adalet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
adalet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ekim 2023 Perşembe

Bir belgesel sahnesi ve Filistin'de (Gazze) yaşananlar! 121023:

Belgesellerde, etçil yırtıcıların, otçul hayvanları avlaması bazen dayanılmaz olur, inşallah kurtulur diye içimizden geçirir ve kurtulursa seviniriz, bazen dayanamaz kanalı değiştiririz. Bazen otçullar da etçil yırtıcıları haşat eder oh diye içten içe seviniriz.

Belgesel izleyenler aslanlarla bufaloların mücadele sahnelerini mutlaka izlemişlerdir. Bufalo denilen yabani mandalara bir iki aslan saldırıp birini yakaladıklarında geri kalan tüm mandalar bir süre sadece izler! Esasında tümü saldırsa aslanları ezip geçecek güçleri vardır ama beklerler, bu bekleyip izleme olayı korkudan mıdır, yoksa ya beni yakalarlar ve bana da kimse yardım etmezse şeklinde bir güvensizliktenmidir ya da başka bir saiklemidir, bilinmez doğrusunu Allah bilir. Aslanların yakaladığı manda biraz direnir ise, bazen bu mandalardan biri cesaretini toplar ve arkadaşını kurtarmaya yeltenir, başkaları da katılırsa başarılı olurlar. Bazen bu cesareti gösteren de zarar görebiliyor ama genelde ortak ve birlikte hareket etmeleri sonuç alıcı oluyor!

İnsan bu sahneyi görünce, "bu bufalolar topluca aslanlara hücum etse, aslanlar kaçacak delik ararlar, ama niye böyle davranmazlar?" şeklinde onlara kızıyor!

Oysa İşgalci İsrail ve hamisi ABD'nin tutumları ile işgal altındaki Gazze ve tüm Filistin'de yaşananlar da bu durumdan çok da farklı değil, maalesef yani dünya da, insanlık da bufalolardan farklı bir tavır sergilemiyor!

ABD'nin, “İsrail'e kimse yan bakmasın ha!” tehditleriyle ve koruması altında, işgalci İsrail işgal altındaki Filistinlilere (Gazze, Batı Şeria, Kudüs) istediği şiddeti uyguluyor, katliamı yapıyor, terör estiriyor, neredeyse tüm Dünya izliyor ve üstelik bazıları de zulme de destek veriyorlar. Yarın kendileri hedef olarak seçilirse aslında aynı akıbeti yaşayacakların farkında değiller! Büyük gaflet!

Dünyada 208 devlet var! Bir kaç devlet bu zulme karşı sesini yükseltse de, tümü yükseltmiyor. Aslında Dünyada zulme karşı olan devletler gücünü birleştirse bu şımarık devletlerin hakkından pekala gelecektir. O halde ey dünya gücünü birleştir ve haksızlığa, adaletsizliğe, zulme dur de! Şımarık ve kabadayı devletlere haddini bildir. Huzurlu bir dünya oluştur.

Bu arada çok acil olarak işgalci İsrail'in saldırılarının durdurulması, Gazze'ye yardım kampanyaları düzenlenmesi, bu yardımların ulaştırılması ve en kısa sürede de Filistin devletinin kurulması gereklidir. Gereği lütfen! 

Bizler de elimizden geleni, yani duamızı yaparak, yardım kampanyalarına katkı sunmaya çalışalım inşallah.



4 Kasım 2022 Cuma

Adalet 041122:

Her cuma hutbede okunan Nahl suresi 90.ıncı ayette, Yüce Allah (cc) adaleti emreder. "Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor." (Nahl:90).

Adaletin; hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk, davranış ve hükümde doğru olmak, hakka göre hüküm verme, eşit olma anlamları vardır. (TDK szlk, İsl. Ans.)

Adâletin zıttı zulümdür. Yusuf Has Hâcib, zulme yol açan faktörleri üç grupta ele alır: a).Beylerin ihmalkârlığı, b).Halkın başında bulunan insanların zayıf olması, c).Tamahkârlık (Arat 1985: 228).

Olması gereken devletin adalet eksenli olmasıdır. Kimi kitaplarda ittihatçıların, Osmanlı Devletinin “adalet ve kadılık” esasına dayalı eksenini “askeri eksene” çevirdiği yazılıdır. 

Fasıklar, yani büyük günah işleyenler, bir çok vazife ve ehliyet için gerekli adalet vasfını kaybetmiş sayılır.

Bir söz ve yazıda adalet nasıl olur? Tabii ki doğru söyleyerek, doğru yazarak ve hakkı teslim ederek.

İyi insanlara sahip çıkılmalıdır. Kötülükler ise cezasız kalmamalıdır! Adalet bunu gerektirir.

"Su kaynağından temiz akarsa, bulanıklık çok sürmez". O halde suyu alttan değil kaynağından temizlemeye başlamak gerekir. Terörü, fitneyi bitirelim!

Kim ki; Allah (cc) rızasını gözetir, şahsi çıkar peşinde değildir, toplumun çıkarları önceliğidir, niyeti hizmettir: Rabbim onların yar ve yardımcısı olsun, diğerlerine fırsat vermesin.

Rabbim; iyilerin, vizyonu olanların, hakkı-adaleti gözetenlerin, çalışanların, üretenlerin, samimi ve dürüst olanların, istikamet üzere olanların, yani adaletle iş yapanların, yar ve yardımcısı olsun, insanlara da feraset ihsan eylesin.

Bir davada adalet mi, yoksa lehimize karar verilmesini mi istiyoruz ? İnsan dün aleyhinde bir karara "böyle adalet mi olur?" Bu gün lehine verilen karar için "yaşasın adalet" diyor. Şüphesiz en doğrusunu ve kalplerdekini Allah bilir.

Dürüst olanlarla, dürüst olmayanları aynı muameleye tabi tutmak, dürüstlere zulümdür. Ayırmak için analiz gerekir. Her ikisine hakkettiği şekilde muamele adalettir.

İnsanın; söylediği sözde de yazdığı yazıda da yaptığı işte de adalet olmalıdır.

Adalet ve/veya eşitlik, hangisini tercih eder ki insan? Tabii ki adalet.

Hiç iş yapmayana fırsat ver, işini iyi yapmayanı uyar. Adalet ve rekabetle birlikte, ortaya da iyi iş çıksın.

Adalet amacı dışında kullanılmamalıdır!

Davada ceza almayı sağlayacak olan delildir. Delil toplanırsa, ifadelerde ne dendiği çok önemli değildir.

Zira "Tevehhüme i’tibâr yoktur."
Delile dayanmayan vehim ve kuruntulara hukukta i’tibâr edilmez, kıymet verilmez. Hukuk vehimlerle değil delillerle ilgilenir. (Mecelle).

"Adalet hakimde/idarecide, Cömertlik zenginde, Vera (şüpheli şeyden kaçmak) alimde, sabır fakirde, tövbe gençte, haya kadında daha güzeldir." (Lâ edri).

Zira sadece kâl değil, hâl de söz konusudur.

Dava kazandıran değil, adalet savunucusu avukatların tercih edilmesi dileğiyle, Adaletin savunucusu olan avukatların Avukatlar Günü kutlu olsun. 

Mahkeme basar gibi, tehdit eder gibi, bağırmak çağırmak da ne oluyor? 

AYM nin hak ihlali kararı, Baklavacı magandaların tahliyesi, Rize de kız dövenin tepki üzerine tutuklanması, ... vd, Can acıtıyor, vicdan sızlatıyor. Sıkıntı yasalarda ise yasalar düzeltilsin, Karar verenler de de adalet. Yargı reformu şart (2019).

Dava sayıları azalmıyor artıyor, davalar sonuçlanmıyor uzuyorsa adalet sarayı değil, yargı reformu şart diyoruz. Zira; davaların hızlı ve hakkı teslim edecek şekilde sonuçlanması ve davaları arttıran işlerin ıslah edilmesi önceliklidir.

Kendince (haşa) ayetlere benzetme yaparak, güya İslam inancıyla dalga geçen, bu suçu daha öncede işlediği anlaşılan bu şahıs ve yayın yapan kanal hakkında yasal gereği lütfen!

“Sakarya'da tatile gelen genç kıza saldıran şahıs suç makinesi çıktı.” (Basından-2022).
Bu eşkıya hakkında yasal gereği yapılmalı! Caydırıcı olması için ceza artırımı, infaz yasası değişikliği vs ne gerekiyorsa tedbir alınmalıdır! 

Darp, şiddet, taciz, teşhircilik, gayriahlaki davranışlar, yalan, iftira ve HIRSIZLIK gibi suçlara caydırıcı tedbirler gerekiyor!

73 yaşındaki kadının evine zorla girerek ellerini ve ağzını koli bandıyla bağladıktan sonra gasp eden 18 yaşındaki zanlının söylediğine bakın! "Birkaç ay yatar çıkarım" (basından-2019).
Bu şahsı ve benzerlerini ıslah edecek bir ceza ve infaz uygulaması olmalı ki, otele gider gibi konuşmasınlar. Caydırıcılık gerek.

"10 yıl evli kalmış, 11 yıldır nafaka ödemiş, 88 bin lira borcu varmış." (basından-2022). 
Karar verenler de empati yapmalı. Gerekiyorsa yasal düzenleme lütfen.

Nafaka ile ilgili kanun teklifini getiren bakanlık, acaba taslak aşamasında "Düzenleyici Etki Analizi" (taslağın bütçeye, mevzuata, sosyal, ekonomik ve ticarî hayata, çevreye ve ilgili kesimlere etkileri hakkında ön değerlendirmedir) çalışması yaptı mı?

Çeşitli şekillerde dava konusu olup mahkeme kararı çıkmayan araçlarla ilgili yasal düzenleme yapılarak, dava sonucu beklenmeden araçlar satılıp ekonomiye kazandırılabilir, parası da emanete alınarak dava sonucuna göre; ya sahibine iade veya hazineye irat kaydedilir.

Tonlarca meyve ve sebzeyi çöpe döken üretici veya tüccarlar için yasal düzenleme! İsraftır, piyasayı bozmaktır! Zira bu meyve ve sebzeler; tüketilebilecek durumda iken çöpe dökülmüş ise fiyatların düşmesini önlemeye yönelik bir harekettir. Yapılan adaletsizliktir. Gereği yapılmalıdır!

Kısasta caydırıcılık vardır. Kısasta hayat vardır.

Adalet zamanında olursa adalettir. Karar için bir süre öngörülebilir. Yargı reformu şart (2018).

Sağlıklı birey ve sağlıklı toplum için,... lütfen ama lütfen herkesin önceliği; sağlıklı insan yetiştirmek olsun...! İnsana yatırım şart. Suç işleyenler cezasız kalmasın. Yargı reformu şart!

Trafikte savcıyla 4 saniyeliğine tartışan kişi tutuklandı! Yargı reformu şart (2018).

Toplum ne ise tüm kurumlar da odur (onun türevidir); Yasaması da, yargısı da, yürütmesi de, güvenlik güçleri de! Niçin farklı sonuçlar bekliyoruz. Yargı reformu şart.

Yasalar önünde herkes eşittir, Herkes de yasalar önünde eşittir, O halde yasalar herkese eşit uygulanmalı. Herkes de işini layıkıyla yapmalı, Zira toplum adına iş yapanların yaptıkları işler emanettir ve kimse emanete ihanet etmemeli.  Yargı reformu şart.

Herkes adaleti savunmalı, avukatlar da. Yargı reformu şart.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşmesi/düşürülmesi olayının 9 yıldır çözülememesi ve davanın sonuçlanmaması üzüntü vericidir. Davaları kısa sürede neticelendirecek Yargı reformu şart (2018).

Dosya sayılarının fazlalığı ve dava sürelerinin uzun olması vb hususlar dikkate alınarak, "adli tatilinin kaldırılması" ne getirir ne götürürüne bakıp bir karar verilmelidir.

Şu anda istenirse ceza kesilmeyecek trafik davranışı yok gibidir. Önce uygulanabilir hız levhaları, uygulanabilir kurallar... sonra ceza konulsun. Bütçede öngörülen trafik cezasının tümünün tahsili kaygısı güdülmesin! Amaç önleyicilik olmalıdır aksi takdirde vatandaş için eziyete, zulme dönüşür. 

Bir karar, vergi, ceza vb varsa, uygulanmalıdır! Aksi takdirde gereğini yapanlara haksızlık yapılmış oluyor! Şayet kural, vergi, ceza vb vatandaşı sıkıntıya sokuyorsa, doğru çözüm; erteleme veya af değil uygulanabilir kılınmasıdır!

Cezalar sıkça konuşuluyorsa, yozlaşma başlamış demektir.

Hapsetmek çok maliyetli olsa gerek. Sinop eski cezaevinde bunu müşahede ettim. Bir hastanede ise kelepçeli bir kişiye 3 jandarma eri, 1 başçavuş ve 1 gardiyan (5 kişi) eşlik ettiğini gördüm. Mahpusları da katma değer oluşturacak alanlarda değerlendirmeli.

Orman ve Adalet bakanlıkları, cezaevinde yatanlarla, ağaç dikme kampanyası başlatsa ve bu süreklilik haline getirilse.

Dolaylı vergilerin ağırlığı azalmalı, gelire göre vergi olmalı, vergide adalet için vergi reformu şart.

Ücretlerin; adalet esaslı ve performansa dayalı olması temennimizdir.

Bir hukukçumuz yerel mahkemede kimyasal silah kullanan Esed'e dava açsa... sonra uluslararası adalet divanına taşınsa! (İdlib-2017).

Mülteciyi vuran Yunanlılar yargılanmalıdır. Yunanistan mültecinin ailesine tazminat ödemelidir.

Osmanlıda, savaşlar ve fetihler amaç olmayıp adalet, hürriyet ve faziletin hâkim olduğu bir dünya düzeni oluşturmanın araçlarıdır.

Bu ülkede; "siyasetçi, gazeteci, tiyatrocu, şarkıcı, sunucu, TTB, TMMO, TBB gibi STK yöneticileri, geçmişte asker, sivil bürokrat, yargı mensupları, vb bir "etiket"(!) alanların bazısı, niçin işiyle ilgili bir başarı ile değil de, hakaret, sinkaf vb ile gündeme geliyorlar!

Doğrudan veya dolaylı teröre destek, terörün ömrünü uzatır. Yasama, yürütme ve yargı; etiketi ve unvanı ne olursa olsun, teröre destek olanlar hakkında gereğini yapılmalıdır ki bir an önce terörü bitirelim.

Etiket; birilerine yasaları çiğneme özgürlüğü vermez! "Birileri tv’de 28 Şubat dönemini aratmayacak çağrılarda bulunabiliyor, hiç bir insan için kabul edilmeyecek ölüm şekillerini yöneticiler için dillendirebiliyor"

Sevgi ve saygı, nezaket, teşekkür, özür, merhamet, adalet vb insani davranışlar en güzel hediyelerdir. Peki, hak eden insanlara, bu hediyeleri vermekten alıkoyan nedir? Unutmayalım! hakkı teslim etmemek zulümdür.

(Not: Adalet ile ilgili muhtelif tarihlerdeki notlarımızdan derlenmiştir).
...

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilen yazılarımız ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Sevgi ve saygı 170922
2.Yargı reformu! 010122
3.İttihatçılar (İTC, İTF) 121221
4.Etiket; Hakaret ve Yasaları Çiğneme Özgürlüğü Vermez...261218
5.Adalet, İhsan, Yakınlara Yardım 050117






1 Kasım 2022 Salı

Hak 011122:

Hak her şeyin yerli yerinde  layığında, olması gereken yerde olmasıdır. Hak deyince akan sular durur. Kapsamı çok geniştir. Aile içinde anne-baba, kardeş, eş, çocuk haklarından tutun da komşu akraba hakları, iş hayatındaki haklar, kul hakkı gibi hayatımızdaki tüm işler ve işlemler hak ile ilgilidir. Hak sadece kendine menfaat sağlama değildir, hak  yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, kullandığımız, yararlandığımız vb her bir şey için hakkını teslim etmektir, hakkını vermektir. Çerçevesi çok geniş olan hakkın kapsamına, neredeyse girmeyen bir şey yoktur. Alıp verdiğimiz nefesten tutun, ömrümüzün her anında, Hakkı hak bilip uygulamaya çalışmak, hatta uygulamak en güzelidir. 

Hak “gerçek, sabit, doğru, varlığı kesin olan şey”dir. Hukukun, adaletin gerektirdiği ve birine ayırdığı şey, kazanım, kazanç olarak da tanımlanan hakkın, hukuka uygunluk, pay, ücret, doğru, gerçek, adalet anlamları da vardır. 

Hak, Arapça hukuk kelimesinin tekil hâlidir.

Hakkın zıttı bâtıldır.

Hak ve batılın kavgası hep devam eder! Sonunda cüruf gider cevher kalır!

Hak, hukuk ve adaleti gözetmeleri için.., insana yatırım gerek!

Duamız; Hakk'tan yana olanlara, mazlumlara...Rabbim, yar ve yardımcıları olsun inşallah.

"Allah’ım Sen bize hakkı hak olarak göster ve ona uymayı nasip eyle. Batılı da batıl olarak göster ve ondan kaçınmayı nasip eyle!" 

Rabbim; samimi olanların, göründüğü gibi olanların, olduğu gibi görünenlerin, hakkı hak bilip Hakkı gözetenlerin, halkın çıkarını gözetenlerin, hoşgörü sahiplerinin, doğru olanların yar ve yardımcısı olsun.

Sadece iki kişiye gıpta edilir, başkalarına değil! “Ancak iki kişiye gıpta edilir: Allah"ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayan kimse ile Allah"ın kendisine verdiği (ilim ve) hikmete göre karar veren ve onu başkalarına öğreten kimse.” (Buhârî, Müslim).

Dünya hayatında insanlara ait beş temel hak ve menfaat konusu vardır: Can, mal, nesep, din ve akıl. “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!” buyruğu bütün bu hak ve menfaatlerle, bunların kapsamına giren diğer şeylerin korunmasını öngörür. (DİB Tefsir A'raf 56).

Kullanım ve tüketimde israf vardır. Gelin israfı terk edelim. İsraf haramdır, hak gaspıdır.

Apartman dairesinde köpek besleyenlerin komşularına verdiği rahatsızlık, hak ihlali değil midir? Evinde köpek beslemek isteyenlerin müstakil evleri tercih etmeleri gerekmez mi? Apartmanda köpek beslemek hayvanın da özgürlüğünü kısıtlamak değil midir?

Ahilik haftası: 22-28 eylül. Ahiliğin 7 kuralı: “Lütuf; Hilim ve Mülâyemet; Kanaat ve Rıza; Riyazet; Marifet; Doğruluk ve Hak’tan yana kapılarını açmak”.

Zamlar bir başlayınca piyasa; ücret zammı ile mal ve hizmet zammı (enflasyon) fasit dairesinde döner durur. Ücret alan da, mal ve hizmet satan da zammı kendisine hak olarak görür! Psikolojik zam beklentisinin kırılması gerekiyor!

Küresel sapkınlıklar ve taklitçileri ile değerlerimizi (hal ilmi) yaşayarak mücadele eder ve kazanırız. Değerlerimizi (hal ilmini) öğrenmeyi, öğretmeyi ve yaşamayı ihmal etmeyelim! Bu mücadelede kazanan daima Hak olagelmiştir.

Medyen halkı, başka günahları yanında özellikle iş ve ticaret hayatında hukuk ve ahlâk kurallarını çiğnedikleri, insanların yolunu kesip hak dini öğrenmelerine engel oldukları için helâk olmuşlardır (bk. A‘râf 7/85-93 DİB tefsir).

Kārûn, Firavun ve Hâmân gibilerin eleştirilecek çokça kötülüğü bulunmakla birlikte, ululuk taslamaları, kendilerini herkesten üstün görmeleri, özellikle hak din mensuplarına tepeden bakıp onların inançlarını aşağılamaları sebebiyle helâk olmuşlardır.(Ankebût:39,DİB tefsir).

"Hak ve hakikat için aldırış etmeyen insanın, şahsı için intikam gütmesi ne yaman çelişkidir" (ihya).

Kendi özgün spor ve sanatımızı ihmal ediyoruz, Nezaketi acizlik, kabalığı hak görüyoruz, Özgürlüğün sınırlarını, nasıl davranacağımızı bilmiyoruz, Düşünmeyi, çalışmayı, üretmeyi, sorgulamayı sevmiyoruz, Toplumun nasıl daha huzurlu olacağına yoğunlaşmıyoruz!

Alman fırkateyni, Rosalina-A gemisi, Hukuksuz yol kesme, taciz ve aramaya Mütekabiliyet esasları dahilinde uygulama lütfen. Biden'den, Batı'dan medet uman, yerli işbirlikçileri hakkında hukuk çerçevesinde gereği lütfen.

Alın size bir örnek; Batı bu... niyetlendi ise; uydurur, projelendirir, uygular... hak, hukuk ve insanlık ilkelerini ise devre dışı bırakır. "Irak işgalini önleyebilecek Batılı diplomat: Irak’ta kimyasal silah olmadığını herkes biliyordu"

Biri kuyuya bir taş atıyor! Hiç bir şey üretmeden, Ülkeyi boş gündemlerle işgal edenlerden yeminle bezdik. Çalışmak, üretmek, korkmadan Hakk yolunda yürümek lazım.

Muhalefet (6lımasa); yarışmadan, yerinde durarak, rakibinin tökezlemesini ve devre dışı kalmasını umarak, yani hak etmeden, iktidar olmak istiyor. Proje, program, aday, çalışma vb hiç bir şey yok. Haksız bir beklenti bu! Rabbim iyilerin, çalışanların yâr ve yardımcısı olsun!

Bazı imtiyazlarını kaybeden veya kaybetme ihtimali olanların çırpınışları doğru değil. Üret, rekabet et, hak et.

Geçmişin; kağıt kaleleri, sahte kahramanları, algıları, gizlenen fakirlikleri, gizlenen imtiyazları, ..., ortaya çıkarılmalı, gerçekler bilinmeli. Hak sahipleri yani halk, hakkı olan refaha kavuşmalı, değerleri ile amasız fakatsız buluşmalıdır.

Tarih ve özellikle yakın tarih, yaşandığı gibi yazılır ve okutulursa muhtemelen pek çok hak da hak sahiplerine teslim edilmiş olacaktır.

Ailelerde huzuru bozan en önemli eksiklik, aile üyelerinin evlilik ve aile ile ilgili hak, yükümlülük ve sorumluluklarını bilmemeleri, bilenlerin ise bildiklerini hayata geçirmemeleridir veya unutmalarıdır yada ihmal etmeleridir!

Sevgi, saygı, nezaket, teşekkür, özür, merhamet, adalet vb insani davranışlar en güzel hediyelerdir. Peki, hak eden insanlara, bu hediyeleri vermekten alıkoyan nedir? Unutmayalım! hakkı teslim etmemek zulümdür.

Kıyamet günü dünyada yapılan zulüm ve haksızlıkların hak sahiplerine iadesi vardır.

AYM nin hak ihlali kararı, Baklavacı magandaların tahliyesi, Rize de kız dövenin tepki üzerine tutuklanması, ... vd Can acıtıyor, vicdan sızlatıyor. Sıkıntı yasalarda ise yasalar düzeltilsin, Karar verenler de ise empati yapsınlar.

Bu aralar hep dilimde;

"Geldi geçti ömrüm benim, şu yel esip geçmiş gibi.
Hele bana şöyle gele, şu göz açıp yummuş gibi.
...
İşbu söze Hak tanıktır, bu can gövdeye konuktur,
Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi."
(Yunus Emre)

Şufa (Önalım) hakkı; Müşterek mülkiyete tabi taşınmazdaki bir hissenin, hissesi bulunan hissedarların veya sözleşme ile bu hak kendisine tanınan kişilerin, belirli bir süre içerisinde diğer alıcılara nazaran öncelikli satın alma hakkıdır. (4721 sk Md.732 ve..).

"Tevehhüme i’tibâr yoktur." 
(Delile dayanmayan vehim ve kuruntulara hukukta i’tibâr edilmez, kıymet verilmez. Hukuk vehimlerle değil delillerle ilgilenir.) (Mecelle'den).

"Beraat-ı zimmet asıldır." 
(Borçlu olmamak asıldır. Borç ileri süren, ispatla mükelleftir.) (Mecelle).

"Ukudda itibar makasıt ve maaniyedir, elfaz ve mebaniye değildir." 
(Sözleşmenin amaç ve anlamı göz önüne alınır, söz ve yazılışı değil.) (Mecelle).

"Şekk ile yakin zail olmaz." 
(Kuşku, kesin bilgiyi gidermez.) (Mecelle).

Zaruretler memnu olan şeyleri mubah kılar” (Mecelle, md. 21).
..

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilen yazılarımız ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Ethem Bey 091022
2.Ailede huzur 240922
3.Sevgi ve saygı 170922
4.Kul hakkı (İhya'dan) 171021






23 Ağustos 2022 Salı

Trafik, kazalar, tedbir 230822:

İşini iyi yapmak tedbirdir!

Gaziantep ve Mardin'de yaşanan trafik kazaları, birilerinin işini iyi yapmadığını gösteriyor, bunlar:
-ya şoförler!
-ya araç bakımını yaptırmayan veya eksik yapanlar!
-ya denetleyenler!
-ya kaza mahallerinde gerekli tedbiri almayanlar!
-ya kurallara uymayanlar!
-ya ...!
...
Gaziantep'teki kazada, kaza yapıp emniyet şeridinde duran ve uyarıcı işaretler koyan, kazazedeler, yardıma gelen sağlık ve teknik ekip ve araçlara çarpan bir otobüs söz konusu.

Bundan otuz beş yıl kadar önce ehliyet için gittiğimiz trafik kursunda, hiç unutmam, üzerinde ısrarla durulan şey, “yolda bir kaza arıza olursa mutlaka uyarıcı tedbirler alınız, asıl ölümlü kazalar kaza sebebiyle duran araçlara çarpma şeklinde oluyor” uyarısı olmuştu. Bu uyarı muhtemelen tüm kursiyerlere yapılıyordur!

Bu kazada uyarıcı tedbirler alınmış! Ama kazayı önlemeye yetmemiş! Çünkü sizin tedbirli olmanız yetmiyor!

Bakınız “emniyet şeridi”; "otoban veya duble yollarda acil durumlarda kullanılmak üzere ayrılmış olan, yol eksenine paralel bir şekilde sürekli çizgi ile çizilmiş yolun en sağında kalan bölüm" olarak, “acil durumlar” ise, "kanunlarda belirtilmiş olup trafik kazası, arıza halleri, acil yardım, kurtarma veya kaza incelemesi" olarak tanımlanmıştır.

Emniyet şeridinde gerekli tedbirleri almış insan ve araçlara çarpmak kaza değil, çok büyük bir kural tanımazlık, çok büyük suistimal ve hatta kasıtlı bir hareket şeklinde değerlendirilebilir. Çünkü emniyet şeridi normal yol değildir. Girilmesi kısıtlamıştır. Ama bu şeridi maalesef normal şerit gibi kullananlar var!
...
Tanıdığımız bir Erol eniştemiz vardı. Yurtdışından emekli, çocukları yoktu, malını ve evlerini hayır işlerine bağışlamıştı. İşte o Erol enişte de, yıllar önce, emniyet şeridinde aracının patlamış lastiğini değiştirirken gelen bir aracın çarpması ile vefat etmişti!

Yine bir komşumuzun oğlu. Ankara’da, yine yıllar önce, düğün öncesi bakım için aracını servise verip dönmek için otobüs durağında, otobüs bekler iken, yarışan iki toplu taşıma (belediye-halk) otobüsünden birinin çarpması ile durakta bekleyen diğer iki kişi ile birlikte vefat ettiler. Çok acı bir olaydı!

Bu iki örneği kazalardaki insan faktörünün çok fazla olduğunu belirtmek için verdim. Emniyet şeritlerinin, hatta durakların, kural tanımazlar sebebiyle güvenli olmadığını belirtmek için verdim.

Trafikte sizin dikkatli olmanız, gerekli tedbirleri almanız yetmiyor! Trafikte herkesin dikkatli olması, kurallara uyması gerekiyor.

Kaza olunca; “her şey bir saniyede oldu!”, “nasıl olduğunu anlamadım!” gibi ifadelere sığınılır. Çevreden de failleri korur şekilde "olan olmuş" denir. Geçiniz! Kaza zaten saniyeler içinde olur biter! Trafik dikkat ister! Trafik sorumluluk ister!
...
Diğer taraftan Mardin’deki kazada freni patlayan TIR kalabalığa dalıyor. Burada da birilerinin işini iyi yapmadığı kesin. Bu araçların bakım ve muayene periyodları var. Yapılmamış ise ihmal vardır. Yapılmış ise gereği gibi yapılmamış, ihmal var demektir.

Bizler, daha yeni bir otomobilin muayenesi ve egzoz kontrolünde karşılaştığımız titizlik, acaba kaza yapan bu araçlara gösteriliyor mu? Şehir içinde veya şehirlerarası yollarda öyle araçlar görüyorsunuz veya öyle bir egzoz salınımları var ki, hayret ediyorsunuz, bunlar nasıl muayeneden geçebiliyor veya trafikte nasıl olabiliyorlar diye!

Hakikaten herkesin işini iyi yapması gerekiyor.

Hakikaten kurallara uyulması gerekiyor.
...
Trafik denetimlerinin, kazaları önlemeye yönelik, daha fonksiyonel olması hususu değerlendirilebilir, mutlaka çalışılıyordur. 

Mesela bütçede öngörülen trafik cezası tutarını tutturmak için para cezası kesmek yerine, örneğin trafik ekiplerinin bölgelerinde zaman zaman tur atmaları kazaları önleme de daha etkili olur gibi geliyor. 

Denetleyen ve denetlenen zıtlaşmadan daha yakın işbirliği içinde, kazalar konusunda farkındalık oluşturulabilir.
...
Tabii ki en önemli unsur insan, sürücüler: “görmedim”, “dalmışım”, “fark etmedim”, “fazla hız yapmışım”, “uykusuzdum”, “çalışma şartları ağır” gibi söylemlere sığınmamak gerekir. Zira bu söylemlerin hiç biri ölenleri geri getirmemektedir.

Keza trafik kurallarını hiçe sayan, kırmızı ışıkta geçen, alkollü veya benzer madde alarak araç kullanan, makas atan, yarışan, drift yapan, tek teker sürüş yapan, hele hele emniyet şeridini emniyetsiz hale getiren kişilere de kuralların çok katı bir şekilde uygulanması gerekir ki kazalara ve ölümlere sebebiyet vermesinler! 

Gece yarısı keyfi korna çalan kamyon sürücülerini, gereksiz egzoz öttürenleri, gece yarısı driftle çevreyi rahatsız edenleri saymıyorum bile.
...
En güzeli, ideali, trafik kurallarına gönüllü olarak uymaktır. Kazaların yıkıcı etkisi göz önüne alındığında ve empatinin yolu açıldığında bu gönüllülük artacaktır.

Burada insana yatırım ile manen, fikren ve zihnen kalkınması ile verilen eğitimlerin algılanması ve uygulanması çok önemli.

Kazalarda ölenlere, Rabbimden rahmet, yaralılara şifa diliyorum.

İşini iyi yapmak tedbirdir.

Herkes işini iyi yaparak tedbir alsın lütfen!

Kazasız günler dileklerimle...




28 Ocak 2022 Cuma

Zihinsel Dönüşüm 280122:

Zihinsel dönüşüm; insanın prangalarından kurtulması, bağımsız ve özgür olması, taklitçiliği terk etmesi, değerleriyle barışması, çalışması, üretmesi, tembelliği terk etmesi, manen ve zihnen kalkınması, sadeliği tercih etmesi gibi her alanda olumluya dönmesi, güzel ahlaklı olması yaşam kalitesini attıracak her türlü davranışı sağlayacak olumlu düşünce yapısına kavuşması şeklinde tanımlanabilir. 

Aşağıda zihinsel dönüşüme ilişkin muhtelif tarihlerde alınan notlar, gözlem, tespit, analiz ve önerilerimiz yer almaktadır.

2021:
1.”Kasalarca kabak çöpe atıldı!” (basından). 

Çocuklarımıza öğretelim! hâl ilmini, helali-haramı, üretmenin zorluğunu, üretmeyi, iyilik yapmayı, merhameti, şefkati, israfı, doğruyu, çöpe neyin atılıp atılmayacağını, kısaca güzel ahlakı. Zihinsel dönüşüm şart!

2020:
2.Ülkenin kalkınmasına engel, batıya/dışa bağımlı tüm zihniyetler değişmelidir. Bunu kim taşırsa taşısın, zihinsel dönüşüm şart!

3.TV lerde; bazı emekli asker, akademisyen, gazeteci gibi yorumcuların, aklını neredeyse batıya teslim etmiş gibi, batıyı kutsayan, batıcı, NATO cu yada Ruscu yorumları üzücüdür. 

Yerli düşünen iha, siha vb yaparken, diğerleri ithal eder. 

Zihinsel dönüşüm şart!

4.Kadınları ağır fiziki yüklerin altına sokan zihniyet değişmeli. 

Ağır yük taşıyan (özellikle Karadeniz bölgesindeki) kadınların resimlerini görünce insanın yüreği sızlıyor. Bu yükleri, eşleri, oğulları, aileleri almalı, paylaşmalı. Eşi oğlu ailesi olmayanın yanında devlet durmalı, yol göstermeli.

5.İdlib için ateşkes sağlandı. Hayırlı olsun. Olumlu bir adımdır. 

Lakin tv lerde yorum yapan bazı prof, gazeteci, vb leri; bu ülkenin yaptığı iyi şeylere niçin bu kadar olumsuz bakıyor ve küçümsüyorsunuz? Ve niçin bu kadar kinlisiniz? 

Zihinsel dönüşüm şart! Yerli düşünce şart!

6.İzmir depremi vesilesi ile inşaatlardaki; hileler, hırsızlıklar, kağıt üstünde gerçekçi olmayan denetimler, enkaza gömülmeli, artık yeni bir zihniyetle hareket edilmelidir.

2019:
7.Bürokrasi sadece kamuda değil, her yerde, özellikle insanların beyinlerinde. Bir yetki alan, kolaylaştırayım yerine zorlaştırma derdinde. O halde önce insanların beyinlerindeki işi zorlaştıran nöronların ıslahı gerekiyor. Zihinsel dönüşüm şart!

8.Bu ülkenin kalkınmasına engel olan problemlerden birisi; Ülke insanının beyin olarak, Devletin ise sistem olarak "üretim ekonomisine" geçemeyişidir. Zihinsel dönüşüm şart!

9.Sadece siyasette (iktidar, muhalefet vb) değil toplumun tüm kesimlerinde, küçümsenemeyecek bir oranda liyakat (işini layığıyla), ihsanla yapmama problemi var. Bu husus insana yatırım ve zihinsel dönüşümle halledilmelidir.

10.Yemediğini başkasına satma, hatta üretme! Ürettiklerinden; kendisinin yemekten imtina ettiği ürünü başkasına satmayacak, hatta o tür ürünü üretmeyecek "ÜRETİCİ"lerin artması için; insana yatırım şart, zihinsel dönüşüm şart!

11.Muhalefet proje üretemiyor, toplumun değerleriyle çatışıyor, kalkınmaya katkı sağlayacak ciddi bir çıkışları yok, vizyon geniş değil, muhalefette de zihinsel dönüşüm şart.

2018:
12.Zihinsel dönüşümle, kamu başta olmak üzere her alanda sadelik tesis edilmesi, herkesin yararınadır.

13.Ülkemizde niçin üretim başarılarını değil de üretim başarısızlıklarını yazar, okur, dinleriz? Ve niçin üretimle ilgili başarılar değil de başarısızlıklar hikaye edilir? Başarı olmadığı için mi? Algı operasyonu mu? Üretim başarılarını duymak isteriz! Üretim için zihinsel dönüşüm şart!

14.Toplum ne ise tüm kurumlar da odur (onun türevidir); yasaması da, yargısı da, yürütmesi de, güvenlik güçleri de..! Niçin farklı sonuçlar bekliyoruz?

15.Bir sendikanın yurtdışı seyahatle ilgili haber, “Bu geziye katılan 19 kişiye, yarım harcırah olarak toplam 28 bin 500 dolar ödendi. Diğer tüm giderler sendika tarafından üstlenildi.”(basından). Sendika ağalığı dahil tüm stk lardaki ağalıklara son verilmeli zihinsel dönüşüm şart!

16.Hayatımızı SM'da; tartışarak ve birbirimize laf yetiştirmekle geçirmeyelim. Üreterek geçirelim.

17.“Para vermeyen vatandaşı bıçaklayan değnekçi serbest bırakıldı!” (Basından). 

Hakimler karar verirken empati/diğerğamlık da yapmalıdırlar! İhtiyaç varsa yasal değişiklik!

18.Üçüncü savaş gemisi üretildi... ve üretecek çooook şey var... övünecek iseniz üretimle övünün... üretin övünün... 

Yoksa "kimse" kılık-kıyafet içki-miçki gayri ahlaki konularla övünmeye kalkmasın. Zihinsel dönüşüm şart!

19.Devletin kurumları, ciddi konularla, faydalı icraatlarla gündeme gelmeli. Hiç bir kurum, lüzumsuz ve gereksiz konularla gündemi işgal etmemeli. Yazıktır, günahtır. Millete gereksiz maliyettir. Zihinsel dönüşüm şart!

2017:
20.Birbirini engelleyen değil destekleyen, üreten; insan ve kurumlar için zihinsel dönüşüm şart!

21.Bir medeniyetin alametleri; tüketimde, mimaride, eğitimde vb her alanda görünür. Geliniz zihinsel dönüşümü gerçekleştirelim ve medeniyetimizi tesis edelim!

22.Zihinsel dönüşümle medeniyetimizin alametlerini; ticarette ticari ahlak ile mimaride ise değerlerimize ve yaşam tarzımıza uygun bir mimari tarz ile tesis edelim.

23.Kalkınmanın göstergesi, tüketimde de ihtiyaç olan kadarı ile yetinmektir. İstiflemek değildir. Kalkınmak için zihinsel dönüşüm şart!

24.Hizmetler sektöründen ziyade, imalat, üretim, sanayi alanında yatırımların arttırılması beklenir. 

25.Tüketimde, ihtiyacı olan ile yetinen nesiller için zihinsel dönüşüm şart!

26.Tüketim merkezlerinin (avm'lerin) cazibesi kadar, üretim merkezlerinin de cazibesini arttıracak bir zihinsel dönüşüm olması beklenir.

27.Tüketmeyi, ama sadece tüketmeyi başarı zannedenler için zihinsel dönüşüm şart!

28.Zihinsel dönüşümün gerçekleştiği, boş söz, boş uğraş, boş gündemlerden uzak, her anlamda verimliliğin zirve yaptığı, kalkınmış bir toplum özlemi!

29.Zihinsel dönüşümle; "birlik, beraberlik, çalışma ve üretim" sağlandığında, toplumun pek çok problemi ortadan kalkacaktır.

30. Unutmayalım zayıf ve güçsüz bir topluma, öyle veya böyle, her güçlü toplum müdahaleye kalkışır. Zihinsel dönüşümle, çalışmak üretmek ve güçlü olmak zorundayız.

31.Güçlü bir topluma dışarıdan kimse müdahale edemez, etmeye kalkışması etkili olmaz.

32.Ayrıştırıcı noktalara değil, birleştirici noktalara yoğunlaşmak gerekir.

33.İstanbul'un nüfusunun artmaması için, İstanbul'a gitmekten feragat edilebilmeli! Sırf İstanbul'a gideceğim diye diğer illerdeki kaliteli hayatlar terk edilmemeli. Göçü önleyecek tedbirler de alınmalı! 

34.İşe girmek veya iş kurmak için 80 takla atanlar, işe girdikten veya iş kurduktan sonra vatandaşa 80 takla attırmaya kalkışıyorlar! İş ahlakında da  zihinsel dönüşüm şart!

35.Fiziki yapılar ne kadar mükemmel olursa olsun, hizmeti üreten, hızlandıran, kolaylaştıran insandır. İnsana yatırımla zihinsel dönüşüm şart!

2015:
36.Bir zihinsel dönüşüm olsun; tasarrufa, yatırıma, üretime, liyakata, güzel ahlaka, samimiyete, sadeliğe,... doğru.

2014:
37.Sanılanın aksine, düşük performansın büyük çoğunluğu, bir işi "YA-PA-MA-MAK-TAN" değil "YAP-MA-MAK-TAN" (yapamıyor izlenimi vermekten) kaynaklanır, doğru bir davranış değil! Zihinsel dönüşüm şart!(2014).
...
Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir:
1.Kalkınma 070122
2.Analizler-III (kalkınma) 111221
3.Üretim düşmanları 010121
4.Ön Yargılar (Ezber, kalıplaşmış, kopya yaklaşımlar) 201020
5.Zihinsel Dönüşüm Şart 280716: 





1 Ocak 2022 Cumartesi

Yargı reformu 010122:

Herhangi bir haksızlık olduğu zaman devreye giren yargı kurumunda hak ve adalet aranır. Halk arasında daha çok mahkeme ve dava kelimeleri kullanılır. 

Davaları bir türlü sonuçlanmayanlar filmlere, şiirlere konu olmuştur. Yazının sonunda Karakoç'un meşhur "Hakim Beğ" şiirine yer verilmiştir.

Mahkemede hakkına kavuşanlar ise teşekkür ederler, adaletin tecelli ettiğinden söz ederler.

Adaletin gerçekleşmediğine ise mahşeri adalete hava ederler.

Davayı kazanmak veya kaybetmek ile adaletin tecellisi farklı şeylerdir. Bu husus veciz bir sözle ifade edilmiştir; "hakimin hükmü haramı helal, helalı da haram yapmaz". Keza yine "hakimin hükmü veya müftünün fetvası ne olursa olsun sen yine vicdanına danış" sözü de adaletin vicdanlarda tesis edilmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Yargı; yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar; kaza olarak tanımlanır. Eleştirisel şekilde değerlendirme anlamında da kullanılır. Ama biz hukuk alanındaki tanımı esas alacağız. 

Hukuki alanda adalet, hak, hakkaniyet, mahkeme, ilk mahkeme, istinaf mahkemesi, yargıtay, anayasa mahkemesi, dava, savcı, hakim, avukat, bilirkişi, delil, ifade, iddianame, hüküm, karar,  gibi pek çok kavramı kullanırız veya duyarız. 

Bunların hepsi adaleti tesis etmek için kullanılan araçlar ve bu alanda kullanılan kavramlardır.

Adalet ise hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetmedir. Adalet hak konusunda da yazacağım inşallah.

Anayasaya göre yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.

Günümüzde dava sayılarının çokluğu, davaların çok uzaması, bilirkişilik müessesesinin getirdiği ilave sorunlar, gibi pek çok hususun ancak yargı reformu ile çözüme kavuşacağına inanılmaktadır.

Aşağıda yargıya ilişkin bazı notlar gözlem analiz ve önerilere yer verilmiştir.

2021:
1.Doğrudan veya dolaylı teröre destek, terörün ömrünü uzatır. Yasama, yürütme ve yargı; etiketi ve unvanı ne olursa olsun, teröre destek olanlar hakkında gereğini yapılmalıdır ki bir an önce terörü bitirelim.

2.Bir dava vekiline güvenmek için aranacak dört şart; 1).son derece doğruluk ve gerçeği kavramak. 2).son derece bilgi. 3).son derece fesahat (net anlatım). 4).son derece şefkat. (Gazali-İhya).

3.Dördüncü “ Yargı Paketi” TBMM'de kabul edildi (Basından).

4.“Milyonlarca lira değerindeki araçlar “yediemin” otoparkında çürüyor! (Basından). 

Bir yasa değişikliği ile bu araçlardan çürümeden satılabilir ve böylece ekonomiye kazandırılır, bedelleri de emanet hesabına alınarak dava vb sonucuna göre, ya sahibine iade ya da hazineye irat kaydedilir. 

2020:
5.Reform için formül belli; mevzuatta sadelik ve basitlik, uygulamada kolaylık, uygulayıcıda da aynı yönde davranış.

6.Bu toplum kendi değerleri ile buluştukça kalkınması da hızlanacaktır. Barolar; yargı sürecinin iyileştirilmesi ile ilgili çalışsın. Birlikler, tıp alanında, mühendislik alanında çalışsın. Herkes yaptığı işi iyileştirmeye çalışsın! 

2019:
7.Sistem işlerken, çokça davalık konu üretiyorsa, sistemi gözden geçirmek gerek. Misal evlilik. Davalar da insanları çok ça mağdur ediyorsa yargı reformu gerek. Misal dava süreleri

8.Kalkınmak için dört ayaklı formülümüz; a).insana yatırım, b).yargı reformu, c).vergi reformu, ç).üretimle büyüme (2015).

9.Yargı reformunun ivedilikle yapılması dileğiyle, yargının önemli bir ayağı olan ve sadece dava kazandıran değil, adalet dağıtan avukatların günü kutlu olsun. 

10.Reform paketlerinde; insana ve güzel ahlaka vurgu yapılmalı ve bu konudaki yatırımlara yer verilmeli, çünkü reformları başarıyla gerçekleştirecek olanlar güzel ahlaklı insanlardır.

11.Dosya sayılarının fazlalığı ve dava sürelerinin uzun olması vb hususlar dikkate alınarak, "adli tatilinin kaldırılması", ne getirir ne götürür, değerlendirilmelidir.

2018:
12.Dava sayıları azalmıyor artıyor, davalar sonuçlanmıyor uzuyorsa; davaların hızlı ve hakkı teslim edecek şekilde sonuçlanması, davaları arttıran işlerin ıslah edilmesi önceliklidir.

13.Tüm kurumlar; bilimsel kurumlar kendi işine, yargı kendi işine, istihbarat kendi işine, yasama kendi işine, yürütme kendi işine yoğunlaşsa ve işlerini ülkenin faydasına olacak şekilde iyi yapsa ülke kalkınacaktır.

14.Öncelik yargı reformu olmalı! Yeterince adalet sarayı yok mu? Davaları hızlandıracak olan adalet sarayları değildir. Gerekli olan adaletin hızlı bir şekilde hakkı hakkına teslim etmesidir.

15.Ülke aleyhine terörü destekleyen tüm ülke makamlarına karşı sembolik de olsa dava açılmalıdır.
Misal; Almanya'nın bir Belediye başkanı terör yandaşlarına gösteri izni mi verdi? O kişi hakkında dava açılıp uluslar arası mahkemelere taşınmalıdır. Keza, Pentagon veya İsrail terör örgütlerine silah yardımı mı yaptı? Teröre yardımdan dava açılmalıdır.

2016:
16.Adaleti, adil ve hızlı sağlayan bir yargı sistemi için yapısal ve zihinsel reform ihtiyacı var. Sadece adaleti gözeten.

2015:
17.Yargı reformu; belki karar verme süresi getirilerek kısa zamanda adaletin temini sağlanabilir. Üzerinde çalışılmalı.

18.TBMM'de her meslekten temsilci olmalı; ev kadını, çiftçi, tarımcı, avukat, mühendis, öğretmen, emekli asker, yargı vb.

19.Abdurrahim Karakoç'un Hakim beğ” şiiri:

Gene tehir etme üç ay öteye
Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ.
Otuz yıl da babam düştü ardına
Siz sağ olun, o da öldü hâkim beğ.

Kırk yıl önce; yani babam ölünce
Kadılıklar hâkimliğe dönünce
Mirasçılar tarla, takım bölünce
İrezillik beni buldu hâkim beğ.

Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git
Bini buldu burda yediğim zılgıt
Eğer diyeceksen: bana ne, öl git!
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ.

Sekiz evlek tarla, bir geverlik su
Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu?
Kazanmasam da hu, kazansam da hu!
Canım ta burnuma geldi hâkim beğ.

Keşife-meşife, damgaya, harca
Kanımız kurudu harca da, harca..
Sayenizde avukatlar yıllarca,
Fakiri yoldu da yoldu hâkim beğ.

Mübaşir itekler, kâtip zavırlar
Değişti bizde de göya devirler
Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar
Tapucuyu aya saldı hâkim beğ.

Kabahat sizde mi, kanunlarda mı?
Şaşırdım billâhi yolu yordamı..
Kızma sözlerime alam kadanı
Sıkıntıdan içim doldu hâkim beğ.

Mülkün temeliydi adalet hani? ...
Bizim hak temelde saklı mı yani?
Çıkartıp ta versen kim olur mâni?
Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beğ? !

Hem davacı pişman, hem de davalı..
Bu yolda tükettik çulu, çuvalı.
Sabret makamından çalma kavalı,
Sürüler ekine daldı hâkim beğ.
(Abdurrahim Karakoç)

(Not: Yargı, yargı reformu ve davalar ilgili muhtelif tarihlerde aldığımız notlardan derlenmiştir).

Acil Yatırım ve Reform Önerileri 091115







29 Aralık 2021 Çarşamba

Osmanlıda ve Türkiye Cumhuriyetinde Anayasalar 291221:

Osmanlı Devletinde 1808 yılındaki senedi ittifaktan başlayıp Cumhuriyet döneminde günümüze kadar anayasa ve temel yasa çalışmalarının özetleri aşağıdadır. Özetlerde anayasalarda ön plana çıkan hususlar görülebilmektedir. Yeni anayasalarda "öncelik verilmesi gereken konularda" da fikir verecektedir.
Misal, Osmanlı da halk hangi dine mensup olursa olsun, dininin gereklerini serbestçe yaşayabiliyordu.
Kıyafetinden hangi dine mensup olduğu da anlaşılabiliyordu.
Bir çatışma yoktu! Kendi inanç ve törelerine göre giyinebiliyordu!
Kimse inancından dolayı yadırganmıyordu!
Ta ki II Meşrutiyetin ilanına kadar! II. Meşrutiyetin ilanıyla laiklik fiilen uygulanmaya başlandı 1937 de de Anayasaya girdi.
...
Aşağıda geçmişten günümüze uygulanan anayasalara ilişkin özet bilgiler yer almaktadır (1808-2021). Bu bilgiler; anayasalarda ön plana çıkan hususlar, vesayetler ile "nasıl bir anayasa?" konusunda fikir verecektir!
...
1. Sened-i İttifak 1808:
Osmanlı Devleti ile yerelde gücü elinde bulunduran Ayanlar arasında imzalandı.
Bu anlaşma ile Ayanlar'a hukuki statü verildi ve padişahın otoritesi kısıtlandı.
Merkezi otoriteye karşı ortaya çıkan krizler karşısında Ayanlar padişahı destekleyecekti.
...
2. Mecelle (Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye): 1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuk (medeni hukuk) kuralları kodeksidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yarım yüzyılında şer'i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır. Bir giriş 16 bölümden oluşur ve 1851 madde içerir.
...
“1840’ta ceza alanında yasalaşmanın temini için bazı maddeleri Fransız Ceza Hukukundan alınan Ceza Kanunu kabul edildi. 1850 yılında Ticaret Kanunu çıkarıldı. “
...
3. Kanuni Esasi: 23 Aralık 1876’da Beyazıt Meydanı'nda Çorluluzade Celaleddin Paşa tarafından okunarak ilân olunan Kanun-u Esasi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk temel yasası olması ve buna dayanarak meclisli bir dönemin başlamış olması nedenleri ile ilk anayasal dönem olarak kabul edilmektedir.
...
II. Meşrutiyet: Sultan Abdülhamit 1908’de II. Meşrutiyet’i ilan etti.
1909’da yaşanan 31 Mart Vakasının sonucunda İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) Sultan Abdülhamit’i tahtan indirdi.
Kanuni Esasi’de revizyon yapılarak padişahın yetkileri sınırlandırıldı.
İTC’nin yönetiminde ülke büyük toprak kayıpları yaşadı.
...
4. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu veya 1921 Anayasası, 1924 Anayasası'nın ilkelerini belirlemiş; 85 numaralı ve kabul tarihi 20 Kânun-ı Sani 1337 (20 Ocak 1921) olan 23 madde ve bir ayrık maddeden oluşan kısa ve "çerçeve anayasa" niteliğinde bir belgedir. 1921 anayasası, 1908'de yeniden yürülüğe girmiş Kânûn-ı Esâsî’yi geçersiz kılmamıştır.
...
5. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu veya 1924 Anayasası, 20 Nisan 1924'te yürürlüğe girdi, 1921 tarihli Teşkîlât-ı Esâsiye Kanunu'nu yürürlükten kaldırmıştır. Atatürk ilkeleri de denilen altı ilkenin eklenmesi, devletin dininin İslam olduğuna dair ibarenin kaldırılması (1928) ve kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilmesi gibi birkaç önemli değişiklikle 1961'e dek yürürlükte kalmıştır. Laiklik ilkesi 5 Şubat 1937 de anayasaya girmiştir.
...
“Din dersleri 1933'te okul programlarından çıkarıldı. 1949'da ilköğretim, 1956'da ortaöğretim programlarına "seçmeli ders" olarak yeniden konuldu. Din dersleri 1982 Anayasasının 24. Maddesi ile ilk ve ortaöğrenim kurumlarında zorunlu dersler arasına girdi.”
...
6. 1961 Anayasası:
Yeni anayasa ile Parlamento ve Senato olmak üzere iki meclisli sisteme geçildi.
Yasama yetkisi hem TBMM hem de Senato'ya ait.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi kabul edildi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kuruldu.
Anayasa Mahkemesi kuruldu.
Sendikalara toplu sözleşme ve grev izin verildi.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) anayasal bir kurum haline getirildi.
Devlet Planlama Teşkilatı kuruldu.
Temel haklar genişletildi ve sosyal devlet ilkesi kabul edildi.
Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Uyuşmazlık Mahkemesi gibi yüksek mahkemeler tek tek düzenlendi.
...
7. 1971 darbesi sonrası anayasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 1971-1973 yıllarında yapılan değişiklikler ile:
Bakanlar Kuruluna, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi verilmiştir.
Temel haklara bazı sınırlandırmalar getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesine iptal başvurusu yapacak mercilere sınırlandırma getirildi. AYM, değişiklikleri sadece şekil yönünden denetleyebilecek.
Askeri Yüksek İdari Mahkemesi kurulmuştur.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kuruldu.
TRT’nin özerkliği kaldırılmış ve Üniversitelerin özerkliği sınırlandırılmıştır.
Anayasada yapılan değişiklikle memurların sendika kurma hakkı kaldırılmıştır.
Askerin siyaset üzerindeki etkisi artmış ve Üniversitelerin özerkliği zayıflamıştır.
...
8. 1982 Anayasası:
Süleyman Demirel hükümeti feshedildi.
Siyasiler tutuklandı ve siyasi partiler kapatıldı.
Cumhuriyet Senatosu kaldırıldı. Tek meclisli sisteme geri dönüldü.
Cumhurbaşkanına geniş yetkiler verildi.
Bir önceki anayasaya göre insan odaklı bakış devlet merkezli bakışa kaymıştır.
Ordunun rolü güçlendirildi.
Seçmen yaşı 18’e düşürüldü.
Devlet Denetleme Kurulu kuruldu.
...
9. 1987 Anayasa referandumu ve değişiklikler:
Özal yasakların sürmesinden yana tavır sergiledi. Muhalefet ise yasakların kaldırılmasını istedi.
Anayasa değişikliği halkın yüzde 50,16’sı tarafından kabul edildi.
Geçici 4. Madde kaldırıldı. Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş ile ilgili yasaklar kalktı.
75. maddenin yeniden düzenlemesiyle 400 olan milletvekili sayısı 450'ye çıkarıldı.
Seçmen yaşı 19’a indirildi.
Anayasa'nın 67, 75. ve 175. maddeleri yeniden düzenlendi.
...
10. 1995 değişiklikleri:
1995’te TBMM’de yapılan değişiklikler şu şekildedir;
Milletvekili sayısı 450’den 550’ye çıkarıldı.
Oy kullanma yaşı 18’e düşürüldü.
Anayasanın başlangıç bölümünde değişiklik yapıldı.
Memurlara sendika kurma özgürlüğü tanındı.
İşçi ve kamu görevlilere iş sözleşmesi hakkı verildi.
Cezaevlerindeki tutukluların oy kullanmasına imkan verildi.
Yasam yılının başlangıcı Eylül yerine Ekim olarak değiştirildi.
Anayasanın 52. Maddesi yürülükten kaldırıldı.
...
11. 1997 Postmodern darbesi 28 Şubat ve vesayet mekanizması:
İrtica ve laiklik tartışmaları öne çıkarıldı.
Vesayet mekanizması güçlendi.
Meşru hükümete baskı yapılarak istifaya zorlandı.
Medya, bürokrasi ve ordu işbirliği yaptı.
1999'da yapılan anayasa değişikliği ile DGM'nin asker üyelerinin yerine sivil yargıçlar atandı.
...
12. 2000’li yılların başında gerçekleşen anayasa değişiklikleri:
1999 yılında Helsinki’de gerçekleşen zirvede AB’nin Türkiye’yi aday ülke ilan etmesi ile birlikte, içeride demokratikleşme yönünde önemli adımlar atılmaya başlandı. Türkiye, 1999 yılından itibaren AB müktesebatına uyum çalışmaları kapsamında birçok reform yaptı. Bu çerçevede;
3 Ekim 2001 tarihinde anayasada altı değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler AB müktesebatına uyum çalışmaları çerçevesindeki en kapsamlı değişiklikler oldu.
Yapılan düzenleme ile anayasanın 13, 14, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 34, 36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66, 67, 69, 74, 86, 87, 89, 94, 100, 118. ve 149. maddeler ile geçici 15. maddede değişiklik yapıldı.
AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra 26 Aralık 2002’de yapılan düzenleme ile anayasanın 76. ve 78. maddelerinde değişikliğe gidildi.
2004 yılında ise AB müktesebatına uyum çalışmaları çerçevesinde Anayasa’nın 10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131. ve 160. maddelerinde değişiklik gidildi ve 143. Maddede yer alan DGM’ler kaldırıldı. Basın özgürlüğü konusunda yeni reformlar yapıldı. 2005’te ise Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) üye seçimine ilişkin yeni bir düzenleme yapıldı. 13 Ekim 2006 tarihinde yapılan değişiklikle kapsamında ise 76. Maddede yer alan milletvekili seçilme yaşı 30’dan 25'e indirildi.
...
13. 2007 referandumu ile ne değişti?
Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesinin önü açıldı. (Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014 yılında halkoyu ile seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu)
Cumhurbaşkanlığı seçimleri 7 yıldan 5 yıla indirdi.(Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için geçerli değildi.)
''Seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerin 11. Cumhurbaşkanı seçiminde uygulanmasına imkan tanıyan'' Geçici 18. madde Anayasa metninden çıkarıldı.
''Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin getirilen yeni düzenlemelerin 11. Cumhurbaşkanı seçiminde de uygulanmasını'' öngören Geçici 19. madde Anayasa metninden çıkarıldı.

4 yılda bir yapılan seçimlerin süresi 5 yıla çıkarıldı.
...
14. 2010 referandumu ile ne değişti?
HSYK’nın yapısı değişti. HSYK 22 asil ve 12 yedek üyeden oluşacak, 3 daire halinde çalışacak. Adalet Bakanı Kurul’un başkanı, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurul’un doğal üyesi olarak kalacak. 4 üyeyi Cumhurbaşkanı hukukçular ve avukatlar arasından atayacak. Yargıtay’dan 3 üye, Danıştay’dan 2 üye, Türkiye Adalet Akademisi’nden 1 üye seçilecek.
AYM’ye bireysel başvurunun önü açıldı.
Memur ve diğer kamu görevlilerine toplu görüşme hakkı verildi. Memurların toplu sözleşmesinde son karar sahibi Bakanlar Kurulu değil, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu olacak.
Anayasal düzene karşı suç işleyen, darbe yapan veya darbe girişiminde bulunan askerler, sivil mahkemelerde yargılanacak.
Obdusmanlık (Kamu Denetçiliği Kurumu) kuruldu.
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, özürlüler, şehitlerin dul ve yetimleri ile gazilere pozitif ayrımcılık getirildi.
...
15. 2017 referandumu neler getirdi?
Bu referandumla Başbakanlık kaldırılarak, halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanının olduğu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Anayasada bu değişikliğe uygun uyarlamalar ve düzenlemeler yapıldı. Önemli değişikler;
“Bağımsız olduğu zaten belirtilen mahkemeler için ayrıca "tarafsız" ibaresi eklendi.”
“Türkiye Büyük Millet Meclisindeki koltuk sayısı 550'den 600'e yükseltildi.”
“Milletvekili seçilme yaşı 25'ten 18'e indirildi”
“Meclis seçimleri süresi dört yıldan beş yıla çıkarıldı.”
“Cumhurbaşkanı adayı olacak kişiler son yapılan seçimlerde tek başına veya başka bir partiyle birlikte en az %5 oy almış partiler tarafından veya 100 bin seçmen tarafından aday gösterilebileceği belirtildi.”
“Cumhurbaşkanı hem devletin hem de hükûmetin başı ilan edilerek başbakanlık kaldırıldı.”
“Cumhurbaşkanının bir suçtan dolayı sorgulanabilmesi için meclisteki milletvekili tam sayısının beşte üçünün oyunun gerektiği şartı getirildi. Ayrıca cumhurbaşkanının Yüce Divan'a gitmesi için tam sayının üçte ikisinin sağlanması kararlaştırıldı.”
“Cumhurbaşkanına kendisine bir veya birden fazla yardımcı atama yetkisi verildi.”
“Cumhurbaşkanının kendisine ve meclisin üye tam sayısının beşte üçüne seçimleri yenileme hakkı verildi.”
“Cumhurbaşkanına olağanüstü hâl ilan etme yetkisi ve meclise bunu onaylama, süresini uzatma veya kaldırma yetkisi verildi.”
“Cumhurbaşkanın bütün işlemlerine yargı yolunun açık olduğuna yer verildi.”
“Savaş durumu olmadığı sürece disiplin mahkemeleri dışında askerî mahkeme kurulmasına son verildi.”
“Anayasa Mahkemesi'ndeki 17 olan üye sayısı 15 olarak değiştirildi.”
“Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı "Hâkimler ve Savcılar Kurulu" olarak değiştirildi, üye sayısı 22'den 13'e, daire sayısı üçten ikiye düşürüldü.”
“Cumhurbaşkanına bütçe kanun teklifi hazırlama ve meclise sunması gerektiği kararlaştırıldı.”
“Özellikle hükûmetin yetkilerinin cumhurbaşkanına geçmesini içeren değişiklikler olmak üzere anayasanın bazı maddelerinde yukarıda sıralanmış maddelere uyum sağlamak için değişiklikler yapıldı.” #anayasa




TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...