sosyal medya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sosyal medya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ekim 2023 Pazartesi

Artık savaş ilan edilmelidir! 231023:

Dünya'nın izlediği katliamı sonlandırmak, kalıcı bir barış tesis etmek ve insanlığın değerlerini korumak için;

-7 Ekim'den itibaren bütün barış ve arabuluculuk çağrılarına kulak tıkayan, ateşkesi reddeden,
-yasaklanmış fosfor bombası kullanan,
-Filistinli bebekleri, çocukları, kadınları, yaşlıları, göçmenleri öldüren,
-Ev, cami, kilise, okul ve hastaneleri bombalayan,
-17 gündür aralıksız Gazze'ye bomba yağdıran
-Gazze halkının su, elektriğini keserek, tehcire zorlayan, tam bir abluka ile onları ölüme mahkum eden,
-...
Bunlar ve bunlar gibi tutumları ile insanlığın bütün değerlerini ayaklar altına alan İsrail'e karşı artık savaş ilan etme zamanı gelmiştir.

Bu yapılanlar karşısında İsrail'e savaş ilan etmek İslam dinin de, insanlığın da emridir!

Çünkü İsrail'e savaş ilan etmenin tüm şartları oluşmuştur.

Fetva gerekiyorsa alimler versinler!
...

Bu savaş ilanını vicdanı olan bütün devletler ve özellikle İslam ülkelerinin tümü yapmalıdır!
...

Efendim, ABD!

Ne olmuş ABD’ye!

ABD sadece tehdit ve çıkar ilişkileri ile bazı ülke yöneticilerini destek için İsrail'e gönderiyor! O kadar! ABD bütün dünya ile mi savaşacak!

Bakınız, bütün Dünya halklarına; sağduyulu Amerikalılar ve İsrailliler dahil, ABD’den Kore'ye Japonya'ya, Afrika, Avrupa, Kuzey Güney Amerika kıtalarındaki tüm halklar İsrail'e karşı ve Filistin'e destek yürüyüşü yapıyorlar!
...

Bu savaş ilanını sadece bildiğimiz uçak, top, tank, silahla yapılan savaşla sınırlı olarak anlamamak gerekir. 

Buna ilaveten; savaş ilanını; ekonomik, sosyal medya, basın yayın alanında, aklınıza gelen her alanda ilan etmek gerekir! 

Mesela İsrail mallarını boykot ederek, mesela İsrail'le yapılan bütün ticari anlaşmaları iptal ederek, mesela İsrail'e tüm uçuşları durdurarak, sosyal medyada algı ve yalan dezenformasyonlarına cevap vererek, İsrail ve özellikle Batılı basın yayın kuruluşlarının oluşturdukları enformatik cehalete karşı alternatif haberleri duyurmak suretiyle savaş ilan edilmelidir.
...

Çünkü insanlığın bütün değerleri ayaklar altına alınmıştır, bütün insanlık ayaklar altına alınmıştır, bütün barış çağrıları ayakları altında alınmaktadır.

İsrail’in bu tutumu devam ederse Dünya bütün değerlerini yitirecektir. Dünya da yaşamanın bir önemi kalmayacaktır. O halde şımarık İsrail'in anladığı dilden İsrail'e cevap vererek onu durdurmak için acilen savaş ilan etmek gerekmektedir.

Ey sağduyulu Dünya ve insanlık, gereği lütfen!!!
...

Aşağıda başlıkları verilenler ve diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Bir belgesel sahnesi ve Filistin'de (Gazze) yaşananlar! 121023
2.ABD ve Batı 111023
3.Kudüs, Filistin, Gazze, İsrail 081023
4.Suriye, 071023
5.Göç, göçmen, sürgün, mülteci, muhacir...230423
6.Savaş ve barış 280123
7.Yemen, Unutulan İç Savaş, Açlık! 041121




11 Şubat 2022 Cuma

Münafık!(lık!)(lar!) (Nifak ehli!)110222:

Münafıklar tarih boyunca var olmuşlardır, halen de vardırlar. Nerede bir fitne, fesat, karışıklık, hased, riya, yalan, sözünde durmamak, vaadini getirmeme, aldatma, kibir, cimrilik, gösteriş, kötülüğü yaygınlaştırma, iyiliği engelleme, mümünleri alaya alma, günah, kötü haber yayma vb söz konusu ise münafıklara dikkat etmek gerekir! Akla gelmesi gerekir, mücadele etmek gerekir, engellemek gerekir. Münafıkların sergilediği davranışlardan da sakınmak gerekir. Nifak ehli dün olduğu gibi bu gün de islam dünyasına ve müslümanlara zarar vermektedirler. Her türlü yıkıcı faaliyetin içinde olabilmektedirler.

Münafık (nifak) kelimesinin zıttı mü’min kelimesidir. Sözlükte “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” anlamındaki emn (emân, emânet) kökünün “if‘âl” kalıbından türeyen mü’min kelimesi inanıp tasdik eden; başkalarının güvenli olmasını sağlayan, vaadine güvenilen” mânalarına gelir.

Aşağıda çoğunluğu İslam Ansiklopedisi ve İhya-u Ulumiddin’den derlenen münafıklık ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

A. İslam Asiklopedisinde Münafıklık konusu:

Münâfık kelimesi “inanmadığı halde kendisini mümin gösteren” kimse demektir. Sözlükte “(tarla faresi) yuvasına girmek; (bir kimse) olduğundan başka türlü görünmek” anlamındaki nifâk masdarından türemiş bir sıfattır. Kelimenin, “tarla faresinin bir tehlike anında kaçmasını sağlamak üzere yuvası için hazırladığı birden fazla çıkış noktasının birinden girip diğerinden çıkması” biçimindeki kök mânasından hareketle münafık, “dinin bir kapısından girip diğerinden kaçan çifte şahsiyetli kimse” olarak da tanımlanmıştır.

İslam tarihinde nifak ehli veya münafık gruplar, sürekli İslam düşmanları ile ve başta Yahudilerle işbirliği içinde olmuşlardır. Nifak ehli bir taraftan, dışarıda lobi faaliyetleri ile düşman ülkeleri İslam devleti aleyhinde kışkırtmışlar, diğer taraftan da içeride İslam muhalifi gruplarla işbirliği içerisinde olmuşlardır. Asrı saadetten günümüze kadar nifak ehlinin kendilerini topluma Müslüman olarak yansıtmaları, yıkıcı faaliyetleri gerçekleştirmelerini kolaylaştırmıştır. Meydana getirdikleri tehlikenin boyutlarının daha da artmasına ve Müslüman toplum içindeki ihanetlerini rahatça gerçekleştirmelerine imkân vermiştir. Nitekim Hz. Peygamber, Medine döneminde ortaya çıkan bu ihanet şebekesini, asla devletin stratejik konumlarına getirmemiş, onlara görev vermemiştir. Çünkü nifak ehlinin hedeflerine ulaşmak amacıyla her türlü kutsal mekânı, kavram, kurum ve kuruluşu istismar etmekten asla geri durmazlar. Nitekim Rasulüllah (s.a.s.) zamanında münafıkların, fitne, fesat yuvası olarak Medine’de Müslümanlara zarar vermek amacıyla Kuba Mescidi’nin karşısına yaptırdıkları ve nifak ehlinin toplantı merkezi hâline dönüştürdükleri Mescid-i Dırar’ı, Tebük seferi dönüşünde yıktırmak suretiyle onların bir araya gelmelerini önlediği bilinmektedir. (Hüseyin Algül, Mescid-i Dırâr, TDV İslam Ansiklopedisi, XXIX, 272-273.)

“Türkiye ve etrafında iç ve dış destekçileri ile nifak ehli emperyalist güçlerin ve kendi keyfi arzu ve istekleri doğrultusunda Müslüman kanını, malını ve ırzını göz kırpmadan heder etmektedir. Bütün bunları sözde din adına yapmakta ve sadece Müslümanları hedef almaktadırlar. Sözde İslam adına hareket ettiğini iddia eden bu nifak grupları genelde iki zihniyet yapısından beslenirler. Birincisi Hz. Ali’yi halife kabul edenleri hatta Müslüman görenleri kâfir sayıp kanını helal sayan Hariciler, ikincisi ise Hz. Ali’yi birinci halife olarak kabul etmeyenleri başta sahabe olmak üzere kendileri dışında diğer bütün Müslümanları tekfir edip, malını, canını ve ırzını helal sayan zihniyet. Her iki grubun ortak noktası dışlamacı ve tekfirci olmasıdır. Eskiden bunlar Harici, Sabbahiyye gibi daha birçok değişik isimlerle anılırken günümüzde el-Kaide, Işid, Deaş, Boko Haram, Hûşî ve Haşdi Şa’bi gibi sayıları onları geçen isimlerle cinayet şebekeleri olarak İslam coğrafyasında yıkıcı faaliyetlerine devam etmektedirler. ... Günümüzde de nifak ehlinin öncelikle dış destekleri kesilmeli, ikinci olarak da Müslümanlar arasında tevhit ve birlik şuuru tesis edilmek suretiyle iç huzur ve güvenlik sağlanmalıdır. Böylelikle nifakçılara, toplumu gruplara bölmek suretiyle birlik ve düzeni bozma imkânı verilmemiş olacaktır.” (https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=29593)

Hızlı ve kapsamlı kültür değişmeleri, sosyal hayatı büyük çapta etkileyen siyasî hareketlerin gerçekleştiği dönemlerde zayıf karakterli kişilerde nifak denen çifte şahsiyet psikolojisinin oluşması tarihte ve günümüzde gözlemlenen bir husustur. Münâfikūn sûresi, Asr-ı saâdet’ten itibaren İslâm tarihinde müslüman toplumların önemli bir problemini teşkil eden nifakın teşhisi konusuna ışık tutmaktadır. Bazı tefsir kaynaklarında, “Münâfikūn sûresini okuyan kimse nifaktan uzak kalır” meâlinde nakledilen hadisin (meselâ bk. Zemahşerî, IV, 112; Beyzâvî, IV, 282) mevzû olduğu kabul edilmiştir (Muhammed et-Trablusî, II, 723).

Kur’anı Kerim’de Münâfikūn adlı müstakil bir sûre de mevcuttur. Bu âyetlerde münafıkların itikadî durumları, psikolojik yapıları ve ahlâkî bozuklukları, toplumsal hayattaki yerleri, Hz. Peygamber’e ve müminlere karşı tutumları, âhiretteki konumları ayrıntılı biçimde anlatılır. Bu sürenin münafıkların reisi Abdullah b. Übey b. Selûl ile ilgili olarak indiğine ilişkin rivayetler vardır. Bu şahıs Bedir Gazvesi’nden hemen sonra müslüman olmuş görünmesine rağmen, Peygamber’e ve onun tebliğ ettiği dine karşı beslediği kin ve düşmanlık duygularından hiçbir zaman kurtulamamıştır.

Münâfikūn Sûresinin muhtevasını iki bölüm halinde ele almak mümkündür. Birinci bölümde münafıkların dış görünümü ile ruhî portrelerine temas eder ve onların yeri geldikçe yemin ederek müslüman olduklarını söyledikleri, görünüşleri ve konuşmalarıyla ilgi çektikleri belirtilir (Ayet 1-8) İkinci bölümde mal hırsı ve evlât sevgisinin Allah yolundan alıkoymaması hususunda uyarılmış, infak yapmaları istenmiştir (Ayet 9-11).

Kur’anı Kerimin çeşitli âyetlerinde münafıkların niteliklerinden bahsedilmekte, meselâ; 

-dış görünüşlerinin aksine onların her şeyden korktukları, özellikle savaştan endişe duydukları (et-Tevbe 9/56-57; Muhammed 47/20-21; el-Haşr 59/11-13; el-Münâfikūn 63/4),

-cimri, yalancı ve kibirli oldukları (et-Tevbe 9/67; el-Münâfikūn 63/1, 5),

-gösterişe önem verdikleri, maddî menfaat için namaz kıldıkları, gerçekte ise dua ve ibadet hayatında isteksiz davrandıkları (en-Nisâ 4/142),

-ekini ve nesli (ekonomiyi ve kültürel hayatını) bozmaya uğraştıkları (el-Bakara 2/205),,

-kötülüğü yaygınlaştırıp iyiliğe engel olmaya çalıştıkları (et-Tevbe 9/67),

-Allah’ı ve müminleri alaya aldıkları (et-Tevbe 9/65, 79),

-müslümanlara yardım edilmesini engellemeye gayret ettikleri (el-Münâfikūn 63/7),

-müminlere karşı kin besledikleri (Âl-i İmrân 3/119),

-kötü haberler yaydıkları (el-Ahzâb 33/57-60),

-günah, düşmanlık ve Hz. Peygamber’e isyan konusunda gizli faaliyetler yürüttükleri (el-Mücâdile 58/8; krş. en-Nisâ 4/108) ifade edilmektedir.

Münafıkların cenazesini kıldırmak, onlara dua etmek ve kabirlerini ziyaret etmek, Peygamberimize ayetle (Tevbe/84) yasaklanmıştır.

Münafığın alâmetleri hakkında bilgi veren rivayetler de mevcuttur ve bunların genellikle ahlâkla ilgili olduğu görülmektedir. Meselâ bir hadiste münafıklık alâmetleri yalan söylemek, sözünde durmamak ve emanete hıyanet etmek şeklinde özetlenmiştir (Buhârî, “Îmân”, 24; Müslim, “Îmân”, 107-108).

"İman edenlerin amelleri arttıkça, münafık ve münkirlerin kızgınlıkları artar" (Prof Dr M.M. Hicazi).
...

B. İhya’da münafıklık konusu:

“Kötülükleri ve günahları bilerek işlemesinden dolayı münafıkların cezası ağırlaştırılmıştır: "Münafıklar, cehennemin en alt tabakasındadırlar." (Nisa, 145).

Hz. Ömer (ra) şöyle demiştir: "Bu ümmet için en çok, ilim bilen münafıklardan korkuyorum. Bunlar, ilimleri dillerinde olan, kalpleri cahil ve amelleri kötü kimselerdir."

Münafıklık (dinin hak olduğunda tereddüt ve şüphe etmek) ise, siyah bir leke gibi kalbe yapışır.

"Dört kötülük vardır ki, bunlar kimde bulunursa, o kimse münafıktır. Bu kötülükler; yalan söylemek, sözünü yerine getirmemek, emânete hıyanet etmek ve düşmanlıkta hak ve hukuk tanımamaktır."

Münafıklık iki çeşittir: iman nifakı ve ahlak nifakı. İman nifakı; kalbinde küfür, şüphe ve inançsızlık taşımaktır. Ahlâk nifakı; olduğu gibi görünmemek, göründüğü gibi olmamak, iki yüzlü ve karaktersiz olmak ve ahlâkî zaaflar taşımaktır.

Huzeyfe (ra) şöyle demiştir: "Münafık olan kimseler, münafık olmadıklarına emindirler”.

Zamanımızda da çoğu kimseler, maddî temizlik konusunda gelin ve damatlar gibi özen ve önem gösterirken; kalplerini kibir, ucub (kendini ve amelini beğenmek), cehalet, riyakârlık ve münafıklık pislikleriyle çürümeye terk ediyorlar. (En garip şey de, bunların kalplerinin temiz olduğunu iddia etmeleridir. İnsanın kendi kendisi hakkındaki iddiası ve şahidliği geçerli değildir. Geçerli olan, başkalarının şahidlik etmesidir. Onun için bir adam, "Ya Rasûlullah! Ben iyi olduğumu nasıl bilebilirim?" diye sorunca, ALLAH Rasûlü (sa) şu cevabı vermiştir: "Seni tanıyanlar senin iyi olduğunu söylerlerse, sen iyisin." buyurmuştur.)

"Bizim münafıklardan farkımız, yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmamızdır. Çünkü, münafıklar (rahatlarını bozup) bu namazlara katılmazlar." (Mâlik).

ALLAH Teâlâ münafıklar hakkında şöyle buyurmuştur: "Namaza uyuşuk ve isteksiz bir halde kalkarlar" (Bakara, 54), "Zekât verdikleri zaman onu kendilerine zorla yüklenen bir zarar telakki ederler." (Tevbe, 98), "Savaşa götürüldükleri zaman, evde olmayı temenni ederler." (Âl-i İmran, 154, 156; Tevbe, 87, 93; Muhammed, 20) "ALLAH'ın razı olduğu işlerden hoşlanmazlar." (Muhammed, 28)”

ALLAH Rasûlü (sa) şöyle buyurmuştur: "Mümin, günahını üzerine yıkılacak bir dağ gibi görür; münafık ise onu burnuna konan bir sinek zanneder.)

İyiler iyileri, kötüler de kötüleri sever ve dost edinirler. Bu mânayı anlatmak için şöyle denilmiştir: "Mümin bir kimse, yüz münafıkla bir tek müminin bulunduğu bir meclise girse, oradaki müminle ülfet ve ünsiyet kazanır; bir münafık da yüz müminle bir münafığın bulunduğu meclise girse, oradaki münafıkla yakınlık ve dostluk kurar."

Âbdullah İbni Mübarek (ra) şöyle demiştir: "Mümin kişi mümin kardeşinin hataları için mazeret bulmaya çalışır; münafık ise, onu peşinen kötülemek ister."

ALLAH Teâlâ, müminleri akrabalığı gözetmekle vasıflandırmış, (Ra'd, 21) kâfir ve münafıkları da akrabalık bağını koparmakla tanıtmıştır. (Ra'd, 25).

Münafık iki yüzlü, iki yönlü, iki türlü olan kimse demektir. Yalnızken bir hâlde, başkası yanında başka bir hâlde olan kimse de bir anlamda münafıktır. Onun için, "Olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol" denilmiştir. Ancak, aşırıya kaçmamak şartıyla başkası yanında kendine çeki düzen vermek dinen yasak değildir.

ALLAH Rasûlü (as), mümin ve münafıkların alâmetleri sorulunca, şunu söylemiştir: "Müminin himmeti (akıl ve fikri) namazda, oruçta ve ibadettedir; münafığın himmeti ise yiyip içmekte ve cesedine hizmet etmektedir."

Hâtim el-Asamm (ra) şöyle demiştir: "Mümin tefekkür etmek ve ibret almakla meşguldür; münafık dünya hırsı ve uzun yaşamak hayaliyle meşguldür. Mümin yalnızca ALLAH'tan hayır bekler; münafık yalnızca ALLAH'tan hayır beklemez. Mümin sadece ALLAH'tan korkar; münafık sadece ALLAH'tan korkmaz. Mümin dinini malından ve rahatından üstün tutar; münafık malını ve rahatını dininden üstün tutar. Mümin iyi işler yapar ve, 'Eksik oldu, yetmedi, kabul olunmadı.’ diyerek bunlardan dolayı ağlar; münafık kötü işler yapar ve bunlardan dolayı güler. Mümin halveti, sükûneti sever; münafık kalabalığı, gürültüyü sever. Mümin sağlam tohum eker ve yeşermemesinden korkar; münafık çürük tohum eker ve bol hasat bekler. Mümin yapmak (yapıcı olmak) için emir ve nehiylerde bulunur; münafık ise bozmak için emreder ve nehiy yapar."

Kendisiyle tartışılan kimse münafık veya kökten inançsız bir kimse ise, buna sevgi göstermek câiz olmadığı gibi, kendisiyle tartışırken kızmak ve hırçınlık göstermek de câiz değildir. Çünkü ALLAH Teâlâ, "Onlarla en güzel şekilde tartış." (Nahl, 125) buyurmuştur. En güzel şekilde tartışmak ise, karşı tarafı ikna etmeye çalışmaktır. İkna etmek ise kızmak ve kabalık etmekle değil, delil getirmek ve inandırıcı olmakla olur.

"Ağız bozukluğu ve ayıp şeyleri konuşmak münafıklık huylarındandır." (Tirmizî).

Yerine getirmeyeceğini bile bile söz vermek münafıklıktır. ALLAH Rasûlü (as) şöyle buyurmuştur: "Kimde dört sıfat bulunursa o tam bir münafıktır. Bu sıfatlar; yalan söylemek, yerine getirmeyeceği sözü vermek, barıştıktan sonra intikam almak, kavga ederken sınır tanımamaktır." (Müttefekun aleyh).

"Yalan söylemek, münafıklık huylarından bir huydur." (Müttefekun aleyh), "Yalancılıktan uzak durun. Çünkü o diğer günahlara da vesiledir. Ve bunların hepsinin yeri cehennemdir.

"Ey Nebî! Kâfir ve münafıklarla mücahede et ve onlara sertlik göster." (Tahrim, 9).

Hased, kinden dolayı hedef insanın nimet görmesine üzülmek, belâ görmesine sevinmektir. Bu hâl, münafıkların huyudur.

ALLAH Rasûlü (as) da şöyle demiştir: "Mümin gıpta eder. Münafık ise kıskanır."

Riya münafıklıktır. ALLAH Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Münafıklar, cehennemin en alt katındadırlar. Hiç kimse de yardım edip onları oradan çıkaramayacaktır." (Nisa, 145).

"Su, baklayı yeşerttiği gibi, şöhret ve mal düşkünlüğü de kalpte nifak (münafıklık) yeşertir.” (Hadis).

ALLAH Rasûlü (sa), münafığı ve münafıklığı şöyle tarif etmiştir: "Kimde dört huy bulunsa, o kimse hâlis (yüzde yüz) bir münafıktır. Kimde bu huylardan birisi bulunsa, onda münafıklığın dörtte biri vardır. Bu huylar; konuşurken yalan söylemek, söz verirken onu yerine getirmemek, kendisine güvenilmişken hainlik etmek (aldatmak), kavga ederken hak ve hukuka aldırmamaktır." (Müttefekun aleyh)

"Kâfir ve münafıklara itâat etme ve onların eziyetlerine katlanıp ALLAH'a tevekkül et. Vekîl 
olarak O yeterlidir." (Ahzâb, 48).

Münafıklar, peygamberimize "Sen gerçekten ALLAH’ın peygamberisin." dedikleri hâlde, "bunu kalpten söylemedikleri", yani niyet ve iradelerinde sıdk bulunmadığı için ALLAH Teâlâ onları yalanlamış ve şöyle buyurmuştur: "ALLAH şahittir ki, münafıklar yalan söylüyorlar." (Munafikûn, 1) Bu o demektir ki, dilde yalan iki türlüdür. Birincisi gerçeği çarpıtmak, ikincisi ise diliyle söylediği gerçeği kalbiyle tasdik etmemektir. Bu ikinci yalan, aynı zamanda münafıklıktır.
...
Kaynakça:



28 Ocak 2022 Cuma

Zihinsel Dönüşüm 280122:

Zihinsel dönüşüm; insanın prangalarından kurtulması, bağımsız ve özgür olması, taklitçiliği terk etmesi, değerleriyle barışması, çalışması, üretmesi, tembelliği terk etmesi, manen ve zihnen kalkınması, sadeliği tercih etmesi gibi her alanda olumluya dönmesi, güzel ahlaklı olması yaşam kalitesini attıracak her türlü davranışı sağlayacak olumlu düşünce yapısına kavuşması şeklinde tanımlanabilir. 

Aşağıda zihinsel dönüşüme ilişkin muhtelif tarihlerde alınan notlar, gözlem, tespit, analiz ve önerilerimiz yer almaktadır.

2021:
1.”Kasalarca kabak çöpe atıldı!” (basından). 

Çocuklarımıza öğretelim! hâl ilmini, helali-haramı, üretmenin zorluğunu, üretmeyi, iyilik yapmayı, merhameti, şefkati, israfı, doğruyu, çöpe neyin atılıp atılmayacağını, kısaca güzel ahlakı. Zihinsel dönüşüm şart!

2020:
2.Ülkenin kalkınmasına engel, batıya/dışa bağımlı tüm zihniyetler değişmelidir. Bunu kim taşırsa taşısın, zihinsel dönüşüm şart!

3.TV lerde; bazı emekli asker, akademisyen, gazeteci gibi yorumcuların, aklını neredeyse batıya teslim etmiş gibi, batıyı kutsayan, batıcı, NATO cu yada Ruscu yorumları üzücüdür. 

Yerli düşünen iha, siha vb yaparken, diğerleri ithal eder. 

Zihinsel dönüşüm şart!

4.Kadınları ağır fiziki yüklerin altına sokan zihniyet değişmeli. 

Ağır yük taşıyan (özellikle Karadeniz bölgesindeki) kadınların resimlerini görünce insanın yüreği sızlıyor. Bu yükleri, eşleri, oğulları, aileleri almalı, paylaşmalı. Eşi oğlu ailesi olmayanın yanında devlet durmalı, yol göstermeli.

5.İdlib için ateşkes sağlandı. Hayırlı olsun. Olumlu bir adımdır. 

Lakin tv lerde yorum yapan bazı prof, gazeteci, vb leri; bu ülkenin yaptığı iyi şeylere niçin bu kadar olumsuz bakıyor ve küçümsüyorsunuz? Ve niçin bu kadar kinlisiniz? 

Zihinsel dönüşüm şart! Yerli düşünce şart!

6.İzmir depremi vesilesi ile inşaatlardaki; hileler, hırsızlıklar, kağıt üstünde gerçekçi olmayan denetimler, enkaza gömülmeli, artık yeni bir zihniyetle hareket edilmelidir.

2019:
7.Bürokrasi sadece kamuda değil, her yerde, özellikle insanların beyinlerinde. Bir yetki alan, kolaylaştırayım yerine zorlaştırma derdinde. O halde önce insanların beyinlerindeki işi zorlaştıran nöronların ıslahı gerekiyor. Zihinsel dönüşüm şart!

8.Bu ülkenin kalkınmasına engel olan problemlerden birisi; Ülke insanının beyin olarak, Devletin ise sistem olarak "üretim ekonomisine" geçemeyişidir. Zihinsel dönüşüm şart!

9.Sadece siyasette (iktidar, muhalefet vb) değil toplumun tüm kesimlerinde, küçümsenemeyecek bir oranda liyakat (işini layığıyla), ihsanla yapmama problemi var. Bu husus insana yatırım ve zihinsel dönüşümle halledilmelidir.

10.Yemediğini başkasına satma, hatta üretme! Ürettiklerinden; kendisinin yemekten imtina ettiği ürünü başkasına satmayacak, hatta o tür ürünü üretmeyecek "ÜRETİCİ"lerin artması için; insana yatırım şart, zihinsel dönüşüm şart!

11.Muhalefet proje üretemiyor, toplumun değerleriyle çatışıyor, kalkınmaya katkı sağlayacak ciddi bir çıkışları yok, vizyon geniş değil, muhalefette de zihinsel dönüşüm şart.

2018:
12.Zihinsel dönüşümle, kamu başta olmak üzere her alanda sadelik tesis edilmesi, herkesin yararınadır.

13.Ülkemizde niçin üretim başarılarını değil de üretim başarısızlıklarını yazar, okur, dinleriz? Ve niçin üretimle ilgili başarılar değil de başarısızlıklar hikaye edilir? Başarı olmadığı için mi? Algı operasyonu mu? Üretim başarılarını duymak isteriz! Üretim için zihinsel dönüşüm şart!

14.Toplum ne ise tüm kurumlar da odur (onun türevidir); yasaması da, yargısı da, yürütmesi de, güvenlik güçleri de..! Niçin farklı sonuçlar bekliyoruz?

15.Bir sendikanın yurtdışı seyahatle ilgili haber, “Bu geziye katılan 19 kişiye, yarım harcırah olarak toplam 28 bin 500 dolar ödendi. Diğer tüm giderler sendika tarafından üstlenildi.”(basından). Sendika ağalığı dahil tüm stk lardaki ağalıklara son verilmeli zihinsel dönüşüm şart!

16.Hayatımızı SM'da; tartışarak ve birbirimize laf yetiştirmekle geçirmeyelim. Üreterek geçirelim.

17.“Para vermeyen vatandaşı bıçaklayan değnekçi serbest bırakıldı!” (Basından). 

Hakimler karar verirken empati/diğerğamlık da yapmalıdırlar! İhtiyaç varsa yasal değişiklik!

18.Üçüncü savaş gemisi üretildi... ve üretecek çooook şey var... övünecek iseniz üretimle övünün... üretin övünün... 

Yoksa "kimse" kılık-kıyafet içki-miçki gayri ahlaki konularla övünmeye kalkmasın. Zihinsel dönüşüm şart!

19.Devletin kurumları, ciddi konularla, faydalı icraatlarla gündeme gelmeli. Hiç bir kurum, lüzumsuz ve gereksiz konularla gündemi işgal etmemeli. Yazıktır, günahtır. Millete gereksiz maliyettir. Zihinsel dönüşüm şart!

2017:
20.Birbirini engelleyen değil destekleyen, üreten; insan ve kurumlar için zihinsel dönüşüm şart!

21.Bir medeniyetin alametleri; tüketimde, mimaride, eğitimde vb her alanda görünür. Geliniz zihinsel dönüşümü gerçekleştirelim ve medeniyetimizi tesis edelim!

22.Zihinsel dönüşümle medeniyetimizin alametlerini; ticarette ticari ahlak ile mimaride ise değerlerimize ve yaşam tarzımıza uygun bir mimari tarz ile tesis edelim.

23.Kalkınmanın göstergesi, tüketimde de ihtiyaç olan kadarı ile yetinmektir. İstiflemek değildir. Kalkınmak için zihinsel dönüşüm şart!

24.Hizmetler sektöründen ziyade, imalat, üretim, sanayi alanında yatırımların arttırılması beklenir. 

25.Tüketimde, ihtiyacı olan ile yetinen nesiller için zihinsel dönüşüm şart!

26.Tüketim merkezlerinin (avm'lerin) cazibesi kadar, üretim merkezlerinin de cazibesini arttıracak bir zihinsel dönüşüm olması beklenir.

27.Tüketmeyi, ama sadece tüketmeyi başarı zannedenler için zihinsel dönüşüm şart!

28.Zihinsel dönüşümün gerçekleştiği, boş söz, boş uğraş, boş gündemlerden uzak, her anlamda verimliliğin zirve yaptığı, kalkınmış bir toplum özlemi!

29.Zihinsel dönüşümle; "birlik, beraberlik, çalışma ve üretim" sağlandığında, toplumun pek çok problemi ortadan kalkacaktır.

30. Unutmayalım zayıf ve güçsüz bir topluma, öyle veya böyle, her güçlü toplum müdahaleye kalkışır. Zihinsel dönüşümle, çalışmak üretmek ve güçlü olmak zorundayız.

31.Güçlü bir topluma dışarıdan kimse müdahale edemez, etmeye kalkışması etkili olmaz.

32.Ayrıştırıcı noktalara değil, birleştirici noktalara yoğunlaşmak gerekir.

33.İstanbul'un nüfusunun artmaması için, İstanbul'a gitmekten feragat edilebilmeli! Sırf İstanbul'a gideceğim diye diğer illerdeki kaliteli hayatlar terk edilmemeli. Göçü önleyecek tedbirler de alınmalı! 

34.İşe girmek veya iş kurmak için 80 takla atanlar, işe girdikten veya iş kurduktan sonra vatandaşa 80 takla attırmaya kalkışıyorlar! İş ahlakında da  zihinsel dönüşüm şart!

35.Fiziki yapılar ne kadar mükemmel olursa olsun, hizmeti üreten, hızlandıran, kolaylaştıran insandır. İnsana yatırımla zihinsel dönüşüm şart!

2015:
36.Bir zihinsel dönüşüm olsun; tasarrufa, yatırıma, üretime, liyakata, güzel ahlaka, samimiyete, sadeliğe,... doğru.

2014:
37.Sanılanın aksine, düşük performansın büyük çoğunluğu, bir işi "YA-PA-MA-MAK-TAN" değil "YAP-MA-MAK-TAN" (yapamıyor izlenimi vermekten) kaynaklanır, doğru bir davranış değil! Zihinsel dönüşüm şart!(2014).
...
Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir:
1.Kalkınma 070122
2.Analizler-III (kalkınma) 111221
3.Üretim düşmanları 010121
4.Ön Yargılar (Ezber, kalıplaşmış, kopya yaklaşımlar) 201020
5.Zihinsel Dönüşüm Şart 280716: 





12 Mayıs 2019 Pazar

Oruç ayında satışma çabaları (I-120519, II-260616):

Oruç ayında sataşma çabaları (I-120519, II-260616):

Makalenin tamamı "Hayatın İçinden Analizler" isimli kitabımızda yer almaktadır.

7 Şubat 2019 Perşembe

Fitne-Fesat Kokan Başlıklar ve Paylaşımlar 131118:

Fitne-Fesat Kokan Başlıklar ve Paylaşımlar 131118:


Makalenin tamamı "Hayatın İçinden Analizler" isimli kitabımızda yer almaktadır.

Sosyal Medya Paylaşımları 270814:

Sosyal Medya Paylaşımları 270814:


Makalenin tamamı "Hayatın İçinden Analizler" isimli kitabımızda yer almaktadır.

TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...