, üretici, tüketici vb), ekonomi ile ilgili tüm çevreler (bakan, bürokrat, akademisyen vb), enflasyonun düşürülmesi için çaba göstermeli ve çözüme katkı sunmalıdırlar!

45.İyi insan, suya sabuna dokunan ve adaleti tesis edenlerdir, hakkı gözetenlerdir, işini iyi yapanlardır, işleri iyi yaptıranlardır, ülkenin ve toplumun kalkınmasına katkı sağlayanlardır, işin bir ucundan tutanlardır.

46.Pek çok akademisyenin, ekonomistin paylaşımına bakıyorum, çözüm ve ülkenin önünü açacak bir öneri içermediği gibi, olumlu da değil! Klasik ezber tekrarı; faizi yükselt gibi! Oysa hepimizin derdi kalkınmayı tamamlamak için bir katkı sunmak olmalıdır!

47.Isparta Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, milli mücadelede önemli katkıları olmuş bir cemiyettir. Karar Defteri 1919 da tutulmaya başlanmıştır. İşgal aleyhinde mitingler düzenlemiş protestolar çekmişlerdir.

48.Gerçek tarihi bırakıp algı üzerinden, "dar anlamda paslaşma ve sataşmalar" topluma katkısı olmayan kısır bir döngüdür, mutlu körlüktür, “kendi çalar kendi oynar” cinsinden.

49.Kendisine, ailesine ve topluma katkısı sınırlı ve hatta sıfıra yakın olan insanların; ülkeyi, İslam'ı, insanlığı, dünyayı vb kurtarmaya dair fikir ve paylaşımları hayret verici! 

Oysa iktisat bilimi “Kişi Kalkınırsa Ülke Kalkınır” diyerek bu konuda uyarı yapmış!

50."Adıye Kültürü" isimli kitabımızın tanıtımını yapan KAFFED'e, çalışmayı yapan Yemuz Nevzat Tarakçı'ya, imza günü düzenleyen "Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı"na, "Şimali Kafkas Derneği"ne, okuyuculara, katkı sunan herkese çok teşekkür ediyorum. Kitabın faydalı olması ve yazacaklara vesile olması dileğiyle.

51.Biri bir şey yapsın da eleştireyim anlayışını terk et! Sen de bir şey üret, bir katkı sun.

52.Macron sen kendi ülkenle ilgilen, mesela; Fransızların refahını arttıracak projeler geliştir. Avrupa Birliğinin gelişmesine katkı sun. Savaş ekonomisine değil, barışa ve dünya ticaretini arttırmaya kafa yor.

53.Üniversitelerimizi iyileştirmeyi öneririm, böylece, biz talebe göndereceğimize dışarıdan binlerce talebe gelir. Zira Tanzimat'tan beri dışarıya talebe gönderiliyor ve kalkınmaya katkısı konusunda fayda/maliyet analizi yapılmalı!

54.Her bir şeyi bahane ederek, İslam'a ve Müslümanlara saldıran Ülkenin diğer insanları, siz neye inanıyorsunuz? Yanlış hedef seçiyor ve konuları saptırıyorsunuz! Şikayetiniz hangi işle ilgili ise ona yönelin, çözümüne bir katkı sunun!

55.Maalesef, bürokraside ve siyasetteki bazı insanlar, gündüz yanan lambalar gibidir. Topluma hiç bir katkı sağlamazlar sadece enerji(nizi) tüketirler. Şayet arıza var mı, işe yarar mı diye deneniyorsa süreyi kısa tutmak gerekir!

56.Türkiye, Pakistan ve Afganistan üçlü toplantısı, başta Afganistan olmak üzere bölgedeki barışı temin etmeye katkı sağlayacaktır. Çünkü BM etkisiz kalıyor.

57.Barış, kardeşlik ve dostlukların geliştirilmesi, insanlığın huzuruna katkı sağlar. Dürüst ve samimi yönetimlerle dünya barışının temini zor değildir. "Dünya Barış Günü."

58.Sosyal medyada bazı kıt akıllıların yapacağı en doğru şey "ya olumlu bir katkı sunmaları, ya da susmalarıdır." Aksi halde zarar veriyorlar.

2021:
59.İşimizi en iyi şekilde yaparsak kalkınmaya katkı sağlamış oluruz.

60.Coğrafi keşiflerde bulunan ülkeler keşfettikleri yerlere insanlık adına bir katkıları olmamıştır. Tam aksine keşfettikleri topraklar üzerinde yaşayan insanlara huzursuzluk ve zulüm götürmüşler, yağmalamışlar, altınlarını almışlar, insanları katletmişler ve köleleştirmişlerdir.

61.Muhalefet proje üretmiyor! Toplumun değerleriyle çatışıyor, kalkınmaya katkı sağlayacak ciddi bir çıkışları yok, vizyon geniş değil!

62.Hayatımızdaki boş işleri, boş konuşmaları terk edelim! Zira bize, hiç kimseye ve hiç bir şeye bir katkısı yoktur!

63.Sadece şikayet etme, katkı sun! Hayatını ona, buna, devlete, yöneticilere, kurumlara, amire, memura, eşe, dosta, komşuya, çocuğa, ebeveyne vb kızmakla geçirenler; bırakın bunları, şikayetlerinizi bitirmek istiyorsanız bir işin ucundan tutun, mesela iyi bir çocuk yetiştirmeye bakın, iyi bir insan olmaya bakın!

64.İşe giden herkes; mesainin kaç saatini işle uğraşarak geçirdim? Bunun çıktısı ne oldu? Ne ürettim? Benim işe gelmemin üretme bir katkısı var mı? Yoksa sadece maliyet mi yüklüyorum? Gibi soruları kendisine sormalıdır.

65.Piyasadaki olumlu gelişmelere rağmen, haberlerde veya tartışma programlarında (çoğu ekonomist) negatif yorum yapanların, bu tavırlarını ahlâki, etik bulmuyorum! Söylediklerinin vebali var! Piyasa bozucu etkisi var! Susmak veya katkı sunmak varken!

66.Merhum Necmettin Erbakan, dönemdaşlarına göre çok daha fazla bilgi, proje yüklüydü. Maalesef onun üretim faaliyetleri de, ülkede yerli üretimi her zaman engelleyen ama görünmeyen lobilerce, laiklik bahane edilerek engellendi. Yine de yerli üretime çok katkısı oldu, Rabbim rahmet eylesin.

67.Bazı paylaşımlar sürekli başkalarına endeksli, kendisinden bir katkı yok. Tıpkı, hiç vergi ödemeden tümünü yansıtan tüccar gibi.

68.İş hayatında; ne kadar rahat olduğu, ne kadar az iş yaptığı vs gibi üretimsizliklerle değil, ne kadar iş, katkı, fayda sağladığıyla övünmeli insan.

Aldığını hak etmeli, hak etmediğini almamalı. Esasında alınan ve alınmaması gerekip alınan her bir ücretin, keza yapılan ve yapılması gerekip yapılmayan her bir işin sorumluluğu var! Sorumluluk ateşten gömlektir! Hesabı var! Vebali var!

2020:
69.Ben yine bir hatırlatma yapayım, siz, siz olun bir iş yapacağınız zaman önce Allah (cc)’a sonra kendinize güvenin, katkı sağlayan olursa ne ala!

70.Bir insana iyi diyebilmek için onun insanlara, insanlığa ve topluma olumlu katkısına ... bakmak gerekir.

71.Senelerce ülke kalkınmasına hiç bir katkısı olmayacak şekilcilikle uğraşıldı, ürünler hatta davranışlar sadece ya batıdan ithal edildi veya batı taklit edildi.

72.İlgili tüm taraflara tasarrufun, kaynağın üretime gitmesini sağlayacak bir model, yapı oluşturmaları içim çağrı yapıyorum: “Bu konuda ÜNİVERSİTELERİMİZ'İN (iktisat, ekonomi, yatırım, işletme vb fakülte ve bölümleri), İKTİSADİ STK'larının (TOBB ve üyeleri, KESK ve üyeleri gibi), DÜŞÜNCE KURULUŞLARI'nın da katkı sağlaması beklenir.”

73.Kalkınmaya katkı sunan, hizmetleri ile ön plana çıkan belediye başkanları tercihimdir.

74.Otuz yıldır çözülemeyen Karabağ sorunu çözülünce, Macron niye ortaya çıkmaya çalışıyor? Ayrıca Minsk grubu Karabağ konusunda şimdiye kadar ne yaptı, çözüme ne katkı sundu?

75.Üniversiteler daha fazla sahaya inmeli ve toplumun hayatına, gelişmesine, kalkınmasına daha fazla katkı sunmalıdırlar. Çok şey tekrar ve güncel olmayan teorik bilgiler veriliyor gibi. Durağan değil, araştırmacı ve dinamik üniversiteler kalkınmaya katkı sağlar.

2019:
76.Yapımcılar, senaristler, oyuncular vb yanı sıra, seyirciler ve izleyiciler de tv yapımları konusunda sorumlu davranmalı, maddi ve manevi kalkınmaya katkı sağlamalıdırlar.

2017:
77.Çevre ve ailelerin yapıcı katkı sunmaları evlilikleri kolaylaştıracaktır.

78.Fazladan alınan her evin, her dairenin betonlaşmaya katkı sağladığını unutmayın!

2016:
79.
Hızlı kalkınma ve gelişme için bırakabilme kültürünü yerleştirmeliyiz! STK başkanları, siyasiler vb. işgal ettikleri koltuklara artık bir katkı sunmuyorlar ise bırakabilmeli, usandırmamalı. Bıraka(bile)nlar ise bilgileriyle ağabeylik yapmalı, tecrübeleriyle katkı sunmalıdırlar.

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ 
blog adresindedir:

1.İŞ HAYATI, 200823
2.Analizler-III (kalkınma) 111221
3.Sağlıklı Aile Kampanyamız (Bir Sosyal Deney) 270520






14 Ağustos 2024 Çarşamba

Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri 140824:


Bu yazımızda Ülkede son yirmi yıldır gerçekleştirilen sessiz reformlardan bazılarından bahsedip, bunlar için yapılan haksız söylemleri örneklendirip son başlıkta da yapılması gerekli bazı reformlara değineceğiz.

Son yirmi yıldır yapılanları kimileri takdir etti, kimileri itibarsızlaştırma gayretinde oldu, kimileri görmezden gelmeyi seçti.

Üreten, ürün ortaya koyan herkes (insan, kurum, hükümet, devlet vb) eleştirilir. Ürünleri ve yaptıkları eleştirilmeyenler hirç bir şey üretmeyenler, hiçbir şey yapmayanlardır. Bunların sadece tembellikleri, üretimsizlikleri, vizyonsuzlukları eleştirilebilir.

Haklı eleştirilere kimsenin bir diyeceği olmaz. Ancak her şeyi olumlu ve çok iyi olan uygulamaları, ürünleri eleştirmek vicdana sığmaz, haksızlık olur, zulüm olur. Ki bu durum insan oğluna “Ağzınla kuş tutsan yine eleştirirler” sözünü dahi söyletmiştir. 
...

1.Sessiz reform ve üretimlerin bazıları:

-Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Geçmişte birbirleriyle didişen kurumlar artık daha fazla eşgüdüm içinde çalışır oldu. İstikrar geldi. Ülke insanına özgüven geldi.

-Darbe girişimleri önlendi. Vesayetçi sisteme, darbe yaptıranlara ve yapanlara artık yeter, dur denildi. Ordu asli işlerine döndü.

-Ülke içinde terör bitirildi. Hatırlayın her gün onlarca şehit haberini duyardık, çok şükür artık bu haberleri duymadığımız gibi, kaynağında kurutulmaya çalışılıyor. Terör olaylarının yaşandığı bölgeler artık güvenli üretim alanları oldu, petrol dahi çıkarılıyor, turizm faaliyetleri arttı, artık güvenlik problemi kalmadı.

-Başörtüsü, anadil serbestliği geldi, değerler ve inançlarımızla tekrar buluşma çabaları arttı, Ayasofya camisi tekrar açıldı, Taksim camisi yapıldı.

-Otomobil (togg), tank (altay), iha, siha (bayraktar vb), uçak (hürkuş, kızılelma), helikopter (atak), çeşitli silahlar, gemiler, denizaltılar, lokomotif gibi yerli ve milli ürünler üretildi.

Kim ne derse desin İha ve Siha'lar savaşların kaderini değiştirmiştir. Terörün bitirilmesinde katkıları, Karabağ'ın işgalden kurtarılması, Ukraynalıların SİHA şarkısı yapması, Ülkelerin envanterine almak için sıraya girmeleri gibi hususlar görmezden gelinmesine imkan vermemektedir. Bu üretimler havacılık ve uzay alanında geçmişte yapılmayanların veya üretimleri engellenenlerin rövanşıdır. 

Havacılık alanında üretilenlerin bazıları: Atak, Gökbey, Hürkuş, Kaan, Hürjet, Kızılelma, Türksat (3A-4A-4B-5A) Göktürk (1-2), İmece, Gözcü, Akıllı bomba, Bayraktar, Anka, Füzeler (som, umtas, kasırga, trg-300, hisar, cenk),

Kara kuvvetleri için üretilen bazı ürünler: Altay tankı, Arma, Kirpi, Kobra, Pars, Toplar (fırtına obüsü, MPT (milli piyade tüfeği), Bora (keskin nişancı tüfeği), Karaok.

Denizcilik alanında bazı üretimler: Milgem, TCG Anadolu, Atmaca (gemisavar), İDA, Meltem, Akya (torpido).

-Sosyal devlet alanında önemli adımlar atıldı. Hatırlayın geçmişte yaşlı ve özürlü vatandaşlar sokaklarda dilendirilir, aileleri ilgilenmez, sokaklara atılırdı. Evde bakım parası, dul, yaşlılık, yetim aylıkları bu problemi temelden çözdü. Sadece bu uygulama bile tek başına uygulamaya sokanlara sevap olarak yeter!

-Sosyal güvenlik alanında emekli sandığı, ssk ve bağ-kur SGK adı altında tek çatı altında toplandı. Bu birleşme ile özellikle sağlık alanına; özellikle randevu, muayene ve hastane hizmetleri alanına olumlu yansıdı ve çok büyük iyileşmeler yaşandı.

-Çeşitli unvanlardaki denetim birimleri birleştirildi. Bu alandaki yetki ve görev sürtüşmeleri bitirildi.

-Ulaşım alanında büyük adımlar atıldı. Bölünmüş yollar, otoyollar, köprüler, Marmaray gibi geçitler yapıldı, havalimanı sayıları arttırıldı, YHT seferleri başlatıldı.

-Baraj ve sulama alnında önemli ilerlemeler sağlandı. Gidin Anadolu'yu gezin neredeyse ekilmeyen tarla yok gibi. Tarım ve hayvancılık alanında teşvik ve destekler arttırıldı. Üretim arttı.

-Petrol ve doğalgaz keşifleri arttı. Karadeniz'den doğalgaz çıkarıldı ve kullanıma sunuldu. Akdeniz'de mavi vatanda doğalgaz arama çalışmaları devam ediyor.

-Eğitimde ücretsiz kitap dağıtımı başlı başına bir reformdur. Yine her ile açılan üniversiteler yüksek eğitimde daha fazla fırsat eşitliği sağlayacak olan uygulamalardır.

-Konut alanında TOKİ’nin uygulamaları konut ihtiyacının özellikle sosyal konut ihtiyacının karşılanmasında önemli katkı sağlamıştır. Son depremlerde TOKİ nin yaptığı konutların yıkılmaması da kaliteyi göstermektedir.

-Dış politikada bağımsız ve önemli başarılara imza atılmıştır. Karabağ meselesi çözülmüş, Magosa konusunda adım atılmış, Filistin ve Gazze konusu başta olmak üzere dış politika da dik duruş sergilenmiştir.

-Batıya tabi, batı endeksli dış politika terk edilmiştir. Rusya-Ukrayna savaşında barış diyen nadir ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Hatta barışı tesis etmiş ama yine batı İngilizler tarafından bu barış bozulmuştur. Dikkat edilirse İngiltere ve ABD bu savaşın devam etmesi konusunda ellerinden geleni yapmaktadır.

-Türkiye, Gazze konusunda dik ve kararlı bir tutum sergilemektedir. Diplomatik çabaları üst seviyededir. BM den ateşkes kararı çıkmasına rağmen ABD ve batı ülkeleri bu konuya sessiz kalmaktadır. Türkiye İslam ülkelerine daha aktif olmaları konusunda çağrılarını sürekli tekrarlamasına rağmen yeterli karşılık bulmuş değildir. Oysa ABD ve Batıya rağmen kararlı bir İslam birliği, Gazze’deki soykırımı bitirebilir.
...

2.Sessiz reformlara getirilen haksız eleştirilerin bazıları:

Bu haksız eleştirilerde, yurt içinde hatta birbirine zıt kişi, grup, siyasi oluşum vb.nin adeta tek kaynaktan sufle alıyormuş gibi aynı sözcük ve cümleleri kullanmaları dikkat çekicidir. Hatta zaman zaman yurtdışından bazı ülke sözcü ve yetkililerinin de aynı söylemleri kullanması işi daha da ilginçleştirmektedir.

Bu eleştirilerin bazıları:

- “Parlamenter sistem daha iyiydi”. Oysa bu sistemde siyasi istikrar yoktu, olan zamanlarda da darbe ile sonlandırıldı. Ülkede siyasi istikrar isteniyorsa Cumhurbaşkanlığı sistemi bunu sağlamıştır.

- “Askerler bu işten rahatsız” söylemleri. Vesayetçi bir söylemdir. Demokrasi hazımsızlığıdır. Oysa asker asli işiyle uğraşmalıdır.

- “Terörle böyle mücadele olmaz”. Oysa ABD ve Batı desteğine rağmen profesyonel asker, JÖH ve PÖH, İha ve Siha ile Obüslerle terör bitirilmiştir.

- “Başörtüsü siyasi bir simgedir, bir metrelik bezdir, kamusal alanda olmamalıdır, laikliğe aykırıdır” söylem ve uygulamaları ise din, inanç ve vicdan hürriyetine aykırıdır. Kaldı ki geçmişteki baş örtüsü yasağı gereksiz acılara sebebiyet vermiş, baş örtüsü serbestisi inanç hürriyeti gereği yapılmış ve bu alanda barış oluşmuştur.

- “Anadile serbestlik verilirse Ülke bölünür”. Böyle bir durum yaşanmamış aksine ülke kültürüne zenginlik katmıştır.

- “Ayasofya müze kalmalı, Taksime cami yapılamaz”. Ayasofya tekrar cami hüviyetine kavuşturulmuş, Taksime cami yapılarak bu bölgedeki önemli bir eksiklik giderilmiştir.

- “TOGG Türkiye’de üretilmiyor, fabrikası yok” söylemlerinin tamamen yalan olduğu, TOGG otomobillerinin trafiğe çıkmasıyla ortaya çıkmıştır.

- “İha kalorifer peteği gibi, oyuncak” gibi itibarsızlaştırma söylemlerini, savaşların kaderini değiştirmesi, terörün bitirilmesindeki rolü, yabancı ülkelerin ithal talepleri çürütmüştür. İha’da israil ve abd bağımlılığını bitirmiş tamamen bağımsız üretimler yapılmıştır.

- “Silahlar yerli değil” gibi söylemler ise yukarıda isimlerini verdiğimiz üretimler ile çürütülmüş, Türkiye’ye uygulanan ambargolar yerli ve milli üretimleri arttırmıştır.

- “Paradan altı sıfır atılısın Taksimde ...”, “SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur tek çatı altında toplanırsa ...” şeklinde, adeta bu işlerin yapılamayacağı imasında bulunanlar, bunların gerçekleştirilmesine rağmen iddialarının gereğini yapmamışlardır.

- “Türkiye-Çin Demir İpek yolu treni yalan” söylemi, her istasyondan canlı yayın yapılarak çürütülmüştür.

- “Yolmu yieceğiz?” itibarsızlaştırma söylemi, lojistik, taşıma ve ulaşımda sağlanan konfor ile hava da kalmıştır.

- “Türkiye Karadenizde doğalgaz bulmadı, konutlara verilen gaz Rus doğalgazı” söylemleri, batı esiri zihniyetin kötü niyetli söylemi değilse, özgüvensizliğin zirve halidir, kendi güç, kaynak ve imkanlarının farkında olmama halidir.

- “Türkiye, Ukrayna-Rusya savaşında batının yanında yer almalıdır” söylemi ise kendine güvenmemenin, Ülkesine güvenmemenin tezahürü olabilir. Çünkü Türkiye dengeli bir dış siyaset uygulayarak ülke çıkarlarını maksimize etmiş ve bu konuda Dünya barışına Birleşmiş Milletlerden çok daha fazla katkı sağlamıştır.

- “Filistinliler toprak sattı, Hamas terör örgütüdür” söylemleri ise, siyonist israil kaynaklı söylemlerdir. Asıl terörist; 40.000 sivili öldüren, katleden, şehit edenlerdir, okul, cami ve evleri bombalayanlardır, Gazzelilere düzenli soykırım uygulayanlardır, BM’in ateşkes dahil hiçbir kararına uymayanlardır.
...

3.Acil atılması gereken bazı adımlar ve yine acil yapılması gereken bazı reformlar:

Öncelikle rölantide çalışan tüm bakan, bakan yardımcıları ve atamayla gelen bürokratlar ile siyasi parti teşkilatları gözden geçirilmelidir. Liyakat, adalet ve performans önceliklendirilmelidir. Lobi ile bir yerlere gelen varsa gereği yapılmalı ve bu tür girişimlere prim verilmemelidir. 

Kalkınma süreci; belki ekonomik saldırılarla, belki ilgililerce zamanında gerekli adımların atılmaması, gerekli tedbirlerin alınmaması sebebiyle yine baltalanmak isteniyor! Oysa Ülke kalkınma sürecini tamamlamak zorundadır. Ülkenin son şansı olabilir. 

Bunun için Vergi ve Yargı reformları mutlaka yapılmalı, insana yatırım ve üretimle büyüme ayakları da ihmal edilmemelidir. Yapısal reformlar ihmal edilmemelidir. Bu konuda muhtelif zamanlarda yazdık, tekrar etmeyeceğiz. Aşağıda başlıklarını vermekle iktifa edeceğiz.
...

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.TERÖR!!! 271123
2.Ön Yargılı ve Müzmin Muhaliflik Tavırları 301023
3.Çünkü KALKINMA gibi bir beklentimiz var 240723
4.Kalkınma-II 271022
5.Liyakat (yine, yeniden, her zaman) 181022
6.Üretim! Üretim! Üretim! 061022
7.Kalkınmak bağımsızlıktır? 190422
8.İnsana yatırım 030122
9.Yargı reformu 010122
10.Vergi reformu 271221
11.Üretim 251221
12.Verimlilik 231221
13.Muhalefet ve muhaliflik 151121
14.Enflasyon, Vergi, Reform, 010421
15.Üretim düşmanları 010121
16.Ön Yargılar (Ezber, kalıplaşmış, kopya yaklaşımlar) 201020
17.Yapısal değişimler gerçekleşti mi? 091020
18.Acil Yatırım ve Reform Önerileri 091115




TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...