29 Aralık 2021 Çarşamba

Osmanlıda ve Türkiye Cumhuriyetinde Anayasalar 291221:

Osmanlı Devletinde 1808 yılındaki senedi ittifaktan başlayıp Cumhuriyet döneminde günümüze kadar anayasa ve temel yasa çalışmalarının özetleri aşağıdadır. Özetlerde anayasalarda ön plana çıkan hususlar görülebilmektedir. Yeni anayasalarda "öncelik verilmesi gereken konularda" da fikir verecektedir.
Misal, Osmanlı da halk hangi dine mensup olursa olsun, dininin gereklerini serbestçe yaşayabiliyordu.
Kıyafetinden hangi dine mensup olduğu da anlaşılabiliyordu.
Bir çatışma yoktu! Kendi inanç ve törelerine göre giyinebiliyordu!
Kimse inancından dolayı yadırganmıyordu!
Ta ki II Meşrutiyetin ilanına kadar! II. Meşrutiyetin ilanıyla laiklik fiilen uygulanmaya başlandı 1937 de de Anayasaya girdi.
...
Aşağıda geçmişten günümüze uygulanan anayasalara ilişkin özet bilgiler yer almaktadır (1808-2021). Bu bilgiler; anayasalarda ön plana çıkan hususlar, vesayetler ile "nasıl bir anayasa?" konusunda fikir verecektir!
...
1. Sened-i İttifak 1808:
Osmanlı Devleti ile yerelde gücü elinde bulunduran Ayanlar arasında imzalandı.
Bu anlaşma ile Ayanlar'a hukuki statü verildi ve padişahın otoritesi kısıtlandı.
Merkezi otoriteye karşı ortaya çıkan krizler karşısında Ayanlar padişahı destekleyecekti.
...
2. Mecelle (Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye): 1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuk (medeni hukuk) kuralları kodeksidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yarım yüzyılında şer'i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır. Bir giriş 16 bölümden oluşur ve 1851 madde içerir.
...
“1840’ta ceza alanında yasalaşmanın temini için bazı maddeleri Fransız Ceza Hukukundan alınan Ceza Kanunu kabul edildi. 1850 yılında Ticaret Kanunu çıkarıldı. “
...
3. Kanuni Esasi: 23 Aralık 1876’da Beyazıt Meydanı'nda Çorluluzade Celaleddin Paşa tarafından okunarak ilân olunan Kanun-u Esasi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk temel yasası olması ve buna dayanarak meclisli bir dönemin başlamış olması nedenleri ile ilk anayasal dönem olarak kabul edilmektedir.
...
II. Meşrutiyet: Sultan Abdülhamit 1908’de II. Meşrutiyet’i ilan etti.
1909’da yaşanan 31 Mart Vakasının sonucunda İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) Sultan Abdülhamit’i tahtan indirdi.
Kanuni Esasi’de revizyon yapılarak padişahın yetkileri sınırlandırıldı.
İTC’nin yönetiminde ülke büyük toprak kayıpları yaşadı.
...
4. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu veya 1921 Anayasası, 1924 Anayasası'nın ilkelerini belirlemiş; 85 numaralı ve kabul tarihi 20 Kânun-ı Sani 1337 (20 Ocak 1921) olan 23 madde ve bir ayrık maddeden oluşan kısa ve "çerçeve anayasa" niteliğinde bir belgedir. 1921 anayasası, 1908'de yeniden yürülüğe girmiş Kânûn-ı Esâsî’yi geçersiz kılmamıştır.
...
5. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu veya 1924 Anayasası, 20 Nisan 1924'te yürürlüğe girdi, 1921 tarihli Teşkîlât-ı Esâsiye Kanunu'nu yürürlükten kaldırmıştır. Atatürk ilkeleri de denilen altı ilkenin eklenmesi, devletin dininin İslam olduğuna dair ibarenin kaldırılması (1928) ve kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilmesi gibi birkaç önemli değişiklikle 1961'e dek yürürlükte kalmıştır. Laiklik ilkesi 5 Şubat 1937 de anayasaya girmiştir.
...
“Din dersleri 1933'te okul programlarından çıkarıldı. 1949'da ilköğretim, 1956'da ortaöğretim programlarına "seçmeli ders" olarak yeniden konuldu. Din dersleri 1982 Anayasasının 24. Maddesi ile ilk ve ortaöğrenim kurumlarında zorunlu dersler arasına girdi.”
...
6. 1961 Anayasası:
Yeni anayasa ile Parlamento ve Senato olmak üzere iki meclisli sisteme geçildi.
Yasama yetkisi hem TBMM hem de Senato'ya ait.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi kabul edildi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kuruldu.
Anayasa Mahkemesi kuruldu.
Sendikalara toplu sözleşme ve grev izin verildi.
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) anayasal bir kurum haline getirildi.
Devlet Planlama Teşkilatı kuruldu.
Temel haklar genişletildi ve sosyal devlet ilkesi kabul edildi.
Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Uyuşmazlık Mahkemesi gibi yüksek mahkemeler tek tek düzenlendi.
...
7. 1971 darbesi sonrası anayasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 1971-1973 yıllarında yapılan değişiklikler ile:
Bakanlar Kuruluna, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi verilmiştir.
Temel haklara bazı sınırlandırmalar getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesine iptal başvurusu yapacak mercilere sınırlandırma getirildi. AYM, değişiklikleri sadece şekil yönünden denetleyebilecek.
Askeri Yüksek İdari Mahkemesi kurulmuştur.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kuruldu.
TRT’nin özerkliği kaldırılmış ve Üniversitelerin özerkliği sınırlandırılmıştır.
Anayasada yapılan değişiklikle memurların sendika kurma hakkı kaldırılmıştır.
Askerin siyaset üzerindeki etkisi artmış ve Üniversitelerin özerkliği zayıflamıştır.
...
8. 1982 Anayasası:
Süleyman Demirel hükümeti feshedildi.
Siyasiler tutuklandı ve siyasi partiler kapatıldı.
Cumhuriyet Senatosu kaldırıldı. Tek meclisli sisteme geri dönüldü.
Cumhurbaşkanına geniş yetkiler verildi.
Bir önceki anayasaya göre insan odaklı bakış devlet merkezli bakışa kaymıştır.
Ordunun rolü güçlendirildi.
Seçmen yaşı 18’e düşürüldü.
Devlet Denetleme Kurulu kuruldu.
...
9. 1987 Anayasa referandumu ve değişiklikler:
Özal yasakların sürmesinden yana tavır sergiledi. Muhalefet ise yasakların kaldırılmasını istedi.
Anayasa değişikliği halkın yüzde 50,16’sı tarafından kabul edildi.
Geçici 4. Madde kaldırıldı. Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş ile ilgili yasaklar kalktı.
75. maddenin yeniden düzenlemesiyle 400 olan milletvekili sayısı 450'ye çıkarıldı.
Seçmen yaşı 19’a indirildi.
Anayasa'nın 67, 75. ve 175. maddeleri yeniden düzenlendi.
...
10. 1995 değişiklikleri:
1995’te TBMM’de yapılan değişiklikler şu şekildedir;
Milletvekili sayısı 450’den 550’ye çıkarıldı.
Oy kullanma yaşı 18’e düşürüldü.
Anayasanın başlangıç bölümünde değişiklik yapıldı.
Memurlara sendika kurma özgürlüğü tanındı.
İşçi ve kamu görevlilere iş sözleşmesi hakkı verildi.
Cezaevlerindeki tutukluların oy kullanmasına imkan verildi.
Yasam yılının başlangıcı Eylül yerine Ekim olarak değiştirildi.
Anayasanın 52. Maddesi yürülükten kaldırıldı.
...
11. 1997 Postmodern darbesi 28 Şubat ve vesayet mekanizması:
İrtica ve laiklik tartışmaları öne çıkarıldı.
Vesayet mekanizması güçlendi.
Meşru hükümete baskı yapılarak istifaya zorlandı.
Medya, bürokrasi ve ordu işbirliği yaptı.
1999'da yapılan anayasa değişikliği ile DGM'nin asker üyelerinin yerine sivil yargıçlar atandı.
...
12. 2000’li yılların başında gerçekleşen anayasa değişiklikleri:
1999 yılında Helsinki’de gerçekleşen zirvede AB’nin Türkiye’yi aday ülke ilan etmesi ile birlikte, içeride demokratikleşme yönünde önemli adımlar atılmaya başlandı. Türkiye, 1999 yılından itibaren AB müktesebatına uyum çalışmaları kapsamında birçok reform yaptı. Bu çerçevede;
3 Ekim 2001 tarihinde anayasada altı değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler AB müktesebatına uyum çalışmaları çerçevesindeki en kapsamlı değişiklikler oldu.
Yapılan düzenleme ile anayasanın 13, 14, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 34, 36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66, 67, 69, 74, 86, 87, 89, 94, 100, 118. ve 149. maddeler ile geçici 15. maddede değişiklik yapıldı.
AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra 26 Aralık 2002’de yapılan düzenleme ile anayasanın 76. ve 78. maddelerinde değişikliğe gidildi.
2004 yılında ise AB müktesebatına uyum çalışmaları çerçevesinde Anayasa’nın 10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131. ve 160. maddelerinde değişiklik gidildi ve 143. Maddede yer alan DGM’ler kaldırıldı. Basın özgürlüğü konusunda yeni reformlar yapıldı. 2005’te ise Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) üye seçimine ilişkin yeni bir düzenleme yapıldı. 13 Ekim 2006 tarihinde yapılan değişiklikle kapsamında ise 76. Maddede yer alan milletvekili seçilme yaşı 30’dan 25'e indirildi.
...
13. 2007 referandumu ile ne değişti?
Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesinin önü açıldı. (Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014 yılında halkoyu ile seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu)
Cumhurbaşkanlığı seçimleri 7 yıldan 5 yıla indirdi.(Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için geçerli değildi.)
''Seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerin 11. Cumhurbaşkanı seçiminde uygulanmasına imkan tanıyan'' Geçici 18. madde Anayasa metninden çıkarıldı.
''Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin getirilen yeni düzenlemelerin 11. Cumhurbaşkanı seçiminde de uygulanmasını'' öngören Geçici 19. madde Anayasa metninden çıkarıldı.

4 yılda bir yapılan seçimlerin süresi 5 yıla çıkarıldı.
...
14. 2010 referandumu ile ne değişti?
HSYK’nın yapısı değişti. HSYK 22 asil ve 12 yedek üyeden oluşacak, 3 daire halinde çalışacak. Adalet Bakanı Kurul’un başkanı, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurul’un doğal üyesi olarak kalacak. 4 üyeyi Cumhurbaşkanı hukukçular ve avukatlar arasından atayacak. Yargıtay’dan 3 üye, Danıştay’dan 2 üye, Türkiye Adalet Akademisi’nden 1 üye seçilecek.
AYM’ye bireysel başvurunun önü açıldı.
Memur ve diğer kamu görevlilerine toplu görüşme hakkı verildi. Memurların toplu sözleşmesinde son karar sahibi Bakanlar Kurulu değil, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu olacak.
Anayasal düzene karşı suç işleyen, darbe yapan veya darbe girişiminde bulunan askerler, sivil mahkemelerde yargılanacak.
Obdusmanlık (Kamu Denetçiliği Kurumu) kuruldu.
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, özürlüler, şehitlerin dul ve yetimleri ile gazilere pozitif ayrımcılık getirildi.
...
15. 2017 referandumu neler getirdi?
Bu referandumla Başbakanlık kaldırılarak, halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanının olduğu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Anayasada bu değişikliğe uygun uyarlamalar ve düzenlemeler yapıldı. Önemli değişikler;
“Bağımsız olduğu zaten belirtilen mahkemeler için ayrıca "tarafsız" ibaresi eklendi.”
“Türkiye Büyük Millet Meclisindeki koltuk sayısı 550'den 600'e yükseltildi.”
“Milletvekili seçilme yaşı 25'ten 18'e indirildi”
“Meclis seçimleri süresi dört yıldan beş yıla çıkarıldı.”
“Cumhurbaşkanı adayı olacak kişiler son yapılan seçimlerde tek başına veya başka bir partiyle birlikte en az %5 oy almış partiler tarafından veya 100 bin seçmen tarafından aday gösterilebileceği belirtildi.”
“Cumhurbaşkanı hem devletin hem de hükûmetin başı ilan edilerek başbakanlık kaldırıldı.”
“Cumhurbaşkanının bir suçtan dolayı sorgulanabilmesi için meclisteki milletvekili tam sayısının beşte üçünün oyunun gerektiği şartı getirildi. Ayrıca cumhurbaşkanının Yüce Divan'a gitmesi için tam sayının üçte ikisinin sağlanması kararlaştırıldı.”
“Cumhurbaşkanına kendisine bir veya birden fazla yardımcı atama yetkisi verildi.”
“Cumhurbaşkanının kendisine ve meclisin üye tam sayısının beşte üçüne seçimleri yenileme hakkı verildi.”
“Cumhurbaşkanına olağanüstü hâl ilan etme yetkisi ve meclise bunu onaylama, süresini uzatma veya kaldırma yetkisi verildi.”
“Cumhurbaşkanın bütün işlemlerine yargı yolunun açık olduğuna yer verildi.”
“Savaş durumu olmadığı sürece disiplin mahkemeleri dışında askerî mahkeme kurulmasına son verildi.”
“Anayasa Mahkemesi'ndeki 17 olan üye sayısı 15 olarak değiştirildi.”
“Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı "Hâkimler ve Savcılar Kurulu" olarak değiştirildi, üye sayısı 22'den 13'e, daire sayısı üçten ikiye düşürüldü.”
“Cumhurbaşkanına bütçe kanun teklifi hazırlama ve meclise sunması gerektiği kararlaştırıldı.”
“Özellikle hükûmetin yetkilerinin cumhurbaşkanına geçmesini içeren değişiklikler olmak üzere anayasanın bazı maddelerinde yukarıda sıralanmış maddelere uyum sağlamak için değişiklikler yapıldı.” #anayasa




27 Aralık 2021 Pazartesi

Fiyat indirimine direnç ve bu konuda yapılabilecekler!271221:

Fiyatlar indirilmeli!
Kur artışı gerekçesiyle zam yapan marketler ve dahi tüm piyasalar, fiyat indiriminde gayet isteksiz!
*Tamam haksız zammı geri almayan "fırsatçılar" denetlensin!
*Ama "İyiler"de fiyat indirimi yapsın!
*Tüketici de dişini sıksın, fiyatlar düşene kadar zorunlu ihtiyaçlar dışında alışveriş yapmasın!
.
En küçük ekonomik krizde devlet desteği isteyen, açıklamalar yapan #TESK, #TOBB #TÜSİAD gibi #STK lar, üyelerinin döviz kuru yükseldiği gerekçesiyle yaptıkları zammı, kur düştüğü için indirmeleri yönünde çağrılar yapsalar ya! (#MÜSİAD ve #Memur-sen yaptılar, diğerleri de yapmalı!)
.
Tüm ekonomik aktörlerin işin bir ucundan tutarak, fiyatların dengesini bulması, fiyatlarda istikrarın sağlanması ve fiyatlarda güven ortamının oluşmasına katkı sağlaması herkesin yararınadır! Elbirliği ile çözüme gidelim!
#fiyatindirimi



Vergi reformu 271221:

Vergi, kamu hizmetlerine harcanmak üzere hükûmetin veya yerel yönetimlerin yasalara göre herkesten doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan topladığı paraya verilen isimdir.

Vergiler doğrudan veya dolaylı vergiler olarak ikiye ayrılır. 

Vergi adaleti açısından doğrudan vergilerin yani gelire göre ödenen vergi ile dolaylı vergilerden yani o ürün veya hizmetten yararlanan herkesin eşit oranda ödediği vergilerden fazla olması beklenir.

Dolaylı vergiler toplanması kolay vergilerdir ve oturmamış sistemler daha çok bunu tercih eder.

Dolaysız vergilere baktığınızda, vergisi kaynağında kesilenlere göre, yaşantı ve harcamalarına göre çok az veya hiç vergi ödemeyen önemli bir kesim bulunmaktadır.

Vergi reformu bir ihtiyaç olup, bu reformun; vergi adaleti açısından çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınması, rant artışlarının vergilendirilmesi, verginin gönüllü olarak ödenmesinin sağlanması, verginin tabana yayılması, vergi oranlarının gözden geçirilmesi, vergiden kaçınmayı değil de gönüllü olarak ödemeyi teşvik edecek oranların tercih edilmesi, vergi mevzuatının sadeleştirilmesi, vergi çeşitlerinde (200'ü aşkın vergi türü) sadeleştirme yapılması, vergi muafiyet ve istisnalarının azaltılması gibi konuları kapsamalıdır. 

Bunlar sağlandığı takdirde kayıt dışılık azalacak, biri resmi diğeri özel olarak tutulan iki muhasebe sistemi bire düşecek, vergiden kaçınmak için türlü yollar terk edilecek, en az vergi ödeten hesapçılara ihtiyaç kalmayacaktır.

Aşağıda vergi reformu ile ilgili muhtelif tarihlerde alınan notlara, gözlem, tespit, analiz ve önerilere yer verilmiştir:

2021:
1.Yıllar öncesinden önerdiğimiz dört ayaklı kalkınma formülümüz: insana yatırım, yargı reformu, vergi reformu, üretimle büyüme.

2.Vergi reformu için formül belli; mevzuatta sadelik ve basitlik, uygulamada kolaylık, uygulayıcıda da aynı yönde davranış.

3.Vergi oranları çok yüksek, oranlar vergi reformu ile gönüllü olarak ödenecek seviyelere çekilmelidir.

4.Parça parça düzenlemeler, yerine özellikle dar gelirlinin ödediği her vergiyi, gönüllü ödenebilir seviyelere çekecek "vergi reformu" gerekli.

5.Dikkat! VUK kaynaklı vergi ve cezaların "yeniden değerleme oranı (YDO) oranında artırılması" uygulaması gözden geçirilmelidir. Psikolojik zam ve enflasyon arttırıcı ve tetikleyici etkisi vardır!

YDO oranında maktu vergi, harç vb arttırılması uygulanmasına, enflasyonist etkisi sebebiyle son verilmelidir.

2020:
6.Vergi ve yargı reformu, kalkınmanın ve refahın önünü açacaktır.

7.Vergi ve yargı reformları ile üretime dayalı büyüme; maddi ve manevi kalkınmamızı hızlandıracaktır.

8.Vergilerin piyasayı bozucu değil, piyasaya yapıcı etkileri olmalı. Yeniden değerleme oranı (YDO) uygulaması ve vergi yükünün enflasyonu tetikleyici etkisi olmamalı. Üstelik sektörler ve piyasalar hala beklenti içindeyken.

9.Dünyada petrol fiyatlarındaki düşüş, benzin ve mazot fiyatlarına yansıtılmalıdır. Benzin ve mazota; vergi geliri gözüyle bakılmamalıdır.

10.Çevreyi gözeten hybrd/elektrikli araçların daha çok talep edilmesi için vergisel boyutuyla da teşvik edilmeli. Oysa MTV de cezalandırılıyor. Vergisel teşvik 7061 sayılı yasada MTV'ne yansıtılmalı.

2019:
11.Reform paketlerinde; insana ve güzel ahlaka vurgu yapılmalı ve bu konudaki yatırımlara yer verilmeli, çünkü reformları başarıyla gerçekleştirecek olanlar güzel ahlaklı insanlardır.

12."263.1. Gelir ve kurumlar vergilerini tek bir kanunda birleştiren, vergi tabanını genişleten, vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırım ve üretimi destekleyen Gelir Vergisi Kanununun yasalaşması sağlanacaktır. " (11.kalkınma planı).

13.Vergi oranlarının arttırılmasından ziyade (gönüllü) ödenebilir seviyelere çekilmesi önerilir. Aksi takdirde maksat hasıl olmaz, yine dolaylı vergilerle iş yürür ve vergi adaleti başka bahara kalır, ayrıca vergi ödememek için türlü yollara başvurulur.

14.Vergi düzenlemeleri; gelir dağılımı eşitsizliğini arttırmamalıdır, toplam vergilerde ki dolaylı vergilerin payını azaltmalıdır, vergiden kaçınmaya sebep olacak yüksek oranlarda değil gönüllü ödemeyi sağlayacak makul oranlarda olmalıdır.

15.Toplanan vergilerde "dolaylı vergilerin payının azaltılması", "doğrudan tahsil edilmesi gereken vergilerin payının arttırılması" vergi adaletinin gereğidir, yani gelire, kazanca göre vergi.

16.“Milyoner sayısı 200 bini aştı” (basından). Sayıları artsın, artsın da; mevzuatı basit, ödenebilir oranlarda, dolaylı vergilerin az, doğrudan vergilerin daha çok olduğu, herkesin gönüllü olarak vergisini ödeyeceği, gelir paylaşımında makası daraltacak, adaletli bir vergi sistemi de olsun.

17.“Osman Hamdi Bey'in Kuran Okuyan Kız tablosu rekor fiyata satıldı.”(basından). Bu tablolar niçin bu kadar pahalı alıcı bulur? Sanata destek ise yapan zaten vefat etmiş! Vergi, paranın kaynağı, yatırım, zekat açısından durumları nedir? Gözden geçirilmeli!

18.Yeni alınacak B sınıf ehliyet ücreti 809 TL , yüksek bir rakam. Vatandaşı yakalayan her kurum, bir ucundan harç alıyor. Vergi ve harçlar da sadeleşme şart!

19.“Çin'den alınan ucuz ürünlerden vergi alınmaya başlandı” (basından).

20.“Türkiye'de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31 Aralık 2019 tarihine kadar beyan edilecek değerleri üzerinden yüzde 1 vergi tarh edilecek ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecek.”(Basından).

2018:
21."Vergi reformu" 
a).Vergi adaletini sağlayacak bir vergi reformu olmalı. 
b).Çok sayıda vergi, resim, harç var sayıları azaltılmalı. 
c).Vergi mevzuatı sadeleştirilmeli 
ç).Toplanan/ödenen vergiler içinde; doğrudan ödenen/tahsil edilen vergiler dolaylı vergilerden fazla olmalı. 
d)."En az vergi ödeten muhasebeci" arayışını önlemeli.

22.Aşırı vergi, harç vb mali yük artışı, kaçakçılığı, kaçınmayı arttırır.

23.“Yurtdışındaki e-ticaret sitelerinden yapılan alışverişe sınır getiriliyor. Fiyatı 22 avro’dan daha fazla olan ürünlerden yüzde 20 vergi alınacak (basından).

2017:
24.Terör bitiriliyor, Türkiye'nin diğer öncelikli alanları; insana yatırım, yargı reformu, vergi reformu, üretime dayalı büyümedir.

25.Üretmeyen, buna karşın çok lüks tüketen, milyon dolarlık konut ve araç kullananların ödedikleri vergi incelenmelidir.

2016:
26. Mali sorular:
a)Ödenebilir bir vergi sistemini getirecek bir vergi reformuna ihtiyaç yok mu? 
b)Toplanması gereken dolaysız verginin % kaçı toplanıyor?
c)Vergi rekortmenleri ödemeleri gereken verginin % kaçını ödüyorlar?
d)Dolaylı vergileri azaltıp dolaysız vergileri arttırmak gerekmiyor mu?
e)Vergi denetimlerinin risk analizine göre dönemsel olarak ama mutlaka yapılması gerekmez mi? (risk gn md 18.04.2020 de kuruldu).

27.Kurumların yönetilebilir olma özelliği yitirilmemeli. Yargı, vergi reformları ile insana ve üretime yatırım hız kazanmalı.

28.Batı; II Léopold döneminde, Kongo'nun vergi gelirlerinin tamamına yakınını Belçika'ya transfer ettiğini unutmasın.

29.Bazı paylaşımlar da sürekli başkalarına endeksli, kendisinden bir katkı yok. Tıpkı, hiç vergi ödemeyen, tümünü yansıtan tüccar gibi.

2015:
30.Yatırım yapılması gereken öncelikli alanlar; a)insana yatırım, a)yargı reformu, c) vergi reformu, ç)üretimle büyüme.

31.Vergi reformu; ödenebilir yaygın vergi uygulaması ile vergi kaçağına tevessül edilmez. Dolaylı vergiler azaltılarak vergi adaleti sağlanır.

32.Dürüst olanlarla, dürüst olmayanları aynı muameleye tabi tutmak, dürüstlere zulümdür. Olması gereken analiz sonucuna göre, uygun işlem tesisidir. bu her alanda; ekonomik hayatta, vergi uygulamalarında, adli işlemlerde, bürokratik işlemlerde vb uygulanmalıdır.

2014:
33.Türkiye'de üç yılda bir vergi cezası affı! Kalıcı çözüm, vergi cezası affı değil "gönüllü ödenebilir vergi oranları içeren" "vergi reformu”dur.

34.Her türlü rant (imar planı vb) ile elde edilen gelire vergi olmalı (mı?).

35.Çalışarak elde edilen kazançla, çalışmadan elde edilen kazancın (rant, hava parası, ikramiye vb) aynı kefeye konulması, ikisinden de aynı oranda vergi alınması ne kadar doğru? Üzerinde çalışılmalı.

36.Elektrik Faturası üzerinde 8 kalem mali yük/vergi var, sadeleşmeli!
a)Dağıtım bedeli, b)Per.Sat.Hiz.Bed, c)Psy Say Oku B, ç)İlet.Sis.Kul Bed, d) Enerji fonu, e) TRT payı-2021 de kaldırıldı, f) Elek.Tük.Ver, 8) KDV.

(Not: Vergi ile ilgili muhtelif tarihlerde alınmış notlarımızdan derlenmiştir.)

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.Analizler-IV (çevre ve tavır) 15122
2.Analizler-III (kalkınma) 111221
3.Analizler-II (ahlak, etik) 091221
4.Değerler ekonomisi modeli! (öneridir) 071221
5.Enflasyon, Vergi, Reform, 010421
6.Yapısal değişimler gerçekleşti mi? 091020







25 Aralık 2021 Cumartesi

Üretim 251221:

Üretim, istihsal, prodiksiyon; belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirmeyi ifade eder. Üretim maddi, manevi, fikri alanlarda olabilir. Üretim medeniyet demektir, üretim kalkınmak demektir, üretim refah demektir, üretim güçlü olmak demektir, üretim var olmaktır. Bu sebeple üretimi engellememek, üretim düşmanı olmamak, her zaman üretimi teşvik etmek ve üretimi desteklemek gerekir.

Zira üretmeyen toplumlar taklitçi olur, yozlaşırlar.

Üretim konusunda muhtelif tarihlerdeki notlar, gözlem analiz ve önerilere aşağıda yer verilmiştir:

2021:
1.Üretimin, iyinin, huzurun, kalkınmanın ve halkın düşmanı, fitne ve fesat, algı üretim merkezi, olmamak gerekir. Bu zihniyetle, en iyi mücadele yöntemi üretimdir, kalkınmadır, refahın arttırılmasıdır.

2.Üretim düşmanı zihniyet en çok üretimden çekinir, korkar ve siz ürettikçe çıldırırlar. İsterler ki hiç bir şey yapmayın! Üretmeyin! Başarmayın! Bunlarla en iyi mücadele yöntemi üretmektir.

3.Üretim ve kalkınma düşmanları: Terör bitmesin hatta canlansın, Dolar yükselsin, TL'den atılan altı sıfır tekrar gelsin, Ülke bağımsız dış politika izlemesin, Batı ne derse baş üstüne densin, Batı hayranlığı olsun, Ülkede üretim, kalkınma ve refah olmasın! İsteyenler! Kimler ve niçin?

4.Gıda israfı! Bir şey üreten insan israf edemez! Bir ürünün üretim sürecini bilen insan israf edemez! Üretim sürecindeki zahmeti bilen insan israf edemez!

5.Fetih; çalışma ile, üretim ile, analiz ile, tedbir ile, hazırlık ile olur. Aynı şevkli günler dileğiyle, Fetih 1453 kutlu olsun.

6.Orta Vadeli Programda belirtilen 2023 hedeflerine ulaşılmak isteniyorsa ihracatta katma değeri yüksek ürünlerin artması, bunun için üretim stratejilerinde değişiklik elzem gözükmektedir. (Yıllar itibariyle ihracat ve ihracat hedefi, fob, milyar dolar: -2017: 157,0, -2018: 170,0, -2019: 182,0, -2020: 191,0, -2021: 204,4).

7.Geçmişte üretim prim yapmaz, ithal ürünler tercih edilirdi! Daha da doğrusu her şey ithal edilirdi!

8.Geçmişte ürettirmeyenler, geçmişte yasaklayanlar, halan yasaklamak isteyenler! Ve nihayet üretenler ve TEKNOFEST.

9.Üretmek zor, topluma güvenmeyen üretim düşmanları çok, geçmişte başarısız üretim hikayeleri de çok, buna rağmen üretim (İHA) yapanlar sağ olsunlar!

10.Cezaevleri, üretim, meslek edindirme merkezleri olabilir!

11.Neler oluyor bize? çalışmadan yorulur olduk, üretmeden tüketir olduk, kullanmadan değiştirir olduk, uyanınca dinlenir olduk, kadir-kıymet bilmez olduk, hep şikayet eder olduk, üretmez olduk ve yavaş yavaş yozlaşır olduk!

12.Kendi emek verince mi, doğal olduğu için mi? Bilmiyorum ama insanın kendi ürettiği (bahçe) ürünleri çok daha lezzetli/kıymetli.

2020:
13.Üretmek isteyince niçin dalga konusu yapılır? Uzaya gitmek isterseniz, dalga geçerler! Huzuru sağlamak istersiniz, teröriste arka çıkarlar! İlim dersiniz, Boğaziçi'nde olduğu gibi gösteri yaparlar! Ürettikçe kızgınlıkları artar! Sloganik yaşarlar! O halde, üretmeye devam!

14.Gerçek gündem; yatırım, üretim, istihdam, ihracat, ... gibi kalkınmayı sağlayacak konular olmalı.

15.Diyelim çokça insanın çok olmayan ama bir araya gelince epeyce tutara ulaşan parası var. Üretim alanında yatırım yapılmak isteniyor. Nasıl yapacaklar? Faiz, arsa, ev, altın, otomobil, döviz dışında yol gösterici yatırım danışmanlığı şart.

16.Devlet kontrolünde, güvenilir, yol gösterici böyle bir modelin ortaya konulması varsa tanıtılması halinde; önemli bir kaynak sağlanması, yatırım ve dolayısıyla üretim potansiyeli çok yüksektir.

17.İstanbul. Hareket halinde onca araç, onca insan. Ve halen yapılan yeni binalar. İnsan üzülüyor, niçin bu kadar insan ve araç trafikte atıl? İstanbul'a göçü teşvik edecek yatırımlar yapılmamalı. Sürdürülebilir bir refah için üretim şart.

2019:
18.Ülkenin kalkınmasına engel olan problemlerden birisi de; Ülke insanının beyin olarak, Devletin ise sistem olarak "üretim ekonomisine" geçemeyişidir.

19.Ülke kalkınmasının önündeki en büyük engellerden birisi; yerli olmayan, dışa bağımlı, kendi değerlerine yabancı, üretim düşmanı, kafaları yerli olan her şeye kapalı, ama ithal her şeye açık, öz güvensiz zihniyettir.

20.Sistem üreteni cezalandırıyor mu? Üretim Zorlaştırılıyor mu? Üretmek Niçin Zordur?
Üretenlerin Suçu Nedir? Niçin Üret(e)miyoruz?

21.Dönemdaşlarına göre çok daha fazla bilgi, proje yüklüydü. Maalesef onun üretim faaliyetleri de, ülkede yerli üretimi her zaman engelleyen ama görünmeyen lobilerce, laiklik bahane edilerek engellendi. Yine de yerli üretime çok katkısı oldu, Rabbim rahmet eylesin (Necmettin Erbakan).

22.Yerli otomobil hayırlı olsun. Kalkınmak için bir şans olabilir. 

2018:
23.İnsan beyni, günde "ellibin fikir" üretiyormuş, bu fikirlerden üretim anlamında yararlanmak gerek(mezmi?).

24.Üretim-toplum ilişkisi! Üretmeyen toplum; a) kaybolmaya mahkumdur. b) medeniyeti olmaz. c) olan medeniyeti de bir süre sonra kaybolur. d) kültürünü koruyamaz. e) her türlü yozlaşmaya açıktır. f) belirleyici olamaz. g) taklitçi olur.

25.Ülkemizde niçin üretim başarılarını değil de üretim başarısızlıklarını, okur, konuşur ve dinleriz? Ve Niçin üretimle ilgili başarılar değil de başarısızlıklar hikaye edilir? Başarı olmadığı için mi? Algı operasyonu mu? Yoksa hakikaten üretim başarıları yok mu?

26.Beynini her tür öğrenmeye kapatan, her şeyi bildiğini zanneden insan, ne üretebilir ki!

27.Kurum/kuruluşların, kritik/belirleyici noktalarında eyyamcılar yer bulursa herkes meşgul olur ama üretim olmaz. Vebali hem atayanın hem de atananındır. (Eyyamcı: 1.Gününü dilediğince geçiren, gününü gün eden kimse 2. Günün koşullarına göre davranan kimse (tdk).

28.Ülkenin kalkınmasının önünde bilerek (çıkar çatışması) veya bilmeyerek (liyakatsiz) engel olanlar var.... bunları da üretim sürecine katmak gerekir.

29.Az bir gayret ve az bir üretimle yaşanan refah düzeyinin sürdürülebilmesi için her anlamda üretimin arttırılması gerekir.

30.Kalkınmayı; idari teşkilatları azaltarak, hızlı karar mekanizmasını işleterek, yetki çatışmalarını yok ederek, üretim alanlarını, üretimi ve her alanda verimliliği arttırarak sağlayabiliriz.

31.Gelin kalkınalım diyoruz, ama kalkınmak için gerekli olan şartlar; kalkınma niyeti, liyakat, çalışmak, üretim, ticari ahlak, gibi unsurlar bir araya geliyor mu, bilemiyorum?

32.Şu dolara (USD/TL=5,40) bak hala direniyor!!!... düşüş eğilimi devam etmeli.... enflasyon da öyle... Ülke ekonomisi bu kısır döngüden daha çok üreterek, daha az tüketerek kurtulabilir.

2017:
33.Ankara’ya modern bir mobilya üretim merkezi öneriyoruz.

34.İnsanlar güzel işler yapanları, üretenler ile ortaya çıkan ürünleri küçümsemeyi ve engelleyici eleştirmeyi terk etmeli; takdir etmeyi, teşekkürü ve hakkı teslim etmeyi denemeli ve alışkanlık haline getirmelidirler.

35.Hizmetler sektöründen ziyade, imalat, üretim, sanayi alanında yatırımların arttırılması beklenir.

36."Birlik, beraberlik, çalışma ve üretim" sağlandığında, toplumların pek çok problemi ortadan kalkacaktır.

37.Tüketim merkezleri AVM'lerin cazibesi kadar, üretim merkezlerinin de cazip olması için tedbirler beklenir.

38.Birde bakmışsın... Ülkenin insanları üretmeye başlamış... üretim prim yapmaya başlamış... üretici kazanmaya başlamış.

39.Tasarruflar; otomobil ve eve değil, üretim sağlayan alanlara daha kolay gidebilmeli.

40.İnsanların odağına; tüketim ve hizmet sektörü yerine, üretim ve imalat sektörünün konulması gerekmez mi?

41.Tüketenlerden çok, üretenler saygı görmeye başladığı zaman, kalkındık demektir.

2016:
42.Üretim ve üreticinin sevilmesi, kalkınma için gerekli ve zaruridir. Çare; evrensel düşünüp, yerli üretimdir.

43.Sağlıklı kalkınmanın yolu, haksız rekabete tevessül edilmeyen bir bir ortam ile rekabetçi ve kaliteli üretimden geçer.

44.Geliniz el birliği ile terörü bitirelim, Ülke rahat bir nefes alsın, üretim artsın, refah artsın, huzur artsın. Bundan kim, niçin rahatsız olur ki?

45.İnsanlar; bilgi, fikir, vizyon, üretim, beyin için daha fazla yatırım yapmalı. Dış görünüşe yapılan yatırım abartılıyor gibi.

46.Dünya'da kuzey-güney, batı-doğu ülkeleri, insanlar arasında ise üretim-tüketim alanlarındaki adaletsizlikler azaltılmalı.

47.Birileri ile yarışacaksanız o kulvara girmeniz gerekir. Yoksa sadece seyredersiniz! Bilgi, istihbarat, analiz, strateji, üretim; şart.

2015:
48.Üretimle büyüme ile sağlıklı ve sürdürülebilir kalkınma ve gelişme sağlanabilir. Her alanda üretim prim yapar hale gelmelidir.

49.Büyük projeler; Hicaz'a hızlı tren, yerli oto, yerli uçak, daha çok üretim inşallah. Kısır çekişmeler itibar görmemeli.

50.TV dizilerinde de kalite olmalı. Ahlak, erdem, üretim, çalışma vb konular ön planda tutulmalı.

2014:
51.Kaynak sahipleri tüketim yerine yatırımı düşünmeli, bunun için ortam oluşmalı. İlk akla gelen (lüks) tüketim değil, yatırım ve üretim olmalı.

52.Bir işletmede, ceza ve cezalandırma değil de, ödül ve ödüllendirme konusu çokça konuşuluyorsa üretimde verimlilik daha yüksek olacak demektir.

53.Sosyal medyada ithal paylaşımlar arttı. Dış ticaret açığı gibi, paylaşımda da açığa gidiyoruz. Çare yerli ve kaliteli üretim ve de paylaşım!

2013:
54.Üreten insanlara, iş ve işlemlerinde pozitif ayrımcılık yapılmalı!

(Not: Muhtelif tarihlerde "üretim" ile ilgili aldığımız notlardan derlenmiştir).

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Analizler-III (kalkınma) 111221
2.Analizler-II (ahlak, etik) 091221
3.Değerler ekonomisi modeli! (öneridir) 071221
4.Analizler-I (hazırlık,tefekkür,ilim,bilgi,gayret,üretim,stk) 261121:
5.Üretim düşmanları 010121
6.Üretim alanında (doğrudan) nasıl yatırım yapılabilir?241120
7.Yerli Otomobil, Üretim ve Kalkınma 271219
8.Üretim Zorlaştırılıyor mu? 110918
9.Ankara Sitelere Yeni Tesis ve Kentsel Dönüşüm 240817
10.Üretene Pozitif Ayırımcılık! 13.12.2013








23 Aralık 2021 Perşembe

Verimlilik 231221:

Verim, randıman, verimlilik, rantabilite, performans kavramları bir ürünü elde etmek için harcanan iş arasındaki orandır. Bir kişi günde on birim ürün elde edebilecek iken birisi bir adet, diğeri iki adet, bir diğeri, üç adet ... bir başkası on adet üretiyorsa bunların hepsi üreticidir ama verimlilikleri farklıdır ve verimlilikleri 1 ila 10 ürün arasında değişmekte demektir.

Bir işle uğraşan veya bir işte çalışıp bir ürün elde etmeyen verimsizdir, etkisiz elemandır, gizli işsizdir. 

Verimliliğe ilişkin bazı notlar, gözlem, tespit, analiz ve önerilerimiz;

2021:
1.Kurumlarda;
a) öncelik verilmesi gerekenler; hedef (vizyon), profesyonellik, liyakat, verimlilik, üretim, denetim, öz denetim, çıktı (ürün).
b)yok edilmesi gerekenler; tembellik, verimsizlik, üretimsizlik, hedefsizlik, dağınıklık, israf. 

2. Elektrik faturasındaki TRT payı kaldırılmalı ve TRT de verimlilik, rekabetçilik ve dinamizm ön plana çıkmalıdır-2020 (TRT payı 2021 de kaldırıldı).

3.Siyasette çok iddialı demeçler verenlerin (özellikle muhalefet liderlerinin), bu söylediklerin test etmek için, geçmişteki ve şimdiki; "verimliliklerine/performanslarına", "icraatlarına", "başarılarına", "yaptıklarına", bakmak gerekir.

2020:
4.Çok iyi reformlar dahi yapsanız dahi faydaları, kifayetsiz yöneticiler ve çalışanlar sebebiyle, halka yansımayabiliyor, hatta eziyet halini alabiliyor. Kurum ve kuruluşlar daha verimli yönetilebilir.

5. Dünyadaki 7'ye 3 kuralı (bir yerde 10 kişi çalışıyorsa 3 kişinin işi yüklenip kalan 7 kişinin iş yapar gibi yapması, davranması) Ülkemizde neredeyse 10'a 1 kuralına dönüştü! Aslında performans ve verimlilik esaslı bir sisteme geçmek gerekiyor. Bu sistemle gizli işsizler ordusu yok edilebilir.

6.Bir devlet kurumunda onlarca çalışan kişi, uzman, dr; ama olabildiğince hantallık var. Özel işletme bir sekreter bir kaç uzman ve dr, işlerde sürat var. Devlet kurumları daha iyi yönetilmeli, hantallıktan kurtulmalı verimlilik ön plana geçirilmelidir.

2019:
7.İktidarın yanlışları; kamuda sadeliğin sağlanamaması, yapısal reformların gecikmesi, görev alma, seçilme vb konularda lobi faaliyetlerinin liyakatin önüne geçmesi, üretimle büyümenin tüketimle büyümenin önüne geçememesi, verimlilik problemi!

8.Bürokrasi, iş ve işleyişte, farkındalık, eyyamcılık, verimlilik, performans gözden geçirilmelidir.

9.Devlet, bürokrasi, özel sektör, kısaca sistem, sadece üreteni veya üretirken hata yapanı değil, üretmeyeni de yani verimliliği de ciddi manada sorgulamalıdır.

10.İşe girmek için gösterilen gayretin, işe girdikten sonra gösterilmemesi; üzüntü vericidir, -samimiyetsizliktir, davranış bozukluğu veya aldatıcı niteliktedir. Kamu ve özel sektörde, her alanda verimlilik ve performans durumu sorgulanmalıdır.

11.Ekonomide alınabilecek sair tedbirler de var; tasarruf, üretim, verimlilik, ahilik, ticari ahlak gibi!

2018:
12.Her alanda ve her kesimde tasarruf ve verimlilik şart; kamuda, özel sektörde, futbolda, tüketimde, altın alımında, araç alımında, telefon alımında, KİT'lerde, STK'larda, sendikalarda!

13."KİT’ler, verimlilikleri artacak ve kamu maliyesine yükleri azalacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır." (OVP) Yıllardır söylenir, umarım bu program da gerçekleştirilir.

14.Kamu ve özel sektör de verimlilik çok düşüktür. Top çevirme bırakılıp, reel anlamda üretime yönelinmelidir. Önce liyakatli kişilerle durum tespiti, uygulama ve akabinde kurumsallaştırma olmalı, yani süratle yeni sistem kurulmalıdır.

15.Bırakabilme kültürü olmalı diyorum ya! Bir koltuğa veya şu koltuğa da, bu koltuğa da oturayım, şu yetkiyi de, bu yetkiyi de kullanayım da, nasılsa verimlilik sorgulaması yok, idare ederim zihniyeti olmamalıdır! 

Özellikle senelerce, üyelerine hiçbir şey katmayan, bazı STK başkanlarının ömür boyu başkanlık yapmaları büyük yanlış ve büyük vebaldir!

Oysa; yeni değerler, çalışmak, plan, proje, liyakat ve hatta(!) üretmek de lazım!

16.Türkiye'de STK lar (sendika, oda, dernek vb), üyelerine yeterince rehberlik edebiliyor mu? Üyeleri bunu istiyorlar mı? Peki ya yöneticileri, lüks içinde mi yaşıyorlar? yoksa çok verimli mi çalışıyorlar?

17.Vizyon kazanmak isteyen; işini mutadın dışında farklı şekillerde yapmayı, verimli olup olmadığıyla yüzleşmek için de; yaptığı işin çıktılarını ölçülebilir hale getirip kıyaslamayı, denesin.

18. Kişi Başına Gelir (GSYH, Dolar)
(2017: 10.602, 2018: 9.385, 2019: 9.647, 2020: 10.292, 2021: 10.973 -OVP).
Orta Gelir Tuzağı'ndan kurtulmak için; tasarruf, verimlilik, liyakat, analiz, gibi kavramlar her alanda hayat bulmalı!

2017:
19.Türkiye'de hemen hemen her alanda verimlilik problemi var. Her kurum ve kuruluş verimliliğini arttırmak zorundadır.

20.Her alanda tam kapasite kullanımı ve verimlilik artışı sağlanmalı. Doğru insanlarla doğru tercihler yapılmalıdır.

21.Bu coğrafyanın insanı verimlilik yerine verimsizliği mi tercih ediyor?

22.Maalesef, üretim diyeni, strateji diyeni, plan diyeni, verimlilik diyeni itibarsızlaştırma çabası sistemin kötü bir geleneğidir.

2014:
23.Sanılanın aksine, düşük verimin/performansın büyük çoğunluğu, bir işi "YA-PA-MA-MAK-TAN" değil "YAP-MA-MAK-TAN" (yapamıyor izlenimi vermekten) kaynaklanır, doğru bir davranış değil!

(Not: Muhtelif tarihlerde "verimlilik" üzerine aldığımız not ve yazılardan derlenmiştir.)

Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.

1.Analizler-III (kalkınma) 111221
2.Sosyal Karne (öneridir)! 051221
3.Ön Yargılar (Ezber, kalıplaşmış, kopya yaklaşımlar) 201020
4.Yapısal değişimler gerçekleşti mi? 091020
5.TRT'nin gelirleri, rekabet ve verimlilik 270217






21 Aralık 2021 Salı

İmza Günü 191221:

Şamil Vakfı'ndaki imza günü etkinliği dolayısıyla Vakıf yönetimine, çalışanlarına, katkı sunan ve katılımcılara teşekkür ederim.

Son anda olsa da kitaplar yetişti!

Sigoşhar; Muktedir İlhan, Yalçın Karadaş, Kenan Şeker ile Ayten hanımın değerli destek, fikir teatileri ve misafirperverlikleri için de ayrıca teşekkür ediyorum.


        


        

        



Döviz kuru ve psikolojik saldırılar!201221:

Dolar/TL , pazartesi günü kabine toplantısı öncesinde 18 seviyesini aştıktan sonra, TL’yi özendirici önlemlerin açıklanmasıyla geriledi ve salı günü sabah saatlerinde 11,26 seviyesinde ve düşüş eğilimi sürüyor. https://bloomberght.com/doviz/dolar
...
Pazartesi herşey çok kötü olacak haberi yayan ve bunlara inananlara sesleniyorum! Haber kaynaklarınızı değiştirin!
Bunlara en güzel cevap dolar/TL kurundaki TL yönünde olumlu değişimdir!
Kalkınmaya odaklanalım, kalkınırsak bunları yaşamayız!
...
Piyasadaki olumlu gelişmelere rağmen, haberlerde veya tartışma programlarında (çoğu ekonomist) negatif yorum yapanların, bu tavırlarını ahlâki, etik bulmuyorum! Söylediklerinin vebali var! Piyasa bozucu etkisi var!
Susmak veya katkı sunmak varken!





15 Aralık 2021 Çarşamba

Analizler-IV (çevre, tavır) 151221:

Tefekkürhane’den...!

ÇEVRE:
1.Çevreye davranmanın bir adabı olmalı. Ki var! İnsan çevreye karşı edepli olmalı!

2."İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor." (Rum:41)

3."Hoş ve temiz varlıklar, bozuk çevrelerde rahat bulmazlar" Çevre insanı etkiler. O halde çevremizi güzelleştirelim. Yada temiz çevreleri tercih edelim .

4.Sanayi tesisleri çevre dostu olmalı. Ergene gibi derelerde kimyasallar akmasın.

5.İnsan Dünya'yı, çevreyi, sokakları, camiyi, okulu, iş yerini, en az evini temiz tuttuğu kadar temiz tutmalı.

6.Kendi küçük Dünyasında (ev, araba vb) temizlik yapıyorum zannıyla, asıl yeryüzünü (Dünyayı) kirletenler! yani haksızlık edenler! Lütfen elimizden, arabamızdan, evimizden çöp atarak çevremizi kirletmeyelim-2017.

7. Maalesef nereye gitseniz öyle, çöp atılmamış kuytu yer yok, çöp evler artıyor. Çare eğitim, sıkı denetim ve belki de gıda da plastik yasağı-2016.

8. "Herkes kapısının önünü süpürse, kentler tertemiz olur"u yanlış anlamışız, zira kapı önündeki çöpü sokağa süpürüyoruz-2016.

9.Çevreyi, atıklarıyla, çocuk beziyle, kutuyla, şişeyle, atık ev eşyalarıyla, çöple kirleten insan; gaflettedir ve ne iş yapıyorsa yapsın yaptığı her bir işi, düzgün yapmama ihtimali yüksektir.

10.Çevreyi kirleten insan; nasıl iyi çocuk yetiştirir, nasıl temiz ekmek yapar, nasıl temiz ürün üretir, nasıl dürüst olur? Zira başkasının görmediği sırada, yaptığı her bir iş, çevreye yaptığı, davrandığı gibi değil midir?

11.Çevreyi kirleten insan "gaflettedir" "uyandırmak" lazım. Zira yaptıklarını başkası görmüyorsa da ilahi kayıtlarda hepsi vardır, ve yaptıklarından mesul olacaktır.

12.Çevre temizliği konusunda yapılabilecekler var! Misal kamu spotu, aile ve okul eğitimleri, kendi kirlilikleri ile yüzleştirme, temizlik bilinci oluşturma, çevre temizliği genel müdürlüğü kurma, bu konuda etkin STK'lar kurma, vb.

13.Çevre temizliği konusunda acil tedbir alınması lazım. Ülkenin neresine giderseniz gidiniz, bir yeşillik, bir çeşme, bir orman, bir mesire alanı, vb çöpten ve atıklardan geçilmiyor.

Bu konuda ulusal düzeyde bilinç oluşması lazım. Maalesef çirkin görüntüler çok fazla!

14.Çevreci, hybrid, yarı elektrikli araçlarda iki motor var ve motor hacmi yüksek olduğundan benzinli veya mazotlu muadillerine göre iki katı vergi ödeniyor. Çevre dostluğunu teşvik için aksi olması gerekmez mi? İncelenmesi ve düzeltilmesi beklentimizdir.

15.Bir kişinin yalnızken çevreye davranışı, evlilik için bir karine olabilir. Çevreye nasıl davranıyorsa karşısındakine de öyle davranacaktır!

16.Ülkenin neresine giderseniz gidin, genele açık her yer çöpten geçilmiyor. Ülke çapında çöp toplama seferberliği yapılmasını öneriyorum!

17.Çöpleri çöp kutularına atmaya başladığımızda, kalkınmaya başladık demektir. Anne-babalar lütfen çocuklarınıza çöplerini çöp kutusuna atmayı öğretiniz.

TAVIR:
18.Her iş yapan, her hizmet sunan, hülasa her davranış sergileyen; nasıl bir muamele ile karşılaşılmak istiyor ise ona göre davranılmalıdır

19.Şimdikiler “Ya olduğun gibi görün, ya da psikoloğa görün... bana görünmede kime görünürsen görün.” diyorlar!

20.Gözlemleyiniz,... üreten insanları ne kadar az insan teşvik ve takdir eder, … ne kadar çok insan da üretmemesi için elinden geleni yapar.

21. Taklidi hayat, tetkiki hayat. Bilgiye, tetkik edenler ulaşır. Araştıran insanda farkındalık oluşur, analiz eder, yapacağına karar verir ve yaptığını bilerek yapar.

22. Cömertlik, sekiz güzel huy daha doğuran, cahilini dahi cimri alimden üstün kılan. Tecrübe ve bilgi paylaşımında da, maddi ve manevi cömertlik.

23.Hayatımızda da isteklerimiz ile doğru olanı, arz ve talep eğrileri gibi makul yerde kesiştirmeye bakmak lazım! 

24.Arasıra uzayı seyretmek ve tefekkür etmek gerekir! Dünya uzayda nokta kadar, insan da Dünyada nokta kadar yer kaplamaz!

25. İnsan, vakur olmalı, kibirli değil. (Vakur: Ağırbaşlı, onurlu.) (Kibir: Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik, gurur) -2014.

26. İnsanlar ... sosyal medya üzerinden sosyalleşme(me)nin zirvesinde!

27.Stratejik küçük ihmaller, muvazaalı yapılan işlerle aynı sonuçları doğurur. Onun için işinizi iyi yapın ve önemli noktaları ihmal etmeyin!

28.Herkes yalandan nefret ediyor ve sadece doğruları söylüyor iddiasında, peki kim söylüyor ki muhatabı bu kadar şikayetçi yalandan!

29.Bir hadise oldu mu ilk önce çözüm olarak "ıslah etmek" değil de, niçin "yasaklamak" sunuluyor? Oysa, bu kolaycılıktır, öneri yokluğudur, çözüm üretememektir! Yasaklamak son çare olmalıdır!

30.Herkes birbiriyle arkadaş ve arkadaşlar en çok birbirinden şikayet ediyorsa, herkesin kendi kendisini sorgulama zamanıdır, başkasını değil!-2014.

31.Sanılanın aksine, düşük performans, bir işi "yapamamaktan" değil "yapmamaktan" kaynaklanır!

32.Kim ne kadar kendisidir, ne kadar başkasıdır? Kendi düşüncesi, davranışı, istekleri midir? Yoksa çevre veya başkalarının istekleri midir?

33. Kalabalık içinde yalnızlıklar ve yüzü düşenler çoğaldı mı? 

34.İnsanımız; “laf” (üretme) konusundaki gayret ve maharetini işinde gösterse, galiba ihracat zirve yapar, Ülke de hepten kalkınır gibi.

35.Kim özgür? Onca arazi varken, üstelik dünya parayla, niçin modern hapishanelere (şehir, site, apartman, vb) gönüllü hapsoluyoruz.

36.Gençler maaşlı işe koşuyor! Oysa üretime, girişime, yatırıma koşmalı. Ve kaliteli, reel üretimler olmalı. 

37. Herhangi bir erki elinde bulunduranlardan, en son muhatap olduğunuz işlemde; hangi tip insanla karşılaştınız, çözüm odaklımı? sorun odaklımı?

Çözüm odaklı ise en azından teşekkürle destekleyelim… sorun odaklı ise çözüm odaklı olunması gerektiğini hatırlatalım!

38.Bir erke/güce/makama/servete dayanan kişi, tek doğrunun kendinde olduğunu sanıyor! Dinlemiyor bile, özgüven patlaması mı yaşanıyor? Oysa asgari nezaket gerekir!

39.Uçaktan “Ankara’ya” bakıyorsun, bozkırın ortası, düşünüyorsun semt hırsıev hırsı, yer hırsı, öyle anlamsız kalıyor ki, bütünü görünce, yukarıdan bakınca!

40.Uçaktan İstanbul, yeşili ve mavisi öyle güzel ki, bazı yerleri binadan çökecek gibi, bazı yerler ise ormandan çalınmış gibi, duygulanıyorsunuz!

41.Nüfusumuzun 1/3 ü obez, 1/3 ü şişman imiş. Çare de, en güzel diyet de, Peygamberimizin (SAV) beslenme ile ilgili sünnetleridir.

42.Herkes işiyle uğraşmalı, 28 Şubat bunun acı bir tecrübesidir. Maliyeti yüksek olmuştur. Vebali olan çoktur.

43.Sıla-ı rahimi terk etmemek gerekir... ömürdür, berekettir!

44.Garip bir durum;... olan - olmayan, istediğine kavuşan - kavuşamayan, ... Herkes bir şeylerden şikayetçi, ...oysa çare şükürde iken!-2014.

45.“Rabbim, iyiyi kötüden doğruyu yanlıştan ayıracak akıl ve muhakeme gücü; İyilik ve doğrulukla muamele etmeyi nasip eylesin.”




12 Aralık 2021 Pazar

İttihatçılar (İTC, İTF) 121221:

İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC)’ni (sonraları İttihat ve Terakki Fırkası-İTF) kuran tıbbiyeli askerler ve daha sonra dahil olan askeri öğrenciler, askerler ve diğerleri; iktidara geldiklerinde, iktidara gelmeden önce eleştirdikleri ne varsa, hepsini kendileri yaptılar!

Komitacılık yaptılar, darbe yaptılar, diktatörlük yaptılar, adam astılar, kazanmak için “eli sopalı seçim” yaptılar, padişaha haber vermeden ülkeyi savaşa soktular, savaşı kaybettiler!

Koca imparatorluğu, iktidarda kaldıkları altı yıl gibi kısa bir sürede darmadağın ettiler, sonra da partilerini fesh ederek üç yöneticisi de ülkeyi terk ettiler.

Diğerleri kimisi Anadolu’da başlayan harekata katıldı, kimisi katılmadı veya katılamadı, kimisi yargılandı, kimisi idam edildi kimisi hapis aldı.

Belki içlerinde iyi niyet taşıyorlardı, veya taşıyanlar vardı. Ama liyakat olmayınca iyi niyet yetmiyor, yetmedi de. Üzüldüğüm bir husus okul kitaplarında bu konuların ana fikir itibariyle okutulmuyor olması.

Belki de, İTC ni kuran tıbbiyeli doktorlar ve daha sonra başta askerler olmak üzere katılanlar, siyaset yerine kendi mesleklerini geliştirmek, ülkenin imarı ve kalkınması için çaba gösterseler idi, ülke ve toplum için daha iyi ve hayırlı iş yapmış olurlar idi. Onlar olmasa farklı olurmuydu? bilemeyiz ama çok acıya, zarara sebebiyet verdiler, telafi de edemediler. 

İTC ve ittihatçıların dönemi, bize; liyakat, ehliyet ve önceliklerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Aşağıda İTC hakkında derlenen bazı bilgiler yer almaktadır!
...
İttihat ve Terakki Cemiyeti, sonraları İttihat ve Terakki Fırkası (Birlik ve İlerleme), Osmanlı İmparatorluğu'nda İkinci Meşrutiyet'in ilanına önayak olup 1908-1918 yılları arasında kısa kesintilerle devlet yönetimine egemen olan, 21 Mayıs 1889 yılında kurulmuş bir siyasal hareket ve iktidar partisidir.
...
İttihatçılar, kendilerinden önce gelen Genç Osmanlılar kuşağının devamıdır; kendilerinden "Jön Türkler" diye de bahsedilir. Ancak "Jön Türkler" ifadesi yalnızca ittihatçıları değil dönemin diğer muhalif kesimlerini de kapsar.
...
Kurucuları: İttihad-ı Osmanî Cemiyeti, 21 Mayıs 1889 tarihinde Askeri Tıbbiye'nin bahçesinde toplanan İbrâhim Temo’nun öncülüğünde Abdullah Cevdet, İshak Sükûtî ve Mehmed Reşid adındaki dört talebe ile ve sonradan onlara katılan Hüseyinzade Ali Bey, Konyalı Hikmet Emin Bey, Cevdet Osman, Kerim Sebatî, Mekkeli Sabri Bey, Selanikli Nazım Bey, Şerafettin Mağmumi, Giritli Şefik tarafından kuruldu.
...
İdeolojisi: Meşrutiyetçilik, İlericilik, Merkeziyetçilik, Osmanlıcılık (1913'e dek), Türkçülük (1913'ten sonra), İslamcılık
...
İngiltere Dışişleri Bakanlığı Doğu Masası yetkililerinden George Kidston'un 21 Aralık 1918 tarihli raporunda "...bu gizli yapının Masonluğu İtalya'dan getiren ve Selanik Locasının başlıca kurucusu bulunan Carrasco (Karasu) ile çok sıkı ilişkisi olduğunu" bildiriyordu. Birinci hücrenin birinci üyesi İbrahim Temo oldu. Cemiyet toplantılarını her Cuma farklı yerlerde sürdürdü.
...
Cemiyetin, Haziran 1889'da Edirnekapı dışındaki bir bağda, bağ bekçisi Aluş Ağa'nın başkanlığında 12 kişinin katılımı ile gerçekleşen bir toplantı "İnciraltı Toplantısı" veya "On İkiler Toplantısı" olarak anılır.
...
29 Ekim 1907 tarihinde Mustafa Kemal de arkadaşı Ali Fethi Okyar'in ısrarı ile 322 numaralı üye olarak derneğe girdi.
...
Merkezi Selanik'te bulunan 3. Ordu'nun gerçekleştirdiği 1908 Devrimi'ni Selanik'te bulunan İTC merkez komitesi organize etti. İTC’nin hareketi, çetecilik yoluyla yönetimi ele geçiren ilk hareket olarak tarihe geçti.
...
1909 kongresine Trablus delegesi olarak katılan Mustafa Kemal, siyasetle uğraşanların ise askerlik görevini bırakması gerektiğini söyledi. Sadece daha önceki kongrede aynı fikri savunmuş olan Kâzım Karabekir destekledi. Bu tarihten sonra Mustafa Kemal siyaseti 1919 yılına kadar bırakmış, sadece askerlikle ilgilenmeye başlamıştır.
...
İTC iktidarına karşı 1909’da "31 Mart Vakası" olarak bilinen ayaklanma Selanik'ten gelen askerî birlikler tarafından bastırıldı ve cemiyet eskisinden daha güçlü bir şekilde iktidara yerleşti. II. Abdülhamid tahttan indirildi. Yerine getirilen V. Mehmed Reşad, iktidarın elinde bir kukla olmaktan ileri gidemedi. Ağustos 1909'da yapılan Kanun-ı Esasi değişikliğiyle siyasi güç, meclisin tekeline alındı.
...
Şubat 1912'de yapılan meclis seçimleri, yaşanan şiddet olayları ve yolsuzluklar nedeniyle tarihe sopalı seçim olarak geçti ve hemen her yerde İTC adayları kazandı. 1912 yılında İktidar oldular.
...
Darbe: 23 Ocak 1913 tarihinde Enver Bey öncülüğünde silahlı bir grubun Bâb-ı Âli'de toplantı halindeki hükûmeti basması, Harbiye Nazırı Nâzım Paşa'yı öldürmesi ve sadrazam Kâmil Paşa'nın kafasına silah dayayarak istifaya zorlaması ile İttihat ve Terakki, askerî darbe ile iktidarı ele geçirdi.
...
Fırka reisi Said Halim Paşa sadrazamlığında kapsamlı bir diktatörlük yönetimi kuruldu. Mahmud Şevket Paşa suikastı ile ilgili görülen 24 kişi idam edildi, cemiyete muhalif 250 dolayında kişi Sinop'a sürüldü; muhalif gazeteler kapatıldı.
...

İttihat ve Terakki Fırkası (İTF) bir iktidar partisi olarak yönetimde bulunduğu dönemde milliyetçi ve batı yanlısı bir siyaset izledi.
...
Kimi kitaplarda ittihatçıların, Osmanlı Devletinin “adalet ve kadılık” esasına dayalı eksenini “asker ekseni”ne çevirdiği de yazılıdır.
...
1914 seçimlerini ezici bir şekilde kazanan parti, Almanya ile askeri bir yakınlaşma başlattı.
...
Cemiyetin üst yönetimi ile Almanya arasında 2 Ağustos 1914 tarihinde hükûmete ve padişaha haber vermeden imzalanan ittifak antlaşması sonucunda Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı'na Almanya safında katıldı.
...
Savaş sırasında Talat Paşa sadrazamlığa getirildi. Harbiye nazırı ve başkomutan Enver Paşa'nın komutasındaki ordunun savaşın ilk aylarında Sarıkamış'ta, daha sonra ise Süveyş'te ve Irak'ta ağır yenilgiler alması ve Enver Paşa'ya yakınlığıyla tanınan İaşe Nazırı Topal İsmail Hakkı Paşa'ya atfedilen büyük mali yolsuzluklar rejimi yıprattı.
...
I. Dünya Savaşı'ndaki yenilginin kesinleşmesinden sonra Talat Paşa hükûmeti 8 Ekim 1918 tarihinde istifa etti. 1 Kasım'da yapılan olağanüstü kongrede İTC kendini feshederek "Teceddüd Fırkası" adıyla yeni bir parti kurulmasına karar verdi.

Enver, Talat ve Cemal Paşa, 1 Kasım'ı 2 Kasım 1918 tarihine bağlayan gece Alman torpidobotu R-1 ile İstanbul'dan ayrılarak 3 Kasım 1918 tarihinde Sivastopol'a ulaştı.
...
Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde imzalandı.

Paris'te barış şartlarını öğrenen Ahmet Tevfik Paşa, İstanbul'a gönderdiği telgrafta barış şartlarının "devlet mefhumu ile kabil-i telif olmadığını" (devlet kavramı ile bağdaşmadığını) bildirerek görüşmelerden çekildi. Bunun üzerine 21 Haziran'da İtilaf Devletleri Türk milletinin direnişini kırmak için, İzmir'de bulunan Yunan kuvvetlerini Anadolu içlerine sürmeye karar verdi. Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya kısa sürede Yunan ordusu tarafından işgal edildi.

Ege'deki işgaller üzerine 22 Temmuz'da İstanbul'da toplanan Saltanat Şurası, Paris'e Sadrazam Damat Ferit Paşa başkanlığında ikinci bir heyet göndermeye karar verdi. Şura'da yaşananlar günümüzde hâlâ tartışılmaktadır.

Nutuk'ta bu toplantıda Vahdettin'le ilgili “Sevr Muahedesi'ni bizzat ayağa kalkmak suretiyle kabul etmiştir.” denilmektedir. Saray Başmabeyincisi Lütfi Simavi'ye göre ise Vahdettin açılış nutkunu okuduktan sonra başkanlığı Damat Ferit Paşa’ya bırakarak salonda durmamış, çıkıp gitmiştir.

Sadrazam Tevfik Paşa’nın oğlu İsmail Hakkı Okday'ın anlatımı ise şöyledir:

“Nihayet Sevr’i kabul edenler ayağa kalksın denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah’ın salonu terk etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı, yandaki odaya geçti. Padişah ayağa kalkınca da salondakiler Hünkâr'a bir saygı eseri olarak ayağa kalktılar. Kendisini bu suretle selamladılar. Öyle ki, bu ayağa kalkışın Sevr’in kabulü anlamına mı geldiği, yoksa Padişah’a hürmeten kıyam mı edilmiş olduğu açık olarak belirmedi. Hatta Ayan'dan Topçu Feriki Rıza Paşa, ‘Biz Padişaha hürmeten ayağa kalktık, Sevr’i kabul ettiğimizden değil’ diye haykırarak Damat Ferid’in oyununu açıkça protesto dahi etti.”

Kimi tarihçiler bu olayı, şûrâda oy hakkı olmayan padişahın oylama yapılması çağrısı yapılınca dışarı çıkması, fakat Damat Ferit'in olayı oldu bittiye getirmesi olarak yorumlamaktadır.

Antlaşma 10 Ağustos 1920 Salı günü imzalandı.

Müttefik Devletler; Britanya, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı, Çekoslovakya ile mağlup Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalandı. ABD Osmanlı İmparatorluğu ile savaşmadığı, SSCB ise henüz Milletler Cemiyeti üyesi olmadığı için imza atmadılar.

Osmanlı heyeti: Sadrazam Damat Ferit Paşa, eski Maarif Nazırı (millî eğitim bakanı) Bağdatlı Mehmed Hâdî Paşa, eski Şura-yı Devlet (Danıştay) reisi Rıza Tevfik Bey ve Bern Sefiri Reşat Halis Bey.
...
Milli Mücadele kadrolarının büyük bölümü eski İttihatçılardan oluştu. Başta Mustafa Kemal olmak üzere Rauf, Fethi, Kâzım Karabekir, İsmet (İnönü), Celal (Bayar), Adnan (Adıvar), Şükrü, Rahmi, Çerkes Reşit, Çerkez Ethem, Bekir Sami, Yusuf Kemal, Celaleddin Arif, Ağaoğlu Ahmet, Recep (Peker), Şemsettin (Günaltay), Hüseyin Avni, Ziya Hurşit Beyler gibi milliyetçi liderlerin tümü eski İTC kadroları ve hatta Teşkilat-ı Mahsusa görevlileri idiler. İttihatçı hareketin basın ve propaganda sözcülerinden Ziya Gökalp, Mehmet Emin (Yurdakul), Mehmet Akif (Ersoy), Celal Nuri (İleri), Yunus Nadi (Abalıoğlu), Falih Rıfkı (Atay), Velid Ebüzziya ve diğerleri Milli Mücadele'nin de savunuculuğunu üstlendiler.
...
Mustafa Kemal, Mayıs 1921’de taraftarlarını Müdâfaa-i Hukuk Grubu etrafında topladı. Muhalifler de Mustafa Kemal’in salahiyetlerinin sınırlandırılması için İkinci Grubu kurarak yanıt verdi. Bir yandan da Enver Paşa Anadolu’ya gelmek için uğraşıyordu ancak Karadeniz’de Milliyetçilerce engellendi. Yunan zaferi 5 Ağustos 1921’de Mustafa Kemal’e olağanüstü yetkiler tanıyan sürece kaynaklık etti. 23 Ağustos – 15 Eylül arasında Sakarya Meydan Muharebesi Mustafa Kemal’in liderliğini teyit ettirdi.
...
Mudanya Mütârekesi, Kurtuluş Savaşı'nın sonunda 11 Ekim 1922 imzalandı. Osmanlı İmparatorluğu bu mütarekeyle beraber hukuken sona erdi.
...
Birinci Meclis’in son toplantısında, 15 Nisan 1923’te, Hıyanet-i Vataniye Kanunu kabul edilerek Dokuz Umde dışında siyaset yapmak fiilen yasaklandı. Bu kapsamda İzmir Suikastı yargılamalarının İTC'ye uzanan siyasi yönü vurgulanır.”
Kaynaklar: “https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ttihat_ve_Terakki
İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ - TDV İslâm Ansiklopedisi (islamansiklopedisi.org.tr)







TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...