toplum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
toplum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2025 Cuma

Birlik Şuuru 010825

Bu yazımda; "birliği" ortak hareket etme hali, "şuuru" da bilinç, farkında olma anlamını yükleyerek, "BİRLİK ŞUURU"nu "bilinçli olarak, farkında olarak, iyiliğin olduğu yönünde, ortak hareket etme niyeti ve bu niyeti gerçekleştirme" olarak tanımlıyorum.

Birlik şuuru; bir arkadaş grubu, bir aile, bir sülale, bir dernek, bir parti, bir köy, kasaba veya kent, bir toplum, halk, millet, bir ümmet, insanlık için söz konusudur. Birlik şuuru bunların her birini, aileyi, STK yı, toplumu, milleti ve ümmeti sağlam yapar ve güçlü kılar.

Birlik şuurunun çerçevesi, bir arada olan insanların tümünü kapsayacak payda ile belirlenmeli ve çizilmelidir. Dışlayıcı değil, kapsayıcı olmalıdır. Duruma göre esnek olabilmelidir.

Birlik şuurunun kapsamı, birlikte olan insanların ortak çıkarını, menfaatini, refahını, huzurunu, kalkınmasını gözetmelidir. Bölünmüşlük kalkınmanın, huzurun ve refahın düşmanıdır.

Birlik şuuru güvenliğin de teminatıdır ve "birlikten kuvvet doğar" sözü bunu teyit etmektedir. Bu anlamda caydırıcı bir rol oynar. Kimse müdahale etme cesaretini bulamaz, bulanlar ise hayal kırıklığı yaşar.

Birlik şuuru kaynakların israf edilmemesi, doğru ve verimli bir şekilde kullanılmasıdır. Bir yerde bölünmüşlük var ise düşünceler, mesai ve kaynaklar bu bölünmüşlüğü gidermek için harcanır. Birlik şuuru var ise kaynaklar kalkınmaya harcanır ki bu de herkesin yararınadır, çünkü refahının artması demektir.

Birlik şuuru kalkınmayı sağladığı gibi, maddi ve manevi olarak kalkınmış insanların birlik şuuru da yüksek olur. Böylesi insanların oluşturduğu aile, stk, toplum, millet ve ümmet sağlam bir kalkan veya kale gibi durur ve fitne, fesat, kaos, nifak denemeleri geri teper.

Söylenecek çok şey var ama burada nokta koyarak, geliniz bölünme, parçalanma, ayrışma, gereksiz tartışma, kaos, fitne, fesat, vb insanı boş yere meşgul eden bütün gereksiz yüklerden kurtularak birlik şuuru içinde hareket etmeye bakalım. 

İnancımızın gereği de budur, insanlığımızın gereği de budur. Hepimizin faydasına olan da budur.

Birlik ve birlik şuuru ile ilgili tespit, gözlem, analiz ve öneri içeren bazı notlarımız:

1.Birlik olmak tedbirli olmaktır! Bu gün moraller iyi, Özellikle; terörün engellenmesine, birlik ve beraberliğin artmasın vesile olur inşallah.(Cerablus). Gün birlik günü, meydanlar dolu. (23 Tem 2016).

2.Birlik olmak caydırıcı olmaktır! Dünyada Türkiye'ye ümit bağlamış çok ülke var. Bu ümitlerin boşa çıkmaması için Türkiye Dünyada söz sahibi olacak şekilde kalkınmak zorundadır.

Hollanda'da da yaşananlar içte ve dışta birlik ve beraberliğimizi güçlendirmelidir.

Dünya Müslümanları birlik  olmalısınız, yoksa Batı sürekli birinizi kanatmaya devam edecektir. (2017).

3.Aile olmak, birlik olmaktır, paylaşmaktır .Öyle olmalıdır. (2019).

4.Söylemlere dikkat ediniz lütfen? Bir arada olmaması gerekenler, parti ve örgütler; Ülke aleyhine nasıl aynı dili, hatta aynı kelimeleri kullanabiliyorlar?!! Üstelik Ülke içinde birlik sergilenmesi gereken günlerde.(2020)

5.Çalışmak, üretmek, maddi ve manevi olarak kalkınmak, ekonomik güç sahibi olmak ve birlik olmak zorundayız!

TBMM'de 4 partinin (AKParti, MHP, CHP, IP) ortak imzaladığı bildiriye HDP imza atmadı. Bu partiye üye olan veya oy verenler bir kez daha düşünmelidirler. Gün birlik olma günüdür.

Birlik olalım, gayretli olalım, kalkınalım! ABD ve Batının oyununa gelmeyelim! (2021).

2022:

6. İlim pazarından alış-veriş! İhtiyaç listesi! (kemalât, sekînet, nezaket, empati, liyakat, muhabbet, samimiyet, şükür, kanaatkarlık, irfan, konuşma, değerler, üretim, kalkınma, birlik, beraberlik, vb) Temin edelim, kalkınalım!

7.İslam Dünyası;
-Batı, ABD ve fitne prangalarından kurtulmalıdır.
-Filistin, Yemen, Myanmar, Suriye, Irak, Libya vb problemlerin çözümünde ortak hareket edebilmelidir!
-Politika ve önerileriyle dünya politikasında belirleyici olmalıdır!

2023:

8.Birlik olmanın çimentosudur, en geniş paydadır, İslam. Özellikle gönül coğrafyasında en sağlam çimentodur, İslam.

9.Siyaset üstü ve birlik sağlamamız gereken savunma sanayinin yüz akları olan icatların sergilendiği, mucit adaylarının çokça olduğu, Ankara'daki teknoloji festivali yani Teknofest'te muhalefetten veya muhaliflerden yüzler bulundu mu? Bilmiyorum! Ama olmalılar! Birlik zamanı!

10.Filistinliler birbirleriyle kenetlenmelidir! Daha fazla birlik olmaya ihtiyaçları var!

11.İslâm dünyası; birlik olur, Gazzeliler kadar da cesur olursa, İsrail ve ABD'ye haddini bildirir! Yoksa, bu iki ülkenin İslam ülkelerine saldırıları durmayacaktır! Gazze düşerse, başka ülkeler de aynı akıbeti yaşayacaktır!

2024:

12.İslam dünyasına ve vicdanlı ülkeler çağrım şudur; birlik olun ve ateşkese yanaşmayan, soykırımcı ve işgalci şu İsrail'i artık vurun! barış için, huzur için, insanlık için!

13.İslam dünyasını, İsrail zulmünün karşısında, Gazzelilerin yanında güçlü bir şekilde durmasını engelleyen nedir? Rabbim İslam dünyasına, mazlumun yanında, zalimin karşısında duracak irade, güç, yöneticiler ve bu konuda birlik nasip eylesin!

14.Bunlar Gazze'ye niçin Fransız? Oysa birlik olmak ve destek lazım! 

(Filistin’in yeni başbakanı Muhammed Mustafa oldu.Geçtiğimiz ay görevinden istifa eden Filistin Başbakanı Muhammad İştiyye’nin yerine Muhammed Mustafa atandı.Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin yeni başbakanı Mustafa'yı yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi.-Basın)

15.Gerek iktidar ve gerekse muhalefetin; Ülke birlik ve beraberlik içinde kalkınır ve güçlü olursa, oluşan fayda ve refahtan herkesin pay alacağını, aksi durumların, üretimsizliğin Ülkeyi geri götüreceğinin farkında olarak hareket etmeleri beklenir.

16."Ülke için, insandaki "birlik şuuru" "bilgi" kadar önemlidir. Bu ikisi birlikte olduğu takdirde kalkınma hız kazanır. Olmaz ise yozlaşma artar!"*

17."Milli gelir devamlı artsa ve adil paylaşım olsa bile, manevi hedeflerin yok olması ve maddi tatminin doygunluk ve bıkkınlık sağlamasından kaynaklanan gayesizlik, bir ülkede kültür birliğinin kendiliğinden çözülmesine sebep olabilir."*

18."Az gelişmişlikten kurtulmak için; iktisadi kalkınma ve sosyal adaletin sağlanması yanında, birlik şuuru oluşturulması ile maddi ve manevi hedeflerin bağdaştırılması zaruridir.*

19."Bir ülkede iktisadi şartlar bozulduğu takdirde, birlik şuuru mevcut değilse, hiçbir maddi tedbir fertleri şahsi menfaatlerinin peşinde koşmaktan ve bu uğurda kendileriyle temas halindeki fert ve grupları ve bütün cemiyeti aldatma alışkanlığından men edemez!"*

20."Piyasa istikrarının sağlanması için, fert ve toplum arasındaki, birlik şuurunun, ahengin, güvenin, ahlâkın yeniden hayat bulması gerekmektedir."*

21."Osmanlıda, mutasavvıflar, dini tatbikatı manevi manada zenginleştirmişler, dinin sadece ibadet şekillerinden ibaret olmayıp asıl cevherinin ahlakta toplandığını ispat etmişlerdir.

Osmanlıda "tasavvuf felsefesi", fertlerin benliğe bağlı olmaktan çıkarak topluma hayırlı birer birim haline gelmelerine ve Vakıf gibi hayır gayelerine yönelmelerine vesile olmuştur. Piyasada fiyat istikrarı için bu felsefeyle birlik şuuru oluşmalıdır."*

22.İsrail ve ABD ortak yapımı bir katliam daha! İslam dünyası ve Müslümanlar ne zaman uyanacak, birlik şuuruyla ne zaman hareket edilecek ve bu hadsizlere haddi ne zaman bildirilecek? 

(İsrail Nusriyat kampını kana buladı: 4 rehine için 274 Cinayet-Basın)

23 Kıbrıs'ta zulmün son bulmasına vesile olan herkese teşekkürler! 1963-1974 döneminde Kıbrıs'ta yaşananlar unutulmamalıdır. Birlik olmakta dirlik ve çözüm vardır! Taraflar iki devletli çözüme katkı sunulmalıdır!

2025:

24.Müslümanlar ve İslam devletleri birlik olup caydırıcı bir güç oluşturmadıkları ve öyle davranmadıkları sürece, Gazze'de olduğu gibi, Dünyanın birçok yerinde zulüm görmeye devam edeceklerdir!

25.NATO bize maliyetten başka bir şey de yüklemiyor! Dolayısıyla İslam ve Türk devletleri ile savunma amaçlı ortak bir askeri birlik kurulmalı! Adalet, masumu kollamak, zulme engel olmak vb DEĞERLERİMİZLE Batı değerleri örtüşmüyor!

26."Gazze için el ele ve birlik şuuruyla hareket edilirse" ABD geri adım atacaktır!

27.Evet "birlik şuuru" ile birlikte adım adım tarihi misyona yaklaşılıyor. Bunun olumlu etkileri sadece bölgede değil küresel düzeyde de özellikle mazlum coğrafyalar da daha fazla hissedilecektir. Bu şuurun dışında kalanlar oyun dışı kalır!

28.Yazık! Birlik şuuru ile hareket etmek gerekirken, bunlar ne zaman akıllanacak ve ABD, İsrail, Rusya, İran AB gibi ülkelerin gemilerine binilmeyeceğini ne zaman öğrenecekler? 

(Suriye/Lazkiye Kıyı kesimlerinde, Suriye Milli Ordusu’na saldıran Esad destekçisi Şii Şebbihaların içinden geçmek için gerekli takviyeler yapılıyor!-Basın).

29.İslam dünyasının, Dünyadaki mazlum Müslümanların hakkını koruyacak, gerektiğinde birlik halinde İslam dünyasını harekete geçirecek bir başa ihtiyacı vardır. Bu halifelik de olabilir, güçlü bir İİT da olabilir.

30.Türkiye, tekrar "tarihi misyonunu" ne zaman üstlenecek? "Birlik şuuru" bu misyonu engellemek isteyenleri etkisiz kılar mı?

*(Sosyolojik Açıdan Eğitim Yolu İle Kalkınmanın Esasları-Prof Dr Amiran KURTKAN, İstanbul-1977)

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.Terörü bitirelim-2015
2.Birlik olmak (Kendi Tarafında Olmak) Çok mu Zor?-2015
3.Kalkınma Şuuru-2017
4.Ön Yargılar (Ezber, kalıplaşmış, kopya yaklaşımlar)-2020
5.18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi-2021
6.ABD ve Batı’nın Emelleri!-2021
7.Fonlayan ve Fonlananlar-2021
8.Muhalefet ve muhaliflik-2021
9.İnsana yatırım-2022
10.Kalkınma-I 2022:
11.İlim pazarından alış-veriş!-2022
12.Münafık!(lık!)(lar!) (Nifak ehli!)-2022
13.Değerlerimize yabancılaşanlar, yabancılaştıranlar!-2022
14.Huzur-2022
15.Aile üzerine-2022
16.Kalkınma-II 2022
17.Fitnecilik, Fesatçılık, Psikolojik Harp!-2023
18.ABD ve Batı-2023
19.Ön Yargılı ve Müzmin Muhaliflik Tavırları-2023
20.TERÖR!!! 2023
21.Filistin'de İsrail Zulmü Hep Vardı!-2024
22.Eğitim yolu ile kalkınmanın esasları kitabından bir kaç not-2024
23.Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri-2024
24.ÜLKE'DEKİ BAZI TEMEL PROBLEMLER-2025
25.Terörsüz Türkiye-2025
26.Darbeler-2025
27.İsrail'in Filistin/Gazze Suçları!-2025



10 Kasım 2024 Pazar

KATKI 101124:

Hayata olumlu bir katkımız olsun diye, "katkı" ile ilgi bazı notlarımız, gözlem, tespit ve önerilerimizi bu yazımıza konu ettik. Yazıda "katkı"  kelimesini "bir işin yapılmasına, gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile katılma; yardım, pay" anlamında kullandık. Olumlu yöndeki tüm çabalar ile olumsuz olan hal tavır ve davranışları önleyecek çabaları da kastettik. Toplum olarak genelde şikayet eden ama, çözüme katkı sunmaktan imtina eden bir toplumuz! Bunu tersine çevirmek herkesin yararınadır. Bunun için de "katkı" sunmak istedik.

2024:
1.İnsanlık ve savaş suçu işleyen İsrail'e karşı Güney Afrika Cumhuriyetinin cesur ve onurlu çıkışını takdir ediyorum. Desteklenmelidir, katkı verilmelidir, insanlık ve savaş suçu işleyenler mutlaka cezalarını çekmelidirler.

2.Olaylara; makro açıdan analitik yaklaşarak, araçtan çöp atmayarak, piknik yerlerini çöpe boğmayarak, çöpleri çöp kutusuna atarak, kalkınma yönünde; çalışarak, maddi, manevi, fikri vb her alanda üreterek, hoşgörü yanında nezaketi koruyarak, Ülkeye Bir Katkım Olsun.

3.Olumlu olmak, olumlu düşünmek ve olumlu bakış açısının, insana katkı sağladığını, kendisini ve çevresini pozitif kıldığını, insanın kalkınmasını, gelişmesini ve ilerlemesini sağladığını unutmayalım.

4.Çalışan, üreten, çabalayan, eser ortaya koyanlara bir kulp bulanlar; lütfen siz de bir şeyler üretin, bir çabanız, bir faydanız, kalkınmaya olumlu bir katkınız olsun.

5.Çevrenizdeki olaylara; yapıcı ve çözüme katkı sunan tepkiler verin. Çevrenizdeki olumlu olaylara destek tepkileri verin. Böylece olumlu davranışlar ve olumsuz davranışlardan fazla olsun.

6.Belediyeler; güvenli, kaliteli ve konforlu toplu taşımacılığa öncelik vermelidirler. Bu tercih trafik ve park problemine de katkı sağlar. Ancak maalesef normal zamanda arıza veren, kaza yapan, yanan; yağmurda ilk aksayan toplu taşıma araçları olmaktadır.

2023:
7.İnsan muhasebesini yapmalıdır; işgal ettiği her koltuk ve her makama veya taşıdığı her unvan ya da etikete KATKI mı sunuyor, yoksa MALİYET mi yüklüyor? Katkı sunmalıdır.

8.Mazlumun yanında, zalimin karşısındayız! Orantısız savaşa hayır! Savaşa değil çözüme katkı sunmak gerekir!

9.Hal, tavır, söylem, eylem ve davranışlarımız; Ülkeye, topluma, dünyaya, insanlığa "bir KATKI sunsun".

10.Rabbim, çalışan, üreten ve kalkınmaya katkı sunanların yâr ve yardımcısı olsun, yalan, algı ve mandacı zihniyete fırsat vermesin!

11.Ülke akademisyenlerden; keşif, icat, katkı bekler! "2022'de akademisyen sayısı:184.702. Bunların 32.185'i profesör, 20.144'ü doçent, 41.484'ü doktor öğretim üyesi, 38.392'si öğretim görevlisi, 52.497'si araştırma görevlisi olarak çalışıyor." (Kynk:YÖK).

12.Ülkeye, Ülkenin sağladığı imkanlar ile edindiği zihni ve maddi sermayeyi alarak Ülkeyi terk edenler değil, çalışarak üreterek Ülkeyi güzelleştirme çabasında olan beyinler lazım. Zira onların gayreti kalkınmaya gelişmeye refaha katkı sağlar, terk edenlerin değil!

13.Suriye iç savaşında çokça eleştirdiğim Türkiye'nin TV'lerini Gazze konusunda tebrik etmem gerekir, gerçeklerin ortaya çıkasında katkıları vardır.

14.İş hayatında; çalışmak, üretmek, katkı sunmak, ortaya ürün çıkarmak amaç olmalı, istihdam olmak, bir iş, şirket sahibi olmak, bir etiket almak vb... ise araç olmalıdır!

15.İş sahibi olan herkes, "ben, bu gün ne ürettim, ne katkı sundum, ne fayda sağladım, kazancımı hakkettim mi?" gibi soruları kendisine sormalı ve cevaplar olumsuz ise olumluya çevirmeye bakmalıdır!

Misal; üretmeyen iş sahipleri, gizli işsizler, çalıştıkları (!), yönettikleri (!), kuruma katkı değil sadece maliyet yüklerler,

İşe gidip, bir işin ucundan tutar gibi yapıp hiç iş üretmeyenlerin katkıları sıfırdır, aslında gerçek manada hak edişleri de sıfırdır!

16.Maalesef deprem felaketinde de; katkı sunmayanlar, yalan söyleyenler, algı oluşturanlar, ihmali olanlar, suçlular da aynı şeyi yapıyorlar, yani sadece suçluyorlar!

17.Özlemimdir; "kalkınmış insan", "kalkınmış toplum", "kalkınmış devlet" ve buna herkes katkı sunabilir, sunmalıdır da!

18.İnsan öncelikle kendisini, kendi varlığına katkıda bulunan şeyleri sever.

19.Din sadece akıl ve zihin ile anlaşılmaz. Onun anlaşılmasında kalbin de büyük katkısı ve payı vardır (İhya).

20.Sivas'ta iki üniversite bulunmaktadır; Cumhuriyet Üniversitesi ile Bilim ve Teknoloji Üniversitesi. Özellikle saha çalışmaları ile ülkeye ve Sivas'a katkı sunmaları beklenir.

21.Maddi ve manevi kalkınmayı tamamladığımızda, emperyalistlerin, ABD'nin, Batı'nın bu tür oyunları artık işlemeyecek, terör örgütleri de kalmayacak herkes aklıselim dairesinde işiyle uğraşacak kalkınma ve refaha katkı sağlayacaktır.

22.AB’nin oyalayıcı tutumunun ülkenin kalkınmasına olumlu ve tetikleyici katkısı olmasını dilerim.

23."Mülteci istemiyoruz!" diye bağıran bu konuda Akdeniz'i mezarlık haline sokan AB ülkelerinin de katkı sunmaları beklenir!

24.Ülkeye hiç bir katkısı olmayacağı çok açık olan insanları, sürekli gündemde tutan ve alternatif gibi sunan güçlere, "her halde dalga geçiyorlar" diyerek kızıyorum! Ama bu dayatmaya inanan kitleyi görünce de üzülüyorum!

25.40 yıldır devam eden terörün bitirilmesinde önemli katkısı olan İHA SİHA"lar ile JÖH ve PÖH'ün bağlı olduğu kurumların hedef seçilmesi manidardır!

26.Altılı muhalefetin yapmak istediği, 2018 de yaptığının aynısı! Yani plan ve proje vb ile yarışarak değil de, rakibine kaybettirerek kazanmak derdinde! Bu tavır doğru değil! Ülkeye ve topluma bir katkısı olmaz! Doğrusu aday, proje, programla, yapacaklarınla yarışmaktır!

27.Hazırlık (proje) olmayınca kimin aday olduğu da çok önemli değil, çünkü önce sağlam temel lazım. Kaldı ki, kazansalar dahi, korkarım sadece sermayeden yiyecekler, ülkeyi kalkındıracak refaha götürecek katkı sunacak çabaları görülmeyecek! Aynı bazı belediyeleri gibi!

28.Muhalefet proje üretemiyor, çoğu zaman toplumun değerleriyle çatışıyor, kalkınmaya katkı sağlayacak ciddi bir çıkışları olmuyor, vizyon yok. Böyle giderse belki iflas! hatta konkordato! Olabilir!

29.Kendi çabası, gayreti, vizyonu, liyakati ile değil de, rakibinin bir şekilde devreden çıkması ile ipi göğüsleyen, yarışı başarılı bir şekilde kazanmış sayılmaz, kazansa dahi kalkınmaya bir katkısı olmaz. İnanarak, proje üretmek, çalışmak, yorulmak gerek.

30.Sürekli algı oluşturmak ve bunun gerçek olmadığı ilgililerce ispatlanınca, yeni algılarla bunu sürekli tekrarlamak, siyaset yapmak değildir, doğru da değildir! Bezdiricidir! Algıların kimsenin refah artışına da bir katkısı yoktur!

31.Dün aynı kapı aparatı için üç ayrı satıcının verdiği fiyatlar; 75 tl, 30 tl ve 150 tl. Bu kadar fark olmaz, fiyatlarda keyfilik devam ediyor! Piyasa istikrarı için satıcılar da katkı sunmalı! Kimse kendi ayağına sıkmamalı!

32.Piyasanın istikrara kavuşmasına katkısı olan ticaret erbabına ödül, plaket ve yatırım, vergi ve işlemlerinde kolaylıklar getirilerek vb şekillerde teşvik edilmesi piyasayı düzeltici ve istikrarı sağlayıcı etkiler sağlayacaktır.

33.Ülkeye pek çok eser kazandıran ilmi siyaset dehası Sultan Abdülhamid'i kim sevmez? Biz üretenleri, ülkeye katkı sunanları severiz.

2022:
34.İlk milli firkateyn suya indi. Katkısı olan herkesten Allah razı olsun. Bu güne kadar niçin üretilmedi? Oysa ürettikçe kalkınırız.

35.Ülke kalkınırsa, bu gün gündem olan ve topluma katkı sağlamayan pek çok konu (slogan, dizi, film, parti, STK, vb) kendiliğinden ortadan kalkacaktır. O halde geliniz gayretimiz, maddi ve manevi alanda kalkınmayı tamamlamak yönünde olsun.

36.İyi bir eğitim alan çocuk hayatı boyunca topluma faydalı, katkı sağlayan, yük bindirmeyen ve kalkınmayı sağlayan bir fert olurken, eğitilmeyen veya iyi eğitilmeden yetiştirilen çocuğun ise hayat boyunca topluma yük bindiren, zarar veren bir fert olma ihtimali yüksektir.

37.Kafkas cumhuriyetleri kendi aralarındaki sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkileri en ileri düzeye taşımalıdırlar. Tüm Kafkas kökenliler de bu ilişkilerin kurulmasını engelleyecek, kurulmuş ilişkileri zedeleyecek söylemlerden kaçınmalıdırlar. Tam aksine bu ilişkileri arttırmaya katkı sunmalıdırlar.

38.Ev hanımları, ekonomiye, işe gidip iş üretmeyen veya gizli işsizlerden çok daha fazla katkı sağlıyorlar.

39.Ailede huzursuzluk söz konusu olduğunda eşler veya aile üyeleri tepki veya yaptırım yada ilgiyi başka şeylere yöneltme cinsinden bazı davranışlar sergilerler. Bu davranışlar huzura katkı sağlamadığı gibi huzursuzluğun artmasına da sebebiyet verir.

40.İnsanlar yapabileceklerini değil, yetki ve erki başkasında olan konuları, yani kendilerinin yapamayacakları konuları konuşuyorlar! Kalk bir ağaç dik! İki bitki yetiştir! İş üret! Bir katkı sun!

41.Her üretim, yatırım ve kalkınma hamlesine, muhalefet veya muhaliflik yapanların şunu anlaması lazım; Ülkenin birinci önceliği (maddi ve manevi olarak) kalkınmadır. Ona katkı verelim, herkesin yararınadır!

42.Sadece Cumhurbaşkanı ve bir kaç bakan değil, tüm bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar ve muhalefet ülkenin kalkınması için çalışmalı, üretmeli, katkı sunmalı! İktidar ve muhalefette de; eyyamcı, çalışmayan, ehil olmayan ve üretmeyenler ise liyakat ehli ile değiştirilmeli!

Topluma sadece maliyet yükleyen ve herhangi bir katkı sunmayan, hayatın her alanındaki (sanat, siyaset, bilim, akademi, spor, bürokrasi vb)   eyyamcı (günü gün eden, üretmeyen) insanlara prim verilmemesi, dolaylı da olsa kalkınmaya bir katkıdır.

43.Kurumlarda (kamu, özel, banka, KİT, İDT vb), "fonksiyonel olmayan", "yönetim kurulu üyelikleri" ve "üyeleri" gözden geçirilmelidir. Fonksiyonel olmayan, üyelikler lağvedilmelidir. Kuruma hiç bir katkısı olmayan, konu ile ilgili liyakati olmayan üyeler de üyeliklerden alınmalıdır.

44.Tüm ekonomi aktörleri (tacir, tüccar, üretici, tüketici vb), ekonomi ile ilgili tüm çevreler (bakan, bürokrat, akademisyen vb), enflasyonun düşürülmesi için çaba göstermeli ve çözüme katkı sunmalıdırlar!

45.İyi insan, suya sabuna dokunan ve adaleti tesis edenlerdir, hakkı gözetenlerdir, işini iyi yapanlardır, işleri iyi yaptıranlardır, ülkenin ve toplumun kalkınmasına katkı sağlayanlardır, işin bir ucundan tutanlardır.

46.Pek çok akademisyenin, ekonomistin paylaşımına bakıyorum, çözüm ve ülkenin önünü açacak bir öneri içermediği gibi, olumlu da değil! Klasik ezber tekrarı; faizi yükselt gibi! Oysa hepimizin derdi kalkınmayı tamamlamak için bir katkı sunmak olmalıdır!

47.Isparta Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, milli mücadelede önemli katkıları olmuş bir cemiyettir. Karar Defteri 1919 da tutulmaya başlanmıştır. İşgal aleyhinde mitingler düzenlemiş protestolar çekmişlerdir.

48.Gerçek tarihi bırakıp algı üzerinden, "dar anlamda paslaşma ve sataşmalar" topluma katkısı olmayan kısır bir döngüdür, mutlu körlüktür, “kendi çalar kendi oynar” cinsinden.

49.Kendisine, ailesine ve topluma katkısı sınırlı ve hatta sıfıra yakın olan insanların; ülkeyi, İslam'ı, insanlığı, dünyayı vb kurtarmaya dair fikir ve paylaşımları hayret verici! 

Oysa iktisat bilimi “Kişi Kalkınırsa Ülke Kalkınır” diyerek bu konuda uyarı yapmış!

50."Adıye Kültürü" isimli kitabımızın tanıtımını yapan KAFFED'e, çalışmayı yapan Yemuz Nevzat Tarakçı'ya, imza günü düzenleyen "Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı"na, "Şimali Kafkas Derneği"ne, okuyuculara, katkı sunan herkese çok teşekkür ediyorum. Kitabın faydalı olması ve yazacaklara vesile olması dileğiyle.

51.Biri bir şey yapsın da eleştireyim anlayışını terk et! Sen de bir şey üret, bir katkı sun.

52.Macron sen kendi ülkenle ilgilen, mesela; Fransızların refahını arttıracak projeler geliştir. Avrupa Birliğinin gelişmesine katkı sun. Savaş ekonomisine değil, barışa ve dünya ticaretini arttırmaya kafa yor.

53.Üniversitelerimizi iyileştirmeyi öneririm, böylece, biz talebe göndereceğimize dışarıdan binlerce talebe gelir. Zira Tanzimat'tan beri dışarıya talebe gönderiliyor ve kalkınmaya katkısı konusunda fayda/maliyet analizi yapılmalı!

54.Her bir şeyi bahane ederek, İslam'a ve Müslümanlara saldıran Ülkenin diğer insanları, siz neye inanıyorsunuz? Yanlış hedef seçiyor ve konuları saptırıyorsunuz! Şikayetiniz hangi işle ilgili ise ona yönelin, çözümüne bir katkı sunun!

55.Maalesef, bürokraside ve siyasetteki bazı insanlar, gündüz yanan lambalar gibidir. Topluma hiç bir katkı sağlamazlar sadece enerji(nizi) tüketirler. Şayet arıza var mı, işe yarar mı diye deneniyorsa süreyi kısa tutmak gerekir!

56.Türkiye, Pakistan ve Afganistan üçlü toplantısı, başta Afganistan olmak üzere bölgedeki barışı temin etmeye katkı sağlayacaktır. Çünkü BM etkisiz kalıyor.

57.Barış, kardeşlik ve dostlukların geliştirilmesi, insanlığın huzuruna katkı sağlar. Dürüst ve samimi yönetimlerle dünya barışının temini zor değildir. "Dünya Barış Günü."

58.Sosyal medyada bazı kıt akıllıların yapacağı en doğru şey "ya olumlu bir katkı sunmaları, ya da susmalarıdır." Aksi halde zarar veriyorlar.

2021:
59.İşimizi en iyi şekilde yaparsak kalkınmaya katkı sağlamış oluruz.

60.Coğrafi keşiflerde bulunan ülkeler keşfettikleri yerlere insanlık adına bir katkıları olmamıştır. Tam aksine keşfettikleri topraklar üzerinde yaşayan insanlara huzursuzluk ve zulüm götürmüşler, yağmalamışlar, altınlarını almışlar, insanları katletmişler ve köleleştirmişlerdir.

61.Muhalefet proje üretmiyor! Toplumun değerleriyle çatışıyor, kalkınmaya katkı sağlayacak ciddi bir çıkışları yok, vizyon geniş değil!

62.Hayatımızdaki boş işleri, boş konuşmaları terk edelim! Zira bize, hiç kimseye ve hiç bir şeye bir katkısı yoktur!

63.Sadece şikayet etme, katkı sun! Hayatını ona, buna, devlete, yöneticilere, kurumlara, amire, memura, eşe, dosta, komşuya, çocuğa, ebeveyne vb kızmakla geçirenler; bırakın bunları, şikayetlerinizi bitirmek istiyorsanız bir işin ucundan tutun, mesela iyi bir çocuk yetiştirmeye bakın, iyi bir insan olmaya bakın!

64.İşe giden herkes; mesainin kaç saatini işle uğraşarak geçirdim? Bunun çıktısı ne oldu? Ne ürettim? Benim işe gelmemin üretme bir katkısı var mı? Yoksa sadece maliyet mi yüklüyorum? Gibi soruları kendisine sormalıdır.

65.Piyasadaki olumlu gelişmelere rağmen, haberlerde veya tartışma programlarında (çoğu ekonomist) negatif yorum yapanların, bu tavırlarını ahlâki, etik bulmuyorum! Söylediklerinin vebali var! Piyasa bozucu etkisi var! Susmak veya katkı sunmak varken!

66.Merhum Necmettin Erbakan, dönemdaşlarına göre çok daha fazla bilgi, proje yüklüydü. Maalesef onun üretim faaliyetleri de, ülkede yerli üretimi her zaman engelleyen ama görünmeyen lobilerce, laiklik bahane edilerek engellendi. Yine de yerli üretime çok katkısı oldu, Rabbim rahmet eylesin.

67.Bazı paylaşımlar sürekli başkalarına endeksli, kendisinden bir katkı yok. Tıpkı, hiç vergi ödemeden tümünü yansıtan tüccar gibi.

68.İş hayatında; ne kadar rahat olduğu, ne kadar az iş yaptığı vs gibi üretimsizliklerle değil, ne kadar iş, katkı, fayda sağladığıyla övünmeli insan.

Aldığını hak etmeli, hak etmediğini almamalı. Esasında alınan ve alınmaması gerekip alınan her bir ücretin, keza yapılan ve yapılması gerekip yapılmayan her bir işin sorumluluğu var! Sorumluluk ateşten gömlektir! Hesabı var! Vebali var!

2020:
69.Ben yine bir hatırlatma yapayım, siz, siz olun bir iş yapacağınız zaman önce Allah (cc)’a sonra kendinize güvenin, katkı sağlayan olursa ne ala!

70.Bir insana iyi diyebilmek için onun insanlara, insanlığa ve topluma olumlu katkısına ... bakmak gerekir.

71.Senelerce ülke kalkınmasına hiç bir katkısı olmayacak şekilcilikle uğraşıldı, ürünler hatta davranışlar sadece ya batıdan ithal edildi veya batı taklit edildi.

72.İlgili tüm taraflara tasarrufun, kaynağın üretime gitmesini sağlayacak bir model, yapı oluşturmaları içim çağrı yapıyorum: “Bu konuda ÜNİVERSİTELERİMİZ'İN (iktisat, ekonomi, yatırım, işletme vb fakülte ve bölümleri), İKTİSADİ STK'larının (TOBB ve üyeleri, KESK ve üyeleri gibi), DÜŞÜNCE KURULUŞLARI'nın da katkı sağlaması beklenir.”

73.Kalkınmaya katkı sunan, hizmetleri ile ön plana çıkan belediye başkanları tercihimdir.

74.Otuz yıldır çözülemeyen Karabağ sorunu çözülünce, Macron niye ortaya çıkmaya çalışıyor? Ayrıca Minsk grubu Karabağ konusunda şimdiye kadar ne yaptı, çözüme ne katkı sundu?

75.Üniversiteler daha fazla sahaya inmeli ve toplumun hayatına, gelişmesine, kalkınmasına daha fazla katkı sunmalıdırlar. Çok şey tekrar ve güncel olmayan teorik bilgiler veriliyor gibi. Durağan değil, araştırmacı ve dinamik üniversiteler kalkınmaya katkı sağlar.

2019:
76.Yapımcılar, senaristler, oyuncular vb yanı sıra, seyirciler ve izleyiciler de tv yapımları konusunda sorumlu davranmalı, maddi ve manevi kalkınmaya katkı sağlamalıdırlar.

2017:
77.Çevre ve ailelerin yapıcı katkı sunmaları evlilikleri kolaylaştıracaktır.

78.Fazladan alınan her evin, her dairenin betonlaşmaya katkı sağladığını unutmayın!

2016:
79.
Hızlı kalkınma ve gelişme için bırakabilme kültürünü yerleştirmeliyiz! STK başkanları, siyasiler vb. işgal ettikleri koltuklara artık bir katkı sunmuyorlar ise bırakabilmeli, usandırmamalı. Bıraka(bile)nlar ise bilgileriyle ağabeylik yapmalı, tecrübeleriyle katkı sunmalıdırlar.

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ 
blog adresindedir:

1.İŞ HAYATI, 200823
2.Analizler-III (kalkınma) 111221
3.Sağlıklı Aile Kampanyamız (Bir Sosyal Deney) 270520






15 Ekim 2024 Salı

TARTIŞMA ADABI 151024:

Tartışma ile ilgili aşağıdaki yazı İmam Gazalinin İhya’sından alıntıdır. Yazı iki bölümden oluşmaktadır. İlk başlık: I. "Tartışmak", ikinci başlık ise; II. "Dilin/Konuşmanın afetleri “...4. Âfet: Mücâdele Etmek ve Tartışmak" şeklindedir.

Bu alıntıda tartışmanın nasıl yapılacağına ilişkin bilgiler de yer aldığından, yazının başlığına “Tartışma Adabı” demeyi uygun bulduk.

"I. “Tartışmak”:

Akıllı bir kimse isen, kendini bu âlemde ALLAH Teâlâ'nın huzurunda ve yalnız olarak gör ve önündeki ölümü, kıyâmeti, hesaba çekilmeyi, cenneti ve cehennemi düşün. Bu düşünce ve duygularla ebedî kurtuluşun için çalış; kötüleri ve kötülükleri kendin için örnek alma veya mazeret yapma. Doğru ve hak bildiklerini başkalarıyla tartışmak şeklinde değil, onları kendi hayatında tatbik edip âhirete yönelik faydalarını elde etmek şeklinde değerlendir.

ALLAH Rasûlü (sa) şöyle buyurmuştur: "Bir kavim gerçekleri yaşamak için değil, başkalarıyla tartışmak için öğrenirse, dalâlete düşer." (Tirmizî). "ALLAH'ın en çok buğzettiği insan, hakka karşı inatçılık eden ve tartışmayı sevendir." (Müttefekun aleyh).

Bu konuda şunlar da söylenmiştir: "Âhir zamanda amel kapısı kapanır, tartışma kapısı açılır." "Size amel sevdirilmiş, fakat bir zaman gelecek ki, insanlara amel yerine tartışmak sevdirilecektir." "Bir topluma aşırı mantıkçılık ve akılcılık verilirse, onlardan amel alınır."

Bu hal, amelin mantık ve akla aykırı olmasından değil, mantık ve aklın amel zannedilmesinden dolayıdır. Halbuki, mantık ve akıl amel değil, amelin araç ve vasıtalarıdır. Sâlih bir zât, tartışmalarıyla bilinen bir zâtı ölümünden sonra rüyada görmüş ve ona, "Bunca tartışmalarından bir yarar gördün mü?" diye sormuş. Ölmüş olan zât, avucunu üfleyerek, "Onların hepsi toz gibi uçup gitti. Bana yarayan şey ise, gece vakti kılmayı âdet ettiğim iki rekât namaz oldu." demiştir.

Din ve akîde konularında muhaliflerle tartışmak, bazen farz-ı kifâye derecesinde önem kazanabilir. Fakat, bu tartışmanın şu veya bu ölçüde yarar sağlayacağına inanmak ve bunu riya, gösteriş ve kendini tatmin gibi hislerden tamamen arındırmak lâzımdır. Faydasız olan veya hissî (nefsanî) sebeplerle yapılan tartışmalar ise, bir çeşit şirretlik, şarlatanlık, huysuzluk ve geçimsizliktir. Bu şekilde yapılan tartışmaların ALLAH için olduğunu söylemek de yalancılık ve münafıklıktır.

"Onlarla en güzel bir şekilde tartış!" âyetiyle (Nahl, 125) din ve akideyi korumak için tartışma emredilmiş, fakat bunun en güzel şekilde yapılması kaydı da konulmuştur.

Tartışmanın "en güzel şekilde" yapılmış olması için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar şunlardır:

1- Tartışma farz-ı kifâye olduğu için, bunun farz-ı ayn olan bir vazifeyi engellemesi ve aksatmaması lâzımdır. Bu sebeple, örneğin tartışmayla meşgul olup vakit namazını kaçırmak caiz değildir.

2- O sırada, tartışmadan daha önemli bir farz-ı kifâyenin bulunmaması gerekir. Bu yüzden, örneğin din bilgisini tartışmasız bir şekilde kabul eden ve hatta bunu isteyen bir kimseyi bırakıp bir münkirle tartışmak veya emr-i maruf ve nehy-i münkeri gerektiren bir durumla karşı karşıya iken, bunu görmezlikten gelmek doğru değildir. Çünkü, din bilgisine talip olanı bilgilendirmek, iyiliği emretmek, kötülüğü nehyetmek tartışmaktan daha önemli ve önceliklidir. ALLAH Rasûlü (sa), emr-i maruf ve nehy-i münker'in önemini belirtirken bir sahâbi:

"-Ya Resulullah! Bu görevin terk edileceği bir zaman olacak mı?" diye sordu.

ALLAH Rasûlü (sa):

"-Evet, iyilerinizde gevşeme ve nemelâzımcılık, kötülerinizde aşırılık meydana geldiği, yönetim küçüklerin, bilgi değersiz kimselerin eline geçtiği zaman bu görev terk edilecektir." diye cevap verdi. (İbni Mâce)

3- Tartışan kimsenin, tartıştığı konunun dindeki yerini ve ağırlığını bilmesi lâzımdır. Tartışılan konu bir fıkıh meselesi ise, bunun dört mezhebe göre hükmünü de bilmek gerekir. Çünkü bunu bilmek, tartışmayı gereksiz kılabilir. Bilindiği gibi, mezhepler arasında ufak çapta farklılıklar vardır ve bu farklılıklar hak kabul edilmiştir. Mezheplerle ilgili konularda yapılması caiz olan şey, tarafsız ve iddiasız bir şekilde delilleri araştırmak ve incelemektir. Bunun yolu da, tartışmak ve tatsızlık çıkarmak değildir.

4- Tartışma, hak ve doğru olanı bulmak gayesiyle yapılmalıdır. Bu sebeple, karşı taraf haklı olduğu takdirde, onun haklılığını kabul ve kendisine teşekkür etmek lâzımdır. Ashâb hayatında buna dair çok misâller vardır.

Örneğin, Hz. Ömer (ra), hutbede bir konu hakkındaki görüşünü açıklarken, arka saflardaki bir kadın sesini yükselterek:

"-Hayır, ya Ömer! Falan âyet, senin dediğinin aksini ifade ediyor." dedi. Hz. Ömer, kadının haklılığını anladı ve hiç rahatsızlık duymadan cemaate:

"-İşte duydunuz. Ömer hata etti, kadın isabet etti." dedi

Bir adam, o sırada Halife olan Hz. Ali'ye bir şey sordu. O da konu hakkında bildiği şeyi söyledi. Adam:

"-Hayır, ya Emir'el-Mü’minin! Bunun doğrusu şöyledir." dedi.

Hz. Ali (ra): "-Ben hata ettim, sen isabet ettin. Her bilenin üstünde bir bilen vardır." diye karşılık verdi.

Abdullah İbni Mes’ûd (ra), Küfe valisi olan Ebu Musa el-Eş'arî'nin bir sözünü düzeltti. Bunun üzerine, Ebu Musa cemaate:

"-Aranızda İbni Mes’ûd gibi bir ilim hazinesi varken, bu konularda bana müracaat etmeniz doğru değildir." dedi.

Evet, hakkın ortaya çıkmasını isteyenlerin tutumu bu olmuş ve her zaman da bu olmalıdır.

5- Kendi kalbine musallat olan şeytanla tartışmaya öncelik vermek lâzımdır. Çünkü bu şeytan onun da, hakkın da en büyük düşmanıdır ve kendisi için en yakın tehlikedir. Bu sebeple, kendi içindeki şeytanla tartışmayı bırakıp başkalarıyla tartışan bir kimse, vücuduna giren ve onu ısırıp öldürmek üzere olan yılanı bırakıp başkalarının üzerindeki sinekleri kovmaya çalışan akılsız bir kimse gibidir.

Tartışmanın Afetleri:

Tartışma hakkın ortaya çıkarılması için yapılmaz da kişinin kendi ilmini ve şahsî hünerini gösterme vasıtası yapılırsa, içinde şu âfetleri barındırır:

1- Kibirlenmek ve kendini beğenmek. Riya ve gösteriş için tartışan bir kimse, tartışmada galip geldiği zaman, kibirlenir ve kendini üstün görür. Halbuki, kibir büyük günahlardandır. ALLAH Rasûlü (sa) şöyle buyurmuştur: "Kalbinde zerre kadar kibir barındıran bir kimse cennete girmez." (Müslim, Tirmizî)

"Kim kendini üstün görürse, ALLAH onu alçaltır." (İbnu Mâce) Bir kısım kurnaz ve hilekâr kimseler, kibre izzet adını verir ve bununla ilmin şerefini korumaya çalıştıklarını söylerler. Bunların bu özürleri kabahatlerinden büyüktür. Çünkü, ALLAH Teâlâ’nın yasakladığı kibre izzet adını veriyor, ALLAH ve Rasûlü’nün övdükleri tevazuu ise zillet sayıyorlar.

2- Kıskançlık. Böyle bir kimse, karşısında güçlü bir rakip görmek istemez. Böyle birisiyle tartıştığı takdirde de onun üstünlüğünden rahatsızlık duyar ve onu kıskanır. Halbuki, haksız kıskançlıklar âfettirler. ALLAH Rasûlü (sa) şöyle buyurmuştur: "Ateş odunları yediği gibi, kıskançlık da sevapları yer." (Ebu Dâvûd, İbnu Mâce)

3- Kızgınlık ve düşmanlık. Tartışmada yenilen mahûd kişi, onu yenen hasmına karşı kızgınlık ve düşmanlık besler. Halbuki, müslümana karşı bu hisleri beslemek haramdır. Müslüman olmayana karşı da bu nefis için değil, ancak ALLAH için caizdir.

4- Gıybet etmek. Tartışmayı kaybeden taraf, duyduğu kin ve ezikliği yatıştırmak için, diğer tarafı arkasından çekiştirir ve onu küçültmeye çalışır. Yani, onu gıybet eder. Gıybet ise, bilinen günahlardandır. ALLAH Teâlâ, gıybeti ölmüş kardeşinin etini yemeye benzetmiştir. Böylece, o kişi uzun bir süre, böyle bir ölünün etini yiyip durur.

5- Karşısındakinin yenilmesini ve bu sebeple üzülüp gam yemesini can ve gönülden istemek. Halbuki, kendisi için istediği iyiliği müslüman kardeşi için de istemeyen bir kimse, müslümanların ahlâkından uzaktır.

6- Müslümanlar arasında soğukluk ve kopukluk doğması. Halbuki, müslümanlar birbirine karşı yakın ve sıcak olmalı ve birbirini sevmelidirler. İlimleri de, onları birbirinden uzaklaştırmamalı, birbirine yaklaştırmalıdır. İmam Şafiî (ra) şöyle demiştir: "İlim, fazilet ve akıl sahibi insanlar arasında yakınlaştırıcı bir akrabalık türüdür."

7- İlmi amel etmek için değil, tartışmak için öğrenmek. Tartışmayı meslek haline getirenler, âhirette kendilerine yarayan ve sâlih amelleri teşvik eden ilimleri değil, tartışmada başarılarını arttırabilen ilimleri öğrenirler. Böyleleri yaş ve kuru demeden bir sürü malumat biriktirirler. Fakat, bu karışık malumatın onların âhiretine zerre kadar faydası yoktur. Bu kimseler ilimde ileri, fakat amelde herkesten geridirler. ALLAH Rasûlü (sa) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar ilim öğrenip ameli terk ettikleri, dilleriyle münafıklık edip kalpleriyle birbirlerine buğzettikleri ve aralarındaki dindarlık bağını kopardıkları zaman, ALLAH Teâlâ onları lanetler ve kulaklarını (hak sesine karşı) sağır, gözlerini de (hak nuruna karşı) kör eder." (Taberânî)

8- Karşı tarafın söylediği ve savunduğu hakkı ve doğruyu kabul etmemek. Halbuki ALLAH Teâlâ, hak ve doğruyu kabul etmemekle kendi zâtına iftira edilmesini aynı derecede göstermiş ve şöyle buyurmuştur: "ALLAH'a iftira eden veya kendisine gelen hakkı yalanlayandan daha zâlim kim vardır?" (En'âm, 21).

9- Tartışmanın giderek asıl gayesinden sapması ve karşılıklı tahkir ve saldırmalara yol açması.

Bu âfetler, ALLAH için değil, dünya ve nefis hesabına va'z eden, irşad yapan ve ilim öğretenlere de bulaşır. Kısacası, ilim, ya sahibini ebediyyen ihya eder, ya da onun ebedî felâketine sebep olur”

....

II.Dilin/Konuşmanın afetleri “...4. Âfet: Mücâdele Etmek ve Tartışmaktır:

Müslümanlar kendi aralarında mücâdele etmek ve tartışmaktan menedilmişlerdir. ALLAH Rasûlü (as) bu konuda şunları söylemiştir:

"Din kardeşinle tartışma, onunla alay etme ve ona yerine getirmeyeceğin sözü verme." (Tirmizî).

"Tartışmayı bırakın. Çünkü tartışmak fayda sağlamaz, zararından da emin olunmaz." (Taberanî).

"Haklı olduğu hâlde tartışmayı terk edene cennetin en yüksek yerinde, haksız iken onu terk edene de cennetin ortasında bir köşk verilir." (Geçti).

"ALLAH Teâlâ’nın putlara tapmaktan ve içki içmekten sonra bana yasakladığı şey tartışmaktır." (Taberanî, Beyhakî).

"ALLAH Teâlâ bir kavmi dalâlete sokarsa, onların kendi aralarındaki mücâdele ve tartışmaları çok ve çetin olur." (Tirmizî).

"Bir kimse haklı da olsa, tartışmaktan sakınmadıkça iman kemâlini kazanmaz ve şaka niyetiyle de olsa yalanı bırakmadıkça iman etmiş olmaz." (Ahmed, İbnu 1729 Ebid-Dünya).

Müslim İbni Yesâr (ra) şöyle demiştir: "Tartışmaktan sakının. Çünkü tartışmak hiddet doğurur. Hiddet ise şeytanın ipidir, insanı onunla oynatır."

İmam Mâlik (ra) şöyle demiştir: "Tartışmak dini savunmak aracı değildir. O sadece kalpleri sertleştirir, inatları koyulaştırır ve müslümanlar arasında kin ve düşmanlığı arttırır."

Bilâl İbni Sa'd (ra) şöyle demiştir: "Bir kimse inatçı, tartışmacı ve kendi fikriyle övünen biri ise onun helâk ve hasarı tamamlanmış demektir."

İbnu Ebi Leylâ (ra) şöyle demiştir: "Bir fikri müzâkere ederken karşındakine, 'Yalan söylüyorsun; sapmışsın.’ gibi kırıcı sözler söyleme." Bu o demektir ki, ilim ve fikir müzâkere eden kimseler sabırlı, nazik, terbiyeli ve iyi ahlâk sahibi olmak zorundadırlar. Barika-i hakikat ancak bu vasıflara sahip olan kimselerin müsâdeme-i efkârından doğar. Tartışmalarda kızmak ve hakaret etmeye kalkmak mağlubiyeti kabul etmek anlamındadır. Çünkü kızmak, çaresizliğin ifadesidir. Kibir za'fı, kızmak da çaresizliği örten örtülerdir. Şöyle denilmiştir: "Tartışan insanın vakar ve mürüvveti düşer; yalan söyleyen insanın inandırıcılığı gider; ahlâkı kötü olanın da zararı önce kendine olur." Müslim İbni Yesar'a, "Niçin kimseyle aran açık değildir?" diye sormuşlar. Kendisi şu cevabı vermiştir: "Çünkü mal için kimseyle kavga etmiyor, fikir için de kimseyle tartışmıyorum."

Nehyedilen ve dolayısıyla sakınılması gereken tartışmanın özellikleri şunlardır: 
1- Kızmak; 
2- Karşı tarafı dinlememek; 
3- Kendi haksızlığını (veya yanlışlığını) kabul etmemek; 
4- Karşı tarafın haklılığını kabul ve tasdik etmemek; 
5- Hakkın (veya doğrunun) ortaya çıkmasını değil, kendi fikrinin doğru çıkmasını istemek. İmam Şafiî (ra) ilmî tartışmalarıyla tanınır. Fakat o hep şunu söylerdi: "Maksadım hakkın ortaya çıkmasıdır. Onu benim veya rakibimin ortaya çıkarması benim için önemli değildir." 
6- Haksız ve yanlış olduğunu bile bile sözü uzatıp durmak; 
7- Kırıcı söz ve üslup kullanmak; 
8- Kibir ve üstünlük taslamak; 
9- Fikir tartışmasını sonunda şahsiyet ve haysiyet kavgasına dökmek; 
10- Karşı tarafın yenilmesine üzülmemek; 
11- Dargın ayrılmak. Bu şekilde tartışmak câiz değildir. Çünkü kendisiyle tartışılan kimse müslüman ise, müslümanlar dinin temel esaslarında anlaşmış vaziyettedirler. Bu sebeple, onların tartışmaları ancak ayrıntılarda olur. Ayrıntılarda ise ictihad etmek câizdir. ictihad etmek ise, ister istemez farklı görüşlerin ortaya çıkmasına yol açar. Onun için bu görüşlerin bir kısmı yanlış bile olsa, onlara karşı yumuşak ve geniş olmak lâzımdır. ALLAH Rasûlü’ne nisbet edilen bir sözde şöyle denilmiştir: "ALLAH o insana merhamet etsin ki, ehl-i kıbleye karşı dilini en yapıcı şekilde kullanır." Kendisiyle tartışılan kimse münafık veya kökten inançsız bir kimse ise, buna sevgi göstermek câiz olmadığı gibi, kendisiyle tartışırken kızmak ve hırçınlık göstermek de câiz değildir. Çünkü ALLAH Teâlâ, "Onlarla en güzel şekilde tartış." (Nahl, 125) buyurmuştur.

En güzel şekilde tartışmak ise, karşı tarafı ikna etmeye çalışmaktır. İkna etmek ise kızmak ve kabalık etmekle değil, delil getirmek ve inandırıcı olmakla olur. 

Hak ve haksızlıkla ilgisi bulunmayan, zararsız ve kişisel yanlışlar için tartışmak hiç bir suretle câiz değildir. Bu türlü yanlışları tartışmak, kendini göstermek niyetine matuf riyakârca bir davranıştır. Riyanın karıştığı hiçbir amel de makbul değildir. Böyle bir durumda, eğer yanlışın sahibi uyarılmaktan hoşlanırsa, gizlice uyarılması tavsiye edilir. Fakat kendisi bundan hoşlanmaz ve hatta tepki gösterirse, ona dokunmamak en iyisidir. Çünkü hem bir kimseyi bir yanlıştan kurtarmak, hem de karşılığında husumet ve soğukluk kazanmak hikmetli bir davranış değildir. Ömer (ra) şöyle demiştir: "İlmi üç şey için öğrenme, üç şeyden dolayı da terk etme. Onu tartışmak, kibirlenmek, riya ve gösteriş yapmak için öğrenme. Onu önemsememekten, cehalete razı olmaktan ve utanmaktan dolayı da terk etme." 

Nehyedilen tartışmanın temelinde biri nefsanî, diğeri hayvanî olan iki his vardır. Birinci his üstünlük taslama hissi, ikincisi ise karşısındakini ezme hissidir. Bu hislere mağlup olan bir kimse, tartışma çıkararak kendi kendisini tatmin etmeye çalışır." (Kaynak. İhyau Ulumi'd Din- İmam Gazali).





3 Haziran 2024 Pazartesi

Temizlik ve çöp 030624:

Çöp her türlü atıktır. Çöp ait olmadığı yere bırakılır veya atılırsa kirlilik oluşur. Aslında kirlilik deyince çöpün yanında ses, gürültü kirliliği de kapsama girer ancak bu yazıda o kısma yani ses ve gürültü kirliliği konusuna girmeyeceğiz. 

Çöp kültürü kalkınmanın göstergesi midir derseniz evet ederim. Pek çok şey gibi çöp kültürü de kalkınmanın bir göstergesidir. Esasında daha önceleri bu konuya ilişkin "çöp kültürsüzlüğü" ile ilgili bir yazı kaleme almıştık. O tarihten itibaren aldığımız notlar da birikti. Tekrar kaleme alma ihtiyacı doğdu. 

Bu kültürsüzlük, çöpü özellikle yanı başındaki çöp kutusuna atmamak şeklinde tezahür edebildiği gibi, araçtan çöp atmak, mesire yerlerini, deniz kıyılarını, ormanları çöpe boğmak şeklinde veya molozları yol kenarlarına dökme şeklinde veya camdan bir şeyler silkeleme yada deniz, göl veya akarsulara çöp atmak gibi türlü şekillerde tezahür edebilmektedir. 

Hatta basında, bazı ülkelerin çöp yüzünden Everest'e tırmanışı kapattığı, keza uzayda başta uydular olmak üzere çöp problemi başladığı yazılmaktadır. 

Çöp kapsamına her türlü artık ve atık girmekle beraber, çevresel anlamda büyük çoğunluğu plastiktir, poşettir, plastik şişe veya plastik eşyalardır. Bununla birlikte apartmanlarda sigara izmaritleri veya camdan yapılan silkelemeler, sokaklara bırakılan her atık bir problemdir.

İnancımız temiz olmayı emreder, ama kendini, aracını, işyerini veya evini temizlerken çevreyi kirletmemeyi, çevreye saygılı olmayı ve temiz tutmayı da emreder.

Esasında batılı ülkeler çöp olayını bir şekilde çözmüşler, en azından öyle gözüküyor. Belki kurdukları sistem yüzünden, ama biz niçin ahlaken bu problemi çözemeyelim. Tabii ki sistem de kurulsun ancak öncelikle inancımızın gereğini yapalım. Çöpü, yani artık ve atıkları her yere değil ait olduğu yere atalım, koyalım. İsraftan veya bilinçsiz tüketimden kaynaklanan atık ve artıklar, çöpler üretmeyelim. Asgari çöp üretmeye bakalım, sıfır atık projesine uyalım, katkı sağlayalım. Temizlik, çevre ve çöp konularında ilmihali okuyalım, empati yapalım, o zaman bu problem yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlayacaktır. Yok ben bunlara bakmam istediğim yere çöpümü atarım diyen olursa sistem, merkezi ve yerel otorite, tüm sorumlular yani devlet onlar hakkında da gereğini yapmalıdır.

(“Sıfır Atık”; döngüselliğe dayalı bir kaynak ve atık yönetimi yaklaşımıdır. Sürdürülebilir üretim ve tüketim alışkanlıklarını teşvik eder ve kaynakların verimli kullanılmasını destekler. Sıfır atık, israftan kaçınmayı ve atığın önlenmesini, azaltılmasını, yeniden kullanılmasını ve geri dönüştürülmesini savunur.)

Aşağıda konuya ilişkin bazı notlarımıza yer verilmiştir.

2024:
1.Çöp atma ve temizlemede şahit olduğumuz iki yanlış! İlk yanlış: Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde oturakların birisine içilmiş ayran şişesi bırakılmış. İkinci yanlış: Temizlik görevlisi bir bayan anda geldi söylenerek ayran kutusunu aldı ama dökülen ayranı silmedi. (Sosyal medyadan yaptığımız bu paylaşım sonrası hastaneden arayarak ilgilendiler).

2.Teravih için camiye gelen bayanların cami ve cami bahçesini temiz bırakmaları ve gürültü için uyarıldığı bir ülkedeyiz! Oysa Müslüman temizdir çevresini temiz tutar! Ses kirliliğine sebebiyet vermez. Kur'an ayetlerini ve Peygamberimiz (sav) sünnetlerini hayatımıza niçin tatbik etmiyoruz! İlmihal'den başlayalım lütfen!

2023:
3."Temizlik imandandır." (HŞ). Ama, pencereden, balkondan; çarşaf, battaniye, vb silkeleyerek çevreyi kirletmek, komşu ve insanları rahatsız etmek, kul hakkına girmek temizlik olmasa gerek! İlmihalin "islam ahlâkı" kısmını tekrar okuyup uygulamakta yarar var.

4.Pencere veya balkondan bir şey silkelemeyi Din işleri Yüksek Kuruluna sorduk; "... başkasına zarar veriyorsa doğru değildir, hak ihlali varsa kul hakkına girer, kurallar belirlenmiş ise riayet etmek gerekir, ...".

5."Su, kaynağından temiz akarsa, bulanıklık çok sürmez, çabuk temizlenir" (La edri). 

Akan bir suyu temizlemek için kaynağı yerine, farklı noktalardan müdahale boşa çaba olacaktır. İşin kaynağı, işin can alıcı noktasıdır!

2022:
6.Ailelere duyurular yapılmalı ve evlilik öncesi adaylara iki şey öğretilmeli: 

a)Ekmeklerin dondurucuda muhafaza edilip, ihtiyaç kadar çıkarılarak tüketilmesi. Bu uygulama ekmek israfını önler! (zira sokaklar oraya buraya asılmış bayat ekmek poşetiyleriyle dolu).

b)Ev pencere ve balkonlarından hiç bir silkeleme yapılmaması, çöp (izmarit vb) atılmaması. Zira dışarıya silkelenen her toz ve çöpler, komşular ve sokaktaki her insan için zararlıdır, potansiyel tehlikedir, aynı zamanda kul hakkına girer. (Kaldı ki her evde en az bir elektrik süpürgesi vardır).

7.Beni de en çok rahatsız eden konulardan biri, gittiğimiz her yerdeki karşılaştığımız çöpler. Atanlara iade etmek gerekir. İnsana çöp eğitimi şart!

“Rize'nin deniz seviyesinden 3 bin 480 metre yükseklikteki zorlu tırmanış rotasına sahip Altıparmak Dağı'na çıkan dağcı Ömer Aydınoğlu (51), zirvede çöplerle karşılaştı. Çöpleri toplayan Aydınoğlu, "Bunları buraya bırakan insanlara ben dağcı demiyorum" dedi. (basından)

2021:
8.Daha az çöp üret! Çöpleri çöp kutusuna at! Geri dönüşümle değerlendir! Çöple tabiata, çevreye, canlılara zarar verme!

9.Çevre temizliğine katkısı olabilir!

1 Ocak 2022 itibarıyla uygulanmaya başlayacak depozito sistemi ile içecekler öncelikli olmak üzere belirlenecek diğer ambalajlı ürünler depozito yönetim sistemi kapsamına alınacak.” (basından).

10.İlginç! İnsana yarayacak sebzeler, çöp kamyonuna atılıyor! İnsanlara yaramayacak çöpler çöp kutusu, çöp konteynırına değil oraya buraya atılıyor!

11.Bu gün (070621) bir göl ve ormanda rastladığımız çöplere üzüldük. Üstelik çevrede onca çöp konteynırı varken! Marmara denizi; deniz salyası/müsilaj ile kaplandı, deniz canlıları öldü, deniz ise can çekişiyor! Ormanlara da aynı akıbeti yaşatmayalım. Çöpleri ait olduğu yere atalım.

2020:
12."Van Gölü sahillerinde 100 ton çöp topladı.” (Basından). 
Acilen manevi olarak ta kalkınmak şart.

13.Bütün yasak ve uyarılara rağmen, pencereden çarşafını silkelemekte ısrar eden bayan. Evini temizlediğini zannediyor ama çöpünü çevreye saçıyor. O çöpü, belki de kiminin camından içeri giriyor, kiminin kahvesine, saçına bulaşıyor, kim bilir?

14.Pencerelerden halı, kilim, çarşaf vb silkelemek, sarkıtmak komşuya ve topluma hakarettir, kültürsüzlüktür, veballi, kötü iştir. Tozunu çöpünü başkasına yönlendirmedir. Birazcık tefekkür.

2019:
15.Şişli'de neler oluyor?.... Şişli'nin sokaklarında çöp tepeleri oluştu! Gereği lütfen.

16.Aracından yola çöp atanın çöplerini misliyle iade etmek gerek. Yollar ve ortak alanlar kimsenin çöplüğü değildir!

17.Çöp yüzünden kapatılmış, sporcusu da, dağcısı da bunu yaparsa, çevreye duyarsız olursa!

“Çin, Everest Dağı'nı kapattı” (basından).

18.Olaylara; makro açıdan analitik yaklaşarak, araçtan çöp atmayarak, piknik yerlerini çöpe boğmayarak, çöpleri çöp kutusuna atarak, kalkınma yönünde; çalışarak, maddi, manevi, fikri vb her alanda üreterek, hoşgörü yanında nezaketi koruyarak, Ülkeye Bir Katkım Olsun.

2018:
19.Ülkenin neresine giderseniz gidin, genele açık her yer çöpten geçilmiyor. Ülke çapında çöp toplama seferberliği yapılmasını ve uygulanmasını öneriyorum.

“3 günde 30 ton çöp toplandı. “Kastamonu’muzu temizliyoruz” projesiyle yüzlerce vatandaş, doğadaki çöplerin toplanmasına yardım etti.”(Basından).

20.Çöpleri çöp kutularına atmaya başladığımızda, kalkınmaya başladık demektir. Anne-babalar lütfen çocuklarınıza çöplerini çöp kutusuna atmayı öğretiniz.

21.Çöp üretmede tasarruf ve çöp konusunda bilinç şart! Çöpün layık olduğu yer çöp kutusudur.

22.Taksiciler; şoför davranışlarının oto kontrolünü yapmalı, araçlarını temizlik, model, koku vb iyileştirmeli, mesafeyi değil hizmete öncelik vermeli, kaliteyi yükseltmeli, rekabete açık olmalıdırlar. Yapmazlarsa müşterileri azalır, hatta bitebilir.

23.Eymir gölü etrafında özellikle içki şişeleri olmak üzere etrafa atılmış çöpler çok fazla. Tabiatı kirletmemek, temiz tutmak gerek.

2017:
24."Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (A'raf/31).

2016:
25.Tokat-Almus orman işletmesinin piknik alanı, inanılmaz derecede çok çöp atılmış ve çok ağır ve kötü bir koku yayıyor.

26.Aracından çöp atanların çöplerini, misliyle araçlarına iade ediyorum.

2015:
27.Araç küllüğündeki tüm izmaritleri, kaldırımın kenarına boşaltan, yanına boş pet şişesi bırakan insan; temizlik yaptığını zannediyor! Oysa yaşadığı DÜNYAYI kirlettiğinin farkında değil. Ayrıca gizlice yapılan bu iş, anılan kişinin kimse görmediğinde her olumsuzluğu yapabilecek tıynette olduğunu gösterir. Rabbim ıslah eylesin.

2014:
28..İnsan Dünya'yı, en az evini temiz tuttuğu kadar temiz tutmalı.
...
Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/
blog adresindedir.

1.Dışarıya bir şey silkelemek 150123
2.İnsana yatırım 030122
3.Analizler-IV (çevre, tavır) 151221
4.Sosyal ahlâk! 300921
5.Çöp Kültürsüzlüğünden, Çöp Kültürüne 140919




15 Ocak 2023 Pazar

Dışarıya bir şey silkelemek 150123:

Her konuda olduğu gibi galiba temizlik konusunda dinimizin gereklerini tam olarak yerine getirmiyoruz. Ya ilmihal bilgilerini bilmiyoruz, ya da, biliyoruz ama yerine getirmiyoruz. Bilmiyorum ama, temizlik, davranış, ahlak, komşu ve kul hakkı konusunda ilmihal bilgilerini bilen bir insan çöp konusunda bu kadar fütursuzca davranabilir mi? İslam inancı ve ahlakı, vicdanı buna engel olur, olması gerekir. Öyleyse ilmihali öğrenmeyi ve öğretmeyi ve bu bilgileri hayata geçirmeyi ihmal etmeyelim.

İnsanlara bakıyorsun kimse kendi çöpünü kendi alanında (evinde, aracında, kapısında vb) istemiyor. Çöp kutusunun kendisinin değil başkasının kapısında olmasını ve çöpünü oraya atmak istiyor. Market önleri ve sokaklar "ıvır zıvır" diye tabir edilen yiyeceklerin atılmış ambalajları ile dolu. Kimse bu konularda çocuğunu veya torununu yeterince eğitmiyor. Evindeki her türlü sergiyi dışarıya silkeleyenler var. Uyardığınızda silkelemesini daha kuvvetli yapmaya başlıyor. Esasında bu davranışın yasak olduğu tüm yönetim planlarında yazılıdır, kabahatler kanununa göre ceza gerektirir. İslam dinine ve İslam ahlakına göre hiç doğru değildir.  

Bunun gibi insanımızın yaşadığı ve ayak bastığı her yerde çöp problemi olduğunu, önceki bazı yazılarımda örneklendirerek yazmaya çalıştım ve  çöp kültürsüzlüğüne değindim. Herkes kendisinden, eşinden, çocuğundan mesul olduğuna göre, gereğini yapmak gerekir düşüncesindeyim.  
...
Camdan silkeleme konusunu bir kez de Din İşleri Yüksek Kurulundan sordum (10.01.2023), sağ olsunlar hemen cevap verdiler (14.01.2023), soru ve cevabı şu şekildedir:

Soru: S.A. Camdan bir şey silkelemek dinimizce doğrumudur? Bu davranış temizlik yapmakmıdır? Yoksa aksine çevreyi kirletmek, ve/veya komşu yada kul hakkına girmek değilmidir?

Cevap: Bir arada yaşamanın belirli kuralları vardır. Her bir fert bu kurallara uygun hareket etmek zorundadır. Zira bu kuralların gerektirdiği şekilde hareket etmemek, kul hakkının ihlaline sebep olur. Kul hakkının da mağdur edilenler tarafından affedilmedikçe Allah tarafından da affedilmeyeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla pencereden veya balkondan halı, kilim, sofra bezi vb. herhangi bir şeyin silkelenmesi, başkasına zarar veriyorsa bundan uzak durmak gerekir. Ayrıca böyle bir davranış sebebiyle daha önce bir hak ihlali olmuşsa mağdur kişiden helallik alınmalıdır. Ayrıca apartmanda bu konuda belli kurallar konulmuşsa onlara da riayet etmek gerekir.

Bu konuda Hz. Peygamberin şu hadisleri de unutulmamalıdır: “Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mümin) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.” (Buhari, İman, 7; Müslim, İman, 71), “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin.” (Buhari, Edeb, 31, 85; Müslim, İman, 74,75).





7 Aralık 2022 Çarşamba

Gayret... Haydi!!! 071222:

Gayretin sözlük anlamları; "çalışma, çaba, çalışma isteği", "koruma, esirgeme, kayırma duygusu", "kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu" şeklindedir (TDK).

"Gayret kelimesi dinî metinlerde kıskançlık anlamında kullanılır ve “kişinin kendi mahremini koruması yönünde gösterdiği aşırı duyarlılık, izzet-i nefsine, şeref ve namusuna zarar verecek durumlardan sakınıp korunmasını sağlayan duygusal tepki”, daha özel olarak da “erkek veya kadının başkasının cinsel ilgisine karşı kendi eşini koruma ve savunma duygusu” mânasına gelir (İbnü’l-Esîr, III, 401; Lisânü’l-ʿArab, “ġyr” md.; Râgıb el-İsfahânî, s. 347).

Kıskançlık çoğunlukla aşk ve sevgi söz konusu olduğunda ortaya çıkan bir duygudur. Dar anlamda kıskançlık kişinin, sevdiği şahıs bir başkasını tercih ettiği zaman gösterdiği telâş ve endişedir. Bilgi, sanat, nüfuz, güç, mal, mevki gibi toplumun değer verdiği şeylerin elden gitmesi korkusu ve bunları koruyup kollama isteği de genel olarak kıskançlık kavramıyla ifade edilir. Râgıb el-İsfahânî insanın kendini, evini ve ailesini, ülkesini, kısaca aidiyet ilişkisi olan her şeyi koruma duygusu için de gayret kavramının kullanıldığını belirtir." (İslam Ansiklopedisi-Gayret).

Biz, bu yazımızda "gayreti", tembelliğin zıttı olarak, çaba, çaba gösterme, çalışma, çalışma isteği anlamlarında kullandık. 

1.Tabii ki ya nasip! Ama gayret daha iyi bir nasip içindir.

2.Gayrete bağlanmış pek çok nasip. O halde gayret eyle.

3.Ey insan; Önce sen bir kendi çabanı göster, gayret et, imkanlarını kullan, sonra başka yollar ara!

4.Herkes hayatında iyi bir şeyler olsun istiyor, ancak bunun için gayret etmek gerekiyor!

5.İyiyi, güzeli herkes istiyor! Hoş da, iyileştirmek, güzelleştirmek için de bir çaba olmalı.

6.Beklentiler dile getirilirken, beklentiler için çaba sarf edilmesi gerektiği unutulmamalıdır!

7.Kapı aralayan/vesile olan kişinin vazifesi kapıyı aralamakla biter, bundan sonraki iş/gayret/hüner kapı aralanan/vesile olunan kişinindir. Bir gayreti, bir çabası olmalı insanın. Aksi takdirde, o konuda sağlıklı bir gelecek tesis edilemez.

8.Kendi problemini çözmek için, başkasına havale etmek yerine, bizzat yüzleşmek, gayret göstermek, daha akıllıcadır, en azından belirsizlik kalkar!

9.Karşılaştığınız problemlerinizi çözmek istiyorsanız, bir çabayla probleme yoğunlaşın, en güzel çözümü yine siz bulursunuz.

10. Mutlu olmak için de çaba göstermek gerekir.

11.Birilerine kızmakla "işler" düzelecek değildir. Düzeltmek için o işe, o konuya yoğunlaşıp, gayret göstermek gerekir.

12.İyi yönde bir çaba, bir uğraş içinde olan ve kapasitesini tam kullananı takdir etmeli, düşük kapasiteli çalışanı değil!

13.Yaşanılan pek çok "olumsuzluğun" başlıca sebebi, bedensel ve zihinsel tembelliktir. Bu tembellik, gayret, araştırma, yoğunlaşma ve analiz noksanlığı şeklinde tezahür eder.

14.İnsan, beklentisini gerçekleştirmek için gayret göstermez, sonrada ona buna kahreder. Unutma ki, çok şey gayrete bağlıdır.

15."Mutlu körlük sendromu" İnsanın; yaptığı yanlışı, beceri eksikliğini, gayret eksikliğini, üretimsizliğini,... doğruymuş, normalmiş, başarıymış gibi görmesidir (2018).

16.Güzel bir şey ortaya çıkarmak için, yoğunlaşmak ve çaba gerekir. 

17.Gerçek dost bulmak kolay değildir! Gerçek dostları tanıma konusunda gayret göstermek ve tanıdıktan sonra da onlara sahip çıkmak, onları üzmemek gerekir! Gerçek dost vefa kokan bir gül gibidir!

18.Kur'an'ı anlamaya ve onunla amel etmeye çaba göstermemek, büyük aldanmadır.

19.Geliniz, hayatı; yüzümüze sahte maske takarak, sahte bir güzellikle süsleme çabası yerine, maskesiz olarak, samimiyetimizle güzelleştirelim. (2016).

20.Eleştirimizi kırmadan, dökmeden yapalım! Bir şeyi hemen eleştirmeye başlamadan önce, gösterilen çaba ve emeğe teşekkür edip, iyileştirilmesi gereken bir husus varsa kibarca hatırlatmak, çok daha yapıcı olur.

21.Ön yargılıyı iknaya çalışmak, testere ile suyu kesmeye çalışmak gibidir. Her çaba israfa girer.

22.Bir konuyla ilgili verilerin analizi, sağlıklı çözüme götürür. Aksi, boşa bir çaba olabilir.

23.Haydi gayretimizi kalkınmaya yönlendirelim ve hayatımızı anlamlandıralım. Anlamsız olan her şeyden gına geldi artık (2017).

24.Türkülerde, şarkılarda, şiirlerde dahi; yârin gelmesini beklediğini dillendiren çok, ama yâre gitmeyi dillendiren yok gibi. Söylerken dahi bir; tembellik, cesaretsizlik, çekingenlik üşengeçlik var. Oysa kavuşmak için, nasip için gayret gerek!

25.Her iş gibi futbol da; çalışma ister, emek ister, gayret ister, yoğunlaşma ister, ruh ister! 2016 yılında, milli futbol takımın Euro 2016'daki performansını eleştirmişiz. 2021'de de son iki maça bakınca değişen bir şey yok gibi. Kazanmak için; inanmak, hazırlanmak, çalışmak, gayret lazım!

26.Kaç yıldır "Spekülatif Saldırılar" yapılıyor. Sürekli Ekonomik İstihbarat diyoruz! Keyfi döviz kuru artışı ve zam yapan ve yaptıranlara ilişkin hiç mi bir veri yok! Mutlaka bir işaret bırakıyorlardır! Gayret lütfen!

27.Belediyelerde, tüm resmi araç kullanımında sadelik, hizmette ise gayret lütfen!

28.Her şeye karşı çıkmak, muhalefet etmek, iktidar alternatifi olmak için yeterli değildir. Ciddi bir vizyon, özgür, dünya politikaları ölçeğinde makro bakış, proje, gayret, inanç, birlik, kendine güven ... lazım!

29.Tek kişinin üstün gayretine kalmamalı! Tüm bakan ve bakanlıklar, tüm kurum ve kuruluşlar kalkınma yolunda; akıl yormalı, gayret göstermeli, çaba sarfetmeli, yorulmalı ve terlemelidirler. (2017).

30.Ülkede şimdiye kadar üretilmeyenler üretiliyor, yapılmayanlar yapılıyor ise bunlar inanmanın, bağımsız olmanın, özgüvenin, aklını kullanmanın, gayretinçabanın emeğin ürünüdür. Bu üretimler az sayıda kişinin çabasıyla oluyor. Ya toplumun tümü aynı gayreti gösterse, bu ülkeyi kimse tutamaz!

31. Birileri niçin ekonominin kötüye gitmesi için bu kadar çaba harcar? Dövizin artması kime yarar? Herkes aynı gemide değil mi?

32."Hayırlı olsun"! Çaba, emek, gayret gösterenler, üretenler sağ olsun. "Mavi Vatan"daki filonun "en güçlüsü" "Abdülhamid Han gemisi" bugün ilk sondaj için demir alıyor (090822). 

33.Rabbim coğrafyamızda fitne fesat peşinde olanların tuzaklarını bozsun, ayaklarına dolaştırsın. Rabbim coğrafyamız ve tüm alemi İslam'da huzuru tesis için tüm Müslümanlara gayret nasip eylesin, huzuru nasip eylesin, Kudüs'e sahip çıkmayı nasip eylesin.(2017).

34.USA, Ortadoğu'dan çek elini, ülkeleri karıştırmaktan vazgeç, insanlara acı vermekten, acı çektirmekten vazgeç. Bir şey yapacaksanız barış için çabalayın, insanların mutluluğu için çaba gösterin!(2018).

35.Dünya liderleri savaşları durdurmak için ciddi ve daha çok çaba harcamalı.(2015).

36.İki Kore'nin birleşmesi için çokça çaba gösterilmeli, birleşirse problem kalmaz. "Duterte Kuzey Kore'yi ikna edecek"! (2017).

37.Tüm gelişmiş ülkeler, tüm İslam ülkeleri, UN, haydi bir gayret gösterin ve Halep'ten tahliye edilen/edilecek sivillere yardım edin! (2016).

38.Batı dışında bir ülkede olsa kıyamet koparılırdı. Haydi medya devleri, haydi liderler, haydi insanlık; bulalım #WhereAre9000ChildrenGermany (2016).

39.Hollanda 11 martta bütün diplomatik kolaylıkları rafa kaldırmıştır. Haydi hukukçular uluslararası sözleşmelere göre yaptırıma! (2017).

40.Haydi, önce kendimize, sonra ailemize, ve topluma karşı sosyal sorumluluklarımızı yerine getirelim.

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Muhabbet 111121
2.Analizler-I (hazırlık,tefekkür,ilim,bilgi,gayret,üretim,stk) 261121
3.Haydi..., Ama ben...:310719 







TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...