sataşma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sataşma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ekim 2023 Pazartesi

Ön Yargılı ve Müzmin Muhaliflik Tavırları 301023

Muhalif sekülerler veya müslümanım deyip islamı özümsememiş muhalifler veya ucuz çıkarları için muhalefet yapanlar, İslam ve müslümanların, yani toplumun ekserinin inanç ve değerlerinin lehine olan her şeye muhalefet eder, aleyhine olan şeylere de kayıtsız şartsız destek verirler. 

Ülke ve toplum lehine olan her olumlu adıma karşı olumsuz tavır sergileyen bu tipler, korku pompalarlar, dalga geçerler, alay ederler.

Bu bir kısım insanların unvanı (sivil, asker, bürokrat, yargı, ...vb) ne olursa olsun fark etmiyor! Bunların inanç ve değerlerimize düşmanca tavırlarının sebebi; ön yargılı, analize kapalı bilgilerle yetiştirilmelerinden olsa gerek! 

Çok üretici olmayan, daha çok sloganik ve günlük yaşayan bu insanlar, her nedense profillerine daha çok Atatürk resmini koyuyor, cumhuriyet, demokrasi, bayrak, çağdaş, laik, batılı gibi kelimeleri çokça kullanıyor ve kalkan yapıyorlar!
...

Bunlar;

-Gezi, terör, darbelere destek verdikleri gibi, her KAOSA destek verirler, 

-Savaş çıksa, Yunan tarafında yer alacaklarını söylerler,

-İsrail'in Gazze'de yaptığı kuşatma, sürgün, soykırım, sivil, kadın, çocuk katliamını görmeyip, mazlum Filistinlilerde kusur arama peşinde koşarlar!

-Üretim düşmandırlar, yerli üretilen her şeyi küçümser, görmezden gelir, ancak batılılar söylerse kabullenme sürecine girerler, bir nevi akıllarını batıya ücretsiz kiraya vermişlerdir,

-Şimdiye kadar yapılmayan, iha, siha, gemi, uçak, otomobil, helikopter yaparsın dalga geçerler, küçümserler, itibarsızlaştırma çabasına girerler,

-Kendi cenahlarındaki suçları ve suçluları görmezden gelirler,

-Akıl kıtlığı, akıl körlüğü, bilgi ve analiz kıtlığı had safhadadır,

-Dağarcıkları boştur, verilen sufle, sloganları veya ellerine tutuşturulan kelimeleri kullanırlar.

-Bağımsızlık derler ama ABD ve AB nin dediğini tekrarlayıp, koşulsuz tabi olurlar, onların döşediği raydan giderken, bunu kendilerinin yaptıklarını zannederler,

-Özgürlük derler ama, kendi hayat tarzlarını, yani seküler bir hayat tarzı dayatırlar, İslami hayat ve Müslümanların hayat tarzına düşmandırlar

-Demokrasi derler ama, seçilmişleri kabul etmek istemez ve seçenleri de küçümserler,

-Müslümanları ortaçağ zihniyeti ile suçlarken, ne gaflettir ki, cahiliye adetlerini ilericilik olarak sunarlar,

-Hangi etiketi taşırsa taşısınlar (emekli, gazeteci, asker, analist vb) Türkiye'nin potansiyelinin ve gücünün farkında değiller! Korku pompalarlar!

-İsrail'i Ortadoğu'ya konduran İngiltere ve ABD’nin, şimdi benzerini Irak ve Suriye'nin kuzeyine kondurma çabasını görmezler,

-Türkiye'yi bölmeye çalışan, darbeler yaptıran, terör örgütlerin en büyük destekçilerinden ikisinin ABD ve İsrail olduğunun farkında değiller.
...

Oysa akıl var, ulaşılabilen ve analiz edilecek onca bilgiler var!

Gelin Türkiye'nin potansiyelini görelim, ucuz bazı beklentilerle birlik ve beraberliğimize halel getirecek davranışlara girmeyelim, ön yargıları kaldıralım, aklımız kullanalım, bilgileri analiz edelim, kalkınmayı engelleyecek tavırlar sergilemeyelim. Birlikte, kalkınmış ve güçlü bir ülke olarak hoşgörü içerisinde yaşamayı tercih edelim. Bu yöndeki çabalar destek verelim. Bu ülkede yaşayan herkesin yararına olan budur! 
...

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilen yazılarımız ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.ABD ve Batı 111023
2.Altılı (6'lı) Masa 200323
3.Toplum, halk, millet 011222
4.Zihinsel dönüşüm 280122
5.Yozlaşma 210122
6.Muhalefet ve muhaliflik 151121
7.104 Emekli, Bildiri ve Analizi 050421
8.Ön Yargılar (Ezber, kalıplaşmış, kopya yaklaşımlar) 201020



9 Eylül 2023 Cumartesi

Fitnecilik, Fesatçılık, Psikolojik Harp! 090923:

Ara buluculuk varken niçin ara bozuculuk yapılır? Güven ortamı yerine niçin kargaşa ortamı istenir? Gerçekten bunları mı istiyoruz? Bundan kim yarar sağlar, kim zarar görür? Bu davranışı sergileyenlerin sorumlulukları yok mudur?
 
Maalesef fitnecilik ve fesatçılık geçmişte olduğu gibi günümüzde de, bazen bilerek, bazen de bilmeyerek sergilenmektedir. Bu davranışlar geçmişte genellikle münafıklık olarak, günümüzde ise kısmen mobbing, psikolojik savaş, mahalle baskısı gibi yeni kavramlarla ifade edilebilir. Zira bu faaliyetlerin amacı muhatabını yıpratmak, kargaşa çıkarmak, bozgunculuk yapmaktır. Bu yönüyle fitneciliği ve fesatçılığı bir nevi, insanları psikolojik olarak baskılama ve yıpratma, moralleri bozma, iyi şeyleri olumsuzlaştırma, güvensizlik ortamı oluşturma, münafıklık şeklinde tanımlayabiliriz.

Sözlükte fitne; "insanları birbirine düşürerek oluşturulan kargaşa, ara bozuculuk yapan", fesat ise; "bozukluk, karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk, herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan, karıştırıcı, ara bozucu" olarak tanımlanmıştır.(TDK).

Fitneci veya fesatçıları, kendileri dışında seveni yoktur. İnsanlar bazen iyi bir şey yaptığını zannederek fitnecilik yapabilirler. Bilinçli fitne-fesat denince ilk önce münafıklar gelir. Münafıklık nifak ehli demektir. Münafıklığın alametleri de bellidir. Ancak gerek bu alametleri gösteren, gerekse söz ve davranışları ile fitneye sebep olanlar kendisini münafık ya da fitneci olarak kabul etmez, hatta alametlerinin tanımladığı münafık veya fitneci kelimelerini dahi hatırlatınca buna kızarlar!

"Nerede bir fitnefesat, karışıklık, haset, riya, yalan, sözünde durmamak, vaadini getirmeme, aldatma, kibir, cimrilik, gösteriş, kötülüğü yaygınlaştırma, iyiliği engelleme, müminleri alaya alma, günah, kötü haber yayma vb söz konusu ise münafıklara dikkat etmek gerekir! Akla gelmesi gerekir, mücadele etmek gerekir, engellemek gerekir. Münafıkların sergilediği davranışlardan da sakınmak gerekir. Nifak ehli dün olduğu gibi bu gün de İslam dünyasına ve Müslümanlara zarar vermektedirler. Her türlü yıkıcı faaliyetin içinde olabilmektedirler." (Münafıklık-2022, A.Nural)

O halde önce fitne ve fesat işlerin neler olduğu konusunda bilgi sahibi olmak (bu konularda bilgilenmek için ilmihal kitaplarından yararlanılabilir) gerekir. İnsanların arasını bozacak her türlü davranıştan, söylem ve paylaşımlardan kaçınmak gerekir. Yapılan güzel işleri takdir etmek gerekir. Aklı, eksik olarak değil, tam anlamıyla kullanmak gerekir. Algı ve dolduruşlara gelmemek gerekir. Hakkı hak edene teslim etmek gerekir. Güzel ahlakı bilmek gerekir. Takvalı olmak gerekir. Nerede ayrılığa düşeriz veya düşürürüze değil, nerede birleşirize bakmak gerekir. 

Fitne-fesat davranışlarıyla her düzeydeki kişiler eliyle ve hayatın her alanında karışılabiliriz. 

Örneğin; İslam ve müslümanlara ilişkin sataşma içeren paylaşımlar, İslam'ı yaşamadığı halde müslümanların yaşayışlarını müdahale çabasına girmeler, kalkınma hamlelerini, deprem yardımlarını, bağımsız dış politikaları, yerli üretimleri itibarsızlaştırma ve engelleme çabaları bu kabildendir. 

Keza, Müslümanım diyen ve söz, davranış, sosyal medya paylaşımları ile Müslümanların inancı ve değerleri ile dalga geçmek amacıyla sataşmalar yapanlar, aslında kendisini ayrı bir yerde konumlandırıyor zannederler. Oysa ki bunlar değerlerine yabancılaşmış ve farkında olmadan kendi öz değerleriyle güya dalga geçen kimselerdir. Aslında kıt akılları ile sergiledikleri fitneye sebebiyet veren, cahilce bir tutumdur.  

Bu tutumu sergileyenlerin en çok başvurduğu yöntem ise, (mal bulmuş mağribi gibi) İslam'ı güya kötü göstermeye yönelik, çalışılmış ve algı içeren, yazı, video, karikatür gibi paylaşımlardır. Bu paylaşımlar ise tam bir fitne örneğidir. Medyada sadece İslam değil, her konuya ilişkin çokça fitne malzemesi vardır. Önemli olan, erdemli davranış bunlara itibar etmemektir.

İhtiyacımız olan fitne ve fesat işlerine reddetmek, birlik, beraberlik sergilemek ve kalkınmaya odaklanmaktır. 

Kur'an-ı Kerimde İslam dinini alaya alanlarla, fitne fesatçılık, bozgunculuk yapanlarla ilgili pek çok ayette uyarılar, akıbetleri, dünya ve ahirette hakkettikleri cezalar belirtilmiştir! Bir kaç ayet meali;

"Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan dîninizle alay edip eğlenenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer gerçekten mü’min iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının."(Maide/57).

"Kâfirler de birbirlerinin dost ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz aynı şekilde birbirinize arka çıkmaz ve destek olmazsanız, yeryüzünde ne götürüp ne getireceğini kestiremeyeceğiniz büyük bir fitne, kargaşa ve büyük bir bozgunculuk patlak verir. (Enfal/73).

"Yeryüzü düzene konduktan sonra orada fitne fesat çıkarıp bozgunculuk yapmayın. Azâbından korkarak ve rahmetini umarak O’na dua edin. Hiç şüphesiz Allah’ın rahmeti, iyilik eden ve işini güzel yapanlara pek yakındır." (A'râf/56).
...

Aşağıda fitne ve fesat konusunda not, gözlem, tespit, değerlendirme ,analiz ve önerilere yer verilmiştir. Yazının sonunda ise İhya'dan bu konuya ilişkin alıntılar yer almaktadır:

2023:
1.Allah (cc), devlete ve millete zeval vermesin! Afetler konusunda devletin ve milletin çabası takdire şayandır. Ama bütün bunları görmeyip, itibarsızlaştırmak için fitne, fesat, algı, yalan, dezenformasyon peşinde koşmak KIT AKILLILIKTIR!

2.Ölüm gerçeği; haset, fesat, fitne, gıybet, dedikodu, uzun emel, kanaatkârsızlık, maymun iştahlılığı terk ettirmeli değil mi?

3.Kur’an-ı Kerimi yakanlar tam fitne başı. Buna izin veren devletler de hamisi. İsveç, Danimarka ve buna izin veren ülkeler hakkında, tüm İslam ülkelerince gereği yapılmalı, mesafe konulmalı ve ticaretleri gözden geçirilmelidir.

2022:
4.Zaman zaman yoldan çıkmışların birilerinin fitne fesat paylaşımları ile sosyal medya toz duman oluyor! Birileri mal bulmuş mağribi havasında çullanıyorlar. Derler ki; “Herkesin günahı alnında yazılı olsa kimse kimsenin yüzüne bakamazdı.”

5.Türkiye'ye; okyanus ötesinden, Kıta Avrupa'sından, batısı, doğusu ve güneyinden ve bunların iç uzantılarından saldırılar var! Ülkenin istihbarat birimleri çok daha etkin ve fonksiyonel çalışmalı, fitne odakları bertaraf edilmelidir!

6.İslam Dünyası; Batı, ABD ve fitne prangalarından kurtulmalıdır. Filistin, Yemen, Myanmar, Suriye, Irak, Libya vb problemlerin çözümünde ortak hareket edebilmelidir! Politika ve önerileriyle dünya politikasında belirleyici olmalıdır!

2021:
7.Dikkat dikkat! Endülüs neden yıkıldı? İngiliz ajanı Hempher; "Hatıratım" isimli eserinde "800 yıllık Endülüs'ü şaraba alıştırarak, aralarına fitne, fesat sokarak, Kur'an-ı kerim ve diğer İslam kaynaklarını tartışır hale getirerek ve dinlerinden kopararak yıktık”dedi.

8.İstihbarat, bilgi, veri, analiz eşittir güçtür, tedbirdir, caydırıcılıktır. Büyük Selçuklu dizisinde, istihbarat noksanlığı, Hasan Sabbah ve diğer fitne işleriyle uğraşanların, Devlete ve topluma verdikleri zararı göz önüne seriyor. Ders alınmalı ve benzerlerinin tekerrür etmemesi için zafiyetiz bir istihbaratla tedbir alınmalıdır!

9.Unvanı ve görevi ne olursa olsun, terör örgütlerine destek mesajları atan, fitne, fesat ve ucuz kurnazlıklarla talebeleri bunlara ortak etmeye çalışanlar hakkında gereği yapılmalıdır.

10.Kurumların, üniversitelerin; üretimin, iyinin, huzurun, kalkınmanın ve halkın düşmanı, keza fitne, fesat ve algı üretim merkezi olmaması gerekir. Bu zihniyetle, en iyi mücadele yöntemi üretimdir, kalkınmadır, refahın arttırılmasıdır.-

2020:
11.Sosyal medyada, fitne-fesat kokan başlıklar ve gerçek dışı algı paylaşımları gırla. Yoldan çıkmışlara ve bunların paylaşımlarına itibar etmeyelim. Hucurat suresinin 6’ıncı ayetini hatırlayalım.

12.Bir SM paylaşımında; fitne, koğuculuk, gıybet, iftira, isnad, hakaret, küfür VAR İSE itibar etmeyiniz, şüpheyle yaklaşınız.

13.Dünya üzerindeki; mülteciliğin, terör olaylarının, gelir adaletsizliğinin, açlık ve fakirliğin, savaşların, işgallerin, fitne ve fesat işlerin, enformatik cehaletin, yalan ve algı haberlerinin müsebbibi olan devletler ve milletler; Batılılar, emperyalistler ve onların uydu yöneticileri değilmidir?

14.Kendi değerlerine yabancı, beyinleri Batı veya yozlaşmış kültürlere hayran yetişmiş veya yetiştirilmiş, fitne-fesat ile koğuculuk yapan insanlar az değil! Bu tür zihniyetlerden kurtulmak için daha çok çalışmalı, üretmeli, maddi ve manevi alanda kalkınmak zorundayız.

2019:
15.Muhtemelen farkındasınız, sosyal medyada; yalan haber, yalan bilgi, sahte hesap, sahte takipçi, fitne fesat işleri, ayrımcılık çabaları çokça! Bunlar kalkınmanın önüne set olmak isteyenlerin işleridir. Dikkat edelim, bunlara prim vermeyelim. Enerjimizi kalkınma için kullanalım.

16.Etiketimiz ne olursa olsun, konuşma ve davranışlarımızda yapıcı olalım, fitne/fesat işlerine sebebiyet vermeyelim, maddi ve manevi alanda kalkınmaya odaklanalım, enerjimizi kalkınmaya kanalize edelim.

17.Batı kaynaklı veya onların uzantıları olan yerli medyanın pek çok haberi, İslam ve toplumun değerlerine karşı algı oluşturmaya yönelik ve fitne fesat ağırlıklı. Bunların haberlerine ihtiyatla yaklaşın. Hucurat sureinin 6'ncı ayetini hatırlayın ve uygulayın.

18.“Örtülü hanımlara saldıran kişi gözaltında.” (Basından-2019). Nedir bu fitne, kimdir bu provakatörler? Haklarında gereği yapılmalıdır.

19.Taa uzaktaki ülkeler; orta doğuyu rahat bırakın, huzursuzluk çıkarmayı bırakın, fitne-fesat politikalarınızı terk edin.

2018:
20.Bilin ki; SM'da Toplumun ve Ülkenin faydasına olmayan "başlıklar ve paylaşımlar", paylaşılıyorsa, bunlar güdümlüdür, planlıdır, maksatlıdır, fitne-fesat amaçlıdır. Enerjimizi bunlara değil, kalkınmaya harcayalım.

21.Birileri, bir yerlerden, toplumun bir kesimini rahatsız edecek "başlık" (hashtag) açıyor veya bir paylaşım yapıyor, yine aynı kişiler, bu başlığa karşı diğer kesimi rahatsız edecek başka bir "başlık" açıyor ya da paylaşım yapıyor. İki kesimi kıyasıya kapıştırabiliyor. Fitne fesat kokan başlık ve paylaşımlara itibar etmeyelim.

22.Problem varsa, yüzleşmek ve çözmek en doğru yoldur. Sürüncemede bırakmamak gerekir. Aklıselim; fitne ve fesata galip gelecektir inşallah.

23.Payitaht Abdülhamid, Diriliş Ertuğrul, Mehmetçik Kutul Amare gibi dizilerde, fitne-fesat, ihanet vb karakterlere ve sürekli savunma halleri çokça, ve tekrara biniyor gibi. Oysa senaryolarda belirleyici olma halleri, analizler, ufuk açıcı konulara çokça yer verilmesi daha çok fayda sağlar.

24.Ülkede fitne ve fesat çıkarmak isteyenleri ve onlara hizmet edenleri istemiyoruz. Biz huzur istiyoruz. Andrew Craig Brunson ne papazmış ama, papazlık! yanında yapmadığı iş kalmamış!

2017:
25.Film ve dizilerde, gerçek hayatta fitne ve fesat işeri görmekten gına geldi artık tedbir gerek insanlık insana emanet!

26.Fitneci, fesat, sinsi ve samimiyetsiz insanlara karşı her zaman dikkatli olmak gerekir. Rabbim şerlerinden korusun.

2016:
27.Kimse kalemini fitne ve fesatın emrine vermemeli, bu Ülkenin kalkınmasını geciktirmeye çalışmamalıdır. Uzun vadede hiç şansınız yok.

28.Rabbim ülke içinde ve dışında tüm fitneci ve fesatçıların, fitne ve fesatlıklarını kendilerine çevirsin.

29.Fitne ve fesat çok mu yaygınlaşıyor? Rabbim fitnecilere, fesatçılara fırsat verme!(âmin).
...
30.Fitnefesat, algı, yalan, koğuculuk, iftira vb davranış sergileyenlerin; cehalet (itikat, ahlâk, vb) problemi vardır! İlimle tedavi etmek gerekir!
...

İhya'dan fitne iligili bazı alıntılar; 
"ALLAH Rasûlü (sa) şöyle buyurmuştur: "Sizden kim bir kötülük görse, onu eliyle değiştirsin; buna gücü yetmez (veya bu uygun olmazsa) diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmez (veya bu da uygun düşmezse) kalbiyle tepki (rahatsızlık ve huzursuzluk) duysun. Bu üçüncünün ötesinde zerre kadar iman yoktur."
.
ALLAH Rasûlü (sa) şunu da söylemiştir: "Fâsık kimse demirci körüğü gibidir; yakın olduğu zaman kıvılcımlarıyla insanı yakar, yakmasa bile kötü kokusuyla rahatsız eder. Sâlih kimse ise, misk satıcısı gibidir; yakın olduğu zaman insana misk sürer, sürmese bile miskin güzel kokusu insanı hoş eder." (Müttefekun aleyh)
.
"Bir kimse dinlemekten ziyade konuşmaktan lezzet alırsa, o kimse fitneye maruz kalmış demektir." (Yazid İbni Habib).
.
Husumet fitne kapısıdır. O kapıdan giren bir kimse, din ve dünyasına ait ciddî şeyler kaybeder.
.
Nemime (kovuculuk) yeryüzünde fitne ve fesat için çalışmaktır. Bir âyette şöyle buyurulmuştur: "ALLAH'a verdikleri (veya ALLAH adına verdikleri) sözü bozan, O'nun bağlanmasını istediği ilişkileri koparan ve yerde fitne ve fesat için çalışan kimselere lanet ve kötü yurt (cehennem) vardır." (Ra'd, 25).
.
Günah ve kötülüklere karşı uyarı görevini yapamayan veya bunun fitne koparmasından korkan bir kimse, bu şeylerin olduğu yerden uzaklaşmak mecburiyetindedir. Böyle bir durumda, sorumluluktan kurtulmanın yolu günah ve kötülük işleyenlerle bir araya gelmemektir.
.
Kişi dinini tam olarak yaşayabildiği, fitne ve günahlardan uzak olduğu yeri tercih etmelidir.
.
"ALLAH Rasûlü (sa) ileride olacak fitneleri haber verince, ben "Ya RasûlULLAH! Bu fitneler dönemine yetişirsem ne yapmamı tavsiye edersin?" diye sordum. ALLAH Rasûlü (sa), "ALLAH kelâmındaki ilimleri öğren ve onlara göre hareket et. Bunu yaparsan, o fitnelerden kurtulursun." buyurdu. (Ebu Dâvûd, Nesâî/elKübrâ).
.
"Sizden her hangi birisi, dine aykırı çirkin bir şey gördüğü zaman onu eliyle değiştirsin; eliyle değiştiremezse, diliyle gerekli uyarıyı yapsın; bunu da yapamazsa, kalbiyle tepki göstersin." (H.Ş). Kalple tepki göstermek, kötülüğün olduğu veya işlendiği yeri terk etmektir.
.
Evet son söz olarak; Fitnecilik fesatçılık istemiyoruz! İş dünyasında, siyasette, sporda, medyada, kısaca gündemimizde fitne ve fesada sebep olacak; hal, tavır, söylem ve paylaşımlar istemiyoruz. Fitne ve fesadın çaresi birey açısından ilimdir. Bu yolu tercih etmeyen ve fitne ve fesat işlerine devem edenler için ise yasal olarak gereğinin yapılmasıdır. İlahi makam da zaten karşılığı olacaktır.
....

Aşağıda ilgileri dolayısıyla başlılıkları verilen ve diğer yazılarımıhttps://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir:

1.Münafık!(lık!)(lar!) (Nifak ehli!)110222
2.Etiket Hakaret Ve Yasaları Çiğneme Özgürlüğü Vermez-2019
3.Fitne-Fesat Kokan Başlıklar ve Paylaşımlar 131118
4.TAA UZAKTAKİ ÜLKELER! 131217
5.Sosyal medyada fitne ve fesat işiyle uğraşanlara 260816




22 Ocak 2023 Pazar

Kuran-ı Kerim’in Yakıldığı Ülke; İsveç Krallığı 220123:

İsveç krallığında, Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan'a Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde "Kur'an-ı Kerim yakma izni" verilmesini şiddetle kınıyorum.

Evet 21 Ocak 2023 günü, adı geçen kefere Kur'an-ı Kerim'i, elçilik önünde, polis koruması eşliğinde yakmış!

İsveç krallığının, Başbakanı Ulf Kristersson ve dışişleri bakanı,Tobias Billström İslam'a karşı işlenen nefret suçu, hakaret suçu, kin suçuna "demokrasimizin bir parçası" demiş! Ama İşveç kralı XVI. Carl Gustaf hala sessiz! Demokrasiniz batsın! Bu suçları işleyene destek oldunuz, suç işlediniz!
...
Kuzeyde on milyonluk bir krallık olan İsveç krallığının, 1709 da Ruslara yenilen Kralları XII. Karl (Demirbaş Şarl) Osmanlıya sığınıp beş yıl süre ile Osmanlı’da yaşadı. İyiliğin karşılığı Türkiye ve İslam karşıtı faaliyetlere destek vermek olmasa gerek. Kuzey Ülkeleri Türkiye’ye yönelik terör faaliyetlerini destekliyor, kucak açıyor. Açık desteklerini biliyoruz ama görünmeyen kısımlar varsa onları ortaya çıkarmak istihbarat birimlerinin işi.
...
İsveç 1 Ocak 1995 yılından itibaren Avrupa Birliği üyesi. Değerlerden (!) bahseden AB nin, İsveç'te işlenen kin ve nefret suçu dolayısıyla faili ve İsveç'i kınayan bir açıklamasına henüz rastlamadım. ABD ve diğer ülkeler de öyle!
...
İslam'a karşı, İsveç'te işlenen, bu kin, nefret ve hakaret suçu karşısında; tüm siyasi partiler başta olmak üzere, Ülkemizdeki hiçbir STK, dünya üzerinde de hiçbir İslam devleti ve kuruluşu sessiz kalmamalıdır!
...
İsveç krallığı ise İslam ve müslümanlara karşı kin, nefret ve hakaret suçu işleyen Rasmus Paludan hakkında yasal gereğini yapmalıdır.
İsveç krallığı bu tür suç faillerine ve teröristlere desteğini kesmelidir.
İsveç krallığı tüm alemi İslam'dan özür dilemelidir.



11 Şubat 2022 Cuma

Münafık!(lık!)(lar!) (Nifak ehli!)110222:

Münafıklar tarih boyunca var olmuşlardır, halen de vardırlar. Nerede bir fitne, fesat, karışıklık, hased, riya, yalan, sözünde durmamak, vaadini getirmeme, aldatma, kibir, cimrilik, gösteriş, kötülüğü yaygınlaştırma, iyiliği engelleme, mümünleri alaya alma, günah, kötü haber yayma vb söz konusu ise münafıklara dikkat etmek gerekir! Akla gelmesi gerekir, mücadele etmek gerekir, engellemek gerekir. Münafıkların sergilediği davranışlardan da sakınmak gerekir. Nifak ehli dün olduğu gibi bu gün de islam dünyasına ve müslümanlara zarar vermektedirler. Her türlü yıkıcı faaliyetin içinde olabilmektedirler.

Münafık (nifak) kelimesinin zıttı mü’min kelimesidir. Sözlükte “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” anlamındaki emn (emân, emânet) kökünün “if‘âl” kalıbından türeyen mü’min kelimesi inanıp tasdik eden; başkalarının güvenli olmasını sağlayan, vaadine güvenilen” mânalarına gelir.

Aşağıda çoğunluğu İslam Ansiklopedisi ve İhya-u Ulumiddin’den derlenen münafıklık ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

A. İslam Asiklopedisinde Münafıklık konusu:

Münâfık kelimesi “inanmadığı halde kendisini mümin gösteren” kimse demektir. Sözlükte “(tarla faresi) yuvasına girmek; (bir kimse) olduğundan başka türlü görünmek” anlamındaki nifâk masdarından türemiş bir sıfattır. Kelimenin, “tarla faresinin bir tehlike anında kaçmasını sağlamak üzere yuvası için hazırladığı birden fazla çıkış noktasının birinden girip diğerinden çıkması” biçimindeki kök mânasından hareketle münafık, “dinin bir kapısından girip diğerinden kaçan çifte şahsiyetli kimse” olarak da tanımlanmıştır.

İslam tarihinde nifak ehli veya münafık gruplar, sürekli İslam düşmanları ile ve başta Yahudilerle işbirliği içinde olmuşlardır. Nifak ehli bir taraftan, dışarıda lobi faaliyetleri ile düşman ülkeleri İslam devleti aleyhinde kışkırtmışlar, diğer taraftan da içeride İslam muhalifi gruplarla işbirliği içerisinde olmuşlardır. Asrı saadetten günümüze kadar nifak ehlinin kendilerini topluma Müslüman olarak yansıtmaları, yıkıcı faaliyetleri gerçekleştirmelerini kolaylaştırmıştır. Meydana getirdikleri tehlikenin boyutlarının daha da artmasına ve Müslüman toplum içindeki ihanetlerini rahatça gerçekleştirmelerine imkân vermiştir. Nitekim Hz. Peygamber, Medine döneminde ortaya çıkan bu ihanet şebekesini, asla devletin stratejik konumlarına getirmemiş, onlara görev vermemiştir. Çünkü nifak ehlinin hedeflerine ulaşmak amacıyla her türlü kutsal mekânı, kavram, kurum ve kuruluşu istismar etmekten asla geri durmazlar. Nitekim Rasulüllah (s.a.s.) zamanında münafıkların, fitne, fesat yuvası olarak Medine’de Müslümanlara zarar vermek amacıyla Kuba Mescidi’nin karşısına yaptırdıkları ve nifak ehlinin toplantı merkezi hâline dönüştürdükleri Mescid-i Dırar’ı, Tebük seferi dönüşünde yıktırmak suretiyle onların bir araya gelmelerini önlediği bilinmektedir. (Hüseyin Algül, Mescid-i Dırâr, TDV İslam Ansiklopedisi, XXIX, 272-273.)

“Türkiye ve etrafında iç ve dış destekçileri ile nifak ehli emperyalist güçlerin ve kendi keyfi arzu ve istekleri doğrultusunda Müslüman kanını, malını ve ırzını göz kırpmadan heder etmektedir. Bütün bunları sözde din adına yapmakta ve sadece Müslümanları hedef almaktadırlar. Sözde İslam adına hareket ettiğini iddia eden bu nifak grupları genelde iki zihniyet yapısından beslenirler. Birincisi Hz. Ali’yi halife kabul edenleri hatta Müslüman görenleri kâfir sayıp kanını helal sayan Hariciler, ikincisi ise Hz. Ali’yi birinci halife olarak kabul etmeyenleri başta sahabe olmak üzere kendileri dışında diğer bütün Müslümanları tekfir edip, malını, canını ve ırzını helal sayan zihniyet. Her iki grubun ortak noktası dışlamacı ve tekfirci olmasıdır. Eskiden bunlar Harici, Sabbahiyye gibi daha birçok değişik isimlerle anılırken günümüzde el-Kaide, Işid, Deaş, Boko Haram, Hûşî ve Haşdi Şa’bi gibi sayıları onları geçen isimlerle cinayet şebekeleri olarak İslam coğrafyasında yıkıcı faaliyetlerine devam etmektedirler. ... Günümüzde de nifak ehlinin öncelikle dış destekleri kesilmeli, ikinci olarak da Müslümanlar arasında tevhit ve birlik şuuru tesis edilmek suretiyle iç huzur ve güvenlik sağlanmalıdır. Böylelikle nifakçılara, toplumu gruplara bölmek suretiyle birlik ve düzeni bozma imkânı verilmemiş olacaktır.” (https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=29593)

Hızlı ve kapsamlı kültür değişmeleri, sosyal hayatı büyük çapta etkileyen siyasî hareketlerin gerçekleştiği dönemlerde zayıf karakterli kişilerde nifak denen çifte şahsiyet psikolojisinin oluşması tarihte ve günümüzde gözlemlenen bir husustur. Münâfikūn sûresi, Asr-ı saâdet’ten itibaren İslâm tarihinde müslüman toplumların önemli bir problemini teşkil eden nifakın teşhisi konusuna ışık tutmaktadır. Bazı tefsir kaynaklarında, “Münâfikūn sûresini okuyan kimse nifaktan uzak kalır” meâlinde nakledilen hadisin (meselâ bk. Zemahşerî, IV, 112; Beyzâvî, IV, 282) mevzû olduğu kabul edilmiştir (Muhammed et-Trablusî, II, 723).

Kur’anı Kerim’de Münâfikūn adlı müstakil bir sûre de mevcuttur. Bu âyetlerde münafıkların itikadî durumları, psikolojik yapıları ve ahlâkî bozuklukları, toplumsal hayattaki yerleri, Hz. Peygamber’e ve müminlere karşı tutumları, âhiretteki konumları ayrıntılı biçimde anlatılır. Bu sürenin münafıkların reisi Abdullah b. Übey b. Selûl ile ilgili olarak indiğine ilişkin rivayetler vardır. Bu şahıs Bedir Gazvesi’nden hemen sonra müslüman olmuş görünmesine rağmen, Peygamber’e ve onun tebliğ ettiği dine karşı beslediği kin ve düşmanlık duygularından hiçbir zaman kurtulamamıştır.

Münâfikūn Sûresinin muhtevasını iki bölüm halinde ele almak mümkündür. Birinci bölümde münafıkların dış görünümü ile ruhî portrelerine temas eder ve onların yeri geldikçe yemin ederek müslüman olduklarını söyledikleri, görünüşleri ve konuşmalarıyla ilgi çektikleri belirtilir (Ayet 1-8) İkinci bölümde mal hırsı ve evlât sevgisinin Allah yolundan alıkoymaması hususunda uyarılmış, infak yapmaları istenmiştir (Ayet 9-11).

Kur’anı Kerimin çeşitli âyetlerinde münafıkların niteliklerinden bahsedilmekte, meselâ; 

-dış görünüşlerinin aksine onların her şeyden korktukları, özellikle savaştan endişe duydukları (et-Tevbe 9/56-57; Muhammed 47/20-21; el-Haşr 59/11-13; el-Münâfikūn 63/4),

-cimri, yalancı ve kibirli oldukları (et-Tevbe 9/67; el-Münâfikūn 63/1, 5),

-gösterişe önem verdikleri, maddî menfaat için namaz kıldıkları, gerçekte ise dua ve ibadet hayatında isteksiz davrandıkları (en-Nisâ 4/142),

-ekini ve nesli (ekonomiyi ve kültürel hayatını) bozmaya uğraştıkları (el-Bakara 2/205),,

-kötülüğü yaygınlaştırıp iyiliğe engel olmaya çalıştıkları (et-Tevbe 9/67),

-Allah’ı ve müminleri alaya aldıkları (et-Tevbe 9/65, 79),

-müslümanlara yardım edilmesini engellemeye gayret ettikleri (el-Münâfikūn 63/7),

-müminlere karşı kin besledikleri (Âl-i İmrân 3/119),

-kötü haberler yaydıkları (el-Ahzâb 33/57-60),

-günah, düşmanlık ve Hz. Peygamber’e isyan konusunda gizli faaliyetler yürüttükleri (el-Mücâdile 58/8; krş. en-Nisâ 4/108) ifade edilmektedir.

Münafıkların cenazesini kıldırmak, onlara dua etmek ve kabirlerini ziyaret etmek, Peygamberimize ayetle (Tevbe/84) yasaklanmıştır.

Münafığın alâmetleri hakkında bilgi veren rivayetler de mevcuttur ve bunların genellikle ahlâkla ilgili olduğu görülmektedir. Meselâ bir hadiste münafıklık alâmetleri yalan söylemek, sözünde durmamak ve emanete hıyanet etmek şeklinde özetlenmiştir (Buhârî, “Îmân”, 24; Müslim, “Îmân”, 107-108).

"İman edenlerin amelleri arttıkça, münafık ve münkirlerin kızgınlıkları artar" (Prof Dr M.M. Hicazi).
...

B. İhya’da münafıklık konusu:

“Kötülükleri ve günahları bilerek işlemesinden dolayı münafıkların cezası ağırlaştırılmıştır: "Münafıklar, cehennemin en alt tabakasındadırlar." (Nisa, 145).

Hz. Ömer (ra) şöyle demiştir: "Bu ümmet için en çok, ilim bilen münafıklardan korkuyorum. Bunlar, ilimleri dillerinde olan, kalpleri cahil ve amelleri kötü kimselerdir."

Münafıklık (dinin hak olduğunda tereddüt ve şüphe etmek) ise, siyah bir leke gibi kalbe yapışır.

"Dört kötülük vardır ki, bunlar kimde bulunursa, o kimse münafıktır. Bu kötülükler; yalan söylemek, sözünü yerine getirmemek, emânete hıyanet etmek ve düşmanlıkta hak ve hukuk tanımamaktır."

Münafıklık iki çeşittir: iman nifakı ve ahlak nifakı. İman nifakı; kalbinde küfür, şüphe ve inançsızlık taşımaktır. Ahlâk nifakı; olduğu gibi görünmemek, göründüğü gibi olmamak, iki yüzlü ve karaktersiz olmak ve ahlâkî zaaflar taşımaktır.

Huzeyfe (ra) şöyle demiştir: "Münafık olan kimseler, münafık olmadıklarına emindirler”.

Zamanımızda da çoğu kimseler, maddî temizlik konusunda gelin ve damatlar gibi özen ve önem gösterirken; kalplerini kibir, ucub (kendini ve amelini beğenmek), cehalet, riyakârlık ve münafıklık pislikleriyle çürümeye terk ediyorlar. (En garip şey de, bunların kalplerinin temiz olduğunu iddia etmeleridir. İnsanın kendi kendisi hakkındaki iddiası ve şahidliği geçerli değildir. Geçerli olan, başkalarının şahidlik etmesidir. Onun için bir adam, "Ya Rasûlullah! Ben iyi olduğumu nasıl bilebilirim?" diye sorunca, ALLAH Rasûlü (sa) şu cevabı vermiştir: "Seni tanıyanlar senin iyi olduğunu söylerlerse, sen iyisin." buyurmuştur.)

"Bizim münafıklardan farkımız, yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmamızdır. Çünkü, münafıklar (rahatlarını bozup) bu namazlara katılmazlar." (Mâlik).

ALLAH Teâlâ münafıklar hakkında şöyle buyurmuştur: "Namaza uyuşuk ve isteksiz bir halde kalkarlar" (Bakara, 54), "Zekât verdikleri zaman onu kendilerine zorla yüklenen bir zarar telakki ederler." (Tevbe, 98), "Savaşa götürüldükleri zaman, evde olmayı temenni ederler." (Âl-i İmran, 154, 156; Tevbe, 87, 93; Muhammed, 20) "ALLAH'ın razı olduğu işlerden hoşlanmazlar." (Muhammed, 28)”

ALLAH Rasûlü (sa) şöyle buyurmuştur: "Mümin, günahını üzerine yıkılacak bir dağ gibi görür; münafık ise onu burnuna konan bir sinek zanneder.)

İyiler iyileri, kötüler de kötüleri sever ve dost edinirler. Bu mânayı anlatmak için şöyle denilmiştir: "Mümin bir kimse, yüz münafıkla bir tek müminin bulunduğu bir meclise girse, oradaki müminle ülfet ve ünsiyet kazanır; bir münafık da yüz müminle bir münafığın bulunduğu meclise girse, oradaki münafıkla yakınlık ve dostluk kurar."

Âbdullah İbni Mübarek (ra) şöyle demiştir: "Mümin kişi mümin kardeşinin hataları için mazeret bulmaya çalışır; münafık ise, onu peşinen kötülemek ister."

ALLAH Teâlâ, müminleri akrabalığı gözetmekle vasıflandırmış, (Ra'd, 21) kâfir ve münafıkları da akrabalık bağını koparmakla tanıtmıştır. (Ra'd, 25).

Münafık iki yüzlü, iki yönlü, iki türlü olan kimse demektir. Yalnızken bir hâlde, başkası yanında başka bir hâlde olan kimse de bir anlamda münafıktır. Onun için, "Olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol" denilmiştir. Ancak, aşırıya kaçmamak şartıyla başkası yanında kendine çeki düzen vermek dinen yasak değildir.

ALLAH Rasûlü (as), mümin ve münafıkların alâmetleri sorulunca, şunu söylemiştir: "Müminin himmeti (akıl ve fikri) namazda, oruçta ve ibadettedir; münafığın himmeti ise yiyip içmekte ve cesedine hizmet etmektedir."

Hâtim el-Asamm (ra) şöyle demiştir: "Mümin tefekkür etmek ve ibret almakla meşguldür; münafık dünya hırsı ve uzun yaşamak hayaliyle meşguldür. Mümin yalnızca ALLAH'tan hayır bekler; münafık yalnızca ALLAH'tan hayır beklemez. Mümin sadece ALLAH'tan korkar; münafık sadece ALLAH'tan korkmaz. Mümin dinini malından ve rahatından üstün tutar; münafık malını ve rahatını dininden üstün tutar. Mümin iyi işler yapar ve, 'Eksik oldu, yetmedi, kabul olunmadı.’ diyerek bunlardan dolayı ağlar; münafık kötü işler yapar ve bunlardan dolayı güler. Mümin halveti, sükûneti sever; münafık kalabalığı, gürültüyü sever. Mümin sağlam tohum eker ve yeşermemesinden korkar; münafık çürük tohum eker ve bol hasat bekler. Mümin yapmak (yapıcı olmak) için emir ve nehiylerde bulunur; münafık ise bozmak için emreder ve nehiy yapar."

Kendisiyle tartışılan kimse münafık veya kökten inançsız bir kimse ise, buna sevgi göstermek câiz olmadığı gibi, kendisiyle tartışırken kızmak ve hırçınlık göstermek de câiz değildir. Çünkü ALLAH Teâlâ, "Onlarla en güzel şekilde tartış." (Nahl, 125) buyurmuştur. En güzel şekilde tartışmak ise, karşı tarafı ikna etmeye çalışmaktır. İkna etmek ise kızmak ve kabalık etmekle değil, delil getirmek ve inandırıcı olmakla olur.

"Ağız bozukluğu ve ayıp şeyleri konuşmak münafıklık huylarındandır." (Tirmizî).

Yerine getirmeyeceğini bile bile söz vermek münafıklıktır. ALLAH Rasûlü (as) şöyle buyurmuştur: "Kimde dört sıfat bulunursa o tam bir münafıktır. Bu sıfatlar; yalan söylemek, yerine getirmeyeceği sözü vermek, barıştıktan sonra intikam almak, kavga ederken sınır tanımamaktır." (Müttefekun aleyh).

"Yalan söylemek, münafıklık huylarından bir huydur." (Müttefekun aleyh), "Yalancılıktan uzak durun. Çünkü o diğer günahlara da vesiledir. Ve bunların hepsinin yeri cehennemdir.

"Ey Nebî! Kâfir ve münafıklarla mücahede et ve onlara sertlik göster." (Tahrim, 9).

Hased, kinden dolayı hedef insanın nimet görmesine üzülmek, belâ görmesine sevinmektir. Bu hâl, münafıkların huyudur.

ALLAH Rasûlü (as) da şöyle demiştir: "Mümin gıpta eder. Münafık ise kıskanır."

Riya münafıklıktır. ALLAH Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Münafıklar, cehennemin en alt katındadırlar. Hiç kimse de yardım edip onları oradan çıkaramayacaktır." (Nisa, 145).

"Su, baklayı yeşerttiği gibi, şöhret ve mal düşkünlüğü de kalpte nifak (münafıklık) yeşertir.” (Hadis).

ALLAH Rasûlü (sa), münafığı ve münafıklığı şöyle tarif etmiştir: "Kimde dört huy bulunsa, o kimse hâlis (yüzde yüz) bir münafıktır. Kimde bu huylardan birisi bulunsa, onda münafıklığın dörtte biri vardır. Bu huylar; konuşurken yalan söylemek, söz verirken onu yerine getirmemek, kendisine güvenilmişken hainlik etmek (aldatmak), kavga ederken hak ve hukuka aldırmamaktır." (Müttefekun aleyh)

"Kâfir ve münafıklara itâat etme ve onların eziyetlerine katlanıp ALLAH'a tevekkül et. Vekîl 
olarak O yeterlidir." (Ahzâb, 48).

Münafıklar, peygamberimize "Sen gerçekten ALLAH’ın peygamberisin." dedikleri hâlde, "bunu kalpten söylemedikleri", yani niyet ve iradelerinde sıdk bulunmadığı için ALLAH Teâlâ onları yalanlamış ve şöyle buyurmuştur: "ALLAH şahittir ki, münafıklar yalan söylüyorlar." (Munafikûn, 1) Bu o demektir ki, dilde yalan iki türlüdür. Birincisi gerçeği çarpıtmak, ikincisi ise diliyle söylediği gerçeği kalbiyle tasdik etmemektir. Bu ikinci yalan, aynı zamanda münafıklıktır.
...
Kaynakça:



4 Ağustos 2021 Çarşamba

Sosyal medyada fitne ve fesat işiyle uğraşanlara 260816

Sosyal medyada fitne ve fesat işiyle uğraşanlara 260816:

Makalenin tamamı "Hayatın İçinden Analizler" isimli kitabımızdadır.




12 Mayıs 2019 Pazar

Oruç ayında satışma çabaları (I-120519, II-260616):

Oruç ayında sataşma çabaları (I-120519, II-260616):

Makalenin tamamı "Hayatın İçinden Analizler" isimli kitabımızda yer almaktadır.

7 Şubat 2019 Perşembe

İslama ayar çabaları! 250117:

İslama ayar çabaları! 250117:

Makalenin tamamı "Hayatın İçinden Analizler" isimli kitabımızdadır.






Sataşma çabasını bırakalım 25.06.2015:

Sataşma çabasını bırakalım 25.06.2015:

Makalenin tamamı "Hayatın İçinden Analizler" isimli kitabımızdadır.



TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...