Osmanlı da seçim yapıldı mı, kaç seçim yapıldı, meclis var mıydı? Kısa bilgilendirmeler içermektedir. Maalesef okul tarih kitaplarında bu konular okutulmamıştır. Bundan sonraki okul tarih kitaplarına konulması ve okutulması, okutulan tarih konusunda sonradan yaşanabilecek hayal kırıklıklarına engel olacaktır.
Aşağıda monarşi ve meşrutiyet tanımlarından sonra seçimlere ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
“Monarşi; bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Bu hükümdar, Türkçede han, kağan, hakan ile başka dillerden geçmiş kral, imparator, şah, padişah, prens, emir gibi çeşitli adlar alabilir. Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır.
Parlamenter monarşi: Kral devletin simgesi olarak kalır, ancak yürütme yetkisini bir hükûmete bırakır; hükümet de halk tarafından seçilmiş bir millet meclisinin kararlarına uymaya zorunludur. Hollanda, Danimarka, Birleşik Krallık, Japonya, İsveç ve Belçika'da durum böyledir
Meşrutiyet: Hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halk oyuyla seçilen meclis tarafından kısıtlandığı yönetim biçimi. Daha genel ifadesiyle; meşrutiyet, bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan yönetim biçimidir. Arapça şart kökünden türemiş olan meşrutiyet 19. asırdan itibaren Osmanlı Devleti'nde meclisli saltanat-hilafet anlamında kullanılmıştır.
I. MEŞRUTİYET: Namık Kemal, Ziya ve Mithat Paşalar'ın önderliğinde 23 Aralık 1876'da ilan edilmiştir.
I. Meclis-i Mebusan: 1877 Mart-Haziran Osmanlı Meclis-i Mebusanı veya I. Meclis-i Mebusan, Türk tarihinde halk oylarıyla seçilen ilk meclistir. 18 Mart - 28 Haziran 1877 tarihleri arasında görev yaptı.
18 Mart 1877'de çalışmalarına başlayan meclisin üyeleri, vilâyet, liva ve kazaların idare meclisleri üyeleri arasından seçildi. Seçilmek için 25 yaş esas alınması, ayrıca seçilebilmek için, az çok emlâk sahibi olmak şartı konmuştu. Seçimlerin sonucunda, her vilâyet belirtilen sayıdaki mebus seçerek İstanbul'a gönderemedi. Tunus, Mısır, Romanya, Sırbistan ve Karadağ mebus göndermedi. İç işlerinde serbest olan bu vilayetler mebus göndermeye kendilerini mecbur hissetmedi. 69 üyesi Müslüman, 46 üyesi gayrimüslim olmak üzere 115 üyeden oluşan ilk Meclis-i Mebusan'ın başlıca özelliği, imparatorluk içine yayılmış çeşitli etnik gruplardan (Türk, Arap, Kürt, Laz, Ulah, Arnavut, Boşnak, Rum, Ermeni, Bulgar, Yahudi vb.) oluşmasıydı. Meclis 28 Haziran 1877'de dağıldı.
II. Meclis-i Mebusan: 1877-1878 Osmanlı Meclis-i Mebusanı veya II. Meclis-i Mebusan Osmanlı Meclis-ı Umumisi'nin alt kanadı olan Meclis-i Mebusan'ın II. dönemidir. Meclis, 13 Aralık 1877 - 14 Şubat 1878 tarihleri arasında görev yaptı.
13 Aralık 1877'de toplandı. Bu dönem mebusları da aynen birincide olduğu gibi seçilerek gelmişlerdir. Mebus sayısı 56'sı müslim, 40'ı gayrimüslim olmak üzere 96’ya düşmüştür. Başkanlığa İstanbul mebusu Hasan Fehmi Efendi, ikinci başkanlığa Hovhannes Efendi getirildi. 1877-1878 tarihleri arasında yaşanan Türk-Rus savaşı, 93 Harbi dolayısıyla II. Abdülhamit tarafından tatil etmiştir. 30 yıl süren tatil sonunda hayatta kalan iki Âyan üyesi 1908'de toplanan meclise dahil edilmiştir. Hatta bu dönemin tatil dönemi olduğu, çıkarılan kanunlara "kanuniyeti sonradan teklif olunmak üzere" kaydıyla "kanun-u muvakkat" ibaresinin ilave olunmasından da anlaşılmaktadır.
II. MEŞRUTİYET: 24 Temmuz 1908'de Kanun-ı Esasi'nin yeniden yürürlüğe konması İkinci Meşrutiyet döneminin başlangıcı sayılır. Bu dönem, 11 Nisan 1920 tarihine kadar sürmüştür.
III. Meclis-i Mebusan: 1908-1912 Osmanlı Meclis-i Mebusanı veya III. Meclis-i Mebusan, Osmanlı Meclis-ı Umumisi'nin alt kanadı olan Meclis-i Mebusan'ın II. dönemidir. 17 Aralık 1908 - 18 Ocak 1912 tarihleri arasında görev yaptı.
II. Abdülhamid döneminin sonunda, 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet'in ilanıyla, aynı yılın Kasım ve Aralık aylarında mebus seçimi yapıldı. Ahrar Fırkası ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin katıldığı seçimlerde, İttihat ve Terakki çoğunluğu sağladı ve 17 Aralık 1908’de (Rumî takvime göre 4 Kânunuevvel 1324) 3. Meclisi Mebusan açıldı. Bu Meclis, 31 Mart Olayı ve II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi sonrasında Mayıs 1909’da Kanuni Esasi üzerinde değişiklikler yaparak padişahın ve Ayan Meclisinin yetkilerini daralttı, kendi yetkilerini arttırdı. 1911’de tek bir mebusluğu ilgilendiren, ancak siyasi yankıları yüksek olan bir ara seçim yapıldı.
III. dönem Meclis-i Mebusanı'nda 142 Türk, 60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni (bunlara 4 Taşnak ve 2 Hınçak mensubu dahildi), 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp, 2 Ulah ve 1 Asuri (Dawud Bey Yusufani, Musul Vilayeti) mebus bulunmaktaydı. İdeolojik altyapısı dönem içinde şekillenmeye devam edecek olan İttihat ve Terakki Fırkası yaklaşık 60 mebusun desteğine sahipti.
IV. Meclis-i Mebusan: 1912 Nisan-Ağustos Osmanlı Meclis-i Mebusanı, II. Meşrutiyet döneminin ikinci Meclis-i Mebûsan'ı padişahın birincisini 18 Ocak 1912'de feshetmesi ve yapılan seçimlerden sonra, 18 Nisan 1912'de toplandı. Bu Meclis, 5 Ağustos 1912'de, içte ve dışta siyasi ortamın gerginleşmesi nedeniyle Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın önerisi ile Padişah V. Mehmed Reşad'ın irade-i seniyesi uyarınca feshedildi. Balkan Savaşları nedeniyle seçime gidilemedi ve sıkıyönetim ilan edildi.
Bu seçim Türk Parlamento Tarihi'nin ilk erken genel seçimidir. Hem iktidar hem de muhalefet büyük bir sertlikte kampanya sürecini yürütmüşlerdir. Kolluk güçlerinin ile İttihat ve Terakki üyelerinin oy kullanmaya gelen seçmen kitleleri üzerinde baskı, yıldırma, caydırma ve hatta şiddete varan eylemleri olmuştur. Hürriyet ve İtilaf Edirne Mebus Adayı Rıza Tevfik’in dövülmesi olayıyla bu durum açığa çıkarmıştır. Bu bağlamda 1912 seçimleri, devrin muhalifleri tarafından "dayaklı" veya "sopalı" seçim olarak isimlendirilmiştir. İttihat ve Terakki'nin ezici bir çoğunlukla kazandığı 1912 Seçimleri, pek çok açıdan itiraz ve eleştirilerin odağı olmuştur. Seçimler adil, eşit ve güvenilir bir zemine oturmadığından Türk Parlamento Tarihi'nin ilk hileli seçimler olarak kabul edilmiştir. Sonuçta, 1912 Seçimleri sonrası Meclis-i Mebûsan’ında oluşan yeni tablo muhalefeti tam manasıyla sindirmiş, İttihat ve Terakki mecliste tam hakimiyet kurmuştur.
V. Meclis-i Mebusan: 1914-1918 Osmanlı Meclis-i Mebusanı, Bâb-ı Âli Baskını sonrası 1914'te tek parti düzeninde seçime gidildi ve V. Meclis-i Mebûsan 87 sandalyenin tamamını İttihat ve Terakki kazandı. Bu Meclis I. Dünya Savaşı boyunca görev yaptı.
VI. Meclis-i Mebusan: 1920 Osmanlı Meclis-i Mebusanı ya da VI. Meclis-i Mebusan, 12 Ocak - 18 Mart 1920 tarihleri arasında görev yapan son Osmanlı Meclis-i Mebûsanı'dır. 16 Mart 1920'de İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesi nedeniyle 18 Mart'ta çalışmalarını sonlandırdı. Bu meclisteki mebusların büyük bölümü 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da açılan Büyük Millet Meclisi'ne katıldı.
12 Ocak 1920'de İstanbul'da toplanan son Osmanlı Meclisi Mebusanı'nda Mustafa Kemal Paşa Meclis Başkanlığına seçilmedi. Hatta Müdafaa-i Hukuk Grubu yerine de Felah-ı Vatan Grubu kuruldu.
Sivas Kongresi kararlarının görüşülmesi sırasında Mustafa Kemal Paşa'ya bağlı genç mebusların baskısıyla Kongre kararları onaylandı. 17 Şubat 1920'de oybirliği ile altı maddelik Misak-ı Millî’yi kabul etti. Bu maddelerin önemlisi şüphesiz Hatt-ı Mütareke dahil ve haricindeki Türklerle meskun toprakları bölünmez bir bütün olarak kabul eden I. Maddedir.
İtilaf Devletleri Misak-ı Milli'nin kabul edilmesinden sonra, Sevr Antlaşması'nı Osmanlı hükûmetine kabul ettirmek amacıyla 16 Mart 1920'de İstanbul’u resmen işgal ettiler. Meclis buna rağmen 18 Mart'ta son bir kez daha toplandı. Bu son oturumda da çalışmalara ara verildi. Meclis İtilaf Devletleri tarafından basılınca, padişah tarafından 11 Nisan'da dağıtıldı.
III. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM): Yeni Büyük Millet Meclisi'ne delege seçmek için 1920 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nda genel seçimler yapıldı. Seçimleri İtilaf Kuvvetlerin işgalini protesto eden milliyetçi yerel gruplardan oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti domine etti.
İstanbul işgal edildikten sonra, Türk Milli Hareketi lideri Mustafa Kemal, 19 Mart'ta il idarelerine ve ordu komutanlarına telgraf göndererek Büyük Millet Meclisi seçimleri yapmalarını istedi.
Seçimlerden sonra, yeni Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de Ankara'da, başkan Mustafa Kemal liderliğinde bir araya geldi.”