22 Haziran 2025 Pazar

Darbeler 220625

Bu yazımızda "Darbe" kelimesini sözlükteki anlamlarından "Ülkede bir grup tarafından örgütlü bir biçimde silah zoruyla baskı kurularak veya seçim dışındaki demokratik usuller kötüye kullanılarak mevcut hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi" şeklinde olanı konu ettik.

Daha önce kaleme aldığımız* "Darbeler niçin yapılır, nasıl önlenir?" yazımızda ele alındığından darbe ile ilgili yapılan analizler burada tekrar edilmeyecektir.

Bu yazımızda Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde yapılan darbeler ve muhtıralara tarih sırasına göre özetlenmiş, akabinde önceki yazılarımızda yer almayan notlarımıza yer verilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğunda darbeler genellikle silahlı gücü elinde bulunduran Yeniçeriler, daha sonraki dönemlerde ise İttihatçı-Ordu işbirliği ile yapılmıştır. Saray darbesi veya sivil darbe olarak adlandırılanlar da vardır. 

Türkiye Cumhuriyeti dönemindeki darbeler, Osmanlı döneminde olduğu gibi yine ordu eliyle yapılmış bazen siyasiler veya siyasi partiler de aynen ittihatçı-ordu işbirliği ile yapılan darbelere benzer yöntemlerle darbe yapılmıştır.

Gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet döneminde yapılan darbeleri hatırlamak, çoğu birbirine benzer darbelerin önlenmesi için tedbir yollarını da gösterecektir. 

Dış kaynaklı yönlendirmeler, darbe ortamı oluşturulması vb konularda istihbarat ve ona göre tedbir almak son derece önemlidir. 

Ancak asıl önleyici tedbir ülkenin maddi ve manevi olarak kalkınması olacaktır.

A. Osmanlı İmparatorluğunda darbeler: 

Osmanlı'da "askeri darbe" modern anlamda olmasa da, özellikle Yeniçeriler aracılığıyla birçok kez padişahların tahttan indirildiği olaylar yaşanmıştır:

1. 1622 yılında, yeniçeri ocağının kaldırılacağı gerekçesi ile Yeniçeri Ocağı tarafından II. Osman (Genç Osman) tahttan indirilerek öldürülmüştür.

2. 1687 yılında askeri başarısızlıklar ve ekonomik sebeplerle IV. Mehmet’in tahttan indirilmiştir.

3. 1807 yılında Nizam-ı Cedid reformları sebebiyle Yeniçeriler (Kabakçı Mustafa İsyanı) III. Selimi tahttan indirerek öldürmüşlerdir.

4. 1826 yılında karşı darbe ile II. Mahmud Yeniçeri Ocağını kaldırmıştır (Vaka-i Hayriye). Bu olay doğrudan bir darbe değil, tersine askeri güce (Yeniçerilere) karşı devlet darbesidir.

5. 1876'da Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve yerine V. Murat'ın geçirilmesi bir saray darbesi olarak değerlendirilir.

6. 1908 yılı II. Meşrutiyet’in İlanı (İttihatçı Müdahalesi): İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC), II. Abdülhamid'e karşı bir tür darbe niteliğinde hareket etmiştir. İttihat ve Terakki Cemiyeti, Meşrutiyet rejiminin yeniden ilanı için baskı kurdu. Makedonya’da bulunan subaylar (özellikle Enver) dağa çıkarak isyan başlattı. II. Abdülhamid, baskılara dayanamayarak 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’i ilan etti. Bu olay modern anlamda bir "askeri darbe" olmasa da, dönemin koşullarında siyasi bir rejim değişikliği yarattığı için bu şekilde değerlendirilebilir. Bu olay, asker-sivil bürokrasi içindeki örgütlü bir yapının, padişaha siyasi bir sistem değişikliği dayatmasıdır. Rejimin otokratik yapısı kırılmış, parlamenter sistem yeniden canlandırılmıştır.

7. 1909 yılı, 31 Mart Vakası ve Abdülhamid’in Tahttan İndirilmesi: II. Abdülhamid’in Meşrutiyet’i ilan etmesine rağmen muhafazakâr çevreler (özellikle asker içindeki "alaylılar") bu sisteme karşı ayaklandı. Bu isyanın bastırılması için Selanik’ten gelen Hareket Ordusu, isyanı bastırdı. Ardından, II. Abdülhamid tahttan indirildi (27 Nisan 1909). Hareket Ordusu Komutanı Mahmud Şevket Paşa ve üyeleri arasında Mustafa Kemal (Atatürk) de yer alıyordu. İttihat ve Terakki Cemiyetinin desteğiyle yapılmıştır. Bu da dolaylı bir askerî müdahaledir. Tahttan indirme doğrudan bir rejim dayatmasıdır. Sonrasında İttihat ve Terakki devlete tamamen hâkim oldu; 1913 Bab-ı Âli Baskını ile tek parti yönetimine geçildi.

8. 1913 yılı, Bab-ı Âli Baskını (Gerçek Bir Darbe). 23 Ocak 1913'te Enver Bey ve Talat Paşa öncülüğündeki İttihatçılar, silahlı olarak Bab-ı Âli’yi bastı. Sadrazam Kamil Paşa silahla tehdit edildi ve istifa etti. Hükümet zorla İttihatçılar tarafından ele geçirildi. Bu olay, tam anlamıyla bir askerî darbe olarak kabul edilir. Osmanlı tarihinde meşru hükümete karşı yapılmış ilk doğrudan silahlı baskın ve iktidar devridir.

B. Türkiye Cumhuriyeti'nde darbeler ve muhtıralar, genellikle ordu merkezli siyasi müdahaleler olarak gerçekleşmiştir:

1.27 Mayıs 1960 Darbesi: Türk Silahlı Kuvvetleri, Demokrat Parti hükümetini devirerek yönetimi ele aldı. Başbakan Adnan Menderes ve bazı bakanlar idam edildi. Yeni bir anayasa hazırlandı (1961 Anayasası).

2.12 Mart 1971 Muhtırası: Ordu, Süleyman Demirel hükümetine muhtıra vererek istifa ettirdi. Siyasi kaos ve sol-sağ çatışmalarına müdahale amacıyla yapıldı, ancak doğrudan yönetim ele geçirilmedi.

3.12 Eylül 1980 Darbesi: Kenan Evren liderliğindeki ordu, siyasi istikrarsızlığı ve terörü gerekçe göstererek yönetimi ele aldı. Siyasi partiler kapatıldı, 1982 Anayasası kabul edildi.

4.28 Şubat 1997 Postmodern Darbe: Refah-Yol hükümetine karşı ordu, medya ve sivil toplumun desteğiyle baskı uyguladı. Necmettin Erbakan istifa etti, ancak doğrudan askeri yönetim kurulmadı.

5.27 Nisan 2007 E-Muhtıra: Genelkurmay, Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale ederek bir bildiri yayımladı. Hükümet bu muhtırayı tanımadı ve süreç sivil irade lehine sonuçlandı.

6.15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi: FETÖ bağlantılı bir grup asker, hükümeti devirmek için darbe girişiminde bulundu. Halkın ve hükümetin direnişiyle başarısız oldu, yüzlerce kişi hayatını kaybetti.

C. Darbe ile ilgili bazı notlarımız.

2016:
1.Şimdi sıra, istihbaratı, bilgi ve belgeleriyle darbe girişimini planlayan üst akılı köşeye sıkıştırma zamanıdır.

2.Bazı emekli askerlerin söylemleri İttihatçıları hatırlatıyor ve öngörülerinin de ne kadar kıt olduğunu da gösteriyor. Sadece bir kızgınlıkla söylenmiş sözler gibi. Ya bunlar karar merciinde olsalardı. Mazallah!  

"HDP ye bakanlık verilebilir" (17 May 2021), "Onları iktidardan indirin bakın biz onları nasıl yargılıyoruz" diyen başsavcılar var (14.09.2018), "Genelkurmay’daki bu yüzde 10’luk yapı, darbe yapabilir mi? "Ben buna güler geçerim". (23 Mart 2016)!


2018:
4.İnsanımız (bürokrat, siyasetçi, tüccar, yargıç, asker, çiftçi, öğrenci vb) eyyamcılığı terk edip, üretime yöneldikçe Ülke hızla kalkınacak, darbelere fırsat doğmayacaktır.

2019:
5.Kendi işi olmayan işleri, birilerinin yapmaya kalkışmasıdır 27 Mayıs. Bu sebeple sonuçları da acı olmuştur. Asker askerliğini, siyasetçi siyasetini, hülasa herkes kendi işini yapmalı ve bunu en iyi bir şekilde yapma gayreti içinde olmalıdır.

6.Türkiye'de 15 temmuz 2016 darbe girişiminin önlenmesi Bolivya'ya da örnek olmuş! Batının (ABD) darbe politikaları ters tepiyor gibi. Ülkeler bilinçlendikçe Batı'nın kandırmaca (fitne-fesat) politikaları da sökmeyecektir.

2021:
7.Yiğit bir Hacer ana, Diyarbakır HDP il binasına varıp evladını PKK nın elinden kurtarmış, Diyarbakır anneleri de aynı yerde nöbette iken, Ordu'dan emekli birileri, HDP ye bakanlık verileceğini nasıl dillendirir? İktidara gelmek için her şey mübah, yaklaşımı mı bu! Ya sonrası!

2022:
8.Burkino Faso da darbe girişiminde Fransa'nın adı geçiyor. Sömürge bitince darbe!

2023:
9.İttihatçılar Devleti askeri eksene çektiler, devletin ekseni tekrar adalet olmalıdır! Asker; askerlik işiyle uğraşmalı, siyasetten uzak durmalıdır. Kimse ABD ve batının fitnelerine alet olmamalıdır! Ülke olarak güçlü olmak zorundayız!

10.ABD yardım kozunu kullanarak, çeşitli yaptırım konularıyla tehdit ederek, darbe vb şekillerde ülkeleri zorla kendi tarafına mı çekiyor?

2024:
11.İttihatçıların ASKERİ eksene çektiği Devlet, tekrar ADALET eksenine çekilmelidir. Teğmenler dahil, rütbesi ne olursa olsun her asker ve herkes, kendi asli işiyle uğraşmalı ve işini geliştirmek için çalışmalıdır!

12.Darbeciler her zaman ağa babalarının döşediği raydan gittiler! Ağa babaları darbecileri koruyor/şemsiye oluyorlar. Bunlardan öne çıkan iki ülke; ABD ve Almanya'dır. Batı Türkiye'nin dostu değildir! Hiç de olmamıştır!

13.ABD elçisi Jeff Flake'in 15 temmuz 2016 ile ilgili açıklamaları samimiyetten uzaktır! Adete toplumun aklıyla dalga geçmektedir. Haber kanallarının bunu ballandırarak vermelerini doğru bulmuyorum, kale alınacak bir yönü yoktur! ABD Türkiye'nin dostu değildir!

14.ABD destekli 15 temmuz 2016 başarısız darbe girişiminden sonra, muhalefeti bir masa etrafında bir araya getirerek, güdümlü yönetim oluşturmak isteyen Biden, artık aday değil, hatta Biden'li ABD yönetimi SOS veriyor!

15.O teğmenler hakkında gereği yapılmalıdır! Darbe çağrışımı yapan hiçbir şeye müsamaha gösterilmemelidir! Herkes işiyle uğraşmalı, işinde başarı ve ürünleriyle gündeme gelmelidirler. Ülkenin ekseni asker değil ADALET olmalıdır.

2025:
16.27 Nisan 2007'de Genel Kurmayca verilen e-muhtıra demokrasi tarihinde kara bir lekedir, hükümet 28 Nisan'da cesur bir karşılık vermiştir. Vesayetçi tüm askeri ve sivil darbeleri unutmamak ve tedbir almak gerekir.

17.Ülkemizin yakaladığı kalkınma hamlesini, artık darbeler ile engelleyemeyen Batı, bunu ALGI MUHALEFETİ ile engellemeyi denemektedir. İstihbarat ve tedbir gerek!
...

*Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Darbe! Niçin Yapılmak İstenir? Nasıl Önlenir? 220716*
2.Darbeyi Önleyen Halkın Mesajları 090816
3.104 Emekli, Bildiri ve Analizi 050421
4.ABD ve Batı’nın Emelleri! 250521
5.İttihatçılar (İTC, İTF) 121221
6.Osmanlıda ve Türkiye Cumhuriyetinde Anayasalar 291221
7.Osmanlı İmparatorluğunda Seçimler ve Meclisler 290821
8.İstihbarat! 090822
9.Toplum, halk, millet 011222
10.ABD ve Batı 111023




20 Haziran 2025 Cuma

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 200625

Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanını tekrar okudum! Okuduğum baskısı Ötüken yayınlarının 2000 yılı basımı ve bu kitap 33. kez basılmış. Üzüldüm!

Çünkü; romanda İslami hiçbir şey yok. Sanki romana konu ettiği bu ülke insanlarının İslami hiç bir yaşantıları yok, İslam'dan uzaklar, ne bir selamlaşma (selamünaleyküm) var, ne besmele var, ne abdest var, ne namaz var, yani İslamı çağrıştıracak hiç bir iz, hiç bir işaret yok. Veya bunlardan bahsetmek sanki yasak! Sanki İslamı hayatımızdan çıkarmak için verilen çabanın bir örneği! Kitaplardan da çıkarmışlar! 

Ama roman kahramanı, sözlenme aşamasındaki akrabasının/yengesinin kızı ile odasında hatta yatağında yalnız kalıp tekrar tekrar öpüşebiliyor. Ve yazar bu sahneleri maalesef detaylıca betimliyor. Daha ileriye de gidebilirmiş ama bunu yapmıyor güya dürüstlük sergiliyor. Ve bu durum Romanda bu durum çok normalmiş gibi işleniyor. Masum bir aşk diye de pazarlanıyor!

Yazarın Fransızca bildiğini romanına serpiştirdiği Fransızca sağlık terimlerinden anlaşılıyor. Ayrıca yazarın batıdan/Fransa'dan etkilendiği çok açık ve batı/Fransız hayat tarzını Türk usulü hayat tarzı gibi kitabına konu etmiş. 

Ve bu kitap Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaöğretim öğrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser listesinde yer alıyor. 

Peki bu romanı okuyan "orta öğretim öğrencileri" etkilenmez mi? Elbette etkilenir! Hele hele ilmihal bilgileri yoksa, o tavırları normal zanneder ve belki de hayatına tatbik etmek ister. Daha gencecik insanlara nikahsız birliktelikler aşılamanın bir anlamı var mı?

Kitabın ahlaken vereceği tahribatı koskoca milli eğitim camiasından fark eden kimse olmamış mı? Talim Terbiye Kurulu, danışmanlar, bürokratlar eğitim ordusu bunları dikkate almaz mı? Bu tür kitapların okullarda okuyun diye önerilmemesi gerekir! Hatta bu kitabın Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaöğretim öğrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser listesinden çıkarılması önerilir.

Aynı hisleri Sebahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sında bu kez Alman versiyonu olarak, yine nikahsız birlikteliklerin hikaye edildiğini görmüştüm ve aynı eleştirel durumu o kitap için de tekrarladığımı belirtmek isterim.

Öğrencilere milli ve manevi değerleri işleyen, çalışmayı, araştırmayı, üretmeyi, analiz etmeyi, sorgulamayı aşılayan, öğreten kitapların önerilmesi gerekir!

Değerlerimize uygun kitapların (roman, hikaye vb)  çokça yazılması gerektiğini bir kez daha anladım. Necip Fazıl gibi yazarların ne kadar değerli olduklarını da anladım!

Maddi ve manevi kalkınma dileklerimle...

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.ÜLKE'DEKİ BAZI TEMEL PROBLEMLER 250425
2.Evlilik ve Aile 240425
3.TV Yayınları-II: 180425
4.Sessiz Reformlar ve İtibarsızlaştırma Söylemleri 140824
5.Ön Yargılı ve Müzmin Muhaliflik Tavırları 301023
6.Rejimler; Krallıklar, Cumhuriyetler ve Türkiye Yüzyılı 291023
7.ABD ve Batı 111023
8.AKIL 140923
9.Fitnecilik, Fesatçılık, Psikolojik Harp! 090923
10.Değer, Kıymet 061122
11.Evlilik üzerine 111022
12.İlim Pazarından Alışveriş 220422
13.Değerlerimize yabancılaşanlar, yabancılaştıranlar! 110322
14.İnsana yatırım 030122
15.Değerler ekonomisi modeli! (öneridir) 071221
16.ABD ve Batı’nın Emelleri! 250521










TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...