28 Şubat 2021 Pazar

Bilgiden Yararlanmak 010321

Hangi konuda olduğu önemli değil, sorulan bir soruya cevap verince; “aaa ben bunu biliyordum!” tepkisi ile karşılaşabiliyoruz.

Doğrudur pek çok şeyi biliyoruz ama bu bildiklerimizden ne kadar yararlanıyoruz? Veya yeterince yararlanıyor muyuz?

Çok az bir gayretle cevabını verebileceğimiz sorularımızın cevabını, sahip olduğumuz bilgilere başvurarak değil de, başkalarına sorarak mı arıyoruz? Aldığımız cevaplar ne kadar sağlıklı?

Esasında pek çok doğru bilgiye kolaylıkla ulaşabiliriz. Bunu iki şekilde yapabiliriz.

İlk aşamada aklımızı ve zihnimizi biraz yorarak, sahip olduğumuz bilgilere ulaşır ve orada cevapları bulabiliriz. Bu şekilde hareket ederek, gereksiz sorular sormaktan kaçınmış oluruz. Zira yararlanmadığımız bilgilerimiz, kütüphanemizde okunmayan kitap gibi öylece orada durur. 

Şayet ilk aşamada cevap bulamadığımız bir soru varsa bu kez cevap aranacak alanı genişletiriz. Kütüphanemize başvurabiliriz, arama motorlarından konunun uzmanı sitelere başvurabiliriz, yine diğer iletişim araçları ile konunun uzmanı kişilerle görüşebiliriz. En azından soruyu ilgisiz veya konu hakkında yeterince bilgisi olmayanlara değil, muhatabına yani uzmanına sormuş ve doğru cevabı almış oluruz.

Aklımızı tembelliğe alıştırmamalıyız, muhakeme ve analizlerle, bilgilerimizden ve bilgilerden azami şekilde istifade etmeliyiz.

Bilgi/veri; kağıt ortamında ise %15 inden elektronik ortamda ise %85 inden yararlanılabilmektedir. Analiz edilecek veriler e-ortamda olmalıdır.

Bilgiyi paylaşmak kütüphaneye benzer, herkes yararlanır,… bilgi cimriliği, bilgiyi kendine saklamak ise evde saklanan kitaplara benzer yararlanan yok denecek kadar azdır!












4 Şubat 2021 Perşembe

Rektör, Öğrenciler ve Bir Kurgu 040221:

Rektör, Öğrenciler ve Bir Kurgu 040221:

Üniversitede okurken bırakın üniversite rektörünü, fakülte dekanının ismini dahi bilmedik. Bilmek ihtiyacı dahi hissetmedik. Buna ne zaman ihtiyaç duyulur? Fakültede üniversitede işler iyiye gitmediği, bir takım işler aksadığı zaman veya iş icabı olabilir.

Atanmış ve henüz hiç bir olumsuz, kötü hatta hiç bir icraatı olmamış bir rektör atamasına niçin karşı çıkılır? Daha doğrusu bu karşı çıkma olayını kim organize eder? Bence can alıcı nokta burada. Öğrencilerin çok umurunda olduğunu zannetmiyorum. Öğrenciliğimizde dersimizle ve ihtiyaçlarımızı gidermekle uğraşırdık. Kim rektör kim dekan umurumuzda da olmazdı. Bizim derdimiz sağlıklı bir eğitim alabilmekti.

Bu günlerde gündeme gelen, Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan olaylar, muhtemelen birilerinin kurguladığı ve uygulamaya koyduğu bir oyundur. Yine muhtemelen dış kaynaklı ve yerli işbirlikçileri ile birlikte yürütülen bir oyundur. İstihbarat birimlerimiz bu olayı ve faillerini deşifre etmelidir.

Boğaziçi Üniversitesinin kurulduğundan günümüze kadar yöneticilerine/rektörlerine bakınız. 1971 yılında devlete devredilene kadar tümü yabancı ve muhtemelen Amerikalı. Muhakeme edelim; atamayı ABD yaparsa problem yok, ama Türkiye Cumhuriyeti yaparsa istemezük öylemi! Üstelik bunu diyenler güya anti emperyalistler, öylemi!

Sonra Türkiye’nin kendi üniversitesine rektör ataması ABD yi ne ilgilendirir? Güya ABD açıklama yapmış! Türkiye ABD’nin; Massachusetts, Stanford, Harvard, Chicago, Yale gibi üniversitelerine atanan rektör ve/veya yöneticilerine karışıyor mu? 

Yada Avrupa ülkelerinin yönetim şekillerine karışıyor mu? İngiltere, Belçika, Hollanda, İspanya, Danimarka ve Norveç gibi ülkelere, şu krallıklarınızı kaldırın diyor mu?

Yapmayın etmeyin! Olayları akıl süzgecinden geçirin, olayları muhakeme edin. Sokakta olanlardan ziyade, onları sokağa dökenlere dikkat edelim. Sokağa dökülenlerin de niçin kolaylıkla sokağa döküldüklerini, birilerinin döşedikleri raylarda kolaylıkla yürüdüklerini sorgulayalım, tedbir alalım. 

Bu olaylara karışan terör örgütü üyelerini, görev ve unvanları ne olursa olsun bu teröristlere bizzat gidip destek olanları, destek mesajları atanlar hakkında gereği yapılmalı verdikleri zararlar da kendilerine ödettirilmelidir! Bunlar yine iyi bir bilgi akışı ve istihbarat ile yapılmalıdır. Önceden istihbarat, tedbirdir. Ülkemize huzursuzluk vermeyi düşünen yabancı ve yerli fitne ve fesat odaklarının bu politikaları boşa çıkarılmalıdır.

Birileri de muhtemelen; bu olay üzerinden iktidarı nasıl yıpratırım, buradan bana ekmek çıkar mı (!) düşüncesiyle bu olayı körüklüyorlar. Sıfır icraatı olan veya icraatlarıyla topluma sadece maliyet yükleyen parti veya belediye başkanları, kendi durumlarına ve icraatlarına bakmadan hiç bir icraatı olmamış bir rektörün istifasını istiyorlar. Bunun adı nedir? Yanlış yapıyorlar. 

Büyük resmi görmek lazım, olayların kaynağını yani kurgulandığı yerleri görmek lazım. Çözmek istihbarat birimlerine, gereğini yapmak kolluk güçlerine sonra da adli mercilere. Kolay gelsin.

Bu arada kalkınırsak, bu tür olayları yaşamayacağımızı düşünüyorum. O halde işimizi en iyi şekilde yaparak kalkınmaya katkı sağlayalım. Tabii ki, rektörlüğü de, talebeliği de, öğrenciliği de, parti başkanlığını da, belediye başkanlığını da ve her işi de.



TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...