23 Ağustos 2022 Salı

Trafik, kazalar, tedbir 230822:

İşini iyi yapmak tedbirdir!

Gaziantep ve Mardin'de yaşanan trafik kazaları, birilerinin işini iyi yapmadığını gösteriyor, bunlar:
-ya şoförler!
-ya araç bakımını yaptırmayan veya eksik yapanlar!
-ya denetleyenler!
-ya kaza mahallerinde gerekli tedbiri almayanlar!
-ya kurallara uymayanlar!
-ya ...!
...
Gaziantep'teki kazada, kaza yapıp emniyet şeridinde duran ve uyarıcı işaretler koyan, kazazedeler, yardıma gelen sağlık ve teknik ekip ve araçlara çarpan bir otobüs söz konusu.

Bundan otuz beş yıl kadar önce ehliyet için gittiğimiz trafik kursunda, hiç unutmam, üzerinde ısrarla durulan şey, “yolda bir kaza arıza olursa mutlaka uyarıcı tedbirler alınız, asıl ölümlü kazalar kaza sebebiyle duran araçlara çarpma şeklinde oluyor” uyarısı olmuştu. Bu uyarı muhtemelen tüm kursiyerlere yapılıyordur!

Bu kazada uyarıcı tedbirler alınmış! Ama kazayı önlemeye yetmemiş! Çünkü sizin tedbirli olmanız yetmiyor!

Bakınız “emniyet şeridi”; "otoban veya duble yollarda acil durumlarda kullanılmak üzere ayrılmış olan, yol eksenine paralel bir şekilde sürekli çizgi ile çizilmiş yolun en sağında kalan bölüm" olarak, “acil durumlar” ise, "kanunlarda belirtilmiş olup trafik kazası, arıza halleri, acil yardım, kurtarma veya kaza incelemesi" olarak tanımlanmıştır.

Emniyet şeridinde gerekli tedbirleri almış insan ve araçlara çarpmak kaza değil, çok büyük bir kural tanımazlık, çok büyük suistimal ve hatta kasıtlı bir hareket şeklinde değerlendirilebilir. Çünkü emniyet şeridi normal yol değildir. Girilmesi kısıtlamıştır. Ama bu şeridi maalesef normal şerit gibi kullananlar var!
...
Tanıdığımız bir Erol eniştemiz vardı. Yurtdışından emekli, çocukları yoktu, malını ve evlerini hayır işlerine bağışlamıştı. İşte o Erol enişte de, yıllar önce, emniyet şeridinde aracının patlamış lastiğini değiştirirken gelen bir aracın çarpması ile vefat etmişti!

Yine bir komşumuzun oğlu. Ankara’da, yine yıllar önce, düğün öncesi bakım için aracını servise verip dönmek için otobüs durağında, otobüs bekler iken, yarışan iki toplu taşıma (belediye-halk) otobüsünden birinin çarpması ile durakta bekleyen diğer iki kişi ile birlikte vefat ettiler. Çok acı bir olaydı!

Bu iki örneği kazalardaki insan faktörünün çok fazla olduğunu belirtmek için verdim. Emniyet şeritlerinin, hatta durakların, kural tanımazlar sebebiyle güvenli olmadığını belirtmek için verdim.

Trafikte sizin dikkatli olmanız, gerekli tedbirleri almanız yetmiyor! Trafikte herkesin dikkatli olması, kurallara uyması gerekiyor.

Kaza olunca; “her şey bir saniyede oldu!”, “nasıl olduğunu anlamadım!” gibi ifadelere sığınılır. Çevreden de failleri korur şekilde "olan olmuş" denir. Geçiniz! Kaza zaten saniyeler içinde olur biter! Trafik dikkat ister! Trafik sorumluluk ister!
...
Diğer taraftan Mardin’deki kazada freni patlayan TIR kalabalığa dalıyor. Burada da birilerinin işini iyi yapmadığı kesin. Bu araçların bakım ve muayene periyodları var. Yapılmamış ise ihmal vardır. Yapılmış ise gereği gibi yapılmamış, ihmal var demektir.

Bizler, daha yeni bir otomobilin muayenesi ve egzoz kontrolünde karşılaştığımız titizlik, acaba kaza yapan bu araçlara gösteriliyor mu? Şehir içinde veya şehirlerarası yollarda öyle araçlar görüyorsunuz veya öyle bir egzoz salınımları var ki, hayret ediyorsunuz, bunlar nasıl muayeneden geçebiliyor veya trafikte nasıl olabiliyorlar diye!

Hakikaten herkesin işini iyi yapması gerekiyor.

Hakikaten kurallara uyulması gerekiyor.
...
Trafik denetimlerinin, kazaları önlemeye yönelik, daha fonksiyonel olması hususu değerlendirilebilir, mutlaka çalışılıyordur. 

Mesela bütçede öngörülen trafik cezası tutarını tutturmak için para cezası kesmek yerine, örneğin trafik ekiplerinin bölgelerinde zaman zaman tur atmaları kazaları önleme de daha etkili olur gibi geliyor. 

Denetleyen ve denetlenen zıtlaşmadan daha yakın işbirliği içinde, kazalar konusunda farkındalık oluşturulabilir.
...
Tabii ki en önemli unsur insan, sürücüler: “görmedim”, “dalmışım”, “fark etmedim”, “fazla hız yapmışım”, “uykusuzdum”, “çalışma şartları ağır” gibi söylemlere sığınmamak gerekir. Zira bu söylemlerin hiç biri ölenleri geri getirmemektedir.

Keza trafik kurallarını hiçe sayan, kırmızı ışıkta geçen, alkollü veya benzer madde alarak araç kullanan, makas atan, yarışan, drift yapan, tek teker sürüş yapan, hele hele emniyet şeridini emniyetsiz hale getiren kişilere de kuralların çok katı bir şekilde uygulanması gerekir ki kazalara ve ölümlere sebebiyet vermesinler! 

Gece yarısı keyfi korna çalan kamyon sürücülerini, gereksiz egzoz öttürenleri, gece yarısı driftle çevreyi rahatsız edenleri saymıyorum bile.
...
En güzeli, ideali, trafik kurallarına gönüllü olarak uymaktır. Kazaların yıkıcı etkisi göz önüne alındığında ve empatinin yolu açıldığında bu gönüllülük artacaktır.

Burada insana yatırım ile manen, fikren ve zihnen kalkınması ile verilen eğitimlerin algılanması ve uygulanması çok önemli.

Kazalarda ölenlere, Rabbimden rahmet, yaralılara şifa diliyorum.

İşini iyi yapmak tedbirdir.

Herkes işini iyi yaparak tedbir alsın lütfen!

Kazasız günler dileklerimle...




19 Ağustos 2022 Cuma

Merhamet 190822:

Merhamet kelimesi sözlükte, “bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma” şeklinde bir anlam daralması ile tanımlansa da, merhamet, rahmet kelimesinden türetilmiş bir kelime olup, sadece acımaya değil, vefalı ve fedakar olmayı, adaleti, dürüstlüğü, empati kurmayı, hoşgörüyü, paylaşmayı, onurlu olmayı, ne pahasına olursa olsun hakkı savunmayı ve daima haklının yanında olmayı ifade eder.

Bir rahmet eseri olan Dünyaya şöyle bir bakalım! Sanki merhametin, yani vefanın, hoşgörünün, empatinin, paylaşmanın, sevginin ve acımanın olmadığı, hak, adalet ve dürüstlüğün eksik olduğu bir hayat yaşıyoruz gibi.

Bakınız trafiğe, acele ve tahammülsüzlük had safhada, pek çok insan ateş topu gibi ve birbiriyle kavga etmeye hazır.

Ya sosyal medya, çok iyi niyetle yazılmış bir mesaj bile yanlış anlama ile taarruza ve hakaretlere maruz kalabiliyor!

Pek çok insan bütün enerjisini iğneleme kelimelerini geliştirmekle harcıyor gibi.

Ailelere bakın, sanki eşler arasındaki merhamet azalmış sabır, sevgi ve saygının yerini, hemen tepki göstermek, öfke göstermek, sözle veya psikolojik ya da fiziki şiddet göstermek yer almış!

Dostlar, akrabalar, arkadaşlar birbirlerinden şikayetlenir, herkes birbirini vefasızlıkla suçlar olmuş. Merhametin yerini kin, haset, kıskançlık, koğuculuk, vefasızlık, kızgınlık, hiddet alır olmuş.

Oysa merhametin bir anlamı da empatidir, empati yapan yani merhametli olan biri bu şiddet faaliyetlerde nasıl bulunabilir ki?

Üstelik merhametli davranmak hem dünyada hem de ahirette kazandırır. Bakınız alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin (sav); “Merhamet etmeyene, merhamet edilmeyeceği” hadisi, bu durumu açıklıyor.

Ayrıca, merhametli olmak için, merhametle davranmak için önümüzde nice sayısız fırsatlar var!

Hiçbir şey yapmasak bile insanları merhametle dinleyebilir, söz ile de olsa onlara moral verebiliriz.

Anlaşılmadığından kimsenin kendisini anlamadığından yakınan insanın problemlerini dinlemek bile onlara ilaç gibi gelir.

Kaldı ki, merhametli olmak ve iyilik yapmak için illa paramızın olması da gerekmez. İyilik yapmak için pek çok yol ve vesile var; tebessüm etmek, çevremize merhametle nazar etmek, merhametle bakmak, bir ağaca, bir çiçeğe, bir bitkiye, bir hayvana incitmeden, kırmadan, dökmeden sevgiyle, bakmak merhamettir, iyiliktir.

Merhamet görmeyen insan yalnızlaşır, katılaşır, betonlaşır ve mutsuz olur!

Nitekim, merhamet ve sevgi eksikliği, insanları duygusuz duyarsız bir meta haline getirir. Bu da insanların manen çöküşü, çürümesi yok olması anlamına gelir. Bu gün Batı da olduğu gibi merhametten yoksun olan toplumlarda, iyilik ve kötülük kavramı, menfaatler ve beklentilere göre şekillenir.

Hatta böyle bir toplumda insanlar merhamete yabancılaştığı için, kendisine gösterilen merhamete bile şüpheyle bakacak hale gelir. Sevgi ve merhamet maneviyattan beslenir. Bir toplumda maneviyat zayıfladığında, kimsenin kimseye karşı sevgi saygı ve merhamet duygularını taşıması için bir neden kalmaz.

Neticede, merhamet ilaçtır, şifadır. Merhametin öyle bir tedavi etme özelliği vardır ki bazen onun verdiği mutluluk ve rahatı hiçbir ilaç veremez. Merhamete her zaman hepimiz muhtacız. En zengin insanlar bile kendisine merhametle bakılmasını ister, amir, memur, patron, işçi, baba, evlat, abi, kardeş, eş, dost ve komşular yani genel olarak ifade etmek gerekirse herkese her can taşıyana merhamet etmek gerekir.

Merhametli bir ömür dileklerimle...
...

Merhamete ilişkin bir kıssa:

Merhamet sahibi bir ayakkabıcı yeni getirdiği ayakkabıları vitrine dizerken, dışarıda vitrin önünde, bir ayağa olmayan, koltuk değnekli bir çocuk görür. Çocuğa biraz dikkatli bakınca onun ayakkabıları imrenerek seyrettiğini ve iç çektiğini fark eder. Bir süre daha çocuğu süzmeye devam eder, derken göz göze gelir, çocuk utanır ve boynunu bükerek ayrılmak için yürümeye başlar. Ayakkabıcı dışarı çıkar:

- “Bakar mısın yakışıklı” diye seslenir.

Çocuk durup döner ve:

- “Buyur amca” der.

Adam:

- “Çok güzel ayakkabılarım var, bu seneki modeller de bir harika almak istemez misin?”

deyince çocuk üzgün bir yüz ifadesiyle:

- “Ama benim bir ayağım yok” diye cevap verir. Ayakkabıcı:

- “Bu dünyada herkesin bir şeyleri eksik, tam olan insan yok ki, zaten kiminin eli, kiminin bacağı, kiminin aklı ya da vicdanı eksik, ama anladığım kadarıyla sen herhalde çok şanslı birine benziyorsun” der. Çocuk:

- “Nasıl yani” diye sorunca, adam:

- “Keşke vicdanımız eksik olacağına ayaklarımız eksik olsaydı” şeklinde cevap verince, çocuk şaşırarak,

- “Anlamadım” deyince, adam:

- “Çok basit evlat, bunu anlamayacak bir şey yok, eğer vicdanımız yoksa cennete giremeyiz ama ayaklarımız yoksa o kadar da problem değil, zaten orada bütün eksiklikler tamamlanacaktır.” şeklinde cevap verir. Çocuk buna çok sevinir, ayağını falan unutur, adam vitrini işaret eder:

- “Malımı övmek için söylemiyorum, ama şu biraz önce baktığın ayakkabılar, çok güzel duruyor, sana da çok yakışır, satın almak ister misin?” deyince, çocuk,

- “Evet, gerçekten güzeller, fakat herhalde benim param yetmez, üzerinde 30 lira yazıyor, benim bu kadar param yok” diye cevap verir. Adam:

- “İndirim sezonunu senin için biraz öne alırım, bu durumda ayakkabının fiyatı 20 liraya düşer, zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder” deyince, çocuk:

- “Ayakkabının diğer tekini ne yapacaksınız, onu kim alacak ki?” der. Adam:

- “Amma da yaptın ha, delikanlı, onu da sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım” der. Bu cevap küçük çocuğun aklına yatar. Adam devam ederek,

- “Üstelik de öğrencisin değil mi?” diye sorar.

- “Evet” deyince, adam:

- “Tamam işte, 5 lira da öğrenci indirimi yaparsak geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur, bu durumda ayakkabıyı alabilirsin herhalde?” der ve çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girer içerideki raflar onun beğendiği ayakkabılarla dolu olmasına rağmen, adam vitrinde olanı çıkarır. Bir tabure alıp döndükten sonra çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirir. Çocuk şaşkın bir vaziyette tebessüm eder. Adam çocuğun çıkardığı eski ayakkabıyı göstererek:

- “Ben satışımı yaptım sen de bana bunu satar mısın?” diye sorar, çocuk:

- “Amcacığım sen şaka mı yapıyorsun, bunu sen ne yapacaksın ki, eski bir ayakkabı para eder mi?” diye şaşkın bir eda ile sorar. Adam da:

- “Sen de çok cahil kalmışsın be arkadaş antika eşyalarından haberin yok galiba. Bir antika ne kadar eskiyse o kadar pahalı olur. Ayakkabın 40 lira eder ama ben sana ancak 30 verebilirim, daha fazla veremem, senin de bana ikramın olsun” der. Adam çocuğun avucuna 30 lira sıkıştırır. Çocuk hayatının şokunu yaşamıştır. Avucundaki paraya bakar ve biraz düşündükten sonra 10 liralık banknotu geri vererek:

- “Bana 20 lira yeterlidir, indirim sezonunu başlattınız ya” der. Adam onu kırmayıp 10 lirayı geri alır. Çocuk gitmek için kalkar, sıcak bir eda ile teşekkür ederek:

- “Babam haklıymış sakat olduğum için üzülmeme hiç de gerek yokmuş” der ve sevinçten uçarak oradan ayrılır. Adam da onun arkasından öyle mutlu bir şekilde çocuğu seyreder ki, onun sevincini dünya malı ile kazanabilecek ve dünya dili ile ifade edebilecek bir mutluluk yoktur. İşte hiçbir menfaat gözetmeden, sevabını sadece Allah'tan bekleyerek gösterilen merhamet sahnesi, ancak bu kadar saf temiz, zarif ve asil olabilir.

(Not: “Allah'ı Bilmek ve Tanımak” isimli kitaptan yararlanılmıştır.)



9 Ağustos 2022 Salı

İstihbarat! 090822:

İstihbarat, bilgi, veri, analiz eşittir (=) güçtür, tedbirdir, caydırıcılıktır.

İstihbarat yeni öğrenilen bilgiler, haberler, bilgi toplama, haber alma anlamlarına gelir.

İstihbarat, sadece istihbarat örgütlerinin topladıkları gizli bilgiler değildir. Her bir kişi kurum birimin kendi işiyle ilgili topladığı bilgiler istihbarattır. İstihbarat bilgidir, veridir ve bazen gözümüzün önündedir ve bilginin/verinin pek çok kaynağı vardır. O kaynaklardan yararlanmak gerekir. Sonraki aşama analizdir ve bilgi doğru analize muhtaçtır. 

İstihbarat tedbirdir! İstihbarat zafiyeti tedbirsizliktir! Her daim güçlü istihbarat ve iyi analiz şarttır.

Devletlerin ve insanların yaşadıkları olumsuzlukların büyük çoğunluğu, istihbarat zafiyeti kaynaklıdır. İstihbaratsızlık, yanlış istihbarat, gereksiz bilgi, yanlış analiz vb durumları yaşanmamalıdır. Vaktinde yapılan doğru istihbarat ve analizler pek çok felaketi önler. İhmal edilmemelidir.

Doğru istihbarat kadar, istihbaratın doğru yerde/ellerde olması, istenmeyenlerin eline geçmemesi de önemlidir! 

Birileri ile yarışacaksanız o kulvara girmeniz gerekir. Yoksa sadece seyredersiniz! Bilgi, istihbarat, analiz, strateji, üretim; şart.

Konuya ilişkin muhtelif tarihlerdeki bazı notlarımız:

2022:
1.İstihbarat, sağlıklı analiz ve tedbir önemlidir! Bir daha, fitne ve fesatçılar ile Batı ve sair ülkelerin casuslarına karşı istihbaratsız, analizsiz ve tedbirsiz kalınmaması dileklerimle...(150722).

2.Ekonomiye ve piyasaya, istikrarı bozacak saldırılar varsa, (ki var), ekonomi alanında istihbarata ve analize önem verilerek, bunlar da bertaraf edilmelidir. 

3.İslam ülkeleri arasında, terör eylemlerini önleyecek, güçlü bir istihbarat ve bilgi paylaşımı ağı kurulmalıdır!

"Pakistan Peşaver'de bir camiye yapılan bombalı saldırıda 56 kişi hayatını kaybetti, 194 kişi de yaralandı."(Basından).

İstihbarat, tedbir almak için önemlidir ve Pakistan da muhtemelen istihbarat zafiyeti yaşandı.

4.Hiç bir alanda "istihbarat ve tedbir" zafiyeti yaşanmamalıdır!
-Kazakistan'da,
-Selçuklu'da (haşhaşiler),
-15 temmuzda,
-Darbelerde,
-Spekülatif saldırılarda,
olan ve yaşanan tam da budur!

Her alanda, daha fonksiyonel; bilgi/istihbarat/veri, analiz ve tedbir lütfen! 

2021:
5.NATO a dikkat! Türkiye Nato'ya çok destek verdi, Kore'de bedel ödedi. Nato'nun darbe yaptırdığı da yazılıp çizildi! Ama Nato, yakın geçmişte dahi gerekli desteği vermedi! Nato'nun muhtemel talepleri konusunda iyi bir istihbarat ve elde edilecek veriler iyi analiz edilmeli!

6.Aldanmamak için, daha çok yapılması gerekenler; “tefekkür, istihbarat, muhakeme, sorgulama, analiz”.

7.Üniversitede okurken bırakın üniversite rektörünü, fakülte dekanının ismini dahi bilmedik. Bilmek ihtiyacı dahi hissetmedik. Buna ne zaman ihtiyaç duyulur?

Kaldı ki Boğaziçi Üniversitesi'ne Amerikalı rektör atarsa problem yok, ama yerli ve milli atanırsa eylem yapılıyor. Konu istihbarata ve araştırmaya muhtaçtır.

8.Küçük istihbarat ve analizlerle pek çok hile ve algıyı boşa çıkarmak mümkündür.

Misal; rektör-öğrenci ilişkisi, Atina ve diğer ülkelerdeki destek gösterileri ve bazı ülkelerin tutumları, analiz edilince Boğaziçi olaylarının bir kurgu olduğu kolaylıkla anlaşılabilir.

9.Kaç yıldır Spekülatif Saldırılar yapılıyor! Sürekli ekonomik istihbarat diyoruz! Keyfi döviz kuru artışı ve zam yapan ve yaptıranlara ilişkin hiç mi bir veri yok! Mutlaka bir işaret bırakıyorlardır! Gayret lütfen! 

10.Büyük Selçuklu dizisinde, istihbarat noksanlığı, Hasan Sabbah ve diğer fitne işleriyle uğraşanların, Devlete ve topluma verdikleri zararı göz önüne seriyor. Senaryo daha vizyoner olabilir!

Yaşananlardan ders alınması ve günümüzde de benzer durumların yaşanmaması için istihbarat zafiyeti yaşanmamalıdır! 

11.Muhalefeti, Fetö'cüsü, düşmanca tavır takınan ülkeler ve onların istihbarat örgütleri, terör örgütleri, Ülkenin kalkınmasını yavaşlatma ve engelleme çabasında olan herkes bir olmuş! Ama Anadolu insanı irfanlıdır! Tüm bu saldırıları savuşturacaktır inşallah!

12.Unvanı ve görevi ne olursa olsun, terör örgütlerine destek mesajları atan, fitne, fesat ve ucuz kurnazlıklarla talebeleri bunlara ortak etmeye çalışanlar hakkında gereği yapılmalıdır.

2020:
13.Rahmetli Yazıcıoğlu'nun Helikopterinin düşmesi/düşürülmesi ve düştüğü yerin bulunamaması vb hususlar dahil olayın aydınlatılamamış olması üzüntü vericidir. Güçlü istihbarat, eğitimli müdahale ekiplerine, olayları çözecek analitik bakışlara ihtiyaç var.

14.Kirli tezgahlar kuran istihbarat örgütlerinin, kirli tezgahlarını, hayata geçmeden önleyecek ve deşifre edecek, bir istihbarat örgütümüz olmalıdır.

15.Suriye'de, masa başında ve sahada, bilgi, istihbarat ve analizle harekat ve azami tedbirli olmak lazım. Bu tedbirler muhtemel her saldırıyı bertaraf edebilmeli.

16.Doğru istihbarat kadar, istihbaratın doğru yerde olması, istenmeyenlerin eline geçmemesi de önemlidir!

Uzmanlar 'hayati öneme sahip' dedi ve uyardı: Türkiye çok ciddi istihbarat harbi içinde http://bit.ly/2vshJJH

2019:
17.Ülkede algı operasyonları gırla. Ve bunu, tabiri caizse herkes ABD, Batı, Rusya vb ile uzantıları ve hatta terör örgütleri yapıyor. İstihbarat birimleri yapanları deşifre etmeli ve ilgili birimler de gerekli tedbirleri almalıdır.

18.İki yıl önce de yazmışız, artık gereği yapılmalı... “Spekülatif hareket olup olmadığına ilişkin istihbarat verilerine ağırlık verilmelidir.”

2017:
14. Terör örgütleri ve bu örgütleri destekleyenler konusunda istihbarat zafiyeti yok mudur? İstihbarat tedbirdir! İstihbarat zafiyeti tedbirsizliktir! Her daim güçlü istihbarat ve iyi analiz şarttır.
...
Konuya ilişkin aşağıda başlıkları verilenler ile diğer yazılarımız https://alinural.blogspot.com/ blog adresindedir:
1.Ticari ve ahlaki yozlaşma ve piyasa istikrarının sağlanması 270322
2.Fonlayan ve Fonlananlar 141021
3.Orman Yangınları Nasıl Önlenir? 290721
4.Rektör, Öğrenciler ve Bir Kurgu 040221
5.Spekülatif saldırılar 100117



TRUMP’ın Sözde Gazze Barış Planı (!) 290925:

Trump'ın 29 eylül 2025 günü açıkladığı Gazze'deki barış için açıkladığı süreç barış planından ziyade tehditler içeren, adil olmayan,...