31 Mayıs 2023 Çarşamba

Kurumlar 310523:

Kurumlar hakkında bazı gözlem tespit analiz ve öneriler.

2023:
1.Telefon teröristliğine dur denmeli! Paketiniz bitti yalanı vb ile olmadık aramalardan bıktık engelle engelle bitmiyor! Lütfen ilgili kurum ve bakanlıklar bu telefon tacizlerini durduracak tedbir alsın! 

2. Lojistik merkezleri... kriz yönetimi, sevk, koordinasyon, kriz sonrası yönetim önemli...! Koordinasyondan sorumlu kurum (AFAD) bu işi layıkıyla yapmalı! Yapılanlar olumlu.

2022:
3. Etkili ve fonksiyonel karar, tedbir, değerlendirme, denetim ve sonuç almak için, ilgili tüm bakanlık ve kurumlarda, "risk analiz" birimleri hayata geçirilmelidir!

Kontrol ve denetim ile kolaylaştırma ve basitleştirmenin sınırı, risk yönetimi ile belirlenmelidir. Aksi durum, etkinliği ve verimliliği olumsuz etkiler.

2021:
4. Her alanda yozlaşma ile mücadele etmek durumdayız. Fert olarak, aile olarak, toplum olarak, devlet olarak, stk, üniversite, belediye, iktidar, muhalefet olarak çalışmak, maddi ve manevi alanda üretmek, kalkınmak zorundayız! 

5. Bir toplumda bir çok şey at başı gider... bir alanda başarı varsa diğer alanlarda da başarılar olur... bir alanda yozlaşma var ise diğer alanlarda da var demektir... Bakınız futbol maçlarına, dizilere, sözde sanatçılara, tanımadığımız ünlülere pek çok alanda yozlaşma var.

6. Kitap okumayan insanın bahanesi de (devlet, aile çevre şu bu) çoktur! Oysa bir kitap alıp okumayı engelleyecek insanın kendisinden başka hiç bir engeli yoktur.

7. En küçük ekonomik krizde devlet desteği isteyen TESK, TOBB gibi STK'lar, döviz kuru yükseldiği gerekçesiyle yaptıkları zammı, döviz kuru düştüğü için indirmeleri için üyelerine çağrı yapsalar ya! Bir ucundan tutsalar ya! 

8. Kripto para ile ödeme ve aracı kurum yasak! Kripto para düzenlemesi bugün yürürlüğe girdi (Basından-300421).

2020:
9. Daha çok kurum ve işlem e-işlemlere taşınmalı. e-işlemlere geçmiş kurumlar, e-faaliyetleri daha fonksiyonel hale getirmeli. Şöyle ki, bir sürecin bir aşaması için "şahsen gelmelisiniz" dayatması diğer tüm e-aşamaları baltalıyor, buna müsaade edilmemeli! 

Kamu ve özel tüm muhatapları; elektronik, yani e-işlemleri mümkün olduğunca arttırmalı, bizzat gitmeyi asgari seviyeye çekmelidirler. Mümkün olduğunca çok e-işlem.

10. Zannederim, kurulduğundan beri, Devletin, sosyal devlet fonksiyonunu en yoğun ve en yaygın hissettirdiği bir dönem yaşıyoruz. Milletin gönüllü yardımları da öyle. Bu idrakle ve liyakatle vazife yapılsın. Tedbirlere uyulsun.

11. Nafaka ile ilgili kanun teklifini getiren bakanlık, acaba taslak aşamasında "Düzenleyici Etki Analizi" (taslağın bütçeye, mevzuata, sosyal, ekonomik ve ticarî hayata, çevreye ve ilgili kesimlere etkileri hakkında ön değerlendirmedir) çalışması yaptı mı?

2019:
12. THK , Kızılay, TRT, TCDD, TKİ, TMO vb özerk kurum ve kuruluşlar ile KİT'ler; çok daha verimli yönetilebilir, alanlarında çok daha aktif olabilirler.

13. 2019'da Ülkem İçin Bir Fikrim var https://iletisim.gov.tr/turkce/ulkem uygulamasının başlatılması sevindirici teşekkürler.

14. Terör örgütlerinin insan ve maddi olarak verdiği zararlardan, terör örgütünü doğrudan veya dolaylı olarak, bilerek veya bilmeyerek destek olan kişi, ülke, kurum, örgüt şu veya bu herkes mesuldür ve haklarında maddi/manevi tazminat davaları açılmalıdır. 

15. Ülkede algı operasyonları gırla. Ve bunu, tabiri caizse herkes ABD, Batı, Rusya vb ile uzantıları ve hatta terör örgütleri yapıyor. İlgili istihbarat vb birimler gerekli tedbirleri almalı, yapanları deşifre etmelidir.

16. Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir an önce kurumsallaştırılması, devletin tüm kurum ve kuruluşlarının yapısal dönüşümlerini sağlayarak, kalkınma odaklı, verimli çalışması ve çalıştırılması dileğiyle, Nice Seneler (260219).


2018:
17. Daha çok hizmet e-ortama taşınmalı, e-devlet ortamında yürütülmeli, kurum ve kuruluşlara zorunlu fiziki gidişler azaltılmalıdır.

18. Kurum ve kuruluşlar, olması gerektiği kadar yetki ve buna mütenasip sorumluluk üstlenilmelidir. Aksi takdirde “Herkes, Birisi, Herhangi Biri ve Hiç Kimse" hikayesi gibi iş ortada kalabilir.

19. Bürokrasi kelimesi, kamu için kullanılır ama maalesef artık bürokrasi üretmeyen hiç kimse yok gibi; kişi, kurum, kuruluş, birim, esnaf, tüccar, sanayici, banka, dernek velhasıl, herkes çözümsüzlüğü gösteriyor.

20. Devletin kurumları, ciddi konularla, faydalı icraatlarla gündeme gelmeli. Hiç bir kurum, lüzumsuz ve gereksiz konularla gündemi işgal etmemeli. Yazıktır, günahtır. Millete gereksiz maliyettir.

21.Özlemimdir; "kalkınmış insan", "kalkınmış toplum", "kalkınmış devlet" ve buna herkes katkı sunabilir, sunmalıdır da!

2017:
22. Bütün kurum ve kuruluşlar verimliliğini sorgulamalıdır. Hantallığa, verimsizliğe, çözümsüzlüğe gerek yok.

23. Kurum ve fertlerin birbirine köstek değil, destek olmaları için; kişilerin kibir, hırs ve hasedi terk etmeleri gerekir.

24. Kurum ve kuruluşlar sadece talimatla iş yapmamalı, Dünya uygulamalarını geride bırakacak projeler üretmelidirler.

25. Feto’yu kuran ve kullananlar tespit edilinceye kadar, ABD ve Avrupa kulağının üstüne yatacaktır. Bu tespit yapılmalıdır. İlgili kurum ve birimler bu durumu deşifre edecek çalışmalar yapmalıdırlar.

26. Ülke ve coğrafyada yaşanan olayları deşifre edecek bilgiye/istihbarata, olayları iyi analiz edecek ferasetli insanlara, doğru bilgilendirme yapacak, araştırmacı, sırtı terleyen basın yayın kurum ve çalışanlarına çokça ihtiyaç var.

27. Sürdürülebilir refah için Devlet yönetimindeki kurumları, etkin ve verimli çalıştırmak gerekir.

28. Telefon faturası ödemesi, lojman, makam aracı, kamp vb devlet bütçesi destekli uygulamalar asgariye indirilmeli, hatta sonlandırılmalıdır.

2016:
29. Tüm bakanlık, kurum ve kuruluşlar; süreç analizini süratle yapsın, işlevsiz tüm süreçleri kaldırsın. Sistem boşluk kaldırmıyor.

30. Kurumlarda hiyerarşik yapı ve bu yapıda bilgi paylaşımı işlemelidir. İşlerse, kurumun başındaki kişi olmasa bile kurum şakı şakır işler.

31. Dünya devleti olmak için önce tüm kurum ve kişilerin buna inanması, bu yönde çalışmaları ve üretmeleri gerekir.

32. Tüm kurum ve kuruluşlara; işinizi iyi yapın, lakayt değil, liyakatli olun, çalışın, üretin.

33. Teröristlerin faaliyetlerini sonlandırmasını sağlayacak, devlet/kurum/kişilere dokunmak gerekir. 

34. Gümrük kapılarında 14 kurum ve kuruluş ile Tek Pencere Sistemi E-belge uygulaması hayata geçirilmiştir.

35. Hastaneler (Devlet, Üniversite) çok kalabalık, muayenehaneler de. Hastalar mı arttı, fantezi hastalıklarımı çoğaldı, süreç mi uzun? Sağlık Bakanlığı çalışması var mı? İstatistikler ne diyor. Özel muayene ücretleri de makul olmalı.

Aşağıda başlığı verilen ve diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir.
1.Yapısal değişimler gerçekleşti mi? 091020





29 Mayıs 2023 Pazartesi

Seçim Sonuçları (kazananlar ve kaybedenler) 290523:

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu 28 mayıs 2023 günü yapıldı. Seçimde Cumhur ittifakının adayı Sn Erdoğan ve Millet ittifakının adayı Sn Kılıçdaroğlu yarıştı. Seçimi %52,18 oy oranı ile Sn Erdoğan kazandı. Rakibinin oy oranı ise %47,82 de kaldı.

Rabbim, seçim sonuçlarını ülkemize, halkımıza, tüm İslam alemine ve tüm dünyaya hayırlı eylesin.

I.KAZANANLAR:
Cumhur ittifakının adayı Sn Recep Tayyip Erdoğan rakibini 12 nci kez yenerek kazandı.
Anadolu halkı, irfanı, basireti kazandı.
Yerli, milli ve bağımsız duruş kazandı.
Güven ve istikrar kazandı.
Yatırım, üretim, kalkınma hamleleri kazandı.
Meydanlar ve sessiz çoğunluk kazandı.
Değerler kazandı, değerlerine sahip çıkanlar kazandı.
Öz güven kazandı.
Mazlumlar kazandı, Müslüman halkların duası, umudu kazandı.
...
Kazananlardan beklentimiz; liyakatli kadrolar ile (ekonomi, piyasalar ile vergi ve yargı reformlarının gerçekleştirilmesi vb) maddi ve manevi kalkınmanın tamamlanmasıdır. Türkiye yüzyılının gerçekleştirilmesidir.

II.KAYBEDENLER:
Millet ittifakının adayı Sn Kılıçdaroğlu rakibi karşısında yine kaybetti. Skor 12-0 oldu.
6’lı, 6+1’li, 7’li masa kaybetti. 
Bu masayı kuran üst akıl kaybetti. 
Bu masanın etrafındakiler, altındakiler kaybetti.
Masada oturan, masaya oturup kalkan, masaya sonra dahil olan, masanın gizli müdahilleri dahil tüm masa kaybetti.
Kendilerine makam vadedilen ve belediyecilik yapmayan belediye başkanları kaybetti.
Yalan ve algı siyaseti kaybetti.
Gerçekleşemez vaatleri verenler kaybetti.
Tehdit edenler kaybetti.
7 düvel kaybetti.
Küreselciler, emperyalistler, ABD, Avrupa (AB) gibi 6’lı masa destekçileri ve onların yerli uzantıları kaybetti.
Terör örgütleri ve bu örgütlerin Kandil, Avrupa ve ABD deki temsilcileri kaybetti. 
Sanatıyla değil de siyasi söylemleriyle gündeme gelmeye çalışan yerli ve milli olmayan sanatçılar kaybetti.
Muhafazakar kesime, İslam'a, değerlere çemkirenler kaybetti.
LGBT savunucuları kaybetti, 
Sosyal medyadaki küfürbazlar kaybetti.
Mahalle baskısı uygulayanlar, sekülerler kaybetti.
Vatandaşın değerlerine saygı duymayanlar ve onları küçümseyenler kaybetti.
Twitter algıcıları kaybetti.
Üretim ve kalkınma düşmanları kaybetti.
...
Kaybedenlerden beklentimiz; “mutlu körlük” (mutlu körlük; insanın; yaptığı yanlışı, beceri eksikliğini, gayret eksikliğini, üretimsizliğini,... doğruymuş, normalmiş, başarıymış gibi görmesidir) sergilemeyi bırakıp, koltuklarını yenilere devretmeleridir.

III.BAHANE:
Kaybedenin bahanesi çoktur. Oysa bahane değil, sağlıklı analizlerin yapılarak sağlıklı politikalar uygulayacak doğru insanların tercih edilmesi başarıyı getirir. 

IV.TEBRİKLER:
Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan üçüncü kez seçildi. Dünya liderleri tebrik yarışına girdi. Muhalefeti destekleyen ABD başkanı Biden, AB üyesi ülke liderleri dört gözle işbirliği beklentilerini ilettiler. İngiltere Başbakanı, Rus Lideri Putin, Venezuela ve Çin liderleri, Türk Dünyası ve İslam Dünyası liderleri tebriklerini ilettiler. Ama ana muhalefet lideri tebrik etmedi! Oysa bu davranış nazik ve profesyonel bir davranış değil!

Avrupa, Balkanlar, İslam dünyası ve pek çok ülkede sevinç kutlamaları yapıldı. 

Biz de, doğrudan halk oyuyla üçüncü defa Cumhurbaşkanı seçilen Sn Recep Tayyip ERDOĞAN'ı tebrik ediyor, Ülkenin maddi ve manevi kalkınması yolunda ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşünde başarılar diliyoruz.
  






24 Mayıs 2023 Çarşamba

Güncel Bazı Ticari Konular; Faiz, Vade Farkı, Taksitli Satış, Enflasyon, Borç...240523:

Günlük yaşantımızda ticari hayatta, ticari işlemlerde, alış-veriş, borç alma-verme, kredi, enflasyon, vade, taksitli satış, vade farkı, faiz, kâr-zarar ortaklığı gibi uygulamaların kimi ile iç içeyiz kimi ile zaman zaman karşılaşıyoruz. Bu ve bazı konularda İslam'ın öngördüğü hususları merak ediyor veya bazı konularda tereddüt yaşayabiliyoruz.

İslam'da ticari hayat konusu İlmihal kitaplarında, fıkıh kitaplarında geniş ve ayrıntılı olarak yer almaktadır. Tabii ki bunların başlangıç noktası, çıkış yeri de Kuranı-ı Kerim ve Hadisi Şeriflerdeki hükümlerdir. Güncel konulara ilişkin sorulara, Diyanet yanında Prof Dr Hayrettin Karaman, Prof Dr Hamdi Döndüren gibi alimler cevaplar vermektedirler. İslam dünyasında da güncel konulara ilişkin zaman zaman toplantılar yapılmakta ve kararlar da alınmaktadır. Basılı kitap veya elektronik ortamda bu kaynaklara her zaman ulaşmak ve bakmak mümkündür. Çok geniş olan bu konularda veya detaylarında, her zaman ana kaynaklara ve işin uzmanlarına rücu etme imkanımızın olduğunu unutmamak gerekir. Bu yazının asıl amacı günlük ticari hayatta karşılaştığımız konularla ilişkin olarak bu adreslere gidilebileceğine işaret etmektir. 

İslam'da ticari hayata ilişkin ana kaynakları belirtikten sonra bu kaynaklardan derlediğimiz faiz, vade farkı, taksitli satış, borç enflasyon gibi bazı güncel konulara ilişkin derlememize aşağıda yer verilmiştir.  

I.FAİZ:

Türkçedeki yaygın karşılığı “faiz” olan Arapça ribâ kelimesi sözlükte “fazlalık, nemâ, artma, çoğalma; yükseğe çıkma; (beden) serpilip gelişme” gibi anlamlara gelir.

Faiz: 1).İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema. 2).Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli. (TDK).

Kur’an’da sekiz yerde geçen ribâ kelimesi bu örfî anlamında kullanılmış, hadislerde de ribâ kavramına yeni bir boyut getirilerek literatürdeki vade faizi - fazlalık faizi (ribe’n-nesîe - ribe’l-fadl) veya borç faizi - alışveriş faizi (ribe’d-deyn - ribe’l-bey‘) şeklindeki ayırım ve adlandırmalara zemin hazırlanmıştır.

Faizle ilgili ayetler: (Rûm/39), (Bakara/275-279), (Âl-i İmrân/130), (Nisâ/160-161):

"İnsanların malları içinde artsın diye faizli ödünç verdikleriniz Allah katında artmaz. Allah’ın hoşnutluğunu isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte (mânevî kârlarını) kat kat arttıranlar onu verenlerdir." (Rûm/39).

"Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, "Alım satım da ancak faiz gibidir" demeleridir. Halbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Allah’tan bir öğüt erişir de faizciliği bırakırsa geçmişte yaptığı kendisine aittir, işi de Allah’a kalmıştır. Kim de yine faizciliğe dönerse işte bunlar orada devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir." (Bakara/275).

"Allah faizi tüketir, sadakaları ise arttırır ve Allah hiçbir inkârcı günahkârı sevmez." (Bakara/276).

"Şüphe yok ki iman edip dünya ve âhiret için yararlı şeyler yapanlar, namaz kılanlar ve zekât verenlerin rableri katında ecirleri vardır; onlara ne korku vardır ne de üzüleceklerdir." (Bakara/277).

"Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın." (Bakara/278).

"Bunu yapmazsanız Allah ve resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin. Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere ana paranız sizindir." (Bakara/279).

"Ey iman edenler! Kat kat faiz yemeyin. Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz." (Âl-i İmrân/130).

"Yahudilerin zulmü sebebiyle, bir de pek çok kimseyi Allah yolundan engellemeleri, kendilerine yasaklandığı halde faizi almaları ve haksızlıkla insanların mallarını yemeleri yüzünden önceden helâl kılınan temiz ve iyi şeyleri onlara haram kıldık ve içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık." (Nisâ/160-161).
...

Resûl-i Ekrem, bir mal veya paranın kendi cinsinden bir mal veya para ile aynı miktarda bile olsa vadeli satışını faiz olacağı gerekçesiyle yasaklamıştır (Buhârî, “Büyûʿ”, 76; Müslim, “Müsâḳāt”, 75).

Altın, gümüş, buğday, arpa, hurma ve tuzun birbiriyle mübadelesinde faizin cereyan ettiği ittifakla benimsenmiştir.

Hadislerde aynî mübadeleye getirilen sınır ve ince ölçüler Resûl-i Ekrem’in para ekonomisini tercih ettiğini ortaya koymaktadır.

İslâm’ın izin verdiği vadeli tek satış türü bedellerden birinin para olduğu muameledir. Bu izni, veresiye alışverişlere olan ihtiyaçtan dolayı sadece paraya tanınan bir imtiyaz gibi görmek mümkündür.

Negatif Faiz: Faizli bir ödünç akdinde ana para ile faiz toplamı vade sonunda, vade başındaki ana paradan daha az mal ve hizmet satın alıyorsa buna negatif faiz denir. Bu durum faiz haddinin enflasyonun altında tesbit edilmesi halinde ortaya çıkar.

Karz-ı hasenden veya bir satım akdinden doğan borcun gecikmesi halinde enflasyon sebebiyle meydana gelen kayıp ise negatif faiz olarak değerlendirilemez. Böyle bir durumda alacaklının enflasyon sebebiyle uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiği konusunda günümüz hukukçuları arasında ittifak bulunduğunu söylemek mümkündür.
...
Mûsevîlik ve Hıristiyanlıkta faiz kökten yasaklanmıştır. Ancak Yahudiler faiz yasağını sadece kendi aralarında uygulamış, yabancılardan faiz almakta bir sakınca görmemişlerdir (Tesniye, 23/19-20).
...
1789 Fransız İhtilâli sonrasında kanunun belirlediği sınırlar çerçevesinde faizli işlemlere resmen izin verildi. Merkantilistler faizi, arazinin icarı ve gayri menkullerin kirasıyla aynı hükümde ve değerde tutarak, “Faiz de kapitalin kirasıdır” demişlerdir.
...
Faizle İlgili Bazı Milletlerarası Kararlar:

a) Banka faizleriyle ilgili olarak 1975 yılında Kahire’de toplanan ve İslâm hukukçularıyla birlikte diğer hukukçu, iktisatçı ve mütefekkirlerin de katıldığı II. İslâm Araştırmaları Kongresi’nde, ödünç türleri üzerine tahakkuk ettirilen her çeşit faizin haram olduğu ve bu konuda tüketim kredisiyle üretim kredisi arasında bir fark bulunmadığı gibi faizin azıyla çoğu arasında da fark olmadığı, faizli kredinin her çeşidinin Kur’an ve Sünnet’in yasakladığı haram kapsamına girdiği, ihtiyaç ve zaruretin faiz almayı câiz kılmayacağı, aynı şekilde faizli kredi almanın da haram olduğu ve bunu ancak zaruret halinin câiz kılabileceği, faizle ilgili olmadıkça câri hesap, çek bozdurma, kredi mektubu gibi işlemlerin câiz olup bunlardan alınan komisyonun faiz sayılmayacağı, vadeli hesapların, açılan faizli kredilerin ve faiz karşılığında verilen diğer kredi türlerinin haram olduğuna karar verilmiştir.
...
b) 20-22 Mayıs 1979da Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dübey şehrinde yapılan I. İslâm Bankası Kongresi’nde İslâm ülkelerine, bankalarını İslâm bankacılığı prensiplerine göre kurmaya yönelmeleri ve bu konuda müteşebbislere her türlü kolaylığı göstermeleri, aralarındaki ticarî mübadeleleri İslâmî prensiplere uygun olarak doğrudan yapmaları çağrısında bulunulmuştur.
...
c) 23 Mart 1983 tarihinde toplanan II. İslâm Bankası Kongresi faizin şer‘an haram olduğunu teyit etmiş ve Müslümanlara paralarını İslâmî banka ve şirketlere yatırmalarını, yabancı ülkelerdeki bankalara yatırılan paraların getirdiği faizi o bankalarda bırakmayıp Müslümanların amme hizmetlerinde kullanmak suretiyle bu gayri meşrû kazançtan kurtulmalarını tavsiye etmiş ve meşrû imkânlar varken faizli kuruluşlara para yatırmayı da haram olarak değerlendirmiştir.
...
ç) 25 Ekim 1985’te yapılan III. İslâm Bankası Kongresi’ndeki ulemâ meclisinin fetvalarında İslâm bankalarının kurulmasının şer‘î bir zaruret, ümmetin temel maslahatlarından biri ve farz-ı kifâye olduğu, mevcut bankalarla şer‘an mahzurlu işlem yapmanın haram bulunduğu, İslâm bankalarıyla iş yapmanın müslümanların görevi sayıldığı, bu imkânı bulanların yurt içinde ve dışında bankalarla iş yapmalarının haram olduğu, faiz yoluyla elde edilen her kazancın şer‘an haram kılındığı, müslümanın bu kazancı kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler için kullanmasının câiz olmadığı, böyle bir kazancı okul, hastahane gibi kamu hizmeti veren kurumlara sadaka olarak değil haramdan temizlenmek amacıyla vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Bu arada İslâm ülkelerindeki sorumlular ve banka yetkilileri Allah’ın, “Eğer müminseniz mevcut faiz alacaklarınızı terkedin” (el-Bakara 2/278) emrince bankalarını faizden arındırma yarışına davet edilmiştir (bu konudaki milletlerarası kongreler, alınan karar ve fetvalar için bk. Ali Ahmed es-Sâlûs, el-Muʿâmelâtü’l-mâliyyetü’l-muʿâṣıra, s. 223 vd., 403-406; Ahmed Bâzi‘ el-Yâsîn, III/3, s. 1821-1825).
...
Faizsiz finans kurumlarının, faize dayalı sistemle yabancı ülke paralarının enflasyona karşı sağladığı güvencenin ikileminde sıkışıp kalan günümüz insanı için alternatif bir çözüm getirdiği ve bu yönde gösterilecek çabaların sonucunda kurulacak faizsiz ekonomik model için de önemli bir başlangıç teşkil ettiği söylenebilir. (İslam Ansiklopedisi).
...
Soru: Enflasyon oranında faiz helal midir? Yoksa faiz yerine altın, döviz vs.mi alınmalı?

Cevap: Faiz olursa, oran ne olursa olsun helal olmaz. Enflasyon oranında fazlalık faiz değildir. Mesela birine yüz lira ödünç verseniz, alt ay sonra enflasyon yüzde otuz olduğu için 130 lira alsanız bu otuz liralık rakkam fazlalığı faiz değildir, alt ay önce verdiğiniz paranın -satın alma gücü bakımından- eşit karşılığıdır. Bu böyle olmakla beraber faizcilik yapan bankalara para yatırarak buradan enflasyon oranında faiz almak caiz olmaz; çünkü: a) Bu bankalar sizden aldıkları parayı reel (enflasyon oranından fazla) faizle satmak suretiyle para kazanmakta ve size de o paradan ödeme yapmaktadırlar. b) Bankaya para yatırmak bir akit yapmaktır; bu akit, faizli para alım satım aktidir, sonunda kâr da olsa zarar da olsa yapılan akit faizli akit olduğu için İslam'a göre meşru değildir.

Elinizde para var da bunu meşru yoldan nemalandıramıyorsanız Özel Finans Kurumlarına yatırabilirsiniz. (Hayrettin Karaman: https://www.hayrettinkaraman.net/)
...

II. VADE FARKI:

Vade farkı: Fıkıhta “herhangi bir mal veya hizmetin peşin satış fiyatı ile vadeli satış fiyatı arasındaki fark” diye tarif edilir.

Sonuç olarak fakihlerin çoğunluğu, vade farkını akidde fiyatın teşekkülü aşamasıyla ilgili bir durum olarak görmekte, tarafların belli bir fiyat üzerinde anlaşamamaları halinde semen belirsiz kalacağı için bu aşamada kalan akdin fâsid olacağını, ancak tarafların fiyat tekliflerinden birini kararlaştırmaları ve buna göre akdi kesinleştirmeleri halinde akdin sahih olacağını savunmaktadır. Bu sebeple günümüzde taksitli satışta da vade farkı faiz kapsamında görülmemekte, buna karşılık alıcının borcunu ödeyememesi durumunda borcun ertelenmesi karşılığında veya temerrüt sebebiyle talep edilen / ödenen ilâve bedel ise faiz sayılmakta ve câiz görülmemektedir.

Nitekim, İslâm Konferansı Teşkilâtı’na bağlı İslâm Fıkıh Akademisi’nin Cidde’de 14-20 Mart 1990 tarihinde yaptığı altıncı toplantısında aldığı kararda vadeli satışta malın peşin fiyatından daha fazla bedel istemenin ve sürenin belirlenmesi şartıyla vadeli satışı taksitler halinde yapmanın câiz olduğu, taksitlerin ödenmemesi durumunda geciken her ay için ilâve ücret veya ceza talep etmenin ise faiz niteliği taşıdığı belirtilmiştir (ayrıca bk. FAİZ; TAKSİT; VADE).

Taksitli satış vadeli satışın alt türü olup mutlak anlamıyla vadeli satıştan ayrıldığı nokta satış bedelinin daha sonra bir defada değil belli aralıklarla ödenmesidir.

Borç ilişkisinin vadeye bağlanabileceğine dair âyeti (el-Bakara 2/282), Hz. Peygamber’in bir Yahudi'den vadeli yiyecek satın aldığı yönündeki rivayeti (Buhârî, “Büyûʿ”, 14) vb. delilleri dikkate alan fakihler, bedeli sonradan ödenmek üzere yapılan alım satımın câiz olduğunda görüş birliği etmişlerdir. (İslam Ansiklopedisi).
...

Soru: Borçta enflasyon farkı; parayı değerlendirmek!

Cevap: Alacaklar tahsil edilirken, borçlar ödenirken enflasyon farkının da ödenmesi gerekir. Aksi halde alınan borç eksik ödenmiş, alacaklının hakkı yenmiş olur. Enflasyon farkının hesaplanmasında bazı problemler bulunduğu için, borçlunun hakkı yenmesin ve fazla ödeme olmasın diye ihtiyaten birkaç puan eksik hesaplama yapılması uygun olur.

Kul hakkından korkan, dürüst ve işbilir müteşebbisler ortaya çıkıp da halkın tasarruflarını, doğrudan veya ÖFK'lar gibi kurumlar aracılığı ile -kâr zarar esası üzerinden- nemalandırmadıkça sizin bahsettiğiniz problem/çözümsüzlük devam edecek, insanlar helal olan, ama verimsiz koruma yöntemlerini sürdüreceklerdir. (Hayrettin Karaman; https://www.hayrettinkaraman.net/).



22 Mayıs 2023 Pazartesi

14 Mayıs 2023 seçim sonuçları 220523:

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri 14 Mayıs 2023 günü yapıldı, sonuçları hayırlı olsun. Her ikisinde de çoğunluğu cumhur ittifakı aldı. Ancak yüzde elli artı bir oranına ulaşılamadığı için Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde icraat ve performans ile algı yarışmıştır. Algı siyasetinin şaşırtıcı şekilde, azımsanmayacak oy aldığını söylemek gerekir.

Zira Cumhur ittifakı adayı Cumhurbaşkanı Sn Erdoğan'ın vesayet rejimini bitirmesi, dış politikadaki bağımsız ve isabetli duruş, savunma sanayindeki gelişmeler, alt yapı yatırımları ve ulaşımda sağlanan konfor, terörle etkili mücadele ve terörün bitme noktasına getirilmesi, sosyal devlet uygulamalarındaki başarı, EYT gibi geçmişten gelen problemlerin çözülmesi, sağlık alanındaki iyileştirmeler, gibi pek çok başarılı uygulamada imzasının olduğu açıktır. Hatırı sayılır icraat yapılmıştır. Daha yapılacak veya eksik olan yokmudur elbette vardır. Kalkınmanın tamamlanması için özellikle piyasalar, ekonomi, spekülatif saldırılar için tedbir, enflasyon, zam psikolojisinin kırılması, vergi ve yargı reformları bunlardan bazılarıdır.

Ancak, Millet ittifakı adayı Sn Kılıçdaroğlu'nun gerek geçmişte, gerekse vaatlerinde başarı sayılacak icraat ve projeler olduğunu söylemek mümkün değildir. Kaldı ki millet ittifakında yıla yakın bir süre, adayın kim olacağı ve aday belirleme tartışmaları ile geçmiştir. Algı çalışmaları çokça yapılmıştır. Yurtdışından ve yurt içinden genellikle emperyal devletlerin ve terör örgütlerinin destek açıklamaları reddedilmemiştir.

Seçim söylemlerinde özelikle millet ittifakında ve altılı masada terör desteği, dış destek, bağımsızlık, LGBT gibi konularda çelişkiler ve çatışan açıklamalar izlenmiştir. 

Anket firmalarının büyük çoğunluğu millet ittifakını sürekli önde ve kazanan olarak lanse etmişler, bu yönde algı oluşturmaya çalışmışlardır. Yine millet ittifakının başkan yardımcı adayları bu algıyı sürdürmüşlerdir. Algı ve yalan siyaseti yapanlar rakiplerini bununla suçlamışlardır. Hatta yalan konusunda kendi seçmenimizi kandırdıysak biz kandırdık mealinde itirafları gelmiştir. 

Sosyal medya ve eş dost sohbetlerinde muazzam bir mahalle baskısı oluşturulmuş ve yaşatılmıştır. TOGG, uçak, iha, siha, tank, gemi gibi yerli olarak üretilen ne varsa dalga geçilmiş, itibarsızlaştırma derdine düşülmüş, bunları gündeme getirenler adeta linç edilmeye çalışılmış, bu konularda da algı ve yalan söylemlerle suçlamalara rücu edilmiştir. Hatta daha ileri gidilerek bunların üretimlerinin durdurulacağı dahi ifade edilmiştir!

Millet ittifakındaki küçük partiler milletvekili seçimlerinde en kazançlı çıkan partiler olmuştur (Deva;14, Gelecek;10, Saadet;10, Demokrat;3 olmak üzere toplamda 37 milletvekili). Bu konuda millet ittifakı adayının ve/veya kurmaylarının pek de öngörülü oldukları söylenemez. Maazallah uluslararası müzakere yürütülse olsa ne olur?

Ülkenin ve toplumun yararına olan performans ve bunun sağlayacağı kalkınma ve refahtır. Zira hatırlayınız, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlığı çalışmalarında da icraat ve performans ile algı yarışmış, algı tercih edilmiştir. Sonuçları ortadadır ve bu kentlere hizmet ve refah olarak yansıdığını söylemek güçtür.

Seçimin ikinci turunda yapılacak tercihler, kalkınma konusunda da belirleyici olacaktır. Belki de biz yaştakilerin göreceği kalkınma için bir şans yada son şanstır. Temennimiz 28 mayısta halkın tercihinin kalkınma yönünde olmasıdır. Herkesin yararınadır.

Ülke maddi ve manevi olarak kalkınınca, adayların geçmiş performanslarını gösteren sosyal karneleri, gerçek gündeme ilişkin proje, gayret, icraatları ve liyakatlerine göre tercihlerin yapılacağı seçimler yaşanacak, gerçek dışı söylem, yalan ve algı siyaseti itibar görmeyecek, liyakat ön plana çıkacaktır.



16 Mayıs 2023 Salı

Siyaset ve seçim 2023'e doğru-II. 160523

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine giderken, yaklaşık bir aylık bir sürede kalemimize takılan notlar, dikkatimizi çeken hususlar:

1.Geçmiş için yapılan güzellemeler doğru değil. Zira; Sosyal devlet uygulamaları, Güven ve istikrar, Öze dönüş, İnanç hürriyeti, Refah ve bolluk, Terörle mücadele, Sağlık hizmetleri, Savunma sanayi, Milli ve yerli üretim vb Hiç bir zaman, bu dönem kadar iyi olmadı! 170423

2.Geçmişte; bakıma muhtaç olana kimse bakmazdı, hastane randevusu imkansız gibiydi, maaşı çeken dolara koşardı, inanca göre giyim ve yaşam zordu, terör bezdirmişti, temel ürünlerde kuyruk ve karaborsa vardı, savunma dahil her şeyde "ürettirme ithal ettir" mantığı vardı, vb. 170423.

3.Önümüzdeki dönem beklentim; İNSANA YATIRIM (değerlerle buluşma), VERGİ REFORMU (oranların düşürülmesi ve sadeleştirme), YARGI REFORMU (davaların azaltılması ve karar süresi için tedbir), ÜRETİMLE BÜYÜME, yoluyla, maddi ve manevi KALKINMANIN tamamlanmasıdır. 170423

4.Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş "seçim gezilerimiz başlayacağı için Pazartesi gününden 14 Mayıs'a kadar belediyeden maaş almayacağım" demiş. Bu gün 9 Nisan, yani 1 ay 5 gün! 090423.

5.Sadece masayı kuran emperyal irade var ve onların döşediği raydan gidiyorlar. Onları kendi iradeleri ve kendi yolları zannediyorlar! 190423.

6.Maddi ve manevi olarak bir KALKINSAK; MİLLETVEKİLİ olmak için bu kadar başvuru olmayacak, sadece idealist olanlar, başvuruda bulunacak!150423.

7.Sosyal medyada İTTİFAK destekleri; CUMHUR; gönül, soy ve İslam coğrafyası, mazlum milletler, üreten, kalkınmış ve bağımsız olmak isteyenler! MİLLET; ABD, Batı, Yunanistan, İran, terör örgütleri (PKK, FETÖ), sekülerler, Lgbt gibi sapkınlar, mandacı ve batıcılar ve destekçileri! May23

8.Seçim ve sandığa ilgi çok büyük, rekor sonuç çıkabilir! 140523.

9.14 Mayıs'ta siyasi alanında da bir temizlik olmasını umuyorum! Liyakatsiz, kifayetsiz, becerisiz, mirasyedi tiplerin bu alandan silinmesi fena olmaz! Üreten, projeli, çalışkan yerli, milli ve değerleriyle barışık kimliklerin sahaya çıkması dileğimdir. 290423.

10.Türkiye'nin kalkınmasına ramak kaldı! Kalkınmayı tamamlamalı! 270423.

11.Seçim söylemlerinde, terör örgütlerinin hamiliğine soyunan ittifak ortaklarına, bakalım milletimiz 14 Mayıs'ta nasıl bir cevap verecek! Farkında ol! 030523.

12.Türkiye bağımsızlaştıkça emperyalist Batı, ABD ve küreselciler çıldırıyor, Dergileri seçim kampanyası yürütür gibi manşetler atıyor. Batı kendine köle arıyor! Türkiye bağımsızlığını perçinlemeli! The Economist, Le Point, Der Spıegel, L'express 100423.

13.ABD'nin Türkiye'deki seçimlerde bu kadar taraf olması ve m. ittifakını desteklemesini doğru bulmuyorum! Millet İttifakının (6lı, 7li, 9lu masa) bu desteği reddetmesini bekliyorum! Aksi takdirde ABD ile birlikte millet ittifakı da sandığa gömülecektir! 290423.

14.Benzer şekilde, Millet İttifakı, Kandil ve Pensilvanya merkezli terör örgütlerinin de desteklerini reddetmelidir! Aksi takdirde sandığa giden vatandaşlar bu durumu göz önünde bulunduracaktır! 300423.

15.“Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildi". (Basından-110523). Nedir bu şimdi? Bu bahane, bu gün olduğu gibi dün de geçerli idi! Dünden bu güne ne değişti? Siyasete, dışarıdan veya içeriden, görünmeyen bir el mi (kaset veya başka şeylerle) müdahale ediyor? Açıklığa kavuşturulmalıdır!

Birileri, rekabet ve mücadele ederek değil de, rakiplerini öyle veya şöyle devre dışı bırakarak, elbirliği ile 6lı masaya kazandırmak istiyor! Kirli mücadele yapan varsa, yanlarına kalmamalı, gereği yapılmalıdır!

Özgürlük, demokrasi kelimelerini sadece slogan olarak kullanan dış mihraklar, iç uzantıları ve terör örgütleri, siyasette; tehdit, şantaj, kaset, kumpas mesaisi yapıyorlar ise bu ifşa edilmelidir! Kurguladıkları siyasi oluşum da sandığa gömülmelidir! 110523.

16.Kalkınmaya ramak kaldı! Güçsüz ve emperyalistlere tabi olan bir ülke isteyen, bu sebeple kalkınmayı akim bırakmak isteyen tüm ülke düşmanları (ABD, Batı doğrudan ve terör örgütleri üzerinden) saldırıyor. Kalkınmayı tamamlamak lazım!

Maddi ve manevi kalkınmayı tamamladığımızda, emperyalistlerin, ABD'nin, Batı'nın bu tür oyunları artık işlemeyecek, terör örgütleri de kalmayacak herkes aklıselim dairesinde işiyle uğraşacak kalkınma ve refaha katkı sağlayacak. 070523.

17.Üretmeyenlerin mesaisi, üretenleri itibarsızlaştırmak yönündedir. Misal rahmetli Erbakan'a yapılanlar.120717

Hiç bir şey üretmeyenler, MESAİLERİNİ, yine üretilen uçak, oto, helikopter, İHA, siha, tank, MMU vb itibarsızlaştırmak için harcıyorlar! Yani değişen bir şey yok! 020523

18.Bir türlü icraatları ile veya yapacakları projeler ile gündeme gelemiyorlar! 080523

19.Türkiye ürettikleri ile doğalgaz ve petrol keşifleri ile adım adım KALKINMA SÜRECİNE girdi. Kimse bilerek veya bilmeyerek bu sürece engel olmamalı! 030523.

20.Taa uzaktaki ülkelere, Avrupa'ya, tüm emperyalistlere ve onlara hizmet edenlere iyi bir ders vermek lazım! Kalkınmayı tamamlamak lazım! 080523

21.Bölgede ABD varlığı dahi yeterince rahatsızlık verirken, Atatürk havalimanının ABD'li SNC'ye tahsis söylemi de nedir? 290423

22.İstanbul Türkiye'nin özetidir! Tamamdır inşallah! Artık kalkınmayı tamamlamak lazım! 080523.

23.Sosyal karnesi sıfır olan biri, Ülke kalkınması için gece gündüz çalışan ve bunda başarılı olan kadar oy alacaksa, o zaman insanlar niçin çalışsın? Bu zihniyet değişmeli; çalışmak, üretmek, liyakatli olmak, faydalı olmak, kalkındırmak prim yapmalı! 040523.

24.Altılı masanın iktidar olmak gibi bir isteği olduğu konusunda şüpheliyim! Çünkü projeleri yok, yardımcı olarak düşündüklerinin icraatları yok!

6'lı masa kazanmak değil de, sadece rakibine kaybettirmek istiyor! Çünkü kazanmak için yeterli gayret, çalışma, proje ve donanım yok!

6li masa çalışarak, üreterek, mücadele ederek değil de, mağduriyet edebiyatı veya karşı tarafın hata yapmasını bekleyerek yarışmadan kazanmak istiyor! 090523

25.Bu seçimlerde Hüda Par, HDP nin etkinliğini bitirebilir. O sebeple çok fazla yükleniyorlar. HÜDA-PAR gibi muhafazakâr Kürtler ve Diyarbakır anneleri, Kürt kavmiyetçiliği yapan HDP yi ve sırtını dayadığı terör örgütlerinin sonunu getirecektir.260323

26.Yapılan ve üretilen her bir iyi şeyi İTİBARSIZLAŞTIRMA söylemleri ile siyaset yapılmaya çalışılıyor! Bu doğru değildir! Kalkınmaya takoz olmadır! 250423

27.İşte algı oluşturulan siyasilerin yaşları! R.T.Erdoğan:69, K.Kılıçdaroğlu:74, D.Bahçeli:75, T.Karamollaoğlu:82, M.İnce:58, D.Perinçek:80, M.Akşener:66, A.Davutoğlu:64, B.Yıldırım:64, A.Babacan:55, Ü.Özdağ:62 (230323).

28.Haydi Bismillah, haydi hayırlısı, haydi kalkınmayı tamamlayalım. 130523.

29.Terörden tutuklu birinin, gerçek dışı söylem ve algı dolu pusulasını paylaşmak da ne demek! Bu propagandaya girmez mi? Terörü bitirelim derken bilmeden destek olunmasın! 060523.

30.İstanbul ve Ankara, belediye başkanlarından hizmet bekliyor! 010523

31.Bir eseri olmalı insanın! Gündeme gelecek ise de onunla gündeme gelmeli! 290423

32.Siyasetteki gerçek dışı söylem ve algı geleneği nereden geliyor! Tarihe bakın, gerçek tarihe! 250423

33.Terörle iltisaklı olan kişi, dernek, siyasal parti veya teşkilatların; demokrasi ve özgürlük söylemleri gölge oyunundan ibarettir! 250423

34.Lütfen siyasetçilerin şimdiye kadar hangi başarılara imza attıklarına ilişkin sosyal karnelerine bakarmısınız? 250423

35.Miras 7'ler istemiyoruz! 160423

36.Saadet Partisi ile İran arasındaki muhabbetin derinliği, boyutu içeriği nedir? İran niçin 7 li masanın adayını destekler? “İran'dan Saadet Partisi'ne skandal Suriye talebi: Çekilmenizi bekliyoruz” (Basından).150423

37.İnsan muhasebesini yapmalıdır; işgal ettiği her koltuk ve her makama veya taşıdığı her unvan yada etikete KATKI mı sunuyor, yoksa MALİYET mi yüklüyor? Katkı sunmalıdır. 120423

İlgili yazım:




10 Mayıs 2023 Çarşamba

Bazı sure, ayet ve duaların Türkçe mealleri 100523:

Okuduğumuz sure ve duaların anlamlarını ara sıra ve tekrar tekrar okumakta ve üzerinde tefekkür etmekte yarar var.

Aşağıda, Fatiha, Ayetel Kürsi, Amene resulu, Huvallahüllezi, Amentü, Tahiyyat, Allahümme salli ve barik'in Türkçe anlamları yer almaktadır.

1.Elham (Fatiha Suresi-Türkçe meal)
"Rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla... (1) Hamd, âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur. (2) Rahmân ve rahîm. (3) Ödül ve ceza gününün tek hâkimi. (4) (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. (5) Bizi dosdoğru yola ilet; (6) Nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların yoluna da, doğrudan sapmışların yoluna da değil! (7)" (Fâtiha Sûresi 1-7).
...
Müslim’in rivayet ettiği bir kutsî hadiste (bk. “Salât”, 38) Allah Teâlâ’nın, “Namazı (Fâtiha’yı) kulumla kendi aramda yarı yarıya paylaştım ve kulum dilediğini alacaktır” buyurduğu ifade edildikten sonra şöyle devam edilmiştir:
Kul (namazda Fâtiha’yı okurken) “Hamd âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur” deyince Allah, “Kulum bana hamd etti” buyurur. Kul “rahmân ve rahîm” deyince Allah, “Kulum beni övdü” der. “Ceza gününün tek sahibi” deyince “Kulum benim yüceliğimi dile getirdi” der. “Ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz” deyince “Bu, kulumla benim aramda ortak olan kısımdır ve istediği kulumun olacaktır” buyurur. Kul “Bizi dosdoğru yola ilet; nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların yoluna da, doğrudan sapmışların yoluna da değil!” deyince Allah, “İşte bu, yalnızca kuluma aittir ve kuluma istediği verilecektir” buyurur. Birçok hadiste Resûlullah’ın Fâtiha’dan sonra “âmin” dediği ve böyle denilmesini öğütlediği ifade edilmiştir (Müslim, “Salât”, 72-76).(DİB Tefsir).

2.Ayetel Kürsi (Bakara/255-meal): “Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.” (Bakara/255). (DİB meal).

3.Amene resulu (Bakara/285-286-meal): 
"Allah’ın elçisi ve müminler, rabbinden ona indirilene iman ettiler. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandılar. “O’nun elçileri arasında ayırım yapmayız” ve “İşittik, itaat ettik, bağışlamanı dileriz rabbimiz, gidiş sanadır” dediler. (Bakara/285).
Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. 
Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! 
Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! 
Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri boynumuza borç kılma! 
Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!" (Bakara/286). (DİB Meal-Kuran yolu).

4.Huvallahüllezi (Haşr/22-23-24): 
"O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır; duyular ve akılla idrak edilemeyeni de edileni de bilir. O rahmândır, rahîmdir.(Haşr/22).
O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır; egemenliğin mutlak sahibidir, her türlü eksiklikten uzaktır, esenlik verendir, güven sağlayan ve kendisine güvenilendir, görüp gözeten ve yönetendir, üstündür, iradesine sınır yoktur, büyüklükte eşi olmayandır. Allah onların yakıştırdıkları ortaklardan tamamıyla münezzehtir. (Haşr/23).
O, takdir ettiği gibi yaratan, canlıları örneği olmadan var eden, biçim ve özellik veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerdekiler ve yerdekiler hep O’nu tesbih ederler. O üstündür, hikmet sahibidir." (Haşr/24).(DİB Meal-Kuran yolu).

5.Amentü: 
“Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna iman ettim. Ölümden sonra diriliş gerçektir. Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğuna şahadet ederim”. (İslam Ansiklopedisi).
...
Âmentüde sıralanan ve Ehl-i sünnet inancına bağlı herkesin kabul etmesi gereken bu iman esasları Kur’an’da çeşitli ifadelerle yer almıştır.

"Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır." (Nisâ : 136).

6.Tahiyyat duası: 
“Bütün tâzimler, övgüler, mülkler, kavlî, bedenî ve malî ibadetler Allah’a mahsustur. Ey Peygamber! Sana selâm olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selâm bize ve Allah’ın sâlih kullarına olsun. Kesin olarak bilir ve beyan ederim ki Allah’tan başka tanrı yoktur ve şehâdet ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve elçisidir.” (İslam Ansiklopedisi).

7.Salli ve Barik Duaları:
Allahümme Salli Duası Anlamı: "Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine rahmet eyle; şerefini yücelt. İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin."
Allahümme Barik Duası Anlamı: "Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine hayır ve bereket ver. İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin." (İnt.).









TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...